21 Eylül 2014 Pazar

LEJYONLAR - ROMA / İSKİT



Roma Ordusundaki Lejyonlardan biri 
İSKİT LEJYONU : IV SCYTHICA


Kuruluş tarihi ve kuran : MÖ 42 Marcus Antonius.
Ana Lejyon : MS 68'den MS 5.yy kadar Zeugma - Gaziantep
Terhis tarihi : MS 400 olmasına rağmen 5.yy'a kadar aktif idi.
Sembolü: Oğlak.



İmparatorluk dönemi boyunca lejyonların her biri kendilerine ait özel isimler ve kartal gibi semboller kullanmaya başlamıştır. Lejyonların kendilerine ait bayrak ve flamalarının yanı sıra unvanlar da kullanılmıştır. Hatta lejyon askerlerinin mezar taşları üzerine kılıç gibi çeşitli semboller işlenerek ölümlerinden sonra onurlandırıldıkları da görülmüştür.


Ayrıca her lejyonun başlangıcı efsanelere karıştırılmış destansı hikâyeleri bizzat lejyon komutanları ve eski lejyonerler tarafından ortaya atılmıştır. Bütün bunlar askerlerin bağlı bulunduğu lejyonla gurur duymasına ve zamanla aidiyet duygusunun gelişmesine sebep olmuştur. Zamanla askerler lejyonlarına hizmet etmekten gurur duymaya ve hatta kendilerini lejyonla özdeşleştirmeye başlamış ve bu durum askerlerin lejyona bağlılığını artırmıştır.


İmparator Diocletianus tarafından yeniden düzenlenmesine kadar yaklaşık dört yüz yüzyıl boyunca lejyonlar Roma İmparatorluğu’nu dünyanın en güçlü devleti haline getirmiştir. Lejyoner olmanın ve hatta lejyoner olarak ölmenin onur sayıldığı bu dönemde Roma için savaşan bu askerler imparatorluğun yaşaması için kendi hayatlarından vazgeçmişlerdir. Lejyon sisteminin devamlılığı için gereken iki temel prensip disiplin ve sadakat olmuştur .


Disiplin, caydırıcı cezalarla sağlanmış ve bazı durumlarda ceza bireysel olmaktan çıkarak tüm lejyonu kapsar hale getirilmiştir. Lejyonda uygulanan küçük cezaların başında, sopayla vurulması, erzakın azaltılması, maaşın düşürülmesi, kırbaçlama, rütbe düşürme, sürgün ve ilave görevlerin zorla verilmesi gelmektedir. Büyük suçların başında gelen görevi terk ve firar durumunda uygulanan “Fustuarium” cezasında silah arkadaşlarının huzurunda taşlanarak ya da dövülerek lejyoner öldürülmüştür. Cezaların en büyüğü olan Decimation” (Desimasyon) cezası savaş esnasında isyan eden veya izinsiz geri çekilen birliğin tamamına verilmiştir.


Lejyonda sadakatin sağlanması ise iyi bir emir komuta sistemine bağlanmıştır. Roma İmparatorluğunda en büyük ordu rütbesi “Dux” olup bir eyaleti veya ikiden fazla lejyonu idare eden generallere verilen unvandır. Özellikle senatonun sefer kararı almasından sonra görevlendirilen generaller bu unvanı kullanmışlardır. “Legatus legionis” unvanı kullanan lejyon komutanları 3-5 yıllık süreler için imparator tarafından atanmıştır. Lejyonun tüm sorumluğunu taşıyan Legatus legionis’dan sonra “Tribunus laticlavius” ikinci komutan olarak gelmiştir. Komutada üçüncü sırada ise “Praefectus castrorum” unvanı verilen ve tecrübeli askerler arasından seçilen komutan gelmiştir. Ayrıca her lejyonda “Tribuni angusticlavii” unvanlı beş adet daha kıdemsiz tribün bulunurdu. Bunun dışında lejyonda “Decanus”, “Decurion”, “Tesserarius”, “Duplicarius”, “Optio” gibi alt rütbeler de bulunmaktaydı. Ayrıca lejyonda bir kişiye verilmiş özel görevler de bulunmaktaydı.


