indo-europeans etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
indo-europeans etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mayıs 2024 Çarşamba

Dionysos - Buda / Bacchos - Bakşi

 

Dionysos - Buda / Bacchos - Bakşi


Saka Türklerinin soyundan gelen Buda (Buddha), ya da Türkçe adıyla Burkan’ın din hocalarına Bakşi deniliyordu ve Dionysos* festivallerindeki gibi sarhoş olup aşırıya kaçan davranışlarda bulunuyorlardı. Bu durumda Bakkhaların karşılığı da din görevlileri olurdu ki mitolojide Bakkhalar da esrik kadın rahibeler olarak geçiyordu. Kam gibi don değiştiren, doğa ile insanı bütünleştiren, icat ettiği davul ile birlikte flüt ve tef’i de toylarında kullanan Dionysos ise Bakkhaların başı olarak Bakkhos adını alıyordu. Yani Bakşi Başı oluyordu ve Bacchos/Bacchus sözcüğü Türkçe Bakşi'den geliyordu.


Bakkhos/Dionysos İlyada’da korkak bir tanrıydı. Bu da sözlü Homer çağı ile yazılı Peisistratos döneminde Bakkhos’un henüz Grekler arasında tam olarak tanınmadığını ve kült olarak yayılmadığını gösteriyordu.


Bakşiler de Dionysos gibi kaplan/pars'a binerdi...


SB

Turova ve Saka Türkleri📚

* Dionysos sözcüğü bile Grek Öncesi ve Hint-Avrupa olmayan bir dilden geliyordu.


Aydın Arkeoloji Müzesi / Nysa Salonu - Dionysos'un Hayatı
Aydın Archaeological Museum / Nysa Hall - The Life of Dionysus



Bagghalar/ Bakkhalar/ Bakşiler ayinlerde keçi postu giyerek keçi donuna bürünürdü. Tanrının da keçi kılığına dönüştüğünü düşünen Dionysos takipçileri kurbanlık keçiyi parçalayıp yer ve kanını da içerdi. Oysa Grek kültüründe Kamlık kültürü yoktu. Dionysos festivallerinde karşılaştığımız bir başka karakter ise alt bedeni keçi olan Satyrler’di. Oysa onlar keçi donuna girmiş olan bakşiler/bagglar yüzünden türetilmişti. Tıpkı üretilen bir başka karakter gibi; Çobanların tanrısı keçi ayaklı Pan.

Saka-Türk ve Pers döneminde yaşamış olan Euripides’in Bakkhalar adlı eserinde rahibelerin (Bakkhaların) yabanıl kavimlerden seçildiği ve bakşiler gibi davrandıkları görülüyordu.

Euripides, “Kadınlarımız evlerinden kaçmışlar. Neymiş, Bakkhos şenliklerini kutluyorlarmış! Dionysos dedikleri benim tanımadığım, yeni çıkma bir tanrıya tapınırlarmış dağbaşında. Öbek öbek kadınlar ortalarında testiler dolusu şarap. Gizlide kuytuda erkeklerle çiftleşirlermiş! Sözde Bakkha rahibeliği bunu gerektirirmiş. Bana sorarsanız Bakkhos’a falan değil Afrodite’ye çalışıyor bu kadınlar,” diyordu.

"Hislerine hükmetmeye alışmak bahanesiyle edeb dışı hareketler ve içki âlemleri" düzenleyen Bakşiler gibi Dionysos takipçileri de aşırılığa kaçtıkları için Roma imparatorluğu Bacchanalia festivalini yasakladı (MÖ 186).

Mitolojide hem tahıllar (buğday, arpa), hem de üzüm bağı Bacchos (Bagh)’a aitti. Dionysos şenliklerinde içilen şarap Grek kültüründeki gibi suyla karıştırılmayıp İskitler gibi sek içiliyordu. Üstelik bu içim şeklinin adı da "İskit gibi içmek" idi. Şarap ve Dionysos kültürü Greklere geçtikten sonra şarap içimi yemeklerden önce sek, yemeklerden sonra da sulandırılmış olarak servis edildi. Bu keçiyi parçalayıp yemek ve kanını içmek geleneği Hıristiyanlığa da geçti ve ayinlerde İsa’nın kanı denilerek şaraba batırılmış ekmek verilmeye başlandı.

