18 Mart 2023 Cumartesi

Kurt - Buri Alpler

 

KURT/BURİ-EVREN/BÜKE ALPLER

"Kurt savaşçı" ile miğferli bir asker bezemeli 12.yy taş kabartması 1895 yılında Tuzla'da bulunmuş. Aynı yıl benzer bir başka rölyef Eskişehir'den çıkmış. Bu rölyefin ise her iki tarafında da Kurt başlı çıplak bir adam var. Biri oval bir kalkan taşırken, diğerinin başında da dizgin bulunmaktaymış.

Bu rölyef Dragos Suyu Anlaşması'nı göstermektedir
(Görseldeki rölyef Bode müzesi Berlin'de)


* * *

Dragos Suyu Anlaşması

11 .yüzyılın son çeyreğinde, 1071 Malazgirt Savaşı'nı takip eden ilk on yıl içinde, Ege ve Marmara kıyılarına hatta İstanbul'un karşısında Kadıköy ve Üsküdar'a kadar uzayan Türk akınları yüzünden Bizans'ın Anadolu'da, gerek Bithynia gerekse Phrygia bölgelerinde sahip olduğu şehir ve kalelere ulaşması adeta imkansız hale gelmişti. Fakat Türk akınları ilerleyen yıllar içinde bu bölgelerde ulaştığı uç noktalarda kalıcı olamadı. 1081'de Bizans tahtına çıkan imparator I.Aleksios Komnenos (1081 - 1118) yirmi beş yıldan beri imparatorluğun içine düştüğü karışıklık ve zaafa son vermek üzere büyük bir gayretle harekete geçti. Süleymanşah ile yaptığı Dragos Suyu (*) Anlaşması sonucunda Türkler Boğaziçi kıyılarından Dragos Suyu'nun doğusuna çekilmeyi kabul ettiler.

Dragos Suyu Anlaşması sayesinde Anadolu'da barışı sağlamak ve hem de bu sayede Norman tehdidine karşı Süleymanşah'dan yardım elde etmek imkanını da buldu. Süleymanşah'ın gönderdiği yedibin kişilik askeri birlik ve yine yardım istediği Venedik'in sağladığı donanma desteğiyle dört yıl süren bir mücadeleden sonra Normanlar'ı yenmeyi başardı. Bundan sonra da Trakya bölgesine kadar ilerlemiş olan Peçenekler'i (1091) ve onların arkasından gelen Kumanlar'ı (1094) geri püskürterek Balkanlar'da sükuneti elde etti. Böylece on yılı aşkın bir süre aralıksız devam eden savaşlar sonunda elde edilen başarılar ile imparatorluk yeniden rahat nefes alacak duruma kavuşmuş oldu.

Norman savaşının son bulmasından sonra 1085 yılının sonunda İstanbul'a dönen imparator Aleksios, Süleymanşah'ın Çukurova bölgesini ve Antakya'yı zaptetmek üzere güneye giderken başkenti Iznik'in idaresiyle görevlendirdiği kumandanı Ebulkasım'ın, iki taraf arasında 108l'de yapılan Dragos Suyu Anlaşması'nın şartlarını bozarak Bizans arazisine akınlar düzenlediğini ve Türklerin yeniden İstanbul yakınına kadar ilerlemiş olduğunu gördü. Aleksios derhal karşı saldırıya geçerek Türk akıncılarını kıyı bölgelerinden uzaklaştırdı. Anna'nın ifadesine göre Tatikios (*) imparator Aleksios'un emriyle İznik'te hüküm süren Ebulkasım'a karşı gönderilmişti.

Süleymanşah'ın 1086'da ölümünden sonra ise Aleksios, Selçuklu başkenti İznik'de hüküm süren Ebulkasım'ın elinden Nikomedia (İzmit)'yı ve Kios (Gemlik)'u geri aldı. 1093 yılı başında İznik'de Türkiye Selçuklu tahtına çıkan Sultan I.Kılıç Arslan (1093- 1107) döneminde ise Bizans Türklere karşı İzmit Körfezi ile Sapanca Gölü arasında uzayan çizgi boyunca kuzeydoğu sınırını koruyabildiği gibi, Apollonias (Gölyazı), Kyzikos (Erdek yanında) ve Poimanenon (Eski Manyas / Soğuksu)'u geri almak suretiyle Marmara Denizi'nin güney sahil bölgesini de tekrar eline geçirdi . Buna mukabil Türklerin Anadolu'nun batısında Ege Denizi kıyılarına kadar yayılmalarını önleyemedi.

İmparatorluk, her ne kadar, Karadeniz'in kıyı ve dağlık bölgelerinde hakimiyetini hala devam ettirebilmekteyse de, Orta-Anadolu'da Eskişehir ovasına kadar uzayan Türk yerleşimini de durduramamıştı. Çünkü Balkanlar'da önce Normanlar'a, sonra Peçenek ve Kumanlara karşı yürüttüğü savaşlar İmparator Aleksios'un Anadolu'da Türklere karşı ciddi bir harekete girişmesini engellemekteydi.

Prof.Dr. Işın DEMİRKENT (Bizans Tarihi Yazıları)


* Dragos Suyu Maltepe ve Kartal ilçe sınırları içindedir. Dragos (Ejder/Evren/Büke) suyun iyesidir. Mitolojide ise kökeni ve adı Grekçe olmayan savaş tanrısı Ares'in bekçileridir.

"Türklerde Evren motifi bir alplik örneği olarak karşımıza çıkar. Orhun yazıtlarında alp anlamında Büke sözü belki de buna işaret etmektedir. Evren tipleri bazen buri (kurt) başlarına benzer. Ordos ve Sibirya sanatında, Partların bayraklarında, Türk Kağanlığı döneminin bayrak tepelerinde ve Türkistan ile Uygur duvar resimlerindeki bayraklarda evren başı olarak tekrar eden buri maskesi görülür. Kara-balgasun anıtındaki Kök/Gök-Büke'lerin başı da "buri" maskelerine benzer." - Dr. Emel Esin


* Komutan Tatikios da Türk kökenlidir.


SB


KURT/BURİ-EVREN/BÜKE ALPLER



14 Ocak 2023 Cumartesi

Gordion Kurganları

 

Gordion ve çevresindeki kurganlar. 

