kazakistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kazakistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ocak 2025 Cumartesi

Beş Köşeli Yıldız


Beş Köşeli Yıldız

Saka Türkleri, MÖ 7.-6.yy, Şilikti Kurganı, Kazakistan,


Balbal, Altay Devlet Yerel Tarih Müzesi,


Pazırık MÖ 5.yy, Altay & Sumer MÖ 3500, Mezopotamya.


Hakasya Kaya Resimleri




Beş köşeli Kutup Yıldızı (Demir Kazık) veya Güneş ki o da bir yıldız; Sekiz köşeli ise Selçuklu yıldızı, tanrının yer ve gök güçleri (sekiz bucak) üzerindeki egemenliği, Pazırık dahil halı ve kilimlerimizde görürüz.





_____________

28 Eylül 2024 Cumartesi

Halıları boyayan sanatçı

 

'Büyük Bozkır Kraliçeleri'ni halılar üzerine boyayan sanatçı

Assel Sabyrzhanovna / 2023


"Herkes Tomiris'i, Aliya Moldagulova'yı tanıyor. Ama unutulmuş kahraman kızlarımızdan kaç tane var? Örneğin, birçok kişi Gaukhar Batyr (1700-1756), Aibike Batyr (Aybike Batur), Suyunbike (Süyün Bike 1516-1557) ve Bopay'ı (1690-1780) bilmiyor. Genç Kazak kahraman kızlarına, tarihimizdeki güçlü kadınları göstermek istedim."






link:


Heroic mothers of the great steppe

Author: Айнур Жумагазина

Qazaqstan History - link



12 Mart 2024 Salı

Anadolu'nun Taşbabaları

 


Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu;

"Ordu’da bulunan bu balbal Karadeniz bölgesindeki Türk varlığını Selçuklular’la birlikte başlatan tarih görüşünün

ne kadar gerçeklerden uzak olduğunu ortaya koyuyor."




2500 yıldır Erzurum'da ikamet eden Türk 😉
Taşbaba, MÖ 5.yy / Erzurum Müzesi.
(Taş Baba heykeli Erzurum Müzesi'nin baş köşesine yerleşti!
05 Haziran 2023 - link)



Gordion Kurgan B

Frig değil, Türk.
ve "tek" değil...




Likya (Lukkia)

Anatanrıça olarak tanımlanmış olsa da, o bir Taşbaba ve Türk.


"Frig" olarak tanımlanan, ancak Türk kültürüne ait Balbal, Seyitgazi/Eskişehir

Benzerleri;



Altaylar'dan bir çift Türk Balbalları

Tuva Türk Balbalları

VE
TUROVA I'e tarihlenen TAŞBABA

Kazakistan

Kırım






27 Ekim 2020 Salı

Kazak Prof. Salkaraoğlu

 

"Eski Türkler Europoid ırkına ait.."...

"Yunanlıların İskit, Perslerin Saka, Çinlilerin Sai-jin dedikleri Eski Türkler..."...

Prof.Dr. Köşygara Salgarauly (Qoyçuqara Salqaraoğlu)


"Çok fazla suistimal var. Kasıtlı olarak çarpıtılmış birçok kanıt var.... Modern resmi tarihte oynanılmış ve Avrupa merkez anlayışı ile yazılmıştır. "Göçebe" halklar birçok yerde yerleşik halkların bir parçası olmuştur, ancak hiçbir iz bırakmadan da kaybolmadılar. Eski uygarlığın başlangıcından beri Asur ve Babil'den, daha sonra Mısır'a ve daha sonra Yunanistan ve Roma'ya kadar, her döneme önemli katkılarda bulunan bu "yabancı göçebe halkların" izleri görülür. Sadece görmesini bilen gözler, bilgileri özümseyebilecek ve özetleyecek zihin gerek! Hatta eski Çin ve Hindistan'a yerleşmiş göçebe kabilelerin tarihini de içerir. Çünkü eski zamanlarda, Batı'da veya Doğu'da, bu "göçebelerin" müdahalesi olmadan, tüm bölgeyi fethedebilen ve imparatorluk düzeyinde köklü büyük devletler kurabilecek tek bir yerleşik halk yoktur... Antik çağın kadim yüzünü gösteren mevcut antik verilere daha yakından bakarsak, tarihte bilinen tüm eski uygarlıkların iki kültürün kesiştiği yerde ortaya çıktığını ve geliştiğini göreceğiz - yerleşik kültür ve sözde "göçebe "kültürü...


