16 Eylül 2020 Çarşamba

Mother Umay

 


Mother Umay, owner of the Tree of Life

Protector of women, children, and Turkish communities around the world. It is the most important sacred being, symbol of birth and fertility in Turkish mythology.

There is a battle scene on a Umay stone stel and a leader gets her blessing. This scene is also to be seen on Pazyryk felt in Hermitage Museum.

Today, Umay is used as a female name.

She gave her name to the month; May.


SB

Umay Ana - Kayın Ağası - Artemis

Umay - Mayıs

Koban Kültürü Kafkas Değil Kimmer ve Saka Kültürüdür




Pazyryk Felt - Mother Umay and a Leader

The same symbol on Mamluk Turkish Banner, with a "Fleur de Lis"
14th c AD, Egypt



DG Savinov, Ancient burial mounds Uzuntala - Altai, (the question of allocating Kurai culture).// Archeology North Asia. Novosibirsk, 1982/link






Franklar mı?

 

Franklar…mı?


Merovenj Hanedanı'nın ilk kralı I.Childeric (ö.481)'in mezarından çıkartılan buluntuların bir kısmı mezar hediyesidir. Bunların içinde en belirgin olanı ise Hun ordusunda rütbe olarak taşınan uçuç böceğine (bazılarına göre ağustosböceği!) benzer broşların da mezardan çıkmasıdır. Ancak Batılılar bu broşları, sanki Frank sanatıymış gibi tanıtırlar, oysa Hun ve Avarlara aittir. Bu uçuç böceği askeri bir rütbe dışında, Uç Beyliğini temsilen de verilmiş olabilir.


Hanedan adını Childeric'in babası Merovech'ten alan Merovenjler, Burgundlarla evlililk yoluyla akrabalık kurmuştur. Ancak ondan da önce, bir German boyu olarak geçen Burgundlar Atilla (ö.453) ile müttefik olup Hun ordusunda yer aldığı gibi batıda yer alan bir Uç Beyliğidir. Yani Childeric’in mezarından çıkartılan bu unvan broşları, Atilla’nın ordusundaki bir Burgund generalinden miras yoluyla sonraki kuşağına kalmış ve o da mezara koymuş olabilir. Yani, gerçekte bir mezar hediyesidir ve kesinlikle ne Frank, ne de German kültürüne ait değildir.


Franklar, German kabilelerinden gösterilir, ancak Kimmer ve İskitlerin yurdundan çıkmıştır. Bu durumda Frankların Kimmer ve İskitlerle karışmadığını kim söyleyebilir? Hiç kimse… Çünkü milattan önce adları geçen Kimmer ve İskitleri bir kenara bırakırsak, milattan sonraki dönemde bile Hunlar German ve İskandinav kabileleriyle, Avarlar ise Slav ve Frank kabileleriyle karışmıştır. Hatta Fransa'nın göbeğinde adını “Avara” nehrinden aldığı söylenen Avaricum (Bourges yakınlarında) adında bir yerleşim yeri bile görülmektedir.


Ayrıca karışık kabilelerden oluşan Sarmat kabilelerden bazılarının, Frank dedikleri topluluğa karıştığı görülmektedir. Hatta Sarmatlar German kabilelerin ataları olarak da kabul edilir ki bu da German sözünün Sarmatlar içinde bulunan ve Türkçe konuşan kabileler tarafından verilmiş olabileceğini akla getirir. Çünkü German adının Hint-Avrupa dillerinde hiçbir anlamı yokken, Türkçe kökenli olan "Erman" sözünden gelir. Eğer buradaki -man eki mübalağ (kocaman gibi) ekiyse o zaman Erman “Çok Er (Erler)” anlamını taşır ki bazı Batılı araştırmacılar da bu anlamı vermektedir, yani "Çok Adamlar". (Hatta, Ataman sözü gibi de ele alabiliriz...)