Kurgan MM Frig değil, Saka-Türk boyu olan Muşkili Mita'nın kendisi ya da babası Gordios'a (Goroğlu) ait. İki Atlı-Kurgan KY (MÖ 700) Kimmer-Türk olarak açıklandı. Bu iki at ahşap odanın çatısında yatıyordu. Kurgan da sonradan taşlarla örtüldü. Kurgan P (MÖ 700) ise bir çocuk teginine ait ve çıkarılan eserler de İskit-Türk sanatıyla aynı. Hatta Kurgan-III'teki bir buluntu Ordos-Hun-Türk buluntularıyla kıyaslanıyor.

Bugün başka bir kaynaktan (ben de saklı) öğrendiğim ise Gordion'daki bir başka kurgandan SEKİZ ya da daha fazla (demek ki tam hesaplayamamışlar) AT iskeleti bulunduğudur. Bu kurgan MÖ 6.yy'a ait, atların altında ise ahşap oda yok. Ancak bu kurganın hangisi olduğu belirtilmiyor! Ayrıca Gordion'daki başka kurganlardan İskit-Türk koşum malzemeleri de çıkarılmış.

Ahşap odaları, taş ve toprak yığmalı kurganlar Frig değildir! Olsaydı geldikleri yerde de olurdu! Mellink'in de dediği gibi "Friglerin Gordion'a (ve Ankara'ya) gelmeden önce bu gömme geleneğini nerede uyguladıklarını bilmiyoruz...."

"Frig kurganlarının İç Asya ve Kuzey Karadeniz bozkırlarındaki ağaç defin odalı yapılarla aynı soydan olduğu rahatlıkla anlaşılacaktır. (...) Goroğlu Türkmenistan'da mezarda doğmuş anlamında kullanılır ve öte dünyaya doğacak olması anlamına gelir." (Yaşar Çoruhlu - Eski Türklerin Kutsal Mezarları, Kurganlar*)

Casus-arkeo Rodney S.Young'un sadece Kurgan Z için "Kurgan Z şüphesiz 'kafesli' odalar inşa eden ALTAY halkıyla soyunu paylaşan birine aitti" demesi de "olayı" kurtarmıyor!

Herkes biliyordu, hâlâ biliyorlar!

SB



* Kurgan = Korgan

 "Kör/gör şeklini Türkmen şivesinde bulmak mümkündür. Gör (gö:r/go:r) kelimesi mezar anlamında gelmektedir. Köroğlu hikâyesinin Türkmenistan'daki bir şeklinde 'Goroğlu' mezarda doğmuş (Kendisini yer büyütmüş, topraktan doğmuş) bir yiğit olarak anlatılmaktadır. Bu husus mezarın yeniden doğulacak veya öteki dünyada yaşanacak yer olarak algılanması konusuna uygundur. Kazak şivesinde de kor kelimesi ölünün gömüldüğü yer anlamına gelmektedir. (...) Kelimenin daha çok korumak kelimesiyle ilgili olduğunu düşünüyoruz. Kaşgarlı Mahmud'da koru dikenli tel, korı kökü ise korumak anlamına gelmektedir. Böylece korıgan 'korunulan yer' demektir. Nasıl Köroğlu hikâyesinin Türkmenistan varyantlarından birinde Köroğlu'nu yer (mezar, toprak) koruyor ve doğuruyorsa benzeri şekilde öldükten sonraki yaşama inanan çeşitli Türk toplulukları da 'mezarı', 'cesedin konulduğu yer' ve ikinci yaşamına geçeceği yer, 'ev/saray' olarak algılamışlardır. Mezarla yer/toprak ilişkisi Kaşgarlı Mahmud'un eserinden de belli olmaktadır. (...) Eski Uygurcaya baktığımızda burada 'kor' kelimesinin yine Kaşgarlı Mahmud'da olduğu gibi zarar, ziyan olarak verildiği, 'koramak' fiilinin, bir anlamının kaybetmek, ziyan etmek, azalmak olduğu belirtiliyor. Yine eski Uygurcada 'korımak', korumak anlamında ele alınmıştır. Aynı Türk şivesinde 'kuratmak': toplamak, yığdırmak; 'kurgag veya kurgak': kara toprak ve daha önce söylediğimiz gibi, kurgan, kale manasına gelmektedir. Buradan korumak amacıyla mezarın üzerindeki yığının, toprağın söz konusu olduğunu ve bunun kurgan'ı oluşturduğu anlaşılıyor. (...) kurgan veya korgan kelimesinin kale, şehir (ordu ve balık) ve tepe, yığın, korumak anlamlarının zaman zaman yan yana yer aldığını görüyoruz (...) Kurgan veya korıgan kelimesi aslında mezarın üstündeki yığın, tepe, toprak anlamına geliyor. Bu tepe ve toprağın ana fonksiyonu cesedin öteki dünyadaki yaşamını sürdürebilmesi için, onu korumak olmaktadır." Yaşar Çoruhlu, Kurganlar


Gordion Kurgan KY'den Kün-Ay bronz plakalar, tıpkı Hun-Türk Noin-Ula Kurganı'ndan çıkanlar gibi



Ortadaki "Kybele" değildir ! O bir Taşbaba'dır.

Doğu Kazakistan'dan Taşbabalar - Zeynolla Samaşev'in kitabından

Gordion Kurgan B'den Taşbabalar (iddia ettikleri gibi bir İdol değildir)


Altay'dan bir Türk Taşbaba/Balbal (İdol mu diyeceğiz yani şimdi bunlara!!!)



Türkoloji ile Klasik Arkeoloji beraber okunmalı.

Çünkü Anadolu'nun "Klasik" döneminde Türkler var.

Dikte edilip ezberletilen tarihi bırakın ve arkeolojik bulgulara bakınız!

Bu veriler yalan söylemiyor!

Yer Adları gibi Kurganlar da, Taşbaba/Balballar da Türklerin Tapu Senedi'dir!



Dürüst Olunuz !