Lejyonların başarısının arkasında yatan bir diğer neden ise Auxilia birliğinde bulunan savaş makineleri mühendisleri, silah ustaları, yol ve köprü yapımcıları, keşif ve avcı birlikleri gibi yan hizmet görevlilerinin çok iyi yetiştirilmiş ve düzenli olarak organize edilmiş olmasıdır


M.S. 1 ve 2. yüzyıllarda Romalı senatörlerin unvan ve kahramanlık aradığı savaş meydanları çoğunlukla ülkenin doğusu olmuştur. Parthlar üzerine gerçekleştirilecek büyük bir sefer ve kazanılacak zafer Crassus’dan (M.Ö. 53) Julianus (M.S. 361-363)’a kadar uzanan dönemde hemen hemen tüm Roma imparator ve generallerinin hayallerini süslemiştir. Bu durum doğu sınırı boyunca yerleştirilmiş olan lejyonların önemini artırmıştır. Fırat Nehri boyunca kuzeyden güneye Malatya’da XII. Fulminata, Samosta’da XVI. Flavia Firma ve Zeugma’da IV. Scythica lejyonları hem doğu sınırının güvenliğini sağlamışken hem de Parthlar üzerine düzenlenen seferlerin temel askeri gücünü oluşturmuştur.


M.S. 3. yüzyılda İmparator Diocletianus yapmış olduğu değişikliklerle lejyondaki askerlerin sayısını azaltmış fakat lejyon sayısını çoğaltmıştır. Bu durum pratikte idare kolaylığı sağlaması dışında çok etkili olmamıştır. M.S. 1 ve 2. yüzyıllarda başarısının zirvesine ulaşan lejyonlar sonraki yüzyıllarda imparatorluk için önemini kaybetmese de eski askeri ve politik etkinliğini, birer kukla olmaları için görevlendirilmiş generallerin ellerinde yitirmiştir .


Roma İmparatorluğu yeni hâkimiyetine aldığı bölgeye henüz lejyonlar yerleştirmediğinden ve kendisine ittifak bağıyla bağlı olan yerel krallıklara güvenmediği için en güvenilir doğal engel olarak gördüğü Fırat Nehri’ni Parthlar ile arasına sınır kabul etmiştir. Traianus’un Parhtlar üzerine sefer düzenlediği 114 yılına kadar Fırat Nehri iki taraf içinde geleneksel sınır olarak kalmıştır.


Fırat Nehri’nin doğusunu ele geçirmek için ilk teşebbüs edenlerin başında gelen Crassus, M.Ö. 53 yılında büyük bir ihtişamla hazırlanan ordusuyla Parthların başkenti Ctesiphon’a kadar uzanacak bir sefer için harekete geçti. Carrhae (Harran) yakınlarında Parthlar ile yaptığı savaşta büyük kayıp veren Crassus, kampında kurulan tuzakla öldürüldü. M.Ö. 37 yılında Marcus Antonius, Parthların içinde bulunduğu politik karmaşadan yararlanarak Crassus’un kaybettiği itibarı geri kazanmak için yeni bir Parth seferi düzenlemiştir. 


Marcus Antonius, ilerleyişi sırasında Parthların tedarik hatlarına yaptığı saldırılarla iaşesiz kalmış ve büyük kayıplar vererek geri çekilmiştir. Bu iki yenilgiden sonra Parth Kralı IV. Phraates ile Roma arasında yapılan anlaşmayla Fırat Nehri tekrar sınır kabul edilmiş ve saldırmazlık kararı alınmıştır. M.Ö. 1. yüzyılda Akdeniz’in tamamını hâkimiyeti altına almış olan Roma İmparatorluğu bir başka gücün Akdeniz’e yaklaşmasına izin vermemiştir. Roma için Akdeniz’de tehlike oluşturabilecek en önemli devlet ise Parthlar olmuştur. Parthların Akdeniz’e inmesini engelleyebilmek için Fırat Nehri’nin kontrol altında tutulması gerekmiştir. Parthların Fırat Nehri’nin doğusunda tutulması Hıristiyanlıktan sonra daha fazla önem kazanan Antakya’nın güvenliği açısından da önemli olmuştur. Fırat Nehri’nin doğusundan geçen ticaret yolları ve Küçük Asya’yı Mısır’a bağlayan askeri ulaşım yollarının kontrolü için Fırat Nehri’nin sağladığı koruma vazgeçilmez hale gelmiştir. Bunu sağlayabilmek için de Fırat Nehri boyunca lejyonlar yerleştirilmiştir.


