Yerlileri 'Dağlı Pelasglar' olan 'Arkadia'
Arkadia (Arcadia) Yunanca değil 'Pelasgca'dır. Anlamı ‘dağ boğazı/geçiti’ olan 'Arku/Argıt' sözünden gelir ve Türkçedir. Bu dağlık bölgenin coğrafi yapısı da Türkçedeki anlamına uygun olarak batısında sarp yüksek dağlar varken doğusunda daha alçak dağlar bulunur ve dağlık bölgede geçit bulmak zordur.
"Batı bölgesinde dağlar vahşi, yüksek ve kasvetli. Birbiri üzerine yığılmış küçük çaplı ve verimi az olan vadileri ve ormanlarla kaplı dağları var. Doğu bölgesi ise küçük ama verimli ovaların bulunduğu daha alçak dağlarla çevrili. Bu dağlardan akan dereler kayalardaki doğal yarıklardan akar ve çoğu yerin altında kaybolduktan sonra tekrar yükselir. Bu dağlarda birçok uçurum var ve ulaşım zordur..."
Bölgede adları Erymanthos ile Alpheios olan dağlar ve nehirler var.
Her iki sözcük de Türkçedir.
İlyada’da Akha ordular listesinde geçen Ankaios oğlu Agapenor bu 'Dağlı Arkadialıların' komutanıdır. Agapenor’a gemileri veren ise Aka Memnon’dur.
“Pelasgların hepsini Danaolar olarak anacağız” derken şaka yapmamışlar ve Strabon’un da dediği gibi ‘barbar’ adlarını muhafaza etmişler. Ya da....
Arkadia = Arku/Argıt
Erymanthos = Eriman, Erman, Arman
Alpheios = Alp
Pelasgca = Türkçe
SB
Üç örnek daha;
Sabir Rüstemhanlı;
"Bilim alemince bilinen en eski devletlerin dillerinin çoğu, o bölgeye onlardan önce gelmiş olan prototürk dillerinin yerini almışlar. Daha eski kat, Türk diline daha yakındır. Roma-Latin dilinin altında Etrüsk, Yunan dilinin altında Pelask, Sami dillerinin altında Sümer... Eski Elam, Dravit dilleri de aglutinativ dillerdendi ve bizim dile çok yakındılar. Şimdi de İskandinavya’nın altından Türk katı çıkıyor... ve belli oluyor ki, dünya öyle bin yıllardır bizim üstümüze gelmekle, bizim üstümüzü örtmekle uğraşmaktadır... Avrupa bunu itiraf etmek istemiyor... Avrupa Atilla’yı da unutturmaya çalışıyor ve Türkiye’yi bu yüzden de Avrupa Birliği’ne almak istemiyor. Hint-Avrupa hegamonyacılığının görülmemiş bir sahtekârlıkla her şeyi çiğneyerek geçtiği, İran bir yana, Turan’ı da kendisine mal ettiği, Altay, Orta Asya medeniyetlerini de kendi hanesine yazdığı bir dönemde asıl gerçekleri söyleyenler çok azdır."