6 Ocak 2023 Cuma

Dürüstlüğe Davet

 

Letoon/Likya ve Gordion Kurgan B'den Türk Taşbabalar
Letoon görseli F.Işık'ın kitabından.
Gordion Kurgan B görseli Kazı Raporları kitabından.
(Ortadaki tabi ki Türk Kağanlığı dönemi)

Letoon/Likya (Lukka) Türk Taşbabası için George E.Bean ne demiş bir bakalım: "Lev.22'de görülen garip taş figürden de söz etmek gerekir. Figür 1946'da dikenli bir çitin üzerinde yatar halde bulunmuştur. 0,9 m yüksekliğinde olup, heykel veya büst değildir, bacakları hemen üstünden kesilmiştir. İşlenirken en büyük özen yüze gösterilmiştir; kulaklar ve kollar biçimsiz çıkıntılar halinde; sırtı ise düzdür. Figürün bitirilmediği açıktır ve belki de bir heykel öğrencisinin gözden çıkarılmış bir denemesidir. Taş Fethiye'ye taşınmış ve bir bahçeye dikilmiştir. 1957'deki depremden sonra ne olduğu ise bilinmemektedir." (1997)

Fahri Işık ise: "Bu insansı yarım put yontunun (res 187) eni mahanahi'yi mi, Leto ya da Ertemi'yi betimlediğini, yapıtın Lykia'nın bu en kutsal kentindeki buluntu yerine göre belirlemeye çalışalım. Bean, yapıtı tiyatro yakınında bir dikenli çalılığın dibinde yatar durumda, bulmuştur. Bu konumuyla, ana ve kıza ait tapınakların kuzey uzağındadır. Bunlardan biriyle doğrudan ilişkilendirmek olanaklı görünmez. Putun yan yana konumlanan Leto ve Ertemi tapınaklarından ya da tiyatrodan buluntu yerine sürüklenmiş olmasının da bir mantığı yoktur. Aşırı yıpranmış yüzeyine bakılırsa bu, başlangıçtan beri açıkta durmuş olmalıdır: yani açık bir kutsal alan için yapılmış olmalıdır. Bu durumda, karın kısmının aşağısında kesilmiş olan yatay taban, onu bir kaya düzlüğüne oturtmak; sırt kısmının düz yapısı ise bu adak resmini kaya duvarı önüne ya da bir kaya mihrabı içine yerleştirmek içindir." ... !



Letoon ve Gordion'daki için yapılan yorum:
Fahri Işık : "Lykia'nın yontulaşmış soyut tanrısal resmi (187), örgesel ve anlamsal açıdan Phryg Kybele'sinin insansı heykelleriyle ilişkilendirildiğine göre (186,188) zamansal olarak da kendisinin bu öncülleri bütününden ayrı tutulmaması düşünülmelidir. Yüz hatlarının işlenişinde bu Lykialı "yarım heykelle" karşılaştırılabilir yapısallıkta olan Yassı Höyük buluntusu Phryg yapıtları, MÖ geç 6.yy ve erken 5.yy'dandır. Gordion müzesinde sergilenen ilki üst üste dizilen boncuksu alın saclarının betimi ve gülümseyen yüz hatlarıyla belirgin olarak klasik öncesi biçimler içerir ve böylece kuşkusuz Geç Arkaik dönem içine tarihlenir. Bu duruma uygun olarak da Arkaik Dönem yapı döküntüsü içinden gelmedir". İstanbul müzesinde bulunan ikinci yapıt (resim 188a-b), kesimde ve yüzünün tekil hatlarında ,saç şeklinde daha gelişkin özellikler içerse de , hâlâ daha klasik öncesi dönemi aşamamıştır. Aynı zamanda Lykia'nın Letoon insansı yarım putu da yerleştirilmelidir. Çünkü Phryg resim kümesi içerisinde biçemsel açıdan daha çok erken yapıtlarla benzerlikler taşımaktadır. Kötü korunmuşluğa ve farklı kökenlere karşın onlar, Gordion ve Letoon örnekleri, oldukça şişkin yanaklarıyla ve dışa doğru badem biçiminde sivriltilmiş iri gözleriyle iyi karşılaştırılabilir durumdadırlar. Birbirleriyle, sivriltilmiş çene yapısında da benzeşirler. Kalın boyunlu yuvarlak baş yapısı, fırlamış iri gözler ve şişkin yanaklı yumuşak yüz hatlarında ise özellikle Ksanthos'dan tanınmış olgun arkaik güreşçi kabartmasındaki boksör başıyla yakın akrabadır. Böylece bu iki komşu yerleşimden gelen yapıtlar aracılığıyla, aynı zamanda Lykia'nın yerel-İon biçemiyle çalışan atölyelerine ilişkin bağlantıları da kanıtlanmış olsa gerekir." ...!



Oysa, bunlar Türk Taşbabalarıdır! Anatanrıça Kibele ile yakından uzaktan ilgisi yoktur!
SB

Tell-Halaf/Suriye
Tell-Halaf görseli Casus-Arkeolog Oppenheim arşivinden.
Altta Tuva'dan Türk Taşbabalar ile birlikte


Arkaim'den Türk Taşbaba

Doğu Türkistan'dan Türk Taşbabaları/Balballar

Yazıtlı -"sözde Frig İdolü"- aslı "Türk Taşbaba"dır - Seyitgazi/Eskişehir...

Altay'dan Türk Taşbaba

Türk dünyasından bir Taşbaba/Balbal - Altay
Yazıtlı -"sözde Frig İdolü"- Taşbaba - Seyitgazi/Eskişehir

* Frigler yazıyı Fenikelilerden almadı, çünkü etkileşimleri yoktur!
* Greklerce adlandırılan "Frig" coğrafyasında Kimmer ve Saka Türkleri
* Asurlularca adlandırılan "Muşki" coğrafyasında Kimmer Kurganları
* "Frig Midas" değil, "Muşkili Mita"
* Muşki-Kaşka-Tubal-Kimmer-Saka Türkleri

Yazıtta "Atas/Atis, Benim anıtım sınırtaşıdır" yazıyormuş! Ancak İng. makalede geçen Ata ve Baba sözcüklerinin Türkçe olduğunu belirtmiyorlar! Ayrıca cümleyi doğru okuyup okumadıklarını da bilmiyorum. Friglerde kurgan ve taşbaba kültürü yoktu, ki Frig dedikleri kültür ve sanat Saka Türkleri kültür ve sanatıyla aynı! "İdol" dedikleri taşbaba MÖ 8.yy'a tarihlendiriliyor ki "sözde Friglerin" siyasi tarihi de o zaman başlar. Ayrıca Muşkili Baba Gordios (G/Köroğlu) ile oğlu Mita dışından kral adları sayamazlar!

