“Bazı akademisyenler ve uygulayıcılar, kişinin kendini çevresinden soyutlayıp tamamen akademik bir çalışma yürütebileceğini savunsa da arkeolojinin sosyal ve siyasi bir boşlukta gerçekleşmediği uzun zamandır kabul edilmektedir.”
(Pantzou, 2012)
II.Dünya Savaşı Dönemi...
MacVeagh kontrol edebileceği bir istihbarat, ekibinde “kalıcı istihbarat çalışması” yapacak ve “Yunanistan’daki istihbarat operasyonlarını denetleyecek” bir OSS adamı istiyordu. Else, MacVeagh’in OSS adamı olarak Carl Blegen’i “durumu değerlendirmek ve gelişen siyasi durumun gerçeklerine dayanarak Yunanistan’daki OSS faaliyetleri için kesin bir politikaya varmak” için önerdi.
Blegen, Ocak 1942’den beri Yunanistan’a geri dönmenin yollarını arıyordu. Blegen o yılın Eylül ayında FNB’deki OSS kariyerine Meritt’i takip ederek Yunan Bölümü’ne, ardından Çeşitli Diller’e ve ardından Şansölye’ye başkanlık ederek başladı. Alison Frantz her pozisyonda onun yanında siyasi analist olarak çalıştı. İleri Araştırmalar Enstitüsü’nde Meritt için yarı zamanlı dizinleme yaparken Frantz, FNB’de gönüllü okuyucularından biri olarak çalışıyordu. Daha sonra R&A’ya geçti ve ardından 1942’de Blegen’e katıldı. Shear ve Young’ın katkıda bulunduğu Yunanistan Krallığı monografisini düzenlemişlerdi. Daha sonra, 1943'te, ABD'deki önemli yabancı dil gruplarının her biri hakkında yazılacak diğer çalışmalara örnek teşkil etmesi amacıyla "ABD'deki Yabancı Uyruklu Gruplar: Yunanlılar" başlıklı bir kitap taslağı hazırladılar." (...)
Carl Blegen, "Yunanistan'da çalışmış en ünlü Amerikalı arkeologdur ve hiçbir Amerikalı Yunan Arkeolojisi üzerinde ondan daha büyük bir etki yaratmamıştır" denilerek Yunanistan'da tanıtılır. Öyle ki Blegen Turova'yı "Yunan" olarak görüyordu. Batıya doğru yönelmiş Tunç Çağı Yunanistan'ını Anadolu'ya bağlayan bir "Kraliyet Köprüsü" konumundadır, diyordu. (Engstrom, 2023/ASCSA)
Yunan Masası'nda çalışan Amerikalı arkeologlar hem kendi ülkeleri hem de evlat edindikleri "evleri" adına çalıştılar. Savaşın başındaki yardım çalışmaları ve pragmatik "filhelenizmleri" sayesinde sadece Yunanistan'daki Yunanlılarla değil, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Yunan-Amerikan topluluklarıyla da bağ kurdular. İkinci Dünya Savaşı'nda ABD'nin Yunanistan'la ilgili istihbarat toplama ve yönetme görevini kabul eden bu kadın ve erkekler sadece kendi işlerine ve yurtdışındaki yaşam tarzlarına devam etmeye ve ev sahibi ülkenin acı çeken sakinlerine de yardım etmeye adamışlardı.
Homeros'un Turova'sının ve Perikles'in Atina'sının antik kalıntılarını kazarken, bir gün modern Yunanistan hakkındaki bilgilerini savaş zamanında pratik kullanıma dönüştüreceklerini hayal bile edememişlerdi.
Christian Freer, 1944'ten 1946'ya kadar Yunanistan'ın her yerinden ama özellikle de Türkçe ve Yunanca'daki yetkinliğinin “en değerli olduğu” Doğu Makedonya ve Trakya'dan istihbarat toplayan Turovalı arkeolog Jerome Sperling'in çalışmalarını değerlendirdi. Freer onun performansını “üstün” ve çalışmalarını da “gerçekten olağanüstü” olarak değerlendirdi. Freer'in istisnai olarak nitelendirdiği özelliklerin çoğu iyi bir saha arkeoloğunun sahip olması gereken özelliklerdi.
Savaş sonrası dönemde arkeologlar araştırma yaptıkları ülkelere geri dönerken, savaşta yaptıkları çalışmalar tartışılmadı. Soğuk Savaş döneminde CIA'in saldırganlığı arttıkça, istihbarat çalışmaları genel olarak güvensizlik duyulan bir şey haline geldi ve arkeologların savaş sırasında yaptıkları “gizli” ve "efsane" konusu oldu. (...)
Allen'in kitabından çeviri ve ek bilgiler SB
* Carl Blegen (1887-1971); Arkeolog. Casus.
