26 Eylül 2014 Cuma

HİTİT MURŞİLİ MUŞKİLİ ve TARHUNZAS







Hitit Kralı II.Murşili (MÖ.1320-1345) mührün ortasında, 
Hatti ülkesinin kralı, Tanrı tarafından kutsanmış, 
büyük Kral I.Şuppiluliuma'nın oğlu, 
Hatti ülkesinin kralı, kahraman.
Ugarit (Ras Shamra)- Suriye - MÖ.2Bin
Şam Ulusal Müze


*



1335 
Şuppiluliuma Filistin'den Hattuşa'ya getirilen tutsakların yaydığı vebadan öldü, yerine en büyük oğlu II. Arnuvanda geçti ancak onun da birkaç yıl içinde aynı hastalıktan ölmesiyle, Arnuvanda'nın kardeşi küçük yaştaki II. Murşili'nin krallık dönemi başladı. II. Murşili'nin tarihçesinde bu olay şöyle anlatmıştır: 

“Hitit ülkesinin düşmanları şöyle düşündüler: Hatti ülkesinin kralı kahraman bir kral idi. O düşman ülkelerini yendi. O tanrı oldu [öldü]. Babasının tahtına oturan oğlu, o da eskiden bir kahramandı. O hastalandı, o da tanrı oldu. Şimdi babasının tahtına oturan ise bir çocuktur. Hatti ülkesinin topraklarını koruyamayacak...”



1335 – 1315 
Şuppiluliuma'nın ölümüyle Anadolu ve Suriye'de Hitit otoritesi sarsıldı ve komşu vasal krallıklar isyan ettiler. II. Murşili Arzava'ya karşı sefere çıktı ve Arzava'yı yendi. Ahhiyava'ya sığınan Arzava kralı Hititlere teslim edildi. II. Murşili, Halep ve Kargamış kentleriyle, Mitanni ve Amurru tampon devletlerindeki statükoyu koruyarak, Suriye'deki Hitit egemenliğini sürdürdü.

Kaşkalar bu dönemde kabile düzeninden sıyrılıp merkezi yönetime yöneliyorlardı. II. Murşili Kaşkaları yendi ve Kaşka kralı Pihhuniya'yı tutsak etti. II. Murşili krallığı boyunca Kaşkalara karşı yapılan 10 sefer kaydedilmiştir. Bu seferler başarılı olmasına karşın, düşmanın göçebe niteliğinden ötürü hiçbirinde kesin sonuç alınamamıştır.

II. Murşili kendi dönemini geriye bakışlarla anlatan bir tarihçeyi tabletlere yazdırdı.

link



*


Ayrıca :

Hitit Devleti’nin son dönemlerinde doğu sınırları yakınlarındaki bir Kaška kenti olan Pahhuwa’da, Mita isimli bir isyancının ortaya çıktığı görülmektedir. 

Bu kişi, Anadolu’yu istila etmeye çalışan Asurluların kaynaklarında Muškili Mita olarak geçmektedir. Muški isminde geçen šk etimolojik bağlantısı akla Kaška’yı getirmektedir. 

Bu neticede Kaškaların Hitit Devleti’nin son bulmasıyla birlikte Muški yerleşim alanları olan Orta Anadolu’ya kadar yayıldıkları düşünülebilir. Ayrıca Mita ismi Hitit Devleti’nin çökmesinin ardından birkaç yüzyıl sonra bölgede merkezi bir devlet kurmayı başarmış Friglerin mitolojik kralı Midas’ı da akla getirmektedir....


*

Muşkilər İskit kavmi idi....
EXCALİBUR sözü Anadolu'da yaşamış XALUB (diğer adları GARGAR, TİBAREN, ALAZAN) İskit boylarıyla alakalıdır. Bu Xalub'lar Samsun etrafında oturur, bakır üretir ve silah yapırdılar. Hitit yazılarında geçen KASKA'lardır.


Elşad ALİLİ -Azerbaycan




YAZILIKAYA KILIÇ TANRISI NEGRAL, 
İSKİT ve KRAL ARTHUR:




*





Hitit - Halep

Ay ve Gün..Gece ve Gündüzün Eşit olduğu ekinoks dönemi
Açıklama Nuray Bilgili











Fırtına Tanrısı Tarhunzas veya Teşhub - Hitit
Halep Müzesi.

TAR = Türk ile ilintilidir.
ve kim demiş tanrılar tanrısı Zeus diye :)





Strabon "..ibera kıvrımı ile deniz arasında...birinci şehir TARRAKON'dur...." diye yazar....

Burada geçen TARRAKON sözünün anlamı TÜRK'ÜN MEKANI-YERİ olabilir. Çünkü , dünyanın bütün Türkologları TÜRK sözcüğünün TARRAKON sözünün birinci hecesi olan TAR sözünden ortaya çıktığına asla şüphe etmiyorlar.

Mesela büyük Türkolog N.Y.Marr "Türk teriminin TAR-HAN sözünden" ortaya çıktığını yazıyor. Bu hiç de tesadüf değil, çünkü bu söz boylar arasındaki boy üstünlüğünü bildirir ve hatta o boyu kutsallaştırır ve Tanrı ile eş değer tutardı.