SB
Bana bir masal anlatın, ancak içinde dürüstlük olsun !..

Kimmer-Türk Taşbabaları


İskit Taşbaba/Balbal - MÖ 7.-3.yy / Gürcistan
150 den fazla İskit Taşbaba/Balbal bulunmuş.(1995)

İskit/Saka-Türk Taşbabaları
İskit Taşbaba - MÖ 4.-1.yy
Karatepe  - Kuzeybatı Kırım.
Adı Sakalar'dan kalan Saki'ye 7 km.
Eski Eserler Açık Hava Müzesi

Akademi Dünyasına,
Şimdi lütfen dürüst olun ve cevaplayınız; 
"Frig" diye tanımladıklarınız gerçekten de "Frig" mi?


Tarih yazmanın yarısı gerçekleri saklamaktır !...
Sizden öncekiler sakladı, siz saklamayın!
Lütfen ezberden, tekrardan ve Batı güdümlü eğitimden çıkınız ve sorgulayınız.
Klasik Arkeoloji Türkoloji ile birlikte öğretilmeli !
Taşbaba'yı, Bengü taşını bilmezseniz put ya da idol dersiniz, yontu dersiniz, hatta ana tanrıça da dersiniz!
Semra Bayraktar



Dürüstlüğe Davet!





Roma ordusuna 8 bin süvari vermek zorunda kalan Sarmatların öncü boyu Türk-Yazığlar'dan (Iazyges/Jazyges)
5500'ü İngiltere'deki Hadrian Duvarı'nı korumakla görevlendirilmişti.
Bu 5500 Yazığ Türkleri'nin bir kısmı da daha sonra aileleriyle birlikte bölgeye yerleşmişti.





1 Ocak 2023 Pazar

Türkiye'deki Casus Arkeologlar

 


Gordion Megaron 3'te bulunan işlenmiş fildişi plaka, MÖ 800 .
Buradaki süvari için her ne kadar "Frig" deseler de o bir "Frig" değil, Kimmer ya da Saka-Türk.
Başlığı ve süvariliği her şeyi anlatıyor, tıpkı Pazırık'taki gibi (solda).


"Asker, diplomat, siyasetçi ve işadamı vatanseverlik bağlılıklarını sıradan günlük ahlakın üzerine çıkarırlarsa ve casus olarak hizmet ederlerse belki mazur görülürler. Sadece modern toplumun hâlâ uyduğu ahlak kurallarını kabul ederler. Ancak bilim insanı öyle değildir. Hayatının özü gerçeğe hizmettir." - Franz Boas, 1919

Amerika'daki akademik antropolojinin babası Franz Boas'ın "Casus Olan Bilim Adamları" başlığı altında 20 Aralık 1919'da "The Nation (Ulus)"da bir mektubunu yayınladı. Boas, dört Amerikalı antropoloğun Birinci Dünya Savaşı sırasında Orta Amerika'da casusluk yaparak profesyonel araştırma pozisyonlarını kötüye kullandıklarını iddia etti. Eylemlerini şiddetle kınadı ve "casusluk faaliyetleri için bir örtü olarak kullandıkları bilim fuhuş-bilimi" olmuştur", dedi.

Batılıların projesi olan "Hellenizm" sadece arkeoloji ile ilgilenmiyordu. Amaçları hem kendilerine bir geçmiş, hem de Greklere ulusal bir kimlik yaratmaktı. Ama "görevleri" aynı zamanda kendilerinden olmayanları da "medeniyetsiz" olduklarına ikna etmekti. Ötekilere ait ne varsa kendilerine mal olacaktı. Böylece Yanıltma Sanatı uygulandı.

1932-38 arası Truva'da kazı başkanı olan Carl W. Blegen'in "The United States and Greece (1948 - Amerika ve Yunanistan)" adlı hiç yayınlanmamış raporu "Grek"lerin neden ABD için önemli olduğuyla ilgiliydi. Bu rapora göre de ABD adımlarını sessizce atarak pençelerini geçirdi.

Carl Blegen casus muydu, belki, ama onun öğrencileri Jerome Sperling İstanbul'da, John Caskey İzmir'de ABD adına casusluk yapmıştı. 1930'larda Sperling ve Caskey de dahil casus arkeologlardan Marion Rawson ile Dorothy Cox da Blegen'in başkanlığında Turova'da çalışmıştı.

John Franklin Daniel III mesela, 1940'da Pennsylvania Üniversitesi'ndeydi, bölümü ise Klasik Arkeolojiydi. 1942'de OSS'in Yunan Masası'nda görev aldı. CİA'nın adamıydı. 1948 de Young ile birlikte Gordion kazılarında bulundu. 1948'de Gordion'da öldü ("ölümü şüpheli" iddiası var). Tarsus kazılarında ise Hetty Goldman ile birlikte çalıştı. Hetty Goldman ise "Goldman-Sachs (!)" ailesindendi.

Gordion'da kazı başkanlığı yapmış Rodney Stuart Young'a gelelim. OSS'nin (Stratejik Hizmetler Ofisi) Mısır masası başkanıydı. Türkiye'de İzmir, Aliağa ve Kuşadası'nda da ofisleri vardı. Aliağa için "Boston", Kuşadası için "Key West" rumuzu kullanıldı. Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan arasında mekik dokudu (ne dokuduğu malum!). Young 1974'te şüpheli bir trafik kazasında öldü.

Bugün Gordion hâlâ Pennsylvanya Üniversitesince kazılıyor ve sponsorları da Kaplan'lar! ("Frig" diyerek devam ediyorlar!).

Turova ve Gordion'da çalışan Brian Rose bu yıl Gordion'u UNESCO Dünya Miras Alanı'na dahil etmek için çalışıyor, ama UNESCO kimdir ve kim için çalışır?