IV. Scyhica Lejyonu

M.Ö. 42 yılında Marcus Antonius tarafından kurulduğu bilinen lejyonun kendisiyle birlikte Parth seferine katılıp katılmadığı hakkında kaynaklarda bir bilgi bulunmamaktadır. M.Ö. 31 yılında IV. Scyhica lejyonu Moesia Eyaleti’nin yönetim merkezi olan Viminacium kentindeki karargâhına yerleştirilmiştir. İlk dönemde lejyonun bulunduğu bölgede savaş hali söz konusu olmadığından askerler sivil hizmetlerde çalıştırılmıştır. 

6 – 9 yılları arasında Tiberius’un emri altında Orta Tuna bölgesinde yaşayan Illyrialı ve Pannonialı kabilelerin itaat altına alınmasında savaşmışlardır. İmparator Claudius’un yerine geçen Nero’nun danışmanları Armenia’ya müdahalede bulunmasını aksi halde Parthların nüfuz kazanacağını ve Roma’nın bölge dışına itileceği uyarısında bulununca General Corbulo Suriye’ye gönderilerek savaş hazırlıklarına başlanmıştır. Nero, General Corbulo ile beraber göndermiş olduğu III. Gallica, VI. Ferrata ve X. Fretensis lejyonlarına ek olarak IV. Scyhica lejyonunu da görevlendirmişti. Corbulo, düzenlediği seferle büyük bir zafer kazandıktan sonra bölgede kalmaya devam etmiş ve doğudaki lejyonları yeniden düzenlemiştir. Corbulo’nun emri altında IV. Scyhica lejyonu en parlak dönemlerinden birini yaşamıştır.


IV. Scyhica lejyonu, 62 yılında dönemin en parlak generallerinden olan Lucius Caesennius Paetus’un komutası altında yeni bir Parth seferine katılmıştır. Paetus, iyi bir komutan olmasına rağmen bölgeyi iyi tanımaması, yanına yeteri kadar büyük bir askeri gücü almaması ve ağır kış şartlarının ordunun ilerleyişini güçleştirmesinden dolayı Parthların ani saldırılarına maruz kalarak ordudan kurtarabildikleriyle geri çekilmek zorunda kalmıştır. Lejyon aldığı büyük yenilginin utancı içinde Fırat Nehri’nin batısında bulunan Zeugma kentine geri çekilmiştir. 


66 yılında kente yerleşen lejyon, 3. yüzyıla kadar kentte kalarak hem kentin muhafazası görevini üstlenmiş hem de doğuya düzenlenecek seferlere katılmıştır. IV. Scyhica lejyonu 70 yılında çıkan Birinci Yahudi İsyanı’nda da görev almış, fakat başarı sağlayamadığı gibi büyük kayıplar da vermiştir.. Yine de lejyon 132 – 136 yıllarında çıkan bir başka Yahudi isyanında görevlendirilmiştir. Zeugma’ya yerleşen IV. Scyhica lejyonu, M.S. 1. yüzyıldan sonraki tüm Parth seferlerine katılmıştır. 114 – 117 yılları arasındaki Traianus’un ve 161 ve 166 yıllarındaki Lucius Verus seferlerinde büyük kahramanlıklar göstermiştir. IV. Scyhica lejyonu, Septimius Severus’un seferi esnasında Ctesiphon kadar ilerlemiştir.


Zeugma'da 2000 yılına kadar devam eden kazılarda ele geçirilen sanat eserlerinin büyük bölümü Romalı komutan ve soyluların kendi ikametleri için yaptırmış oldukları villalarda ele geçirilmiştir. Özellikle odaları süslemek için yapılan taban ve duvar mozaikleri hem ince bir sanat zevkinin hem de zenginliğin göstergesi sayılmıştır. Bunun dışında freskler, heykeller ve çok sayıda bulla ele geçirilmiştir. İkamet alanları dışında kentin yaklaşık 600 metre doğusunda, şu an baraj setinin altında kalmış olan bir hamam yapısı ile bir gymnasium olduğu zannedilen yapı kompleksinin, etrafında yer alan şapel, kuyu ve mahiyeti anlaşılamayan duvarlar ve bölmelerle özel bir öneme sahip başlı başına bir yapı grubu oluşturduğu saptanmıştır. Bu alanda Roma lejyonerlerine ait kılıçlar ve mızrak uçları ele geçmiş olmasına rağmen IV. Scyhica lejyonunun bu alana yerleştiğine dair herhangi bir yapı kalıntısına rastlanmamıştır. Askeri kampa ait olduğu bilinen “Legio IIII” damgalı tuğlalar kentin batı kesiminde yoğun şekilde ele geçmesi, bu yapıların şehrin dışında yer aldığını düşündürmektedir


