28 