Önce Türk diyeceğiz,
sonra İskit,Hun,Karahanlı,Osmanlı, Selçuklu, Kıpçak...
Yani Üste önce Türk koymak zorundayız.
Türk antik verileri diyeceğiz.
Lena Kaya resimleri, Rus bilim adamlarının koymuş
olduğu bir tabelada:
"MÖ.14BİN-12BİN Türk Antik Dönem Verileridir"
Belki o günlerde Türk olarak anılmıyor olabilirler, ama bugün o kültür Türk dediğimiz kültür içinde yaşıyor.
5 kültür sayıyorlar, Çin, Mısır, Hint, Yunan, Mezopotamya
Oysa bunların karşısında Çin'e kendini yedirmeyen, Mısır'a yedirmeyen, Yunan'a yedirmeyen, Hind'e yedirmeyen bir kültür, TÜRK KÜLTÜRÜ neden sayılmaz?
Eski çağ kültürleri sayılırken Türk Kültürü'de eski dünyanın ,eski çağların ,antik dönem kültürlerinden biridir ve bu kabul edilmek zorundadır.
Türklerin tarih içinde kendine ait alfabesi olan entellektüel milletlerden biri olduğunu bile kabul ettirememişiz.
Tarihi Türk Alfabesinin kaynaklarına dair kuramlar sayılırken , efendim Anadolu'dan Nasturi misyoner papazlar Fenike alfabesini Asya'ya götürdü Soğd alfabesi ile bunu karıştıran Türklerde 5.yüzyılda kendilerine ait bir alfabe yaptı.
Yani böyle birşeyi tarihin tanıklığında , belgelerin tanıklığında , verilerin tanıklığında kabul edebilmek mümkün değildir.
Ve tekrar altını çiziyorum.
Bizi bugünlere getiren o üç satır, beş satır yazılardır, bunların zirvesi o Orhun Anıtlarıdır,
Orhun Anıtları ise TÜrklerin Taşlar üzerindeki Son Sözüdür.
Türkler Tarihinin Önsözü Değildir.
Bunun altını tekrar tekrar çizmek zorundayız ve bize ait olan bu veriye gerek akademimizle, gerek medyamızla, gerekse genç arkadaşlarımızın yapacağı seyahatlerle bunu güncelleştirmek zorundayız.
Tarihi güncelleştirmediğiniz zaman yarınlardan alacağınız payı redetmiş olursunuz ve Tarih birliğiniz parçalanır.
Bugün Türkiyenin üzerinde uygulanan operasyon Tarih Birliğini parçalama operasyonudur.
Altın ELbiseli Adam maalesef ki Türk olarak açıklanmamıştır, yok Pers etkisi, yok Hint kültürü etkisi....
Oysa ki yanında çıkan tabaktaki yazıt Türkçedir. Orhun alfabesiyle bir çok ortak harf vardır.
Altın Elbiseli Adamın yanındaki yazıt Türkçe olarak kabul edilince,
Türklerin Alfabe kullanımı Orhun Anıtlarından 1000 yıl önceye gider.
Çok önemli bir şey bu.
Çin kaynaklarında Hun hakanından bir yazı geldi der, tarih MÖ.5.yy, peki bu yazıt hangi dildedir?
İskandinav yazısı Futhark ile Türk Alfabesi benzerlik gösterir.
MENGÜ KAYA olarak okunan yazı yani Bengü Kaya "Kutsal Yer"
Damgalar kilidi açılmadan Türk Tarihi yazılamaz.
Tarihin tek DNA sı vardır, o da mezar taşıdır.Mezar taşından başka DNA arayanlar,etnik kimlik peşinde koşanlar, geri ve ilkeldir. Türkler etnik olmak , kana, ırka, kafatasına bağlı olmak gibi geri ve ilkel bir yaklaşımı, Türkler MÖ.3binlerde Altay Dağlarına gömerek, kültürleşmiştir, milletleşmiştir ve Türk Tarihi bir imparatorluklar tarihidir.
Kültürleşemeyen ,milletleşemeyen İmparatorluk kuramaz ,devlet kuramaz..bugün dünyada 7000 dil vardır, bunların içinde sadece 10'u imparatorluk dilidir, bunlardan biride Türkçedir. DÜnyada bugün itibarıyle 270 milyonun anadili Türkçedir.
Böyle bir kültür varlığını farklı müzelerde , Taştık, Andronova, Karasuk diye ayıramazsınız. Önce Türk Antik Kültürü dersiniz, ondan sonra da coğrafyaya bağlı olarak tanımlayabilirsiniz.
Karasuk Kültürü diyor, KARASU yani taşınan bir coğrafik isimdir.
Andronova da bir adamın adıdır.Adam bulup çalışmış sonra Andronova Kültürü demişler.!
Yani kendilerine göre isim vermişler.
Servet Somuncuoğlu
Kaya Resimleri
Damgalar
Alfabe
Sibirya'dan Anadolu'ya
Erciyes Üniversitesi Konferansı -link
2013
TÜRK KAYA RESİMLERİ - MÖ. 14BİN-12BİN LENA |
Kaya resimlerinin Anadolu'daki dağılımına bakıldığı zaman da bilinen bir ezberin bozulması gerekir. O da şu:
Türklerin Anadolu'daki tarihi Selçuklulardan daha eski bir zamana tekabül ediyor. Yani Türkler Anadolu'nun kapısını 1071 Malazgirt savaşından önce açmışlar.