Görseldeki kitabın Türkçeye kazandırılması dileği ile...
SB

Göçebeleri sınıflandıran İngiliz Ansiklopedisi onlara şöyle diyor: “Vahşi göçebeler, yani toplayıcılar; Çobanlar, tüccar göçebeler, mevsimlik yerleşimciler, suç çeteleri, yerleşimciler ve fakir yerleşimciler. Çingeneler, dilenciler..." Oysa bu açıklamalar bugünün şartlarına göre yapılmıştır. Büyük Bozkır sakinleri, hayvancılıkla geçinirdi ve geçimlerini sağlamak için sürekli olarak diğer bölgelere göç ediyorlardı, ancak medeniyet sahibiydiler. Hatta bunların yerleşik olanları da vardı. Onlara vahşi diyerek ötekileştiremezsiniz. Onları "yerleşik" ve "göçebe" olarak ayrıştırmak zalimliktir...




Nasıl ki yanlış ilk adım binlerce yanlış adıma yol açabiliyorsa, ilk tarihçilerin hataları da zaman içinde düzeltilmedi. Bu da bir dizi adaletsizlik ile suistimale yol açtı. Amerikalı araştırmacı E. Mackenzie'nin kitabında "Hiç kimse insanlık tarihini tarihçiler kadar çarpıtmadı" demesine rağmen hatalar düzeltilmedi. Oysa yanlışı düzeltmek ilerlemenin garantisidir. İlerlemek için çok fazla yaşam tecrübesi, bilgisi ve bilgisi olan bir toplum, seleflerinin hatalarını düzelterek ve tekrarlamayarak yeni başarılara ulaşabilecekti.

Bu açıdan bakıldığında, bir zamanlar vicdansız tarihçiler tarafından bencilce ve küstahça bilim camiasına sunulan yanlış ifadeler, insanlığın geri kalanını dünya medeniyeti sahnesine geride bırakan Avrupa halkı tarafından düzeltilip engellenmelidir. Bir şansı vardı, ancak, maalesef bu yapılmadı. Geçmişin hatalarını düzeltmek yerine onlar da geçmişin ilkelerini takip ederek bencil hırslarını doruklara çıkardılar. Maalesef bilime özgürce hakim olan ve hâkimiyetini sürdüren "Avrupa merkezcilik" olarak adlandırılan bu bencil Avrupalı küstahlığının temsilcileri, gelecek nesillerin zihinlerini şekillendirmek için yorulmadan çalışmaya devam ediyor. Böylelikle eski benmerkezci meslektaşlarının oluşturduğu tarihsel bilinci zamanlarının bilgisine uyarlamak ve uyumlu hale getirmek için Avrupa merkezciliğin bayrağını yükselten Avrupa-merkezci akademisyenler, eski "tarihi halklar" ve "tarihsel olmayan halklar" adlarını kaldırmış ve onların yerine yeni isimler kullanmıştır; Eski "tarihsel halklar" artık "yerleşikler" ve "tarihsel olmayan insanlar" da "göçebeler" olmuştur. Bu ifadeler de diğerleri tarafından derhal bilimsel dolaşıma sokulmuştur!"

Tarihi büyük bir dağ olarak düşünürsek, o dağın sadece bir taşının çalışılmasına, doktora ve adayın çalışmaları için yazılmasına izin verildi. Diğer taşlara dokunmamalısın!...

Genetikçilerin insanlığın ilk doğum yerinin Güneydoğu Afrika olduğunu söylediği doğruysa, sadece bir Kazak değil, bu bölgedeki tüm Türk halklarının kökenini aramak gerekir. Daha sonra Afrika'dan Asya kıtasına taşındılar. Herodot'tan önceki tarihçilere göre Kafkasya dünyanın kenarı olarak görülüyordu. Bu nedenle, bu Asya'ları, büyük ve Küçük Asya araştırılmalı... Tarihçiler Kafkasya'daki bu geniş bozkıra "Büyük Bozkır" dedi. Bozkırların tarihi genel olarak birleşme ve dağılmalardan ibarettir.