SB
Turova ve Saka Türkleri📚
* Apollon’a karşı müzik yarışmasını kazanan Saka kökenli Marsyas’ın (M/Barsias= Bars/Pars) da bir Satyr, yani bir bagg-bakşi olduğu söylenir.



Omuzlarında keçi postu, elinde çoban değneğiyle yapraklardan yapılmış bir etek giyen Satyr/Pan
(Hellenistik dönem, Walters Sanat Müzesi)




31 Ocak 2022 Pazartesi

Türkçe Okunan Kıbrıs Hece Yazısı

Mehmet Turgay Kürüm'den;


Fenike hakimiyetindeki Demir Çağı Kıbrıs'ında ortaya çıkan,

600 sene Kıbrıs'ta yaygın olarak kullanılan,

Kıbrıs yerel halkının dilinin (Eteocypriot) yazısı olan, 

Kıbrıs Hece yazısı (Cypriot Syllabic) ile yazılmış, 

5 yazıtı, Orhun ve Yenisey yazıtlarının sembol ve ses değerlerini kullanarak yaptığım, Türkçe  okuma önerilerimi,

Üç ayrı bilimsel sempozyumda sunmuş idim.

4 yazıt okumamı; bilgi, eleştiri ve önerilerini almak için,

Türkolog Profesör  Osman Fikri Sertkaya   hocama gönderdim. 

Hocamızın eleştirileri ve önerileri,  benim için çok önemli idi.

Kendisinin verdiği cevabı, iznini alarak sizler ile paylaşmak istedim.

Kıbrıs tarihinde yeni bir sayfa açılması için; Tarih, Türkoloji, Arkeoloji, Sanat Tarihi, Halkbilim konusunda çalışan değerli

Akademisyen ve araştırmacılara büyük görevler düşmektedir.



Uluk Ogur

Andakatung - Anda Katun

Ketişib Bak Ödti Ödrek

Gökçe Peler hocanın yerine programa Doç. Zeki Akçam katılmıştır.


Prof.Dr. Gökçe Yükselen Peler / Kıbrıs'ta Osmanlı Öncesi Türkler, YT

Linear A, Eteocretan ve Eteocypriot'da Türkçe






Linear A Grekçe Değildir

 


Linear A Grekçe/Hellence olmadığı gibi Hint-Avrupa da değildir.


Linear-A (MÖ 18.yy) Hellence değil de, Anadolu dilleriyle aynı ise ki Hititler (siyasi hayatı MÖ 17.yy'da başlar) henüz yoktur, Pelasgların dili olabilir. Çünkü Ege'nin her iki tarafında yerli konumundadırlar. Demek ki Pelasgların yazısı vardı (Ayrıca bnz. Lemnos Yazıtı). Bu aynı zamanda Etrüsklerin de Pelasglar olması ve yazıyı da götürdüklerini gösterir. Yani Etrüskler abeceyi Greklerden almamış, kendi abecelerini geliştirmişlerdir.

Makedonyalı Kral Philip ve oğlu İskender olmasaydı "Hellen Uygarlığı"nı bırak "bir bütün Grek ulusu" olmayacaktı, onun krallığı altında birleştiler. 2000 yıl sonra da Osmanlı'yı parçalamak için "Hellen" aşıkları türedi ve tekrar başkaları tarafından "Hellenes" olma yolları döşendi... Oysa her iki dönemde de - İskender öncesi Persler (ordusunda Türk boyları var) dönemi ile Osmanlı döneminde - "Grekler"e hiçbir şekilde kültürel, dilsel, geleneksek baskı uygulanmamış ve serbest bırakılmışlardı. Yani "Hellen mucizesi" hiçbir zaman kendileri tarafından doğurulmamıştı.