Bununla ilgili Kononov şunları yazar:

"Bu alıntıda dikkati daha çok N.Y.Marr'ın açıkladığı Türk terimine yöneltmek istiyorum. O "Türk" terimini başka özellikleri ile birlikte kutsallığa beraber seçilmişlerlere ait sayar."

Bizim düşündüklerimizi F.Ağasıoğlu'da onaylıyor. o "Protoazerlerin (birlikte prototürklerin) kökenine ışık veren teonimlerden biri de hiç şüphe yoktur ki, TAR/TUR alamorfu ile kullanılan Tar sözüdür ki, bu da sonralar Türk sözünün ortaya çıkmasını sağlamıştır. Azer diyalektlerinde bugün de tarı sözü "Allah" anlamında kullanılmaktadır."

Sonralar TAR/TUR terimini çeşitli toponim ve etnonim, buna benzer adlarda buluruz. Mesela Uygurlara TARANCI da diyorlar. Tatar sözü "TARLIK TATARLARI" sözü ile birlikte de kullanılır.

Etrüsklerin ulu atalarının TARKAN adını taşımasını da unutmamalıyız.

Unutmayalım ki Heredot İskitlerin (Sakların) ulu atalarını TARGİTAY olarak adlandırır.

O tarih kitabında şunları yazar: "Bir zamanlar henüz yerleşik hayata geçmemiş bu insanların ilk sakini TARGİTAY adında bir insan olmuştur. İskitlerin dediğine göre TARGİTAY'ın babası Zeus, annesi Borifen nehrinin kızıdır. (İskitler ısrar etseler de ben buna inanmadım) Böyle bir nesli olan TARGİTAY'ın üç oğlu varmış...."

Göründüğü gibi, ünlü Türkolog N.Y.Marr , TAR/TUR terimini nasıl kutsallaştırıyor Tanrı'ya bağlıyorsa, Heredot'da TARGİTAY'ın Zeus'un oğlu olduğunu , inanmasa da, yazıyor.

Çağdaş Türkiye ve Azerbaycan lehçelerinde şu anda da başlangıçı TAR / TUR olan bir çok söz bulunmaktadır.

Strabon'un İberya'da gösterdiği TARRAKON şehri TAR/TOR terimi ile sıkı sıkıya ilişkilidir. Türk ya da kutsal yer gibi anlaşılır ve yalnız TAR sözüne Türk dilleri tarafından yaklaştığımız zaman bu sözün anlamını anlamak mümkün olur.

"......Strabon "..ibera kıvrımı ile deniz arasında...birinci şehir TARRAKON'dur...." diye yazar....

Burada geçen TARRAKON sözünün anlamı TÜRK'ÜN MEKANI-YERİ olabilir. Çünkü , dünyanın bütün Türkologları TÜRK sözcüğünün TARRAKON sözünün birinci hecesi olan TAR sözünden ortaya çıktığına asla şüphe etmiyorlar...."

Turduli
Turdetani
Tartessian
Tur/ Tar 
Turukku - Turk.

...."Küçük Asya'daki Troya'dan (Turuva-Turoba) Avrupa'ya oradan İskandinavya'ya giden boyların TOR/TÜR adlı tanrıları vardı. Bu yüzden İskandinav Sakalarında Türkel, Turid, Torleyk, Toralv (Tor Alp), Torlauq, Torqaut, Torlak, Torarin, Torberg, Trqeyr gibi antroponimlerin kökünde AS boyların TOR/TÜR şeklinde kullanılan teonimi vardır. 

TOR tanrının (THOR) fonksiyonunun (A.Bremenski) "v poyedenski s velikanami; plodorodiye çerez qrozu" (C.Dümezil) şeklinde olması ilginçtir. Bu yorum bizim açığa çıkardığımız TAR/TÜR toponiminin "ölü-dirilme" düşüncesi ile ilgili olduğu ve Azer dilindeki TORUN, TÜREME tipli sözlerde aynı anlamın kalması ile uygunluk yaratır." - Prof.Dr.Firudin Ağasıoğlu

.....

Milattan önce üç binlerde rastlanan "Turukku" sözüne gerçekte Rus ve Avrupalı alimler bilerek değer vermemiş ve bunu görmezden gelmek istemişler.

Oldukça garip ama, gerçek bu! Bu gerçeğe rağmen , Rus Türkologları başka sözlerin köküne her zaman ciddi bir şekilde bakmışlar, bu sözün kökünden ortaya çıkan diğer sözlere ciddi görüş bildirmişler, fakat Akat alfabesi ve dili ile yazılan bu "Turukku" sözünün üzerinden geçip gitmişler, inceleme gereği bile duymamışlar.

Neden böyle yapmışlar?

Cevabı çok basittir.

Turukku sözünün kökünde "tur-" , daha öncesinde ise "tar-" sözü vardır.

Bütün dünya alimleri "tur ve tar" sözlerinin Türk milletine ait olduklarını yazmışlar.

Durum böyle olunca "Turukki" lerin beş bin yıl önce Doğu Anadolu ve Azerbaycan'da prototürkler olarak yaşadıklarını nasıl yazacaklardı?

Çünkü, bunlar herkese "Türklerin batıya gelmeleri 7.- 9.yüzyıldadır" ,diye zorla kabul ettirmişlerdi.
Olmuyor sayın tarihçiler, olmuyor! .....



TÜRKLERİN GİZLİ TARİHİ