Frank sözünün de anlamını tam manasıyla çözememişlerdir. Kimi Romalıların mahkumları oldukları için prangadan (Francia) geldiğini söylerken, kimi de Frankus'tan geldiğini iddia eder... Ancak net olan bir şey varsa o da Francia sözünün ilk kez MS 3.yy'da Roma kaynaklarında geçtiğidir ve kesinlikle bir boy adı olarak kullanılmamıştır. Batı Roma imparatorluğunun en çok köle ticareti yaptığı bölge "Galya" olarak anılmaktaydı ki bugünün Fransa sınırlarını içeriyordu. Esir düşen ya da köle Saksonlar (İskitlere Saken demişlerdi) bu bölgeye getirilip, çeşitli kamu ve sivil yerlere hizmet etmeleri için yerleştiriliyordu. Ve o dönemde köle ticaretinin merkezi de Galya idi. Ayrıca ülkenin resmi adı ise ancak Karolingian döneminde (Şarlman, 8.yy) "Francia" olarak adlandırılmıştı. Yani Romalıların MS 3.yy'da buraya Fransa demesi olası dışıydı. Köle ticaret merkezi olması yüzünden de "Frank" sözünün pranga (köle, hizmetkar) sözünden türetilmiş olması daha uygundur. Yine de Batılılar bu anlamından ziyade, "güçlü, özgür, cesur" anlamlarını kullanmayı tercih eder.


Childeric'in oğlu I.Klovis (ö.511) Frank boylarını birleştirdiği için Fransa'nın İlk Kralı unvanını taşır. Yani, Türkler bir budun olarak Türk adını taşırken (Turuki/Turuci MÖ 13.yy) Fransızların ne adı, ne de sanı vardı! Hatta Romalı tarihçi Tacitus'un Germanica (MS 1.yy) adlı eserinde bile geçmezler. Turova hanedanlığı ile ilişkilendirmeleri de tamamıyla özentiden ibarettir. Çünkü her ne kadar Etrüsklerden sonra yazılmış olsa da, Romalıların efsanelerinde Turovalılar görülmektedir. Oysa Frank ve Germanların soy secere kayıtları yoktur. O dönemde yazıları yok ki edebiyatları ya da secere kayıtları olsun! Ayrıca Frankların "mitolojik" ata seceresi ancak MS 6.yüzyıldan sonra yazılmıştır. Yani, Frank ve Germanların İskit, Hun ve Avar Türkleriyle ilişkileri olsa da, ne "hayali" Frankus'la ne de Turovalılarla ilgileri yoktur... 

Tarihimiz çok zengin, başkalarının da iştahını kabartmakta, sahip çıkmak ise bizim görevimiz ve….


Ne mutlu ki Türküm…

Semra Bayraktar


* Yanlışlıkla "Altın Arılar" adını verdikleri bu Hun unvan broşları (Uç Beyliğini temsil eden uçuç böceği), Mayıs 1653 yılında Childeric I (ö. 481)'ın Tournai'daki mezarında bulunmuştur. Ancak bu broşlar Frank kültürüne ait değildir. (J.J.Chifflet, 1655 çizimleri) 

* J.J.Chifflet'in "Fleur de Lis"in tarih içinde değişimiyle ilgili çizimi.

Zambak, Pazırık, Hun ve Avar kurganlarından çıkan buluntularda sıkça görülen bir betimlemedir. Bu kurganlar da genellikle lider ve soylulara ait olduğundan, Fransızlar bunu da Hun-Avar kavimlerinden "ödünçleyerek" kraliyet sembolü yapmıştır.

* Hun kurganından çıkarılan Askeri Unvan Broşu - MS 5.yy ilk yarısı. / Macaristan Ulusal Müze(link)

Sanki "Dört Yıldızlı General" gibi...


NOT: 

* Prof.Dr. Yaşar Çoruhlu : "Batı literatüründe cicada (Almancası zikaden) olan bu eserler Hun Sanatı eseridir."

* Prof.Dr. Ali Ahmetbeyoğlu (Avrupa Hun İmparatorluğu): "Hunlar devrinde cırcır böceği şeklinde yapılan süs eşyası çok yaygındı. Asya Hunları'ndan beri cırcır böceklerinin değişik madenlerden yapılarak kullanıldığı ve bunların rütbe ifade ettiği bilinirdi." 

* "The etymology of the name adopted by the new confederacy is uncertain!" - The Franks, from their first appearance in history to the death of King Pepin, Walter Copland Perry


Horse harness equipment from Altai Turkish kurgans (link), Pazyryk, and a belt buckle from an Avar kurgan.


"Fleur de Lis" is not French of origin [which became a kingdom after Clovis I (5th-6th c AD)], because it was already in use by the Turkish tribes; as Saka (Scythians, like in Pazyryk), Huns, Avars. Artifacts which was found in the kurgans belongs to the leader or a noble. Frank tribes borrowed from Hun and Avar Turks and made it a royal symbol.