SB

Soru: 
Firudin Ağasıoğlu'nun "Tanrı Elçisi İbrahim" kitabında geçen ve  İbrahim'in atalarından gösterilen PELEG ve ARGU adları, Grek kaynaklarına PELASG ve ARGOS olarak geçmiş olma ihtimali nedir?...



"Çift Ağızlı Balta" gerçekte "Yüce Tanrı"nın sembolüdür.
Nasıl mı?

(Bu karşılaştırma Hatti-Turan'a aittir)

Linear A (solda) , Girit hiyeroglif (ortada) ile Göktürk abecesi AG < Sumerlerde A : Yüce Tanrı 'AN'ın sembolü



Verilere göre, Zeus'a atfedilen "Çift Taraflı Balta" ne demek?..
Gerçekte, Yüce Tanrı anlamında olan tamga, çift taraflı balta betimlemesine dönüşmüş...

Tutturmuşlar "Çift taraflı/ağızlı balta" da "balta" diye... ;)
SB






Prof.Dr. Halil Demircioğlu'nun makalesinden









Peki Linear B?
Yazıtlarda Grekçe olmayan sözcükler var...




ilgili:




27 Nisan 2021 Salı

Beudos - Bediz

 


BEDEZ - BEDİZ - HEYKEL
BEUDOS - STATUE

"Occur in inscriptions from northwest of Phrygia, also from Lydia, Bitynia, Galatia and Pisidia. It is commonly accepted that it is a Phrygian word related somehow to OPhr. Benagonos (G-116. Indeed, leaving aside this OPhr.word, βεύδος has been analysed in several ways but a satisfactory explanation of its origin is still lacking."

Bartomeu Obrador Cursach
Doctoral dissertation / University of Barcelona, 2018


Turkish Balbal (Bediz-Beudos) from Letoon/Fethiye



* Why does the "westerner scholars" ignore other languages? Like not looking into the Turkish Language?.. Because..

BET = Yüz (Face)
BEDEZ - BEDİZ = HEYKEL (=statue), KABARTMA (=relief)
Dîvânü Lugâti’t-Türk
Mahmud al-Kashgari
Compendium of the languages of the Turks





Kul Tigin Inscription nr.12




Bu durumda bu sözcük için "Hangi Frigce" diyebiliriz.

Not Phrygian, but Turkish!




Which Phrygian?
Look closer and you will find Scythian-Turks!
SB

Bevdos (βεύδος) is TURKİSH of origin.



on 8.9.2022 I wrote to Mr Obrador-Cursach, let see how that goes;?




20 Şubat 2021 Cumartesi

Minos - Hatti İlişkisi

 


Görsel 1- Knossos - MÖ 1450-1400 / MİNOS - GİRİT

Görsel 2- Hüseyindede Vazosu - MÖ 16.yy / HATTİ - ÇORUM


"MÖ 16. yüzyıl sanatının gelişmiş bir örneğini temsil eden Hüseyindede Vazosu’nda, Orta Anadolu HATTİ GELENEĞİNİ SÜRDÜREN, içerisinde birçok mahalli festivali barındıran ilkbahar ya da tarım yılının başlangıcındaki önemli bayramlardan birinde gerçekleştirilen törenler anlatılmış olmalıdır." (aktüelarkeoloji)


* MİNOS = Ne Hint-Avrupalı, ne de Grek, Linear A hala çözülemedi! (Türkçe içinde aramadıkları için, hatta H-A sınıfına dahil ettikleri Luvicede ararlar ! Oysa Minoslular H-A değildir!) 

[non-indoeuropean Minoans]




* HATTİ = Ne Hint-Avrupalı, ne de Semitik (tabii ki ne de 'Grek') 

[non-indoeuropean Hattians. Even the sun disc, which they named "Hittite sun disc", is not Hittite, but Hattian. Because Alacahöyük kurgans belongs to the Hattians, and at the time 2500 BC there was no Hittite in Asia Minor,i.e. Türkiye.)