1994'ten beri Luvi-Luvice araştırmaları yapan Luvi Araştırma Ensititüsü'nün kurucusu E.Zangger'ın doktora yaptığı Stanford Üniversitesi'nin Rockefeller Vakfı'yla yakından ilişkisi vardı! Propaganda Üniversitelerinden olan Cambridge'de araştırmacı olarak çalışmıştı. İngiltere ise casuslarını Oxford ve Cambridge'ten seçiyordu. Zangger'ın çalıştığı ya da başkan veya üye olduğu dernek veya sivil toplum örgütlerinin arkasına baktığımızda da Rockefeller'ı görüyorduk.

Luwian Vakfın kurulundakiler de masum değildi. Örneğin, Dr.Matthias Oertle, İsviçre hukuk firması Lenz & Staehelin'in ortaklarındandı. Bu hukuk firmasının müşterileri Rothschild, Sachs ve Thyssen'dı. Diğer kurucu üyelerden Dr. Jeffrey Spier ise Oxford mezunuydu. Dr. Jorrit Kelder da Leiden ve Oxford Üniversitesi'nin değerli bir üyesiydi. Yani Luviciler de birer "Truva Atı"ydı!

Mustafa Yıldırım'ın "Türkiye'yi oltadaki balık olarak gören ve 'Oltadaki balığın yeme ihtiyacı yoktur' diyen Rockefeller sülalesinin kurduğu sivil örgüt... (...)... Çevre' ve 'tarih mirası'nın anlamı, eylemlere parasal yardımda bulunanların çıkarına göre değişmektedir!" diyerek belirttiği gibiydi ortam...

Bilimsel faaliyetlerin arkasında siyaset varsa, o bilimsel faaliyetler bilim olmaktan çıkıyordu. Bu örümcek ağlarına takılanlara da bilim insanı denilemezdi. Franz Boas'ın da dediği gibi "müşteri her zaman haklıydı"!

Kısaca Carl Blegen, Rodney Stuart Young, Dorothy Cox ve diğerlerinin tarafsız olabileceği düşünülemez. Bugün bile parayı verenin düdüğünü çalıyorlar....

Özü, gerçeğin peşinde olan ama dışlanan gerçek bilim insanlarına saygılarla,

Semra Bayraktar (SB)


* Classical Spies: American Archaeologists with the OSS in World War II Greece - Susan Heuck Allen

* Soldiers of Science--Agents of Culture: American Archaeologists in the Office of Strategic Services (OSS) - Despina Lalaki

* Blegen's United States and Greece

* Ekteki makalede yanlışlıkla Dorothy Rawson ("Dorothy Rawson, a member of Blegen’s team") denilmiş, oysa Marion Rawson ile Dorothy Cox iki ayrı arkeo-casus. Troy Excavation Final Reports, 2018 - Carolyn Aslan

* UNESCO Dünya Mirası Alanı Olmak

* Kaplanlar Ashoka ve B&MGates vakfı ile de içli dışlıdır. The J.M. Kaplan Fund

* Bill Gates, UNESCO ile İşbirliği Yapıyor


İlgili:

Tell-Half'ta bulunan Türk Taşbabaları ve Casus Oppenheim



Arkeolog Max Freiher von Oppenheim ve Doğu Haber Ajansı

Sözde Frig Kurganlarıyla Bedizler

Bevdos-Beudos-Bediz

Kaşka ve Muşki

Frigyalı Midas - Muşkili Mita

Marsias'ın Flütü ve Efsanelerin Telif Hakkı

Pazırık'tan Gordion'a Türk Dünyası - 1/4


Gordion Kurgan P - Pazırık Kurganı


"...defin odasının yanlarda ve çatıda çift duvarlı olması, bu odanın iç düzenlemesi, bazı eşyaların masalara konulması ya da duvara asılması, bazı kapların öteki dünyada yenilecek yemekleri simgeleyen yiyecekle dolu olması, ağaçtan oyma lahit, cesedin yatırılış biçimi, tabut içinde keçe ve tekstil malzemenin bulunuşu, defin odasının öteki dünyada yaşanacak bir ev gibi düzenlenişi, kullanılan masalar, sehpalar v.b. mobilyalar, tunç veya diğer çeşitli eserler, hatta kaplar üzerindeki kısa yazı ve işaretler bakımından, rahatlıkla, Proto-Türk ve Türk kurganlarının defin odaları, bu odaların öteki dünyada yaşanacak ev gibi düzenlenmesi, bunlarda ölünün muhafaza şekli ve mezar odasının tefrişatı ve defin odasındaki çeşitli eşyaları ile karşılaştırılabilirler. Bu yapıldığında pek çok benzerliğin olduğu ve frig kurganlarının İç Asya ve Kuzey Karadeniz bozkırlarındaki ağaç defin odalı yapılarla aynı soydan olduğu rahatlıkla anlaşılacaktır."

Prof.Dr.Yaşar Çoruhlu
Eski Türklerin Kutsal Mezarları: Kurganlar
(İşte gerçek budur- SB)





9 Aralık 2022 Cuma

Büyücü Medea

 

Medea, Kolkisli Aietes'in (Ayetes) kaçırılan büyücü kızı.

Adının anlamını "kurnaz, danışman, plan, cihaz, gardiyan, hükmeden, yöneten, koruyan, ölçmek", olarak verirler. Hindistan'dan bir bitki cinsinin de adıdır. Salatalık kökü Medeoia'nın adının da Medea'dan (büyücü) geldiği varsayılır, çünkü "büyüsel" tıbbi değeri vardır.

Kolkisli Büyücü Medea'nın halası Büyücü Kirke Odyssey destanında yer alır. Hala Kirke aynı zamanda, Minotaur'un da annesi olan Grek olmayan Girit kralı Minos'un eşi Pasiphae ile de kardeştir. Büyücü Medea İason (Yason) ve Argonotlar tarafından kaçırılır. Atina kralı Aegeus'un eşi olur. Kral Aegeus'un "piç" oğlu Theseus'u zehirlemek istediği anlaşılınca kaçar. Theseus çapkınlığı ile ünlüdür. Minos ile Pasiphae'nin kızları Ariadne'yi, Minotaur'u öldürdükten sonra kaçırır. Ancak daha sonra Bacchus'a (Dionyssos) kaptırır. Hatta Turovalı Elene'yi çocukken kaçıran da Theseus'tur. Baba Aegeus Theseus'un Girit'te öldüğünü düşünür ve intihar eder. Böylece Aegeus'un adı Girit ile Atina arasındaki denize verilir. Ancak Aegeus Türkçedir (egemen) ve Ege adı da oradan kalmıştır.