These "fibulas" where discovered at the tomb of Childeric I in May 1653, in Tournai. But these "fibulas" are not of French culture. These were used as an army rank brooch among Hun-Turks and Avar-Turks. It looks like "Ladybird Beetle" with 4 stars, just like a 4 star general! Someone, who was at the army of the Hun-Turks, must went to the funeral of Childeric, who died in 481, and gave it as "tomb gift". (Drawings of J.J.Chifflet in 1655, unfortunately they did called "Golden Bees"!)

That's why Napoleon used if they were "Golden Bees", but it was wrong, because they were Ladybird Beetle. (Why are the Westerners so ignored to look into the Turkish Culture?!) The army rank fibula below, is one star :) (link for Napoleon)



Zavallı Napolyon, kandırılmış.. Atası Childreric'e atfen bu "Hun Asker Unvan Broşlarını"n ona "arı" olduğu söylenmesinden dolayı bütün eşyalarına işletmiş... Aynı zamanda Fransızların da sözde bir şeyler bilen akademisyenler tarafından kandırılması gibi...


Fransa, geçmişin kadar konuş!...


Moskova ihtişamlığını Altın Orda Hanları'na borçludur...

 

TAŞBABA

Hermitage-Kazan Center'da "Altın Orda ve Karadeniz Bölgesi, Cengiz İmparatorluğu'ndan Dersler" Nisan - Ekim 2019 sergisinden.

Hermitage koleksiyonunun yanı sıra Moskova, Kırım, Astrakhan ve Beyaz Rusya'daki müzelerden 600 parça sergilendi.



Moskova ihtişamlığını Altın Orda Hanları'na borçludur...


* "Altın Orda'nın içindeki Moğol nüfusu azdı, tamamı Kıpçak ve diğer Türklerden oluşuyordu. Ayrıca devlet yapısı Türk'tür.... Batu Han’ın kumandasında fütuhat yapan kuvvetlerin 600.000 kişiden ibaret olduğu söylenmektedir; bunun ancak 60.000’i Moğol’du; kalan kısmı muhtelif Türk kavimlerinden toplanmıştı; kumanda heyetinin ve bazı memuriyetlerin başında Moğollar bulunmakta idi. Tatar adinin menşeinin Türk olması lazım geldiğini söylemiştik. İşte bu sebeptendir ki, Moğol istilasını yapan bütün kuvvetlere Avrupalılar, Moğol ve Türk farkedilmeksizin “Tatar” demişlerdir. Bu sebepledir ki, Çingiz ordularındaki Türk kavimleri, kendilerine böyle tesmiye etmeseler bile, yabancılar karşısında böyle görünmeğe başlamışlardır. Çok zaman geçmeden İdil boyunda yerleşen Moğollar kalabalık Türk unsuru arasında eriyip gitmişlerse de, bu sahanın ahalisi Türk olmasına rağmen “Tatar” adiyle tanınmağa başlamışlardır. 


Altın Ordu’da tam bir din ve dil toleransı vardı... Rus kilisesi, Altın Ordu hanlarının verdikleri “yarlık” lar sayesinde tarhan’lık kazanmıştı; yani her nevi vergi ve mükellefiyetlerden kurtulmuştu; böyle olmasına rağmen, sonraları Tatarlar’a karşı Rus imha siyasetim besleyen müessese bilhassa kilise olmuştur, iki buçuk yüzyıl süren Tatar hakimiyetinin tesiri meyanında Altın Ordu hanları Rus ahalisi nazarında tam bir hükümdar gibi telakki ediliyordu; bu yüzdendir ki Rus knezleri ancak Altın Ordu hakimiyetinden çıktıktan sonra “Çar” lakabını almağa cesaret ettiler.


Prof.Dr. Akdes Nimet Kurat /link

Türk Dünyası El Kitabı 1992, Ankara . Sf. 400-408




* "Ruslarla Türklerin karşılıklı etkileşimlerinin zirvede olduğu dönem Altın Orda dönemidir. Bildiğimiz kadarıyla Altın Orda Devleti Türk-İslam Devleti'dir ve yaklaşık üç asır boyunca da Rus şehir Knezliklerini kendi hakimiyeti altında tutmaktadır. Bu sürede çeşitli etkileşimde bulunuluyor. Nitekim Rusların en önemli tarihçilerinden ve belki de ilk Rus Tarihini yazan Nikolay Karamzin (1766-1826) kendi eserinde Altın Orda dönemiyle ilgili şöyle bir cümle kaydetmiştir:

- Moskova ihtişamlığını Altın Orda Hanları'na borçludur.