Bu spor/eğlence betinlemenin aynısı Mısır'da, Hiksosların (İke-Sus) başkenti Avaris'teki Tell-el-Dab Tapınağı'nda da var. Bazılarına göre Hiksos, bazılarına göre ise Thutmose 18.Hanedanlık döneminde 'Giritli' sanatçılar tarafından yapılmış.


Semra Bayraktar




12 Aralık 2020 Cumartesi

Pan-Türkizm / Pan-İranist

 

Sorunlardan biri de, Ermenistan veya İran'da, bizi pan-türkizmle suçlamalarıdır. Ancak, kendilerini asla pan-hint/iranimz olarak tanımlamazlar. Bu gerçekten harika !...

Azerbaycan ve Türkiye Türkleri aynı soydan geliyor ve kesinlikle aynı dili konuşuyorlar. Ancak Ermenistan ve İran için aynı şeyi söyleyemem. Ermenistan tarihte hiçbir zaman büyük bir devlet olmadı, her zaman küçük bir beylikler halindeydi. Dünya çapında kabul gören "Ermenistan" adı ise Ermeni kökenli bile değildir, Türkçedir. Arsak hanedanı da Ermeni değil Türk'tür. Bu da bizi İran'daki Sasanilere getiriyor. Arsakların sona ermesiyle Sasani dönemi başlar.

Sasani imparatorluğunda çok sayıda Türk askeri vardı. Bu askerler aileleriyle birlikte İran'da yaşıyordu. Sasaniler'in çöküşünden sonra 1925'e kadar İran hiçbir zaman Farslar tarafından yönetilmedi. Arap hanedanları Emevi ile Abbasi ve Samaniler (*) dışında ki, Samaniler MS 9. yüzyılda antik Fars kültürünü canlandırdı, ama o da sadece 100 yıl sürdü.

Ama bir de can alıcı nokta var; Antik dönem İran coğrafyası o kadar da saf Pers değildi. Doğudan gelen Ahamenişler bu bölgeye ancak MÖ 8. yy'dan sonra gelmişti. "Pers" kelimesi bile Farsça kökenli değil, Türkçeydi. Bölgeye adını veren Türk boyu Bars/Pars'tan alıyordu adını. Bu nedenle Ahameniş halkına bölgede yaşadıkları için "Parslılar" denildi ve sözcük zamanla "Pers (Fars)"e dönüştü. Kiros ve Darius ordusunda da çok sayıda Türk boylarından savaşçı vardı. Ve dürüst olmak gerekirse, bu Türk boyları olmasaydı Persler bir imparatorluk kuramazlardı!

Milattan sonraki dönemlerde ise, Samanilerin (*) Türk Karahanlılar tarafından yıkılmasıyla İran coğrafyası Türk boyları/devleetleri tarafından yönetildi. İran'ı yöneten diğer Türk boyları/devletleri ise; Gazneliler, Selçuklular, İldenizliler, Harzemşahlar, Timur dönemi, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safeviler, Afşar dönemi ve Kaçarlar'dır. Kaçar devletinin sona ermesiyle İran'da Fars dönemi başlar... Bu da İran'da 900 yılı aşkın Türk hakimiyetini gösterir. Ah evet, bir de Moğollar var, ancak onların da ordusunun çoğunluğunu Türkler oluşturur ki birçok generali de Türk kökenlidir.

Sonuç; Tarihe dönüp bakarsak, her iki devletin - Ermenistan ve İran'da yaşayanların damarlarında birçok Türk boyunun kanı akar. Birçok Kıpçak ve Alban Türkü asimile oldu ve Ermenileşti... Bugün İran'da 40-45 milyon Türk yaşıyor ve birkaç milyon Türk de İranlaşmış. Ve bu pan-türkizm değil, bu Türk Tarihidir. ...