Herkes bilinçli gelişimin üç aşamasından geçmek zorundadır. Birincisi, tarihsel bilinçtir. Tüm toplumun bilişini oluşturur. İkincisi, ulusal bilinçtir. Toplumdaki insanları, ulusal çıkar ve devletin çıkarları doğrultusunda çalışmaları için eğitir. Üçüncüsü yurttaşlık bilincidir. Herkesi insanlığın pisliğinden kurtarır ve onları en yüksek ahlak ideallerine götürür...

Her halükarda, insanlığın binlerce yıldır yarattığı, geliştirdiği ve bugüne kadar getirdiği tüm zenginliği "yerleşimcilere", barbarca yıkım gücünü de "göçebelere" atfetmek tek taraflı yazılmış tarihtir. Ve bilimsel araştırmada tek yanlılık hiçbir zaman doğru olmamıştır. Bu nedenle, tarihsel gerçeğe ulaşmak için, herkesin ortak tarihimizi yeniden düşünmesi, XXI.Yüzyıl ışığında çalışması gerekir.

Vahşi olarak kabul edilen ve tamamen araştırma kapsamının dışında bırakılan "göçebelerin" antik kökenleri araştırılmalıdır. En iyisi sıfırdan başlamak, tüm hikayeyi yeniden yazmak: "Gerçek yerleşimciler kimler?", "Nereden geldiler ve nasıl ortaya çıktılar?", "Antik çağlarda bozkır", "Asya ve Küçük Asya'ya farklı zamanlarda farklı isimlerle gelen savaşçı göçebe kabileler kimlerdir? Hepsi aynı insanlar mıdır yoksa farklı dil, din ve tabiata sahip farklı halklardan mıdır?" , "Yaşam tarzlarının özellikleri nelerdir?", sorularına doyurucu cevaplar vermek gerekiyor... Avrupa merkezli tarih anlayışı ile yazılmış modern "resmi tarih" ile bu sorulara cevap veremeyiz...

"Saklar (Sak-İskit) Türk'tür."

Ортақ тарихтағы олқылықтар
16.08.2016 / link / link
10.04.2019 / link

Халқымыздың тарихы жайлы жазба деректер
29.01.2016 / link


Scythians are Turks





21 Haziran 2019 Cuma

Doğu Toros Petroglifleri: Tırşin Yaylası ve Çevresi




Kaya resimlerinin tarihlendirilmesi günümüzde de halen tartışılan sorunsallardan biridir. Bu durum, kronolojik olarak tanımlanmasını zorlaştırmaktadır. Genel olarak sembolizma, üslup ve kontekst üzerine yapılan tarihlendirme çalışmaları yetersiz kalmaktadır. Resmetme faaliyetinin yapıldığı alanlar ve dağılımı düşünüldüğünde, kaya resimlerinin sürekliliği ve değişkenliği göz önünde tutulmalıdır. Farklı coğrafyalarda yapılan resmetme faaliyetinin çoğu zaman benzer form ve öğeleri içerek şekilde yapılmış olması, analojik yöntemin eksik kalabileceğini göstermektedir. Bu bağlamda kontekst, üslup ve tekniğe dayalı karşılaştırmalar en sık kullanılan tarihlendirme yöntemi olsa da, özellikle son yıllarda artan çalışmalarla birlikte, çeşitli tarihlendirme yöntemleri, (14) etkin bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır.



Çalışma konumuzu oluşturan Doğu Anadolu Bölgesi ve Anadolu’daki kaya resimleri şu ana dek yalnızca sembolizma ve kontekst üzerinden tarihlendirilmiştir. Van-Hakkari dağlık bölgesindeki arkeolojik çalışmaların azlığı ve buluntuların eksikliği, kaya resimlerinin değerlendirilmesini zorlaştıran diğer nedenler arasındadır. Tırşin Yaylası kaya resimleri için, Muvaffak Uyanık ve Herbert Künh, belirgin bir tarihlendirme yapmamakla birlikte; kaya resimlerinin Epipaleolitik ve Neolitik Dönem’de yapılmış olabileceğini belirtmektedirler (Uyanık, 1974, s. 102). Yakındoğu ve Anadolu’da kaya resimleri üzerine çalışmış olan E. Anati, Tırşin ve Gevaruk Yaylası’ndaki figürleri beraber değerlendirerek Neolitik, Kalkolitik, Tunç (Erken Tunç ve 2.bin yıl) ve Demir Çağı olmak üzere dört gruba ayırmıştır (Anati, 1968, s. 35).