Profesör, Yale ve Cincinati Üni. ASCSA (Amerikan Klasik Araştırmalar Okulu Atina). 1932-1938 TUROVA KAZISI. ABD Atina Büyükelçiliği Kültür Ataşesi. "Turovalı" Blegen'in Dışişleri Bakanlığı yetkisi P-7 idi. Yunanistan'a Fulbright eğitim sistemini getiren Carl Blegen, Sperling, Dorothy Cox, Marion Rawson ve John Caskey ile birlikte Turova'da çalıştı. Türk arkeologlarından Hamit Zübeyir Koşay, İstanbul Arkeoloji Müze müdürü Aziz Oğan ve komisyon üyesi Remzi Oğuz Arık 1935-1936 döneminde Blegen'e eşlik etti. Blegen'in bir "Philoi (Arkadaş)" olmasından dolayı adına ASCSA'da bir kütüphane kuruldu.
* Christian Freer; ABD Ordusu İstihbaratı (G2) Kahire; Yunan Masası Kahire'nin vekil başkanı; OSS Atina'nın icra memuru; 1945-1946 OSS Atina Şefi.
* Rodney S. Young (1907-1974); Arkeolog. Casus (detayı 1. bölümde).
* Jerome L. "Jerry" Sperling (1908-1997); Arkeolog. Casus (detayı 1. bölümde).
* Benjamin Dean Meritt (1899-1989); Arkeolog, Casus (detayı 2.bölümde).
* Alison Frantz (1903-1995); Arkeolog. Casus (detayı 4.bölümde).
* T. Leslie Shear (1880-1945); Arkeolog. Casus (detayı 4.bölümde).
* Lincoln MacVeagh (1890-1972); Arkeolog. Casus. Diplomat (detayı 4.bölümde).
* COI = Coordinator of Information, predecessor of OSS = Bilgi Koordinatörü, OSS'nin öncülü.
* OSS = Office of Strategic Services = Stratejik Hizmetler Ofisi, CIA öncülü.
* FNB = COI and OSS Foreign Nationalities Branch = COI ve OSS için Yabancı Uyruklular Şubesi
* 1- Fulbright Antlaşması; 1949'da ABD ile imzalanan bu antlaşma Milli Eğitim Sistemimiz ile çelişir. Komisyon 4 Türk ve 4 Amerikalı eğitimci üyeden oluşurken ABD Ankara Büyükelçisi başkandır. Yani başkan CIA'dır. Önce OSS arkeologları geldi, kazıp yorumladılar ki hâlâ o "taraflı bilinçle" devam ediyorlar. Şimdi de CIA eğitimcileri geleceğimizi şekillendiriyor, tarihimiz hakkında karar veriyor. Bu sistemde çalışanların bütün masraflarını da Türkiye karşılıyor. Kendi kendimizi baltalıyoruz! Eğitimimizin millilik özelliği yok edildi. Dayatılan Fulbright eğitim programıyla çocuklarımızı tarihimizden, kültürümüzden uzaklaştırıyoruz, değerlerimizden koparıyoruz. Sömürge eğitim üzerinden ilerliyor, ayrıca FETÖ gibi tarikatlar eğitimin içine sokuldu. Bu antlaşma iptal edilmeli !
* 2- : MÖ 6.yy'da bile her şeyi Greklere atfetmek sorgulanıyordu;
"Side ahalisinin mutlak surette Yunanlılara irca temayülünü göstermesinin [*Arrianus'un (MS 2.yy ) halkı Yunanlılara meyletmesi], buna mukabil ondan daha eski olan Hekataios'un [MÖ 5.yy] kaydında böyle bir husustan hiç bahsedilmemiş bulunmasının sebebi âşikardır.... Bilhassa Büyük İskender [MÖ 4.yy] devrinde "Panhellenismus"un yayıldığının hatırdan çıkarılmaması gerektiğini de düşünmek lâzımdır. Bu "Panhellenismus"un Arrianus tarafından verilen malûmata tesir etmemesi vârid olamaz [*Panhellizm (=Hellen seviciliği) Arrianus'u etkilemiştir]... Hekataios... "bu kitapta bulunan her şeyi - doğru addettiğim gibi - böylece kaydediyorum; çünkü Yunanlıların ananeleri birbirini nakzetmekte [birbirini bozması, çelişkili] olup bana da gülünç görünmektedir" ... Her şeyi Yunanlılar'a irca etme [vermek] teşebbüsünün daha MÖ 6.yy'da şüphe ile karşılanmış bulunduğunu da söyleyebilmekte idi. Hele bilhassa Küçük Asya'da her şeyi Yunanlılara götürme gibi hatalı bir tarih ircaına karşı yaptığımı tenkitte haklı olmamız gerektir..." - Bossert, 1950
* 3- Siyasi gözle bakan Arkeologlar;
Nemrut Dağı'nda kazılar yapan arkeolog Theresa B. Goell'ün biyografisini yazan Sanders & Gill (2004), Kıbrıs'ın Türkler tarafından işgali (!) yüzünden Theresa'nın gezisi aksadı, demekte! Arkeologların biyografisi yazılırken bile "işgal" sözü kullanılmakta! Oysa Türkiye bir garantör ülke olarak diplomatik yolları denemiş, bir sonuç alamamış ve Kıbrıs Türkleri'nin kıyımına son vermek için "kurtarma" amaçlı ki adından da belli, Kıbrıs Barış Harekâtı'nı başlatmıştı.