Semra Bayraktar (SB)

(*) Samanilerin de Türk kökenli olduğu söylenir.



One of the problem is, accusing us with pan-turkism, in Armenia or İran, but never see themselves as pan-indo/iranism, that's just marvelous !..

Azerbaijan and Turkiye Turks comes from the same Turkish root, and they speak definitely the same language. However I can't say the same thing about Armenia and İran. Armenia was never a big state in history , always as little principality. The worldwide accepted name "Armenia" is not even Armenian of origin, it's Turkish. Arsacid (Arsak) dynasty was not an Armenian, but Turkish. Which brings us to Sasanids in İran. With the ending of Arsacids begins the Sassanid period.

Sassanid empire had many Turkish soldiers. These soldiers lived with their families in İran. After the collapsing of Sassanids, İran was never ruled by the İranians till 1925. Except Arabic dynasties Umayyad and Abbasid, and Samanids (*) who revived ancient İranian culture in the 9th c AD, which last only 100 year.

But there is also a catch; Ancient İranian was also not so pure İranian. Persians (Ahamenish) came only after the 8th c BC in this region from east. Even the word "Pers" was not Persian of origin, it's Turkish and it comes from Pars, Turkish tribe name which gave the name to the region, and therefore Ahamenish people were called as "people from Pars", and Pars became "Persian". There was also many soldiers of Turkish tribes in the army of Cyrus and Darius. And honeslty, without these Turkish tribes they couldn't built an empire!

In the AD times, after the collapsing of Samanids(*)  by the Turkish tribe/state Karakhanids (Karahanlılar), other Turkish tribes/states who ruled İran are; Ghaznavids (Gazneliler), Seljuks (Selçuklu), Eldiguzids (İldenizli), Khwarazm (Harzemşahlar), Timurid (Timur), Karaqoyunlu (Karakoyunlu), Aqqoyunlu (Akkoyunlu), Safavids (Safevi), Afsharid (Afşar) and Qajar (Kaçar). With the end of Turkish Qajar state, begins the İranian period again... That'makes more then 900 year Turkish rule in İran... Oh yes, there was also a period of the Mongolians, which most of the army and the generals were of Turkish origin.

The conclusion is; both states - Armenia-İran - have many Turkish tribes blood in their veins, if we look back in history. Many Kipchak and Alban Turks are assimilated, became Armenian. 40-45 million Turks live in İran today and a few million Iranianized Turks... And it is not pan-turkism, it is Turkish History...


Semra Bayraktar (SB)

(*) The probability of the Samanids being of Turkish origin is much higher then of İranian.




İSLAM DÜNYASININ İNHITATI SEBEBI SELÇUK İSTILÂSI MIDIR?
Şemseddin GÜNALTAY




7 Kasım 2020 Cumartesi

Paskalya Adası ve Tarım Havzasından Kültürel Benzerlik

 

The Silk Road's Lost World: Mummies with Caucasian features recall a culture that thrived in Xinjiang 3,000 years ago. National G.189/3

Ahşap maskenin görsel kaynağıdır (link): 

Tarim Basin is not İndo-European!!! Even if Thomas B.Allen say so!!!... SB

Thomas B. Allen makalesinde her ne kadar "Aryan ve Hint-Avrupalı" olarak ele alsa da Tarım Havzası Türk'tür...



Doğu Türkistan Bronz Çağından kalma Uygur Türklerine ait ahşap maske ya da heykelin baş kısmı ki bölgede bir çok ahşap Balbal/Taşbaba da bulunmuştu. Kimmer, İskit ya da Göktürk döneminde bile taş bulamadıkları zaman Taşbaba ya da Balballar ahşaptan yapıldığı bilinmektedir. Ancak doğa onları kolayca yok edebilmiş ve parmakla sayılacak kadarı günümüze dek ulaşabilmiştir.