M. Özdoğan ise, Tırşin Yaylası’nda yer alan bazı betimlerin, Göbekli Tepe’de yoğun bir şekilde görülen sembolizmaya bağlı olarak, Neolitik Dönem özellikleri taşıdığını öne sürmüştür (Özdoğan, 2000, 2004). Tırşin Yaylası’ndaki bir sirk gölü çevresinde Neolitik Dönem özellikleri taşıyan obsidyen dilgi parçalarının bulunmuş olması da bu fikri destekleyen bir kanıt olarak görülmüştür (Özdoğan, 2004, s. 298). Uyanık’ta yayladaki çalışmasında obsidyen ve çakmaktaşı alet parçaları bulduğunu belirtmiştir (Uyanık, 1974, 54-57).

Bu bağlamda, Tırşin Yaylası ve çevresinde yer alan kaya resimleri için bir kronolojik önerme yapmak oldukça zordur. Üslup ve sembolizmaya bağlı olarak, tespit ettiğimiz figürlerin en az iki döneme işaret ettiğini, büyük boyutlu gerçekçi figürlerin bölgenin erken örneklerini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Tarihöncesi dönemde yapılmaya başladığını düşündüğümüz figürlerin yanında bazı resimlerin özellikle Tunç Çağı’nda da yapılmış olması muhtemeldir. Yoğunluk olarak daha az olduğunu söyleyebileceğimiz bazı figürler ise Demir Çağı ve sonrasında yapılmış olmalıdır.

Doğu Toros Petroglifleri: Tırşin Yaylası ve Çevresi
Hale Tümer
ANADOLU ARAŞTIRMALARI, 2018, Sayı 21.pdf: 
(14) Radyokarbon, likenometri, lüminans analizleri ayrıca uranyum seri (U-series), potasyum argon gibi radyometrik ve izotopik analizler kaya resimlerini tarihlendirme amacıyla kullanılmaktadır.







Bayan Yürek - Kazakistan - Türk Kaya Resimleri

HAKKARİ





10 BİN YILLIK KAYA RESİMLERİ KAYIT ALTINA ALINDI
Milliyet, 21.10.2014

Hakkari'nin Norduz bölgesindeki Trişin Yaylası'nda bulunan ve 10 bin yıl öncesine ait olduğu değerlendirilen kaya resimleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Yrd. Doç.Dr. Konyar ve ekibince fotoğraflanarak kayıt altına alındı. Konyar: "Kaya resimleri, arkeoloji literatürü ve bölgenin pristoryası için çok önemli. Kaya resimleri açısından en erken örnekler burada yer alıyor".

Hakkari'nin Norduz  bölgesindeki Trişin Yaylası'nda, 10 bin yıl öncesine ait olduğu değerlendirilen  kaya resimleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve  arkeoloji Merkezi Müdürü Yrd. Doç.Dr. Erkan Konyar ve ekibi tarafından  fotoğraflanarak kayıt altına alındı.

İlk kez 1960 yılında bulunan ve o dönemden sonra bölgede yaşanan terör  olayları nedeniyle gidilemeyen Trişin Yaylası'ndaki kaya resimleri, bölgede  çatışmaların sona ermesiyle yeniden incelendi.

Yörede Van Müze Müdürlüğü'yle çalışma yürüten Konyar, ekibiyle 1960  yılından bu yana ilk kez kaya resimlerinin bulunduğu Trişin Yaylası'na giderek  araştırma yaptı.

Kaya resimlerini tek tek inceleyerek fotoğraflayan Konyar, bölgede  göçebe toplulukların yaptığı çok basit kaya resimlerinin olduğunu ve bunların  tarih açısından önemli bilgiler sağlayacağını bildirdi.

Hakkari'nin dağlık alanları arasında kalan yaylanın deniz seviyesinden  3 bin metre yükseklikte olduğunu kaydeden Konyar, şunları söyledi:

"Burası 1960 yılında keşfedilmiş ama o tarihten bu yana arkeologlar  buraya gelememiş. Bu yıl 50 yıl aradan sonra ilk kez bir arkeolojik ekip alanı  ziyaret etti. Kaya resimlerini inceliyoruz. Trişin Yaylası'ndaki kaya resimleri,  arkeoloji literatürü ve bölgenin prehistoryası için çok önemli. Kaya resimleri  açısından en erken örnekler burada yer alıyor. Kum taşından kaya blokları  üzerinde gruplar halinde bazen tek tek vurgu şeklinde işlenmiş, dağ keçisi, yaban  geyiği, yılan ve insan betimleri var. Dönemin koşulları ve ihtiyaçları  çerçevesinde resimler şekillendirilmiş. Bunları, avın iyi gitmesi için yapılan  törensel resimler olarak tanımlayabiliriz."