Med Türkleri : Magus, Maglar > Kamlık/Büyücülük ile tanınırlar.

Medikal, Medicine (ilaç), Meditasyon, Magic ve Medya sözcükleri de Medea'dan türetilir.


SB

NOT:*Aegeus, kökeni belirsizdi, hatırlayınız.



İlgili:

Bruja



Kökenleri belirsiz olan sözcükler-adlar

 

Belirsiz - Uncertain

(Batılılara göre)


*Aegeus, kökeni belirsiz.

*Aegisthus, kökeni belirsiz, Klytemnestra'nın sevgilisi, Aka Memnon'un kuzeni.

*Aeneas , uncertain origin

*Anchises, kökeni belirsiz. Aeneas'ın babası.

*Anker,(anceria, ancheria) kökeni belirsiz.

*Aphro- kökeni belirsiz. Grekçeye köpük anlamında geçer, halk etimolojisidir.

*Archo (rektum), kökeni belirsiz.

*Ariadne, Minos'un kızı, kökeni belirsiz.

*Artemis, kökeni belirsiz.

*Asclepius, kökeni belirsiz.

*Aspasia, kökeni belirsiz.

*Athene/Athena, Grek öncesi, kökeni belirsiz. 

*Atreus, Pelops'un oğlu, Akamemnon ile Menelaos'un babası, kökeni belirsiz.

*Boreas, kuzey rüzgârı, kökeni belirsiz.

*Caesar, kökeni belirsiz.

*Calchas, kökeni belirsiz

*Cassandra, Pirim'in kızı, kökeni belirsiz.

*Centaur, at adamlar, kökeni belirsiz

*Corybant, kökeni belli değil, belki Frig !

*Cronus, kökeni belli değil

*Cybele, uncertain origin

*Dionysos, uncertain origin

*Erinys, uncertain origin

*Gaea, Gaia uncertain origin

*Gorgon, uncertain etymology

*Hades, uncertain origin

*Hecuba, uncertain origin and meaning

*Hephaestes, Grek öncesi, uncertain origin.

*Hermes, uncertain of origin.

*İcarus, uncertain origin

*Neleus, Poseidon oğlu, Nestor'un babası, uncertain origin

*Neseus, Erkle'nin öldürdüğü kentaur, uncertain origin

*Ocean, uncertain orign

*Odysseus, İthaca kralı, uncertain origin

*Olympos, Makedonya'da dağ, unknown etymology

*Orion, Artemis'in öldürdüğü dev, uncertain origin

*Orpheus, uncertain origin

*Pegasus, kanatlı at, Grek öncesi kökenli, halk etimolojisi

*Pelops, uncertain origin

*Perseus, uncertain origin

*Phoebus, uncertain etymology

*Poseidon, uncertain origin

*Rhea, Zeus'un anası, uncertain origin

*Sarpedon, uncertain origin.

*Scylla, uncertain origin

*Sibyl, Sibylla, peygamber, uncertain origin

*Silenus, Bacchus'un satir lideri, uncertain origin

*Tarpan, vahşi at, Rus steplerinde, Tatar kökenli

*Thallasian, deniz, Grek öncesi

*Turco, Turkic, Turkish, Turks, Turcus

*Turanian, Asiatic people, region name of the east Persia

*Turk, Turkey, Turki, Turkic, Turkoman, turquoise

*Uhlan, cavalryman, Uhlan, Ulan, Turk-Tatar: oghlan, boy, youth, child, infans

*Vesta, uncertain origin

*Xantho - Grekçe sarı, ancak  > uncertain origin !

*Yarmulke, a skullcap worn esp.by observant jews. ukr. pol. yarmulka of uncertain origin, possibly Turkish yağmurluk

(not "possibly", %100 Tr. - SB)


*Yoghurt, Turk > yoğurt.

(Yes, yoghurt is Turkish of etymology! SB)

from the book of Ernest Klein - Klein's Comprehensive Etymological Dictionary Of The English Language



İşlerine gelmeyince "uncertain (belirsiz)" 😉




Bazılarının kökenine bakalım,

Artemis < Ertemi (Likçe) < Türkçe Erden (Kıpçaklarda bakire), Erdem (faziletli)

Athene < Akene < Türkçe, ene/eni zaten Türkçe ana demek, ki Likçede de eni ana anlamında.

Sarpedon < Sarp(e)don < Türkçe

Uhlan < Oğlan, yani Türkçe

Gorgon < Korkmak fiilinden, Türkçe, aynı şekilde

Corybant < Korumak

Hecuba < Eke Aba, yani Büyük Abla/Ana, ki yazıtlarda Ecuba olarak geçer.

Poseidon,Pelops < Pelasg kökenlidir, ki Pelasglar Hint-Avrupa değildir.

Boreas < Türkçe Bora, soğuk kuzey rüzgarı, hâlâ kullanırız.

Aphr-(dite) < Apatouran'dır, İskitlerin Apa'sı, Ana'sı, Touran kentinin Ana tanrıçasının Grekçe diline geçmiş halidir.

-eus ekleri zaten Anadolu kökenlidir.

Caesar < Etrüskçedir, aesar (tanrılar)'dan gelir. Etrüskçe Hint-Avrupa dili değildir.

Hades < Aydes (Aides olarak yazılır), Aydon (Aidoneus), Pelasg kökenlidir.

Anchises < Anghises ya da Ankhises olarak da okunur ve Türkçede ng sesi mevcuttur.

Aspasia < Türkçede kullandığımız Haspa sözü ondan türemiştir.

Calchas < aslı Saklak'tır, Türkçedir. Etrüsk aynasında yazılıdır ki sağdan sola okunur. Kâhinlik de Saklı olanla ilgilidir.