Bu konuyla ilgili olarak, eserin genel danışmanlığını da üstlenen Prof.Dr.Ahmet Taşağıl "Bilinen Tarihin Şafağında Eski Türk Tarihinin Zaman ve Mekanda Yeri" başlıklı yazısının bir yerinde şöyle diyor:
"Bilinen tarih bilgilerinin verdiği sonuçlardan çıkarsama yapılırsa, ya da bu bilgilerin dinamiğinden hareket edilirse, aynı göç yolları üzerinden Türklerin en eski atalarının Anadolu'ya geldiği kabul edilmektedir. Bu çok basit bir teori gibi görünse de Avrasya coğrafyasında gelişen Türk tarihinin temel dinamikleri böyle bir sonucu çıkarsamaktadır. Arkeolojik belgeler, özellikle kaya resimleri Türklerin ilk atalarının Anadolu'ya geldiğini göstermektedir."
MİLLİ PARK - LENA / SİBİRYA
Lenskie Stolby (the Lena Pillars)
is a masterpiece shaped by water, heat, and cold.
It is a jewel of the Lena River.
Ancient rock has been turned into what seems like columns,
towers, arches, cathedrals, walls; and unexpectedly,
in the middle of the taiga, one can see sand dunes called tulkans.
Ancient dwellers of this place left a vast variety of petroglyphs. Samples of old Turk runic writing can also be seen.
FROM SIBERIA TO ANATOLIA THE TURKS ON THE ROCKS
SERVET SOMUNCUOĞLU
BOOK
FROM PETROGLYPHS TO SYMBOLS ;
FROM SYMBOLS TO ALPHABET
2600-year-old Issyk Inscription.
Two lines of Saka inscription that changed view on
the history of the Türkic people
The oldest inscription in Türkic alphabet, the Issyk Inscription, written on a flat silver drinking cup, was found in 1970 in a royal tomb located within Balykchy ( Issyk), a town in Kyrgyzstan near Lake Issyk, and was dated by 5-th c. BC. In the tomb was a body of a man dressed from head to toe in magnificent attire, the clothes, jacket, pants, socks, and boots all had a total of 4,800 attached pieces of pure gold, greatest ever found in a tomb except Pharaoh Tutankhamen. The top of the cone-shaped crown covering ears and neck carried golden arrows emblem. A sword on the belt right side and a knife on the left were in sheaths. Beautiful relief ornaments of animal art decorated shields, belt and front of the hat. Radiocarbon tests determined the age of the finds as belonging to the fifth century BC.
What was the world in the 5-th century BC?
We have archeological discoveries, where dating is almost always somewhat speculative, and reconstructions of the ancient Greek maps, and the views of the Mesopotamian and Chinese records. From the Mesopotamian, Chinese, and Greek texts, from the archeological discoveries of the kurgans, from the written monuments, we get a glimpse of the nomadic nations of the Central Asia in the 5-th c. BC. The various interpretations of the graphics and contents of the inscription witness the paucity of the finds and the potential for the studies.
The difficulties in interpreting the same spelling are not staggering, all researchers working with texts not broken into words encounter them, and the task is complicated by the absence of vowels even if the modern language is known and a scribe is perfect, the bsncfvwls can be parsed quite differently, in addition to the “absence of vowels”. On another hand, with the today's capabilities, we can generate a list of possible options in seconds, given that we know most of the consonants, and have appropriate dictionaries and algorithms. This is, of course, applicable to any text with partially known phonetics, like the phonetized record of the Hunnic phrase. We should welcome the fact that the discussion finally broke off from the closeted bounds to the public review on the Internet.
And at last, the contents of the inscription finally fall within the known Türkic ethnological tradition of raising a leader to a throne, be he styled Shanyu or Khan or whatever: the chalice deposited with the Prince and its inscription appear to be the ceremonial cup he used to swear his oath of office during coronation, before being raised on a felt carpet and carried prescribed number of times around the Assembly of representatives. The departed was given his chalice, along with all other travel necessities, for the arduous travel to the other world.
There are several versions for reading the inscriptions in the Türkic language, with phonetic reconstructions of the characters slightly different one from another. And the translation, or interpretation of the text, in my opinion have inaccuracies. I present here the versions of the reading, and I think that of all the readings closest to the original is the version presented by the Kazakh Turkologist Altai Amanjolov.
First of all, note that different interpretations, or rather different phonetic reproduction of text are caused by the absence of separation between the characters of the inscription. And in this case naturally may be different phonetic interpretations of the text. Moreover, we deal with a Türkic language of the 2500 years ago.
Elshad Alili, Rizwan Huseynov 2012
Əlisa Cəbrayıl oğlu Şükürov, Abbasqulu Məhərrəm oğlu Məhərrəmov: “Qədim Türk Yazili Abidələrinin Dili” (“Language of written Old Türkic monuments”), Bakı, 1976.
Firudin Ağasıoğlu Cəlilov,“Issiq Yazisi”.
A.A. Amanjolov. “Proto Runic-like inscription on a silver cup”.
Mahmoud al-Kashgari “Divanu lugat al-Türki”, Kazakhstan Oriental Research, Almaty, 2005.
“Old Türkic Dictionary”, USSR AofS, Leningrad, 1969.
Herodotus “History” .
Ibn al-Faqih al-Hamadani “Mukhtasar Kitab al-Buldan” (“Concise Book of Lands”).
Elshad Alili “Sakas, Sisakan, and Aran”.
____HISTORY OF THE TURKS_____