Tatar tarihçi Rızaeddin Fahreddin de (1859-1936) konuyla ilgili bir yorumda bulunuyor ve diyor ki: 

- Altın Orda Hanları olmasalardı bugünkü Rusya'nın kuruluşu mümkün olmayacaktı, ne Petrolar, ne de Katerinalar sayesinde bu mümkün olabilirdi.


Bunun en büyük nedeni tabi ki Altın Orda hakimiyetine girmeden önce Rus Knezlikleri -Şehir Knezlikleri- şeklinde varlıklarını sürdürüyorlardı. Altın Orda Devleti hakimiyeti altına girdikten sonra ortak düşmana karşı birleştiler.

Prof.Dr. İlyas Kemaloğlu

Türk-Rus Münasebetleri /link







Moskova adını bile Meşe Türklerinde alır; Mushkiler

"Mossinyok-Mosk-Meşequ bizim Meşe/Meşer Tatar dediğimiz Türklerdir. Kuzeye göçen bazı Mosklar Moskova'ya adını vermiştir.
Mosok/Moskova, yani Mosk Ovası"



SB
___________




Nebra Diski Bir Türk Eseri

 

Nebra Diski - MÖ 1000-500 arası /Demir Çağ


Yeni yapılan bir araştırmaya göre MÖ 1600 değil, bin yıl daha beriden, yani Demir Çağı'ndan kalma olduğu tespit edilmiş.

Betimlemelerde Güneş, Ay ve Ülker (Ürgel) Yıldız Kümesi'ni görmekteyiz ve bence Akay Kine'nin anlattığı Akay Bayramı'na (Toy) işaret etmekte. 

O zaman şunu söyleyebilir miyiz?

Almanya'nın Saksonya eyaletindeki Nebra kentine yakın bir yerdeki höyükte 1999'da bulunan bu disk, Avrupa Saka/İskit Türklerinden kalmadır. German kavimleri İskitlere Saken demiştir ve bu Saken kavimleri daha sonra Saksonya'ya yerleşmiş ve eyalete adını vermiştir. Bu buluntu bir ticaret malı, ya da bir mezar hediyesi olabilir. Ancak hiçbir şekilde ne "Kelt" ne de "Germanik" kültürlerine ait olamaz. Çünkü onların gökyüzüyle ilgilendiklerini gösteren hiçbir bulgu veya belge yoktur, ki Akay Kine'ye göre Türkler bunu biliyordu ki toy düzenliyordu. Avrupalı kavimler de her şeyi Kimmer ve Saka/İskit Türklerinden öğrenmiştir.

SB

Ülker (Ürgel) ya da Yedi Kandilli Süreyya Yıldız Kümesi
Boğa Takımyıldızı içinde.
Titan Atlas'ın kızları: Pleiades>Yedi Kızkardeş
Kızlardan Taygete (Tayeçe) Leleglerin atası, yani Spartaların atası
Atlas, Titan Yafes (Iapetos)'in oğlu
Etrüsklerde Atlas'ın adı; Aril (Er-il)


Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri, Din ve Millet Kavramları Akay Kine'nin Bilgileri Işığında


Akay Bayramı / Çağa Bayramı

"Moğollar buna Çağa Bayramı derler. Çağa da Ak anlamına gelir. Bu bayrama Moğollar ve Altay sahip çıkmış, korumuştur ve günümüzde de kutlanmaktadır.

Bu bayramın olması için mutlaka Ay ile Ülker Yıldızı'nın birleşmesi aynı hizaya gelmesi gerekir. Buradaki hesapta yıldızın, Güneş'in ve Ay'ın döngüleri dikkate alınır. Artık gün uzamaya ve Ülker Yıldızı hayatımıza etki yapmaya başlamıştır. Bu bayramda Ay'ın fazı çok önemlidir. Yeni ayda, bu bayram olur.

Bu bayramda yıldızların döngüsü çok önemlidir. Eğer yıldızlar yılın ortasında bağlanırlarsa, o yıl çok iyi geçer. Ülker Yıldızı Ay üzerinden geçerse o yıl iyi; altından geçerse o yıl kötü geçer. Bu yıldız ile Ay'ın birleşmesiyle Ay yenilenir ve hayvan doğumları başlar. Bu ayda artan hayvan çok sağlıklı olur. Ocak ayı sonu, Şubat başına rast gelen bu dönem, zor bir dönemdir; doğan hayvanları yaşatmak zordur ama eğer sağ kalırlarsa çok sağlıklı olurlar. Bu dönemde ilk süt alınır. Gök Tanrı'ya başvurulur.

