4 Nisan 2019 Perşembe

PELASGLAR - TUROVALILAR - ETRÜSKLER - TURHANLAR !



Etrüsklerin Afroditi "TURAN" 
MÖ 4.-3.yy, Metropoltian Müzesi




Etrüsklerin menşei hakkında en önemli eseri yazmış olan İtalyan Etrüskoloji bilgini Luigi Pareti, Etrüsklerden, daha doğrusu Tyrhenlerden bahseden bütün Yunanlı yazarların adlarını namuskârane bir şekilde eserinde sıralamıştır. Ancak Etrüsklerin İtalya’ya başka bir ülkeden gelmiş olması kendisinin peşin hüküm ve kararına uymadığından, her cümlesine şöyle başlar: “Yunanlı tarihçiler şu yanlış iddiayı ileri sürerler ki…” veyahut: “Yunanlı tarihçilerin yersiz kanaatine bakılırsa…” (30)

Etrüsklerden Tyrhen (bazen de Tyrsen) adı ile bahsetmiş olan Yunanlı tarihçilerin başlıcaları şunlardır:
Hesiod
Herodot
Tukidides
Hellanik (*Lesboslu Hellanicus, Mytilene de diyorlar)
Kallimakhos
Strabon
Bizanslı Stefanos ve saire..

İşte bu yazarlar bir de Pelasg adlı bir kavimden bahsederler ki, Homer’in de zikrettiği bu kavim, bazılarının ifadesine göre kuzeyden gelerek dağınık gruplar halinde Yunanistan’da ve Anadolu’da yerleşmiş ve Truva muharebesinden sonra İtalya’ya hicret ederek, orada Etrüsk adını almıştır. Modern tarihçiler arasında bilhassa Beloch, Fick, Treidler, Meyer, Ehrlich gibi Alman bilginleri Pelasglar konusunu incelemişlerdir. Ekserisini Pelasglarla Etrüsklerin ayni kavim olduğunu ileri sürmekte tereddüt etmemektedirler.

Fransız âlimleri ile Fransız dilinde yazan âlimler arasında da, bu konuya eğilenler ayni temayülü göstermektedir. Meselâ 1924 yılında bile, Meillet ve Cohen’in klâsik eser olarak kabul edilen “Dünya Dilleri” nde aşağıdaki satırları okumak mümkündü: “Pelásgca Milattan sonra 5 inci yüzyılda bile Trakya sahillerinde, Propontid’in güneyinde ve İmros, Lemnos gibi adalarda henüz konuşulmakta idi. Hem Lemnos adasında 1885 yılında bulunan, fakat henüz deşifre edilmeyen o meşhur yazıt belki de bu dilin bir örneğini vermektedir... Yazıtta kullanılan dilin terkip özellikleri Pelasg dili ile Etrüsk dili arasında bir akrabalık ihtimalini hatıra getirmektedir.” (31)

Bugün Liège Üniversitesi Profesörlerinden A. Severyns gibi bir bilgin, daha emin bir ifade ile: “Homer’den önce Yunanistan ve Yakın Doğu” adlı eserinde şöyle der: “Esrarengiz etrüskçe ile Lemnos yazıtlarında kullanılan ve daha az esrarengiz olmayan dili mukayese eden bilginler, bu iki dil arasında garip benzerlikler bulmuşlardır. Etrüsklerin, İtalya’yı işgal etmeden önce Tyrsen adı altında, Ege’nin bir köşesinde yaşamış oldukları hatırlanırsa, bunda şaşılacak bir şey bulunmadığı neticesine varılır” (32).

Diğer taraftan, Etrüsklerin Lydia’dan geldiklerine dair Herodot tarafından ileri sürülen görüş Truva’dan geldiklerine dair Virjil tarafından terennüm edilen inanış arasında çelişki yoktur (33). Çünkü Pelasglar hem Lydia’da, hem Truva’da yerleşmiş bulunuyorlardı. Göçleri için kullandıkları İzmir limanı da oralara pek uzak değildir (34).