Konyar, bölgede yüzlerce kaya resminin bulunduğunu ve bunların bir  kısmının korunduğunu belirterek, bölgenin korunması için gerekli önlemlerin  alınması gerektiğini vurguladı.

Kaya resimlerinin belgeleme ve fotoğraflama çalışmasını yaptıklarını,  önümüzdeki dönemlerde de bu çalışmalara devam edeceklerini kaydeden Konyar, "Kaya  üstü resimleri açısından burada yerleşmeler olduğu tahmin ediliyor. Göçebe  toplulukların yaptığı çok basit kaya resimleri var. Kronolojisiyle ilgili  değerledirmeler yaptığımızda, bunların 10 bin yıl önce bölgede yaşayanların  yaptığı sanatsal üretimler olduğu söylenebilir" diye konuştu.



HAKKARİ KAM (Şaman)

ALTAY KAM

Bu fotoğraflar G.Kubarev'in "Karakol-Altay Petroglifleri"makalesindendir.


SB


20 Mart 2019 Çarşamba

Karjaubay Sarthocaoğlu ve Türk Kurganları




Prof.Dr. Karjaubay Sarthocaoğlu - Қаржаубай САРТҚОЖАҰЛЫ
bir Taşbaba'yla


- Çinliler bu muazzam kültürü kıskanmaktadır. Moğolistan bozkırında birçok yerde araştırmalar yapmakta ve birçok şeyi de saklamaktalar. Japon bilimadamları da gördü ve duydu "Kim bilebilirdi ki Türk dünyası "gündüz kültürünü (?)" getirdiğini" ve şaşırdılar : "Burada Çin kültürüne ait hiç bir iz yok. Yeraltı mozolesi tipik Türklere ait (Mayhan Uul Kurganı). Burada ne Çin ne de Sogdlar var. Ama Çin tesiri de göz ardı edilmemeli.

- Yakınlarda bu tip 10-15 kurgan bulunmuştur. 1300 yıl önce yerli Türkler kağanlarını gömmüş. Bu tip kurganlara "kesene"(mozole) diyoruz. Kağanlarına özel bir saygı ve sevgi gösteriyorlar. Tespit etmek zor ama bu kompleksin Oğuz önderlerine yapıldığını söyleyebiliriz. Kağanın bedeni yakılmış ve külleri ipek bir torbayla tabutun hem başına hem ayak kısmına konulmuş.

- Türkler cenaze törenlerinde yakma kullandı mı? Büyük insanların cesetlerini yakma geleneği Türk dünyasında görülür. Bu Çin yıllıklarında da yazar. Bunun dışında kumaşa sarılmış 6 bayrak direği bulundu. Eski Türklerin 6 kabile ittifakın (hanlığın) bayrağı olabilir. Altı kabile tek Türk kağanlığı altında birleşmiş. Daha sonra bu kavram Kazaklarda "Altı Alaş" adı altında korundu.

- Göktürk kurganındaki Kaplan Türklere mahsustur, Kut sayılır.
- Yazıtlardaki yanlış okumayı bulduk ve düzelttik ; Türkler 50 değil 500 yıl hüküm sürdü. 
- Hun İmparatorluğu - Göktürkler - Kıpçaklar - Kazaklar
- Dünyada 300 milyon Türk var.


Kazak Türkçesi :

«Türki älemi Tañ mäde­nïe­timen swsındap, damıdı» dep biletin qıtaylar bul bağa jetpes dünïege qattı qız­ğanış bildirgenge uqsaydı.