Roma İmparatorluğu’nun Doğu Sınırını Korumak İçin 
Yrd. Doç. Dr. Ercüment Yıldırım
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üni.Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, 




Marcus Antonius (Marc Antony) Lejyon İskit IV (MÖ.32-31)
Üç Kün Bir Ay - KÜN-AY
Romalılar bu standard (tuğ)a Signum diyor
Silver Legionary Denarius Legion Quarta Scythica IV - 32-31 BC



İskit IV Lejyonu'nda asker olan Quintus Attus Celer'in, 20 yıl yaşamış Senilis adlı kölesine ait mezar taşı.
Rijksmuseum van Oudheden, Leiden
[Senilis Q(uinti) Atti Celeris (centuronis) leg(ionis) IIII Scyticae servus vixit ann(os) XX...  
Senilis, slave of Quintus Attus Celer, centurio of Legio IIII Scythica, who lives twenty year.] 








Anadolu'dan asker kaydetmiş olan diğer Roma lejyonları şunlardır:

Legio IV Flavia, Legio XIV Gemina, Adiutrix adını (=cognomenini) taşıyan I ve II numaralı lejyonlar, Legio X Gemina, Legio IV Scythica, Parthica adını taşıyan I ve III numaralı lejyonlar. Ancak saydığımız bu lejyonların Anadolu'dan asker kaydetmeleri İS.2. Yüzyılda gerçekleşti. Bu yüzyılda yapılan kayıtların öncekilerden farkı, bu kayıtların lejyonların sevkiyatı sırasında yapılmış olmasıdır. Traianus'un Pers seferine katılmış olan Legio IV Flavia'nın Anadolu kökenli askeri Ankyra'dandı.

Daimi garnizonu Dakia'dayken Parth seferine katılmış olan Legio XIV Gemina'da ise Anadolu kökenli üç asker görev yaptı. Bunlardan birisi İkonion' dan, diğeri Ankyra' dan, üçüncüsü Lykia-Isauria sınırındaki bir köydendi. İlk ikisi askeri hizmetini tamamladıktan sonra evine döndü. İkonionlu veteran aile mezarlığına gömülürken, Ankyralı veteran doğduğu köyde defnedildi. Üçüncü asker, lejyonun Dakia'daki karargahında evlendi.

Legio I Adiutrix ve Legio II Adiutrix, İS. 2. yüzyılda düzenli olarak Parth seferine katılmış olan Roma lejyonlarındandır. Onlar, bu seferler sırasında Anadolu'dan asker kaydettiler. Legio I Adiutrix'in Anadolu kökenli askeri İkonion'dan kaydedilmişti. Legio II Adiutrix'te askerlik yapmış olan Anadolu kökenli iki asker ise Ankyra'dandı.  Aynı yüzyılda veya III. Yüzyıl başında Phrygia'daki Sebaste'den bir asker Legio X Gemina'da hizmet etti. Onun lejyoner olarak Roma ordusuna alınması Septimius Severus ya da Caracalla'nın Parth seferi sırasında olmalıdır. Legio I Italica'da görev yapmış olan Anadolu kökenli iki asker, bu lejyonun Moesia'daki karargahında, yani Novae'de bulunduğu sırada yaşamlarını kaybettiler. Bu iki askerden birisi Ankyra, diğeri Aspendos (=Belkıs) doğumluydu.  Onların lejyoner olarak Roma ordusuna alınması muhtemelen Traianus'un Parth seferi çerçevesinde gerçekleşti. Zira Legio I Italica, Hadrianus zamanında Novae'ye yerleşmişti .

Legio IV Scythica, İS. 2. Yüzyılda muhtemelen Parth seferleri sırasında Anadolu'yu yeniden asker kaynağı olarak kullandı. Bu zamanda Ephesos, Pergamon, Ankyra ve Caesareia bu lejyona asker verdi. Legio I Parthica ve Legio III Parthica, Septimius Severus'un Parth seferine katıldılar. Her iki lejyon sevkiyatları sırasında Anadolu'dan asker kaydettiler. Bu askerler, Dağlık Kilikia, Lykia ve Ankyra'dan temin edildiler.

Anadolu'dan asker kaydetmiş olan bir diğer lejyon Legio III Augusta'dır. Daimi karargahı Afrika'da olan bu lejyonun Anadolu kökenli askerleri Asia, Bithynia ve Kilikia'dan toplanmıştır. Bu askerlerin kayıtları, İS. II. Yüzyılda veya III. Yüzyıldaki sevkıyatlar sırasında yapılmış olmalıdır. Sonuç olarak çoğu orta Anadolu'dan olmak üzere Anadolu'nun her bölgesi Roma lejyonlarının asker kaynağı oldu. 