* Asya'dan Amerika kıtasına gerçekleşen göç hatırlanırsa, maskenin/heykel başının Paskalya adasındaki Moai'lara benzerliği de şaşırtmamalıdır... Ayrıca Urfa Adamı (MÖ 11000-9500) ve Türk Taşbabaları (özellikle Kıpçak Taşbaba/nineleri) gibi ellerini bel altında birleştirmesi ve bir kupa tutması ile Moai heykellerinin arkasındaki Er damgası (ki bunu Bafa-Latmos ve Gobustan kaya resimlerinde de görüyoruz, link) ya da "Hint-Avrupalı" (ki bu terim de uydurma) olmayan Anadolu'nun yerlileri Hattilerin Çift Başlı İdolleri gibi benzerlikler de hatırlanmalıdır.


Hattiler - MÖ 3000/Tunç Çağı
"Non-Indo-European" = Hattians / 3000 BC - Turkey (Asia Minor)


* Tarım Havzası da batılıların iddia ettiği gibi Hint-Avrupa/Aryanlara değil, Türklere aittir. Ayrıca Aryan dedikleri bir etnik midir, yaşam şekli midir? Kimlerdir Aryan? Avrupalı "sözde" bilim insanlarının iddia ettiği gibi "Hint-Avrupalı" mıdır yoksa Türk-Turanlılar mıdır?...! (bknz. Aryan-Turan Kavgası- Ahsen Batur)


Semra Bayraktar





The resembles of Moai and Turkish stone statues are marvelous. Is it coinsidence ? ;) I don't think so...



Latmos Kaya Resmi - ER DAMGASI /link



"Sincan (Xinjiang) Sosyal Araştırmalar Akademisi araştırma merkezi, 1971 yılında Könçi nehrinin civarındaki eski bir mezardan bir kadın cesediyle bir çocuk cesedi bulmuştur. Nankin Üniversitesi Coğrafya Fakültesi, karbonlama usulüyle bu cesetlerin bundan 6412 yıl önce defnedildiğini tespit etmiştir. Bu haber Halk Gazetesi'nde yayınlandıktan sonra, Sincan (Xinjiang) Gazetesi'nin 24 Şubat 1981 tarihindeki Uygurca sayısında da neşredilmiş ve şu yorum yapılmıştır.

- "Bu cesetler, toprak seviyesinden biraz yüksekte bulunan kum tepeleri kazılarak çıkarılmıştır. Mezarın iki başına birer ağaç yerleştirilmiş ve ağaçların uçları toprağın üstüne çıkmıştır. Mezar dik olarak kazılmış, cesetler sağ tarafa doğru yatırılmış, üzerine ağaç latalar konulmuş, lata üzerine koyun derisi ve kamış hasır örtülmüştür. Cesetler kaba yün kumaşlara sarılmış olup, kadın cesedinin başına yün kalpak giydirilmiştir. Uzun sarı saçları omzuna kadar uzanan kadın iri gözlü, uzun kirpikli ve dik burunludur.... Cesetle birlikte gömülen eşyalar içinde, çok güzel örülmüş kamış bir sepet vardır ve sepetin içinde bitki tohumları konulmuş, fakat bu uruklar zamanla toz olmuştur. Çocuğun cesedinin yanındaki kamış sepette ise buğday taneleri bulundu."-

Bulunan bu iki ceset, 8000 yıl önce yaşanan büyük göç sırasında, bulundukları toprakları terk etmeden önce Tarım havzasında hayatlarını devam ettiren atalarımızın etnik özelliklerinin ve uygarlığının araştırılmasında oldukça önemlidir. Tarım havzasının eski yerli halkının sarı ırka veya Aryanilere (MÖ.1700 yılları civarında İran'dan gelerek Hindistan'a göç eden halk) mensup olmadıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü burada yaşayan yerli halk Uygurların atalarıydı. Yakın zamanlarda Tarım havzasındaki bazı yerlerde (Könçi nehri, Çerçen ve Çarkılık civarları) bulunan mezarlarda defnedilen kişilerin (erkek veya kadın) tamamı başları doğuya, ayakları batıya gelecek şekilde konulmuştu. Bu ne anlama gelebilir?

