20 Şubat 2025 Perşembe

Roma Dönemi’nde Efesli Kadınlar

 

Efes Varius Hamamı'ndaki Scholastika Heykeli
Efes Yamaç Ev 2'den Venüs Örekesi

Roma Dönemi’nde Efesli Kadınlar

Elisabeth Trinkl **

Roma antik döneminde hâkim olan babaerkil toplum sistemi ve bunun sonucunda oluşan erkek merkezli tarih yazımı, Imperium Romanum (Roma imparatorluk Dönemi) kadınlarına yönelik bilgi sahibi olmamızı zorlaştırır. Toplumun üst sınıfına ait kadınlara yönelik bilgi edinmemiz yeterince güçken alt sınıfa ait kadınların hayatlarını bir araya getirmek ve tam bir portre oluşturmak çok zor hatta neredeyse imkânsızdır. Efes Metropolü de bu konuda bir istisna değildir. Büyük ölçüde babaerkil geleneğe bağlı kalınarak yazılmış antik kaynakların yanı sıra, arkeolojik kaynaklara bakarak kadınların yaşamını anlamaya çalışalım.

Efesli Kadınların Şehirdeki Görünümleri

Üst sınıfa ait Romalı kadınların kendilerine ait sermayeleri vardı ve ticaret yaparlardı. Özellikle dini fonksiyonlarının varlığı belgelerle oldukça sık karşımıza çıkar. Kimisi politik makamlarda etkin, kimisi de şehir yararına katkıda bulunan vatandaşlar olarak kendilerini gösterir; kadınların mali katkılarını cumhuriyetin son dönemindeki büyük hayırsever listelerinden rahatça anlayabiliriz. (1) Yani düşünüldüğü gibi tamamen arka planda bir hayatları yoktur. Pek çok Romalı kadın görevlerini yerine getirirken müşterileriyle, çalışanlarıyla ve iş ortaklarıyla ilişki içinde olurlardı. Romalı üst sınıf kadınlarının bu kısır ve oldukça basite indirgenmiş resmine Efesli kadınlar da uyar. Efesli kadınlar hakkında özellikle epigrafik kaynaklar ve sikkeler aracılığıyla bilgi sahibi oluruz.(2)

Yazıtlarda adlarına, makam sahibi, baba, eş veya oğul gibi bir erkek akrabayla bağlantılı olmadan sıkça rastlarız. U. Soldan, “Efesli aile içerisindeki ilişki ağında kadınlar yerlerini gayet doğal olarak alırlar” der. Bu sözde alınan bir yer midir yoksa gerçekten böyle midir? Bu sıkça tartışılan konulardan biridir ancak makam sahibi kadınların kendilerine ait mali güçlerinin varlığı, bağımsız bir konum üstlenmelerini de olası kılan bir unsur olarak görülür.(3)

Claudia Trophime (4) ve Tullia (5) kamu içinde aktif rolü olan kadınlardan sadece ikisidir. Tullia, örneğin, servetini her türden hayır işi için kullanmıştır. Ayrıca aynı şekilde Vedier sülalesinde sadece erkekler değil kadınlar da şehrin şekillenmesinde rol oynarlar. Bu gelişim Geç Antik/Hıristiyanlık döneminde de devam eder hatta daha da güçlenir, kadınların maddi yardımıyla restore edilen Varius Hamamı’na heykeli dikilen Mäzenin Scholastikia bunun bir örneğidir. (6)

Dış hayatta üstlendikleri görevlerin dışında, üst sınıfa ait Efesli kadınların özel hayatları içerisinde de yerine getirmeleri gereken pek çok sorumlulukları vardı: Her şeyden önce ev idaresinin 'domina'sı, yani efendisiydiler ve buna bağlı olan her türlü iş onların sorumluluğundaydı. Evin hanımefendisi olarak sorumlulukları 'evlilik görevleri’nin ötesindeydi; sosyal, ailevi ve ekonomik olarak yapılması gereken her şeyi içeriyordu. Üstlendikleri ekonomik görevleri, örneğin sikkeler, mutfak kapları veya envanter tutanakları (7) gibi kısmen arkeolojik buluntularla kanıtlanabilirken, insani ilişkilerini buluntularla tamamlamak mümkün değildir.

Ev içindeki asıl yaşam akışı ve görüntüsüne dair de çok az şey biliyoruz. Efes’te, şehrin en varlıklı muhitlerinden birindeki Yamaç Ev 2 ve diğer buluntu yerlerinde bulunanlar, kullanım sürekliliğindeki kopuşa ve tahribata rağmen, o dönemdeki antik yaşamın bir sürecine ışık tutar. Oturma birimi 5’teki peristilli avluda bulunan ve erken bir onarım evresine ait bir kadın portesi çiziminin (8.) evin hanımına ait olup olmadığını ne yazık ki hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.