Akay Bayramı'nda Güneş ve Ay'ın yenilemesi ile hayatı da yenilemiş oluyoruz. Akay Bayramı yeni başlangıç bayramıdır. Bu zamanda bütün canlıların uyanış dönemidir, hayvanların, otların uyanmaya başladığı bir dönemdir. Hayvanların doğurduğu ve yeni süt vermeye başladığı dönemdir. Bu bayramda süt ile ilgili ritüeller yapılır.

Çağa Bayramı'ndan Çiçek Bayramı'na kadar olan sürede asla hayvan öldürülmez ve avlanılmaz. Çünkü bu dönem hayvanların zayıf olduğu, yavru verdikleri ve onlara bakmak zorunda oldukları bir dönemdir. Bu yüzden bu dönemde onlara zarar vermek ve onları güçsüz düşürmek doğru değildir.

Güneşi Karşılama Bayramı aile içinde kutlanan bir bayramken Akay Bayramı toplumsaldır. Herkes bir meydana toplanır, oyun, güreş, şarkı yarışmaları yoluyla birlikte eğlenilir. Bu meydanda gösterilen oyun, dans ve türküler bir yandan şükra, yüceltme anlamını taşısa da diğer taraftan ulusumuzun sanat yeteneğini de sergiler.

Çiçek Bayramı

Çiçektin / Çiçeğin Bayramı yılın beşinci bayramıdır. Bu bayramda artık çiçekler açmış olmalıdır. Bu bayram için yine Yeni Ay olması gerekir ve Güneş'in durumu da göz önünde bulundurulur. 6 yıldızı içeren Ülker Yıldız Grubu'nun da gözde kaybolması gerekir. Bu yıldız grubu Haziran ayında görünmez. Bu yıldızlar görünmezz olunca Çiçek Bayramı kutlanabilir. Aralık sonundan Çiçek Bayramı'na kadar, bu yıldız grubu kaybolana kadar avlanmak yasaktır.

12 Hayvanlı Takvim

Türklerin 12 hayvanlı takvimini Çinliler alıp kendilerine mal etmişlerdir. Türk takvimindeki insan resmini kaldırıp onun yerine maymun resmi koymuşlardır... Hayvan takvimini uygulamak zordur, bunu Türkler gibi göçebe hayatı yaşayanlar kullanabilir. Göçebe Türklerin her zaman gece gündüz yolda olması gerekiyordu. Türk, gündüz Güneş'e, gece Ay'a, Ay olmadığı zaman da yıldızlara göre yönünü ayarlamıştır. Böylece Türkler her zaman Gök'ü tanımış ve onu hatıralarında korumuşlardır. Onlar yıldızların da bu Orta Dünya'ya etki ettiğini çok iyi biliyorlardı. Bunu bildikleri için, yıldız döngülerini de çok iyi bilmiş ve takip etmişlerdir.

Türklerin takvimi olan bu 12 hayvanlı Jüpiter takvimi günümüze kadar gelmiştir. Bu takvimde Orta Dünya'da yaşayan hayvanlar yer alır. Çin takvimindeki maymun resmi yerinde Türk takviminde insan vardır. Eski Türk takvimindeki bu insan, elinde Altın Kazığı tutar ve kazığın üstünde de Ülker Yıldız kümesi vardır. Takvimdeki Altın Kazığı tutup Gök ile irtibat kuran insan Türk'tür.


Günnur Yücekal Arpacı,

Gök Tanrı İnancının Bilinmeyenleri, Din ve Millet Kavramları Akay Kine'nin Bilgileri Işığında,

Çatı Kitapları, 2012


Tarih değişimiyle ilgili linkler:

- Nebra Gökyüzü Diski Yeniden Tarihlendi! / 09.09.2020

- Nebra Sky Disk Could Be Younger than First Thought / 04.09.2020


NOT:

"Günümüz almancasinda Sachsen Saklar demektir.. Sach tekil şahıs olarak Sak, Sachsen ise çoğul şahıs olarak Saklar oluyor... Aynen orjini gibi.. Esasen Saka değil Sak'tır. Saka isminde ki son daki a harfi aidet belirten bir bağlaç.. Aynen almanca da Türke denmesi, Türkçe de Türki gibi.. Burada da sonda ki e aynen Saka daki a gibi aidet belirten bir bağlaç." Tanju Can / Almanya


Göktürkler'de Kün-Ay (link)

Saklar'da (Pazırık >İskit ya da Hun) Kün-Ay




_________