Jañalıqtı, rasında, qıtay ğalımdarı qızğanışpen qabıl­dadı. Sebebi moñğol dalasında Qıtaydıñ birneşe ékspedïcïyası jumıs istep jatır. «Bizge nege bermediñder?» degen renişterin de jasırmadı. Estip, öz közimen körw üşin japon ğalımdarı da kelip ketti. Olar basında «Tañ däwiriniñ dünïesi, türikterde munday bolwı mümkin emes» degen oymen kelipti. Körgen soñ şalqasınan tüsti. «Bul jerde Qıtay mädenïetiniñ qoltañbası joq. Jerastı kesenesin jasaw, jabdıqtaw jumıstarı türkilerdiñ özderine tän. Sırttıñ nemese qıtay, soğdı şeberleriniñ eşbir qatısı joq» dep bağa berdi. Qabırğa swretterinde, ärïne, şığıs öneriniñ stïli saqtalğan. Biraq qıtay mädenïetiniñ äseri barın joqqa şığarwğa bolmaydı.

Bul – bizdiñ arxeologtardıñ asa ülken jeñisi. Aydaladağı awzı-murnı joq belgisiz nısan­nıñ esigin tawıp, işine kirw – adam denesindegi kömeski tamırdı tawıp, operacïya jasawmen birdey, şeberliktiñ jetilgen şıñı. Osıdan 1300 jıl burın bayırğı türikter jerastı nısanın qalay qazıp, onı qaytadan qalay japtı, biz de solay etip qayta aştıq. Nätïjesinde erte orta ğasırda türikterdiñ jasağan jer­astı kesenesiniñ arxïtektwralıq qurılımı, bet-beynesi tolıq saqtalıp qaldı. Biz bul keşendi «kesene» (mavzoley) dep atadıq. Xalıq öziniñ ulı adamına, Elbasına, ult, xalıq, eli üşin eren eñbek siñirgen qayratkerlerine arnap kesene turğızğan. Kesene turğızw arqılı sol adamğa xalıq öziniñ erekşe qurmetin, maxabbatın bildiredi.

Teñdessiz keseneniñ naqtı kimge arnalıp jasalğanı anıqtaldı ma?

– Onı kesip aytw qïın. Oğız kösemderiniñ birine arnalğan keşen ekenin ğana ayta alamız. Kesene işinen kösemniñ tağı men tabıt jäşigin kördik. Qağannıñ mürdesi örtelip, külin jibek dorbağa salıp, tabıttıñ bas jäne ayaq jağına qoyğan eken. Jibek dorbadan jurnaq ta qalmaptı. Bul negizi mürdeni qorlatpaw üşin jasalğan bolwı kerek.

– Mürdeni örtew dästüri türki äleminde de bolğan ba sonda?

– Ulı adamdardıñ mäyitin örtew dästüri burındarı türki äleminde de bolğan. Bul twralı qıtay derekterinde saqtalğan. Onıñ sırtında 6 birdey twdıñ tuğırı, twdıñ ağaş sabı, matasınıñ qaldıqtarı tabılıp otır. Bul 6 dana tw bayırğı türikterdiñ 6 taypalıq odağınıñ (xandıqtıñ) twı bolwı mümkin. Bul twlar 6 taypalıq odaq bir jağadan bas, bir jeñnen qol şığarıp, türik qağanatın ornatwına baylanıstı bolwı mümkin. Keyin bul uğım qazaq xalqınıñ jadında «Altı alaş» degen atawmen saqtalğan.


devamı: History of Kazakhstan
Berkut Nuresil - 5. Mart. 2019
NOT: Ben bu kadarını yapabildim. Birisi Kazak Türkçesinden Türkiye Türkçesine çevirip yayınlarsa (basında, dergide, vs.) güzel olur ve şimdiden teşekkür ederim.



EK: SAKALAR

"Avrupa merkezli araştırmacılar Sakaları (İskitleri) İranlıların atası olarak nitelendiriyor, aslında onlar Türk halklarının atasıdır. Son yıllarda Avrupa merkezli araştırmacıların çalışmalarını inceleyenler, bunların çok fazla hata içerdiğini ve bilimsel dayanağı olmadığını kanıtladı. Tarihsel veriler, destan-efsaneler, etno-kültürel kimlik, arkeolojik ve dil açısından antik dönem Sakaların torunlarının Türkler olduğunu ortaya koymuştur."

Prof.Dr.Karjaubay Sarhocaoğlu


SB.



10 Ağustos 2018 Cuma

Hun dönemi 1500 yıllık Eyer






1500 yıllık gümüş eyer süsü - Hun dönemi / Kazakistan
Kazakistan'ın Hazar Denizi kıyısında 2016'da 120 hektarlık bir kurgan kompleksi bulunmuştu.