Ecdatlarımız, en eski dönemlerde şamani inanca sahiptiler. Şamanlar genelde güneşe, aya, göğe, yer ve su ilahlarına inanırlardı. Şamanların bu tür inançları gereğince ecdatlarımız çadır kapılarını güneşin doğduğu yöne koyuyorlardı. Türk ve Doğu Uygur kağanları (Orhon Uygur Hakanlığı) , bazı törenlerde yüzünü güneşe çevirip oturuyor ve dokuz defa eğilip selam veriyorlardı. Hatta kağanların adları da bu tür gelenekleri yansıtmaktadır. Örneğin Orhon Uygur kağanlarından Çundi-han'ın lakabı ; 'Kün Tengride Uluk Bolmış Alp Küçlük Bilge Kağan' idi."

Turgun Almas (1924-2001) Kaşgar / "Uygurlar", Selenge Yayınları, 2013




"On closer inspection the substance of the news turned out to transcend far beyond the old pants, archeologists uncovered a material witness with traits that portray a whole epoch. It attests that people of the Zhou nomadic circle penetrated into Tarim Basin along with the future China. It attests that the Turkish-style riding pants are at least a millennium older than the Roman and Greek Empires, older than Etruscans in the Apennine Peninsula, and older than Chinese Empire."


Norm Kisamov / Tarim Mummy in Socio-Ethnological Perspective / link

JOURNAL OF EURASIAN STUDIES, April -June 2015 Volume VII., Issue 2, Eurasian Studies

The nomads of the Tarim basin postdate the Mesopotamian Guties by a millennium, fall in the 2-millennia period of the Altai Kurgan “Scythians”, are roughly contemporaneous with the Zhou “Scythians”, and predate the European Scythians by half of a millennium.


The symbols on this pant (1500 BC) can be traced to Turkish rugs, carpets and knitting works. Also to be seen in Arizona First Nation Indigenous.  Link / SB


Even "Zhou (Chou)", Scythian (Sak, Sacae, Saka, Sai) are the Turks (Turkic).

"While the consensus of the historians, including Chinese historians, concur with the view of W. Eberhard, a separate local Chinese school advocates an eastern, non-Türkic origin of the Zhou" - Norm Kisamov / link

***

"Türk milletine mensup bazı ailelerin Çin topraklarına yerleşip Çinlileştikleri tarihî bir hakikattir... Maalesef bu aile mensupları bugün dilleri, âdetleri ve hatta etnik terkipleri bakımından Çinli olmuşlardır. Onlara Türk atalarından kalan yegâne miras ailelerinin adlarıdır. Belli kaidelere göre verilen veya alınan bu adların çok kadim devirlere kadar takibi esasen mümkündür."


"It is a historical fact that some Turkish families settled on Chinese soil and became Chinese... Unfortunately, today these family members became Chinese in terms of their language, customs and even in ethnic composition. The only inheritance left to their Turkish ancestors are the names of these families. It is essentially possible to trace these names, given or taken, according to certain rules back until very ancient times."

Kürşat YILDIRIM / TÜRK MENŞELİ BAZI ÇİN AİLELERİ: HUN, LI, JİN VE YUWEN

Türkiyat Mecmuası, c. 26/1, 2016, s. 447-458 /link

SOME CHINESE FAMILIES FROM TURKIC ORIGIN: HUN, LI, JIN AND YUWEN


THE SILK ROADS AT THE NATIONAL MUSEUM OF KOREA: A VISUAL INTRODUCTION
Wooden shoes, Turfan 6th-7th century
not Dutch, but Turkish ;)