Neredeyse yok denebilecek kadar az buluntu grubu içinden küçük bir grup, kadınlara ilişkin taşıdığı önem nedeniyle ele alınmalıdır kanımızca. Bunlar sopa biçiminde, küçük (yaklaşık 20-30 cm) kemik objelerdir. Bir ucu tutamak kopçalı olup diğer ucuysa değişik şekillerde olan bu objelerin basit geometrik şekillerden heykelciklere kadar değişik biçimleri bulunur. Çubuğun kendisi, genelde kesme bezemelerle süslüdür. Sopa biçimi görüntüsü ve tutamak kopça gibi öğeleri, eğrilen yünün tutturulduğu veya başka bir eğirme için iplik sopasına sarılan örekelerden alınmıştır.

Efes Yamaç Ev 2’de ele geçen örnekler, zengin yapım tarzları ve yüzeylerindeki yarık ve sivri çizikler nedeniyle işlevsellikleri olmayan süs eşyası olarak değerlendirilebilirler. İpliğin yapımı için, en başta örekeler olmak üzere, iğler ve ağırşaklar gerekir. Ağırşaklar için zengin arkeolojik buluntu vardır ama iğler ve örekeler genelde ağaçtan yapıldıkları için ender olarak günümüze ulaşmışlardır.

Eski zamanlardan beri yünü işlemek evdeki kadınların, özellikle de evin hanımının geleneksel uğraşıydı. Romalı tarihçi Suetonius’un yazdığı gibi, imparatorun evinde dahi Augustus'un giysileri ailesinin kadınları tarafından yapılıyordu (Suet. Aug. 74). Evin hanımı çoğu zaman iplik eğirmese de bunun koordinasyonunu sağlamak ana görevlerinden biriydi. O kadar ki yün işlemesi onun evin hanımefendisi olarak konumunu ve statüsünü karakterize ediyordu. Bu bağlamda sanırım Yamaç Ev 2 ’de bulunan bezemeli örekelerini, kadınların konumunu gösteren sembol ve evin hanımının başarısı olarak yorumlamak yanlış olmaz. Örekelerin bulunduğu ev sahibelerini ne yazık ki tanımamaktayız.

Nekropollerin İzinde Efesli Kadınlar

Şehir içindeki görüntü, şehrin nekropollerine de yansır. Efes her antik kent gibi geniş nekropollerle çevriliydi. Bunlardan biri de MS 3. yüzyılın başında T. Flavius Damianus’un yaptırdığı Damianus-Stoa’sı olarak adlandırılandır. Bu stoayı zengin bir sütunlu galeri çevreler ve Panayırdağı’nın doğu eteklerine doğru yayılır; (9) Damianus bu hayratı karısı Vedia Phaedrina (10) adına yaptırmıştır. Bu geniş nekropoldeki birkaç anıta bakarsak...

Bugün Efes antik kentine girişlerden biri olan Magnesia Kapısı yakınında Cl. Antonia Tatiana’nın mezar evi yer alır. Günümüze kadar korunmuş olan miras belgesi, (11) 'heroon' olarak adlandırılan mezar evininin sahibinin açıkça Cl. Antonia Tatiana olduğunu belirtir, yazıttan anladığımıza göre, akrabası Qu. Ae.Aristides’in kendi mezar evine gömülmesini engelleyen de yine odur. (12) Efes’teki bu lahit ne yazık ki oldukça tahrip olmuştur, ancak Cl. Antonia Tatiana’nın portresini Aphrodisias’ta Bouleuterion’da (Meclis Binası) bulunan bir başka heykelden de tanıyoruz; bu heykele ait yazıtlı kaidede 'euergetis' olarak tanımlanır. (13) Cl. Antonia Tatiana ile hem Efes’te hem de Aphrodisias’ta karşılaşılması Roma üst sınıfına ait kadınların erkek akrabaları gibi Anadolu’daki diğer yerlerle değişik ilişkiler içinde olduklarını ve sadece oturdukları yerle sınırlı kalmadıklarını gösterir.

Diğer bir mezar sahibi kadının ismi, gladyatörler mezarlığı olarak bilinen mezarlıkta, Damianus-Stoa’sının batı uzantısında yer alan bir mezarda karşımıza çıkar, (14) adı Serapias’tır.

Mezarı, kabartmalı basit bir yapıyla kapatılmıştır. Yazıtta sadece mezar sahibinin ismi değil aynı zamanda annesinin adı da yer alır. Achaia, kızı için bu mezarı yaptırmıştır. Her iki isim de baba adları olmaksızın verilmiştir ve her iki kadın da isimlerinden anlaşıldığı üzere köle statüsündedirler.

Gladyatörlerle ailelerine ayrılmış bu mezarlık alanında, Hymnis de kocası gladyatör Palumbus için burada bir mezar yeri almış ve kocasına bir de yazıtlı bir kabartma yaptırmıştır. Bu isimler gladyatör oyunları camiasına uyan isimlerdir. Efesli kadınlardan sosyal statüleri düşük Achaia ve Hymnis’in adını bize ulaştıran bu yazıtlar, birinin kızına diğerinin kocasına yaptırdığı bu mezarlar, bu camia içindeki belli bir zenginliği işaret eder. Bu mezar yapıları Cl. Antonia Tatiana’nın mezar evi veya diğer gösterişli mezar yapılarından farklı olsa da her seviyeden insanın cinsiyetinden bağımsız olarak ölümden sonra ailelerin umumi alanlarda gösterişle temsil edilmesini ne kadar da önemsediğini gösterir.