Attila (Atilla), more frequently referred to as "Attila the Hun", 
was the ruler of the Turkic Huns from 434 until his death in 453. 
He was leader of the Hunnic Empire in Europe, which stretched from the Ural River to the Rhine River 
and from the Danube River to the Baltic Sea.
Attila's Hun and Touman (2nd c BC, Teoman) and his son Maodun (Mete Han)'s Xiongnu are related.






An other burial complex of Huns and Turkish inscriptions in Baishin Uzuur
Bumbag Khairkhan Mountain - Mongolia
"Xiongnu* burials and a group of Turk** burials" 

Turkish İnscriptions i.e. Orkhon (Turkish) Alphabet
* "Xiongnu" = Asian Huns = Turkish Tribe
** "Turk" means here Turkish Khaganate (Göktürk) period.
Both are in the same ethnic: Turk.
But they separated at the link below.


"Baishin Uzuur and Doloot (Bronze Age, Xiongnu and Turk)
These two sites, also newly documented in 2006, are found in the low foothills of Bumbag Khairkhan Mountain nearby the oasis-like green pocket of valleys stretching from Darvi sum to Khar Us Lake and Khovd city. Doloot contains a group of Xiongnu burials and a group of Turk burials next to two large stone enclosures which may be the remnants of a nomad winter camps. Numerous Bronze Age and Iron Age ceramic sherds can be found on the ground surface around both these sites. Baishin Uzuur Hill is topped with rock crags carved with Turkish runes, and flanked on one side by dozens of Xiongnu circular burials and on the other side by two Bronze Age graves." : link






More about the Huns N.Kisamov's link
Terminology in (Western) Classical Literature of THE HUNS:
φρουροί, φρυνοι, φρυροι, Γρυνοι, φαυνοι (Strabo, born 63 or 64 BC, died ca. 24 AD)
Huni, Phuni, Thuni (Pliny the Elder, 23 – 79 AD)
ουννοι, ωνοι, ωοννοι, θουννι, θουνοι (Dionisius Periegetus, before 138 AD)
φαυνοι  (Kalman Nemeti: “earliest and most stable form of spelling“)
Chuni, Phuni, Thuni, Funi (P.Orosius, c. 385–420)
Unnus, Thynus, Thinus, Thymus (Priscus of Panium, before 474 AD)
χγη/φυη, ουννοι, θουννοι (Eustathius of Thessalonica, ca. 1110 - 1198, describing Scythian tribe of Uns (ουννοι) or θουννοι, states that spelling “should be “ουννοι“ without θ
Hins, Hons, Süns (E.European Türkic languages)
Karmichion, Chion,. Chionite, Huna, Akhun, Küsün/Kushan
Huns, Huna, Hyon, Hsiung-nu, Hiung-nu, Xiong Nu, Xiahou, Xionites, Khuni, Chuni, Chyon, Suni, Sunni, Sünnu/Sunnu, Shunnu, Hunny, Gunny, Un, Unni, Khionites, Onogundurs, Onogur, Utigur, Hunnogurs, Hunnugurs, Hungars, Hungurs, Kuturgur, Kutrigur, Ultzindurs, Ultzingurs, Baranjar, Balanjar, Chue, Chumi, Chumuhun, Shato, Os, Ovs, Ephtalite, Hephthalite, White Huns, Red Huns, Karmichion, Karmikhion, Uygurs, [Uange, Bugu/Pugu, Bayegu/Baiyrku, Tunlo/Tongra, Sygye (Uygur tribes)], Seyanto (Sir + Yanto), Kibi, Tele/Tiele/Dubo/Tubalar/Dabo, Guligan/Kurykan (Yakuts), Dolange (Telengits), Husye, Higye, Adye/Eduz, Baysi/Barsil, Hunno-Bulgars, Guifang, and other variations

Huns have 24 clans (just like the Oghuz-SB), some of them: Kuyan (Jack rabbit), Lan (Orchard), 
Yui/Yuy/Syui/Sui/SuySui/Hui/Suybu (West Tribe) = Uigur, Suylyanti, Tsulin, Taychi, Uyti, Tsetszuy, Bayan
Ulohon/Uloxeu/Ulohu (Ulug Hun, Great Huns) [Улухонь/Улохэу/Улоху (Улуг Хун, Большие Хуны)]




_______Türk Kağanlığı döneminden_______