Olympos < Olu- olarak okunur ki Ulu Türkçedir.

Cassandra < Sumercedir. Turovalı prenses Kassandra kâhinedir. Sumercede kas hesap, tahmin, öngörü ; sanga, sangu ise tapınak/saray yöneticisi, şefi, din adamı anlamına gelir. Yani Kas-Sand(g)(dra) öngörüye sahip keşişe/kâhine olur.

Xantho < Ksanthos'tan gelir ve Grek öncesi Anadolu'da kullanılır. Kas ve Sak ile de ilgilidir.

Vesta ile Hestia Anadolu kökenlidir. Grek olmayan İonyalılar'da adı İstie olarak geçer ve ocak tanrıçası/iyesi(ruhu)dur. İs Türkçedir ki Sumerlilerde de vardır (İzi ateş, ısı); İs duman, kurum, koku, is ; İssi sahibi, iye (isi < iye+si < idi-si). İsi, sıcak, ısı

SB



Etrüsk aynası (MÖ 5.-4.yy) üzerindeki kişinin yazıttan dolayı Akhaların kâhini Khalkas olduğu öne sürülür. Ciğer falına bakmaktadır, yani yapılan iş gizlidir. Bu kişinin Khalkas olup olmadığı tartışılır;

1-) Melekler gibi kanatlı! Oysa Khalkas bir insan.
2-) Yazıtta Khalkas yazmıyor! Çünkü okunuşu soldan sağa değil. Ancak "anlamdıramadıklarını" soldan sağa okuyup "sonuçlandırıyorlar"!

Sağdan sola yazılımı: Sakh(=x)lakh(=x)
Okunuşu: Saklak
TR : Saklı ; saklamak

Aynanın arkasında Türkçe SAKLAK/SAKLA(MA)K/SAKLI yazmakta.

*

Oğuz Han Destanından

Uruz adlı kardeşi, vardı Urum Kağan'ın,
Uruz Beğ'in oğlu da kurtarıverdi canın.
Uruz Beğ göndermişti, oğlunu bir şehre,
Dağ başında kurulmuş, gizlenmiş bir nehire.
Uruz Beğ dedi ona : "Kenti korumak gerek!
Vuruş bitinceye deg, şehri saklamak gerek!
Vuruş bittikten sonra, halkını al gel!", dedi.
Oğuz bunu duyunca, ne içti, ne de yedi.
Oğuz aldı ordusunu, hemen bu şehre yetti.
Uruz Beğ'in oğlundan, Oğuz'a elçi gitti.
Çok, çok altın gümüşle, hediye inci gitti.
Dedi : "Ey Oğuz Kağan! Sen benim kağanımsın!
Babam bu kenti verdi, dedi : 'Sen benim oğlanımsın!
Sakla bu kenti bana, bunu korumak gerek!
Harpten sonra kentini, al emrine bana gel!'"

Bu Uruz Beğ'in oğlu, sözüne devam etti :
"Düşmanı ise eğer, Oğuz Kağan'ın babam,
Beni hiç suçlamayın, suçluysa eğer atam!
Ben seninleyim her an, emrine bağlanmışım,
Emrini emir bilip, sana bel bağlamışım!
Kutumuz olsun, sizin kutlu devletinizin,
Soyunuzdandır bizim, tohumu neslimizin!
Tanrı buyurmuş size, yeryüzünü al diye,
Başımla kutumu da, veriyorum al diye!
Hediyeler gönderip, vergini sunacağım,
Dostluktan çıkmayacak, karşında duracağım!"

Bu yiğidin hoş sözü, Oğuz'u sevindirdi,
Uruz Beğ'in oğluna gülerek yarlık verdi.
Dedi : "Bana çok altın, çok hediye sunmuşsun,
Şehrinin kentini de, çok iyi korumuşsun.
Kentini saklayarak, iyi korudun diye,
SAKLAP adını verdim, sana ad olsun diye".

Dostluk kıldı Oğuz Han, sonra ordusunu aldı,
İdil nehrine gelip, kıyılarında kaldı.

(Ögel, Türk Mitolojisi, Cilt 1)

*

Etruscan bronze mirror, late 5th-4th century BC,
from Vulci / Gregorian Etruscan Museum/Vatican
The inscription is Turkish, to be read as SAKLAK (saklı), means 'hidden', and not Khalkas! Because, they wrote from right to left.

SB


Certain - Belirli ;)


Sözde Frig Kurganlarıyla Bedizler

 

"Friglerin Gordion'a (ve Ankara'ya) gelmeden önce bu gömme geleneğini nerede uyguladıklarını bilmiyoruz...."


"Friglerin önde gelen bir kişinin cesedini barındırmak için ahşap bir oda inşa etmesi ve odayı bir taş yığını ve tümülüsle örtme geleneği, Kurgan W, P ve MM ile birlikte K-III ve K-IV 'ün incelenmesiyle daha iyi anlaşılır hale gelmiştir. MM, P, K-III ve K-IV komplekslerinin güney ve batısındaki mezarlıkta halktan insanların basit inhumasyonları ve daha sonra da kremasyon uyguladıklarını biliyoruz. Kurganlar ise soylular, ya da yönetici ailenin akrabaları olsun, ayrıcalıklı sınıfa ayrılmıştı.

Standart tipte düz çatılı, alçak mezar odası, W kurganında tamamen gelişmiş görünmektedir. W kurganını MÖ sekizinci yüzyılın başlarına veya dokuzuncu yüzyılın sonlarına tarihlendirsek bile, iyi gelişmiş bir ölü gömme geleneğinin Batı Anadolu'ya ani bir girişi olarak görünüyor. Friglerin Gordion'a (ve Ankara'ya) gelmeden önce bu gömme geleneğini nerede uyguladıklarını ve bu Gordion mezarlarının ve içindekilerinin yakın atalarını Anadolu'nun, Avrupa'nın veya Asya'nın hangi bölgesinde, tanımamız gerektiğini bilmiyoruz. Güney Rusya ve daha sonra İskit ölü gömme gelenekleriyle genel bağlantı kabul edilmelidir. Ancak Anadolu'ya giriş şekli belirsizdir. Öte yandan, MM'deki düz çatılı ahşap mezarın, daha sonra Batı Anadolu'da taştan yapılmış üçgen çatılı bir mezar odasına (Frigler yakınlarına ihanet ederek) dönüştürülmesinde de Frig katkısının başlangıcı olup olmadığını merak edebiliriz."