Sofokles’in Hellanik tarafından zikredilen “İnachos” adlı trajedisinde Etrüsklere “Pelasg – Tyrsen” adını verildiği malûmdur. Mesela derinleştirildikçe, Etrüsk = Pelasg denklemi bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır. Fakat böyle olsa bile burada, bizi asıl meşgul eden problemin çözümüne doğru ancak yarı yolda bulunduğumuzu kabul etmemiz gerekir. Zira, Etrüskler Pelasglar idi demek kâfi değildir. Asıl Pelasgların kim olduklarını ve bugünkü hangi millete tekabül ettiklerini tesbit etmek mühimdir.

Pelasg adlı kavim hakkında eski Yunan tarihçilerinin eserlerinde mevcut bilgiler şöyle özetlenebilir:

1) Pelasglar kuzeyden gelmiş bir kavimdir: Bu kendilerinin ya Yunanistan’ın, ya da Karadeniz’in kuzeyinden geldikleri manasına gelir.
2) Bu kavim durmadan yer değiştirirdi, yani göçebe idi.
3) Pelasglar oturdukları bölgelerin veya kendilerini yöneten başbuğun adına göre kolayca ad değiştirirlerdi.
4) Pelasglar inşaatçı ve imarcı bir millet idiler. Atina’ya hâkim bulundukları sırada, orada öyle bir duvar meydana getirmişlerdi ki, bunun bir parçası asırlara meydan okumuştur.
5) Nihayet, Pelasgların komşu milletler açısından pek hoş olmayan bir âdetleri vardı: o da kız kaçırma şeklinde başka milletlerin kadınları ile evlenmeleri idi.
6) Yukarıdaki beş noktaya Yunanlı tarihçiler tarafından işaret edilmeyen, fakat Lemnos yazıtlarının teyit ettiği ve bilginlerce Etrüsk lisanı ile Pelasg lisanının birbirine benzetilmesinden çıkarabileceğimiz şu noktayı da ilâve edebiliriz: Pelasglar Hint – Avrupa olmayan, agglutinatif ve ses uyumuna tabi bir dil konuşurlardı. 


TURHANOİ

Bize kelimeyi böyle yazmağa hak veren bir husus da Alman dilindeki meşhur Pauly ve Wissowa Ansiklopedisinin verdiği bilgidir. Bu ansiklopedinin Tyrrhener maddesinde şöyle denilmektedir: 'Yunancada Tyrrhen'lerin adı çeşitli şekiller alırdı: Tursenoi, Tursanoi, Turhenoi, TURHANOİ..' (Bu kelimeler, Ansiklopedide, Yunan harfleriyle yazılırdır). ... Şimdiye kadar, Etrüsklerin yunanca adını tahlil konusu yaparken, hep kelimenin çoğul şeklini kullandık. Kelimeyi yunancada çoğul şekle sokan, sonundaki iki harften ibaret 'Oİ' ekidir. Bu eki çıkarırsak, saf kök olarak elde kalan şudur: TURHAN. Yukarıdaki açıklamalardan çıkarabileceğimiz mantıki netice şudur ki, Yunanlıların Etrüsklere verdikleri adın aslı TURHAN idi.

Adile Ayda, 
Etrüskler Türk Mü İdi?, 
Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları 43, Ankara 1974.
30. Lugi Pareti, “Gli Origini değli Etruschi” Firenze 1926. Bemporad e figlo ed.
31. (Paris)
32. A. Severyns, “Grèce et Proche-Orient avant Homère” Presses Universitaires de Bruxelles, 1968, s. 43
33. Bilindiği gibi Virjil, öleceği sırada Eneid’in müsveddelerini yakmak istemiştir. Yakınları buna mani olunca, onlardan eserin yayınlanmayacağına dair söz almıştır. Bunu sebebi kendi soyunun efsanelerine ihanet etmiş, bunları Roma çıkarı uğruna kullanış olmaktan ileri gelen bir vicdan azabı mı idi acaba?
34. Bugün pek çok Etrüskoloji bilgini Etrüsklerin Lydia’dan, yani Anadolu’dan geldiğini kabul etmektedir. Wladimir Georgiev ise, (“Die Träger der Kreitsch-Mykenischen Kultur”, Sofia, 1937), (Etrüsklerin Hitit olduğunu iddia etmeden önce) onların Truva’lı olduklarını ileri sürmüştü. Bize göre, bu iki görüş arasında çelişki yoktur. Etrüskler Pelasg, Lydialı, Truvalı gibi çeşitli isimler altında Ege denizinin Doğu ve Batı sahillerinde oturmuşlardır.