Arkeolojik kazılarla günümüze ulaşmış ve Damianus-Stoa’sının güney kısmında, galerinin iki payesi arasında tahrip olmadan günümüze ulaşmış bir başka kadın mezarı daha vardır. 6-7 aylık bebeği ile gömülmüş bir hamile kadındır mezarın sahibi ve ismi, lahitin ön yüzünde bugün boş olan 'tabula ansata' içinde yazılıydı. (15) Mezarın içinde pişmiş toprak ve seramik çömleklerin yanı sıra, gömülen kişiye ait takı, ayna ve yün yapımında kullanılan iş takımı, iğ, ağırşak, öreke gibi buluntular karşımıza çıkar. Kendisinin veya ailesinin maddi gücü Damianus Stoası’nda bir lahit yaptırabilecek kadar iyi olan bu kadının mezarına konulan el işi aletler, mesleğe yönelik veriler olarak yorumlanmamalı kanımızca. Bu aletler ölen kişinin özel bir eğilimini gösteriyor ve belki de sembolik bir anlamı içeriyor olmalı.

Gerek Anadolu’daki gerekse tüm Roma İmparatorluğu’ndaki mezar betimlemelerine baktığımızda değişik tarzlarda yapılmış anıtlar üzerinde özellikle öreke ve iğlerin sevilen motifler olarak kullanıldığını görürüz.

Aynı şekilde bu motifler tüm imparatorluk içinde -burada kısaca değinilen 'Damianus-Stoa’sındaki lahit gibi- mezar süslemesinin bir parçası halindedir. (16) Mezar üzerindeki betimlemeler ve mezarda gömünün yanma konulan nesneler, ölen kişinin özelliklerinin ve değerlerinin öteki dünyada göstergesidir: Domina- yani evin hanımefendisi olarak hayatını, görevlerini yerine getirerek yaşamıştır. Bu görevler içinde özellikle evin idaresi, doğum ve çocukların (yasal olanların) yetiştirilmesi gelir. Mezar epigramları daha önce Yamaç Ev 2’deki bezemeli örekeyle benzer şekilde, yün ile kadına ait sosyal görevler arasındaki sıkı bağı belgeler.


Dipnot:

(1) Anadolu’daki kadın beden öğretmenleri için bkz. Cassarico 1982: 117-123; Okland 1994: 199-219; hayırsever listeleri için bkz. Engelmann 2000: 79; Inschriften von Ephesos, 6, Bonn 1980, Nr. 1687.

(2) Rogers 1992: 215-223; Friesen 1995: 107-113; Scherrer 1997: 93-112, özellikle 102 vd.

(3) Nolle, kadınların resmi görevleri devralışını “idare-i maslahat” olarak yorumlar.

(4) Claudia Trophime: Inschriften von Ephesos 4, 1980, Nr. 1062; Knibbe 1981: 124; Merkelbach — Stauber (ed.) 1998: 322 vd.

(5) Inschriften von Ephesos 4, Nr. 1063, Bonn 1980.

(6) Wallinger: Kendi imkânlarıyla semtlerine bir toplantı yeri yaptırdılar.

(7) H. Taeuber, 2002, 93-99.

(8.) Taeuber 1995: 527-529, özellikle 528, Res. 122, 3.

(9) Knibbe-Langmann 1993; Knibbe-Thür 1995; Steskal- Grossschmidt- Heinz-Kanz-Taeuber 2003: 241-273.

(10) Philostrat, vit. soph. 2, 23.

(11) Inschriften von Ephesos 6,1980, Nr. 2121.

(12) Lahitler konusunda bkz. Rudolf 1992.

(13) İnan - Alföldi- Rosenbaum 1979: 213-216 bkz. Res. 138, 2; 140,1-2, 4; Smith 2006: 69-71, Nr. 96 Res. 76 vd.

(14) Pietsch - Trinkl 1995 ve bkz. Knibbe-Thür 1995: 19-48; Kanz-Grossschmidt 2005: 103-123.

(15) Lahit ve mezar evindeki insan kemikleri antropolojik araştırma sonuçları için bkz. Reuer - Fabrizii-Reuer 1993: 43-46; Trinkl 1993: 36-42, özellikle 38-40.

(16) Parmak örekelerinin mezar hediyesi olarak kullanımları için krş. Cremer 1998/1999: 327-332 ve Cremer 1996: 135-144.


** Alıntılanan Kitap:

Anadolu'da Kadın; On Bin Yıldır Eş, Anne, Tüccar, Kraliçe

A.Muhibbe Darga (ilk baskı 1972)

Yayına Hazırlayan Emine Çaykara, 2020