Roma Lejyonerleri ve Anadolu / PDF
Doç.Dr.Mehmet Ali Kaya
Ege Üni.Edebiyat Fa.Tarih Bölümü Öğretim Üyesi









IIII İskit Lejyonun Standardları (Alemleri)
"Signum": Oğlak ve Kün-Ay, ortada İmparator Vespasian ve oğulları
The standards of the IIII Scythica: 
"Signum" Capricorn  and Sun and Crescent!, in the middle Vespasian and sons.

Goleto Manastırı'nı korumak için 1152'de yaptırılan Febronia Kulesi  - Avellino / Campania
Kulede İskit IV Lejyonu'nda kıdemli subay olan M.Paccius Marcellus'un anıt-mezarından getirilmiş yazıt var.
Manastır St. William tarafından 1133'de rahibelerin ruhsal rehberliği için yaptırılmış.
From the Febronia Tower (1152) in Abbey Goleto (1133) Avellion /Campania
These are brought from M.Paccius Marcellus monument, centurion of Legion IV Scythica
M. PACCIO G. F. GA.MARCELLO PRIMI PILARI LEG. IIII SCYTHICAE





SB'den NOT: 

- Efes kütüphanesinin sahibi olan Celsus, MS 80'li yıllarda IV Scythia'da komutanlık yapmıştır. Kazılarla Viyana'ya götürülen Part Frizleri'nin neden burada yer aldığı da böylelikle anlaşılır....


Efes'teki Celsus Kütüphanesi MS 110'da Asya'nın konsülü Tiberius Celsus Polemaeanus'e anıt-mezar-kütüphane olarak oğlu tarafından yaptırılmıştır. Muhtemelen Sardes (Sart)'ta doğan Celsus'a göre babası Romalı bir şövalyedir, dolayısıyla oldukça zengindir. Celsus hukuk eğitimi aldıktan sonra askeri kariyerine MS 68 de İskenderiye (Alexandria)'deki lejyonda başlar. Bu lejyonun komutanı olan Titus Flavius Vespasianus ise, leyjonu tarafından bir yıl sonra imparator ilan edilecektir. Rakibi Vitellius'e karşı bir zafer kazanan Vespasianus MS 70'de sadık binbaşısı Celsus'u senatörü yapar. 70'lerin ortasına gelinildiğinde bir "praetor", yani "ülkeyi yöneten" sıfatıyla Roma'da üst düzey yetkili hakim olur. 78-85 arası Kapadokya'ya "Legatus iuridicus"  (judicial legate- eyalet valisi için özel hukuk alanında danışmanlık yapacak eğitimli hukukçu) olarak atanır. Sonra Scythica IV Lejyonu'na komutan olur. Buradaki görevini tamamladıktan sonra Bithynia ile Pontos'a vali olarak atanır. 85/87 yılında Roma'daki gazilerin emeklilik fonundan sorumludur. 89'dan 91'e kadar Kilikya'da elçilik görevini yapar. MS 92 de imparator Domitianus tarafından Roma'da konsolosluk görevine getirilir. Tüm bu görevlerinden sonra papazların asil konseyine seçilebildi. Bu rahipler 'Sibyline Kitapları'nın koruyucularıdır ve "Quindecimviri sacris faciundis" olarak adlandırılır. Bunların yanında senatonun talebi üzerine de onlara danışmanlık yapar. Celsus, Domitianus (81-96) ile Traianus (98-117) yönetimde  imparatorluğun finans ve organizasyonlarından sorumluydu. Celsus'un başarılı geçmişi ona Asya'nın zengin eyaleti olan Efes'e vali olarak (MS 105/6) atanmasını sağlamıştır. Efes onun son görev yeri olmuştur ve MS 114 gibi burada ölmüştür. Celsus'un oğlu Aquila, babasının kütüphane projesini bir anıt-mezara dönüştürmek istemiştir, ama izin alamamıştır. Bu sebeple de anıt-mezar kütüphane ile birlikte inşa edilmiştir. Roma döneminde şehir içine gömülme sadece izinle yapılmaktadır. Celsus'un şehir içine gömülmesi de, onun halk tarafından saygı duyulan bir kişi olduğunu gösterir.



- Yahudi isyanında, Yahudilerin yardımına koşan Partlar iken, düşmanları İskitlerden oluşturulan Scythica IV 'tür. Yani her iki tarafta da Türkler vardır!..