Takunyalar Hollanda'dan mı? Hayır, o da Türk ... 😃

Çünkü, ancak 12. yüzyıldan beri Avrupa'da ... oops 😉

SB

Klompen uit Nederland? Nee man, het is ook Turks... 😃

Omdat het pas vanaf de 12e eeuw in Europa is ... oei 😉

Hollanda Takunya Fabrikaları Derneği : "Takunyalar, 800 yıllık Hollanda geleneği" / link

Nederlandse Vereniging van Klompenfabrikanten (NVK) : "Klompen; 800 jaar Hollandse traditie"



İlgili:

Aurel Stein / Türk Runik Yazıt / Kurt Evren

İpek ve At / Çin ve Uygur Türkleri

İpek ve İpek Yolu (İpek Türklerin buluşu)

Çin Elçisi Wang Yen-Te'nin Uygur Seyahatnamesi

Bezeklik Mağarası - Uygur Türk Resimleri

Saka Türkü Buda ve Kuşanlar

Wolf Dragons and Turkish Shot - Turkish Culture and Art



You can't write history without Turks !...

SB



25 Temmuz 2020 Cumartesi

Kaşka ve Muşki


* Hitit Devleti ve komşuları - MÖ 16.yy
Kaşkalar Doğu Karadeniz bölgesinde

* Hititler ve komşuları - MÖ 13.yy
Kaşkalar Batı Karadeniz ve Orta Anadolu'ya kadar uzanmış
Bu arada Marmara'nın güneyinde Masalara dikkat

* Hitit sonrası Anadolu - MÖ 12.yy - 8/7.yy
Kaşkalar Orta Karadeniz'de iken Masaların bölgesinde Muska Phrygia, yani Muşkiler
Frig mi? O sadece Grek kaynaklarında ve ancak 8.yy sonrasında görülür ki Asur kaynaklarında Frig yoktur. Ayrıca Frig dedikleri birçok sanat eseri İskit-Türklerinin sanat eserleriyle birebir benzerlik gösterir.
Ayrıca Taballar, H.Zübeyr Koşay'a göre Baskların atası ve Türklerle akraba.

[Dr.Phil. Hâmit Zubeyr Koşay, "Dil Mukayeselerine Göre Basklarla Türklerin Temasları, Göç Yolları ve Zamanı Hakkında",
Belleten Cilt XXI, Sayı 84, Türk Tarih Kurumu, 1.Baskı Ekim 1957 (2.Baskı 1995)
Dr.Ph. Hâmit Zübeyr Koşay, "Bask Dili ile Türkçe Arasındaki Münasebetlere Dair Yeni Deliller",
Belleten Cilt XXIII Sayı 92, Türk Tarih Kurumu, Ekim 1959]

* Kaşkalarla Muşkiler çözümlenmeden ne (sözde) Frig'ten bahsedilir, ne de (sözde) Hint-Avrupa dilinden.
Anadolu'nun yerlisi (Hint-Avrupalı olmayan) Hattileri de unutmayalım!

Semra Bayraktar






* Hittites and its neighbors - 16th century BC
Kaskians (Gasga/Kaška) in the Eastern Black Sea region

* Hittites and their neighbors - 13th century BC
Kaskians extended to the Western Black Sea and Central Anatolia,
meanwhile, attention to the Masa in the south of Marmara

* Anatolia after the Hittite collaps - 12th century BC - 8 / 7th century
Moschian-Phrygia. Actually only Moschians
Phrygian? Only in Greek sources, and also after the 8th century, Assyrian sources never used the word Phrygia.
And also the art of the Phrygians are one-to-one resemblance with the Scythian-Turks.
According to H.Zübeyr Koşay, Tabals are the ancestor of the Basques (Euskara) and relative with the Turks.

* We can not talk about the (supposedly) Phrygians nor the (supposedly) Indo-European language in Asia Minor, before solving Kaşkians and Moschians, which are both non-Indo-European tribes.
Let's not forget also the non-Indo-European Hattians, the indigenous of Asia Minor (Türkiye), before Hittites.

SB