Çin'in ipeğine kanma!
Bilge Kağan
Uygur Hakanlığı'nın temel üretim vasıtası hayvancılıktı. Savaşlarda en önemli rolü atlı savaşçılar oynadığı için, hakanlık at yetiştiriciliğine özel bir önem vermişti. O dönemde genel olarak at çok pahalıydı. Çünkü savaşta elde edilecek üstünlük süvari birliklerinin varlığına bağlıydı.
Doğu Uygurları atı ve at yetiştirmeyi seviyorlardı. Birkaç milyon baş at arasından birkaç yüz bin at seçerek, 221 bin kişilik süvari ordusu kurmuşlardı. Hunların, Türklerin ve Uygurların orduları ağırlıklı olarak süvarilerden oluşuyordu ve piyade savaşçı sayısı oldukça azdı. Yine Hunlar, Türkler ve Uygurlar savaşa gittiklerinden yüz binlerce yedek atı da beraberlerinde götürürlerdi. Ayrıca hızlı haberleşme vasıtası olarak da at emsalsiz bir hayvandı. Doğu Uygurlarda her kabile ve oymağın atlarının uyluklarına bastıkları kendi tamgalaarı ve yine her kabilesinin kendine has meraları vardı. Bu yüzden Uygurlar atlara "tamgalı atlar" adını verirlerdi.
Çin imparatorları çok eskiden beri kuzeyli cengaver komşularıyla boy ölçüşebilmek için süvari orduları kurmaya gayret etmişlerdir; fakat bunlar arasında at konusuna özel bir önem verenler T'ang imparatorları olmuştur. Gansu'daki Lung-yü, Lan-chou, Feng-lien, T'ien-shui gibi dört vilayet ile Ho-hsi koridorunda mera ve su yönünden zengin yaylaları keşfederek, buraları koruma altına almak için özel bir birim teşkil ettiler ve başına da devlet erkanından üst düzey bir memuru getirdiler.
630'dan 670 yılına kadar geçen kırk yıl zarfında bu meralarda 700 binden daha fazla at bakılmıştır. 670'den itibaren Tibet'le Çin arasında başlayan çatışmalar Gansu meraları da dahil olmak üzere pek çok meranın tahrip edilmesine yol açtı.
Meraların adeta çöle dönüşmesi yüzünden pek çok at öldü. Öyle ki 754 yılında mevcut at sayısı 320 bine kadar düşmüştü ve bunun da ancak 200 bini işe yarar durumdaydı. Bu yüzden T'ang İmparatorluğu gerek savaş atı ve gerekse yük ve çiftçi atı konusunda büyük sıkıntı içine düştü.
Özellikle 755'de Onluk'un isyan edip Lo-yang ve Ch'ang-an'ı ele geçirmesi, İmparator Süan-tsung'ın Sih-ch'uan'a kaçması üzerine Çin kargaşa içine düşmüş; imparatorun elinde yalnızca otuz bin kadar at kalmıştı.
756'da T'ang tahtına Su-tsung geçtiğinde Tibet Gansu'nun büyük kısmını zapt etmiş; bölgedeki meralar tahrip edildiği için buralarda at yetiştirilmesi hemen hemen imkansız hale gelmişti. İşte bu yüzden T'ang imparatorluğu Uygur Hakanlığı'ndan bol miktarda at almak zorunda kalmıştı.
O sıralarda T'ang ordusunun büyük kısmı piyade, isyancıların ordusu ise atlı idi. Eğer o sıralar Uygur Hakanlığı T'ang İmparatorluğu'na yardım etmemiş olsaydı, muhtemelen imparatorluk hayatta kalamazdı.
İki taraf arasında yapılan anlaşmaya göre Uygurlar ve Çinliler atla ipek takas edebileceklerdi. Çünkü Çin Uygur atlarına ihtiyaç duyduğu kadar, Uygurlar da Çin ipeğine ihtiyaç duyuyorlardı. Uygurlar Çin'den aldıkları ipeğin bir miktarını kendileri kullanıyor, kalanını dünya pazarlarına sürüp pahalı fiyattan satıyorlardı. Bir Uygur atı Çin'de genellikle elli top ipek karşılığında veriliyordu. T'ang İmparatorluğu da savaş atlarına fazla ihtiyaç duyduğu için bu takas onun oldukça işine geliyordu.....
... Onluk isyanının (755) başladığı tarihten itibaren Uygurlar bir yüz yıl boyunca, her yıl Çin'e en az birkaç bin, en fazla yirmi-otuz bin ila yüz bin arasında savaş atı veriyorlardı.
Örneğin 773 yılında Çin'e satılan at sayısı on bin baş iken, 782'de bu rakam 100 bin başa ulaşmıştı. Bir atın ortalama 40 top ipeğe satıldığını düşünürsek, 100 bin at için Çin Uygurlara ödemesi gereken miktar 4 milyon toptu. Ancak, Çin iç savaşla çalkalandığı ve ekonomik durumu bozulduğu için Uygur Hakanlığı'na olan bu borcunu ödeyecek durumda değildi. Bu yüzden o yıl (782) yalnızca 100 bin top ipek ve 100 sar (bir Sar 3125 kg) gümüş ve altın ödeyebildi. Ve T'ang İmparatorluğu Uygurların fiilen bölünüp büyük muhaceret yaşadıkları 840 yılına kadar bu borcunu tamamıyla ödeyemedi.
Uygurlar - Turgun Almas
Selenge Yayınları,2013
// Emperyalistlerin Yalanlarına Kanma!