"Partlar bilhassa Yahudilere karşı hoşgörülü davranıyorlardı. Selefkiler ve Romalıların baskılarından sonra Yahudiler, Akamenler devrinde olduğu gibi, onları yabancı boyunduruğundan kurtaracak yegane gücün Partlar olduğuna inanıyorlardı. MS.2.yy'daki büyük Yahudi İsyanı'nda Partlardan yardım görmeleri ile şu sözler meşhur oldu: - Filistin'de bir mezar taşına bağlanmış Partlara ait bir cenk atını görürseniz, Mesih'in gelme saati yaklaşmıştır." [Selahi Diker - Türk Dili'nin Beş bin Yılı] "During the great Jewish revolt of the second century AD. which set all the Roman Orient ablaze, the rebels received aid from the Parthians, a fact which gave rise to the well-known saying: "When you see a Parthian charger tied up to a tombstone in Palestine, the hour of the Messiah will be near." [Roman Ghirshman - İran from the Earliest Times to the İslamic Conquest] Parthians and Scythians are the ancestors of Turkish tribes...


* Prof.Firudin Ağasıoğlu : "Partlar "Dış İskitler" yani "dışlanmış olanlar" olarak bilinir."
* Prof.Fahrettin Kırzıoğlu: "Partlar Taş Oğuzlar'dr."
* Begmyrat Gerey: Büyük “Part” Türk Devletini Kuran Atalarımız. (M.Ö. 247-M.S. 224).
* Prof.George Rawlinson: "Partlar kesinlikle Turanidir."




İskit - MÖ.5.yy / Efes




Kün-Ay'a örnekler : 
Keçe-Pazırık Kurganı - MÖ 5.yy-4.yy
Dr.Emel Esin "Türk Sanatından İkonografik Motifler" kitabından
Part-Türk diz çökmüş elinde Kün-Ay âlemli Tuğ - MS 1.yy
examples of Sun-Crescent in Turkish culture.

Felt from Pazyryk (Pazırık-Basırık etymology Turkish: Pazyryk is Hun-Scythian-Turkish Kurgan)
Kün-Ay : (Sun-Moon) Turkish Symbols (from the book of Dr.Emel Esin)
and Parthian coin 69-81 AD, in his hand a Sun-Moon standard kneeling 









Eski Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'nin Annesi Prof. Dr. Giuli Alasania  “Gürcüler ve İslâm Öncesi Türkler"kitabında Gürcü Arşivlerinde ki çok ciddi belgelere dayanarak İskitlerin Türk olduğunu net bir şekilde ifade ediyor.

Ayrıca kitapta İslâmiyet’i kabulden önceki Türk-Gürcü ilişkilerini ele alıyor ki, bu sahada yapılan çalışmaların ilki diyebiliriz. Gürcü tarihinin eski oluşunu ve istikrarlı alfabesini göz önüne getirirsek, Orta Asya Türk tarihi için Çin kaynakları ne ifade ediyorsa, Kafkas bölgesi için Gürcü kaynakların aynı değerde olduğunu anlarız. Eserde Gürcülerin Hunlarla, Hazarlarla, Kıpçaklarla, İskitlerle ilişkileri anlatılıyor. İskitlerin Türk olup olmadığı tartışmasında, Gürcü kaynaklarında çok önemli bilgiler var; Gürcüler İskitleri Türk kabul etmişlerdir.  “Gürcüler ve İslâm Öncesi Türkler” için 300 dolayında Gürcüce ve Rusça kaynak kullanıldığını söylersem çalışmanın ciddiyetini her hâlde anlatmış olurum...

Arslan Tekin 
yeniçağ gazetesi 11.01.2014


"Gürcü Yazılı Kaynaklarında Bun Türkler" adlı bölümde Gürcü kroniklerinde ve diğer yazılı kaynaklarında Bun türkler/Hunlar ile Gürcüler arasındaki ilk temaslar incelenmekte, kaynaklar arasında ihtilaflı olan konular da tartışılarak sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca bu bölümde İskitler ve İskitlerin Türk olup olmadığı konusunda önemli bilgiler verilmekte ; Gürcü kaynakları İskitleri Türk olarak kabul ettiği açık bir şekilde ifade edilmektedir.

Giuli Alasania, Gürcüler ve İslam Öncesi Türkler, 
Çev. Nanuli  Kaçarava- Karen Yayınları, Trabzon-2013
Turgay KABAK / PDF









// Anadolu hep asker üretmiş... //