Matchteld J.Mellink, / The University Museum Pennsylvania, 1981


* Sonra da sen kalk bunlara Frig de 😉 SB


Prof.Dr. Firudin Ağasıoğlu:

"Azərbaycan'da Soyugbulak kurganlarının 6 binyıl yaşı var. Anadolu'ya kurgan kültürü Kür-Araz kültürü ile gelmiş,

5 binyıl önce Beşiktaş'a ulaşmışdır."


*

Arkeolog Füsun Aksaç'tan:

"Ben Frigler gelene kadar zaten varolan Prehistorik halka "Frig kültürü" yapıştırılmasına karşıyım. Kaldı ki Frig olarak isimlendirdiğimiz Balkanlar'dan ne kadar büyüklükte bir topluluğun geldiğini bile daha dürüst bilmiyoruz. Geldiklerinde zaten Frig'e atfedilen kültür ögeleri mevcuttu. Hatta Noua-Sabatinovka kültür ögeleri (ki bunlar Saka ve Kimmer ögeleri ile akrabadır) Karadeniz ve Trakya'da yaygındır. Hatta Marmara ve İç Batı Anadolu'ya çoktan girmiştir. Friglerin alt tabaka degil de yerel kültüre asimile olmuş küçük bir göçebe topluluk olduğunu düşünüyorum. Frig öncesi buluntular bunu gösteriyor. (Çünkü)...

Frigler Anadolu'ya girdiğinde Anadolu boş muymuş da birden bire "Frig kültürü" çıkmış? Kurgan kültürü tunç dönemlerinde de var. Şekil ve uygulamalari farklı olsa da var. Frigler Gordion'a geldiğinde İç Batı Anadolu'da da , Güney Marmara'da da Karadeniz şeridinde de aynı Trakya'daki gibi daha çok ritüellerde kullanılan , adak çukurlarında görülen siyah renkli geniş karınlı ve yivli çömlek geleneği varlığına çoooktaaannn başlamıştı. (Buckelware denilen ve aynı zamanda Barbar keramiği denilen STC -DC çömlek formu)."


*

The art is also not Phrygian!




Gordion Kurgan P, MÖ 8.yy
Küçük yaşta ölen bir Tigin'in kurganından çıkan ahşap oyuncak
Saka/İskit sanatı


Gordion Kurgan P'den çıkan buluntular için
- sadece "göçebe (nomad) sanatı"nda (İskit sanatı demek istiyor) görülür-
demeleri, paha biçilemez 😉

MM, W ve P Kurganları MÖ 8.yy'dır, ancak P MM'den biraz daha eski ve küçük yaşta kaybedilen bir tiginin kurganıdır.



Atlı Kurgan KY, MÖ 7.yy, Kimmer-Türkü

Soruyorlar kendilerine (Batılılar), nasıl bir Kimmer Friglerle aynı şekilde gömülür? Paralı asker miydi? diye... 😃


Kurgan Culture (and the horse burial) is Turkish!


Frig başlığı, Frig sanatı ve betimlemeleri de Sakaları işaret eder. Trakya'da MÖ 8.-7.yy öncesine ait Frig başlığı bulsunlar,

Saka Başlığı demekten vazgeçeceğim!


Saka-Türk - Kartal boynuzlu Geyik, MÖ 6.-5.yy.
Saka (Hun)-Türk, MÖ 4.-3.yy, Nalinggaotu, Shenmu, Xi'an (Sian)-Çin


Gordion'dan Türk Taşbabaları/Balbalları
Turkish Balbals at Gordion and not Phrygian!
The word Bevdos/Beudos is also not Old-Phrygian, but Turkish of etymology!
(Still no answer from Mr.Bartomeu Obrador-Cursach! (at the link above))
and this (below)
Are you sure Mr Lubotsky? Because Bediz is Turkish! So is Kabar Boyu, or, Duman/Tuman, Erk, Eke, Ata, Apaktneni (Apak Eni)




Türk dünyasından bir Taşbaba/Balbal - Altay

Yazıtlı -"sözde Frig İdolü"- Taşbaba - Seyitgazi/Eskişehir



* Frigler yazıyı Fenikelilerden almadı, çünkü etkileşimleri yoktur!

* Greklerce adlandırılan "Frig" coğrafyasında Kimmer ve Saka Türkleri

* Asurlularca adlandırılan "Muşki" coğrafyasında Kimmer Kurganları

* "Frig Midas" değil, "Muşkili Mita"

* Muşki-Kaşka-Tubal-Kimmer-Saka Türkleri

Yazıtta "Atas/Atis, Benim anıtım sınırtaşıdır" yazıyormuş! Ancak İngilizce makalede (An Idol-shaped Stele with an Old Phrygian Inscription in the Territory of Nakoleia,Yıl 2020, Cilt 19, 45 - 67) geçen Ata ve Baba sözcüklerinin Türkçe olduğunu belirtmiyorlar! Ayrıca cümleyi doğru okuyup okumadıklarını da bilmiyorum. Friglerde kurgan ve taşbaba kültürü yoktu, ki Frig dedikleri kültür ve sanat Saka Türkleri kültür ve sanatıyla aynı! "İdol" dedikleri taşbaba (ya da yazıtlı olduğu için bir mengü taş) MÖ 8.yy'a tarihlendiriliyor ki "sözde Friglerin" siyasi tarihi de o zaman başlar. Ayrıca Muşkili Baba Gordios (G/Köroğlu) ile oğlu Mita dışından kral adları sayamazlar! - SB

Bana bir masal anlat, içinde dürüstlük olsun...


The Graffiti below, which was found in Gordion, is the same as Turkish rock art (above), which was found in Yenisei region, Saka-Hun Turks.




Kral çıplak canlar, hem de çırılçıplak... 😃

The King is Naked !

SB


Pazırık'tan Gordion'a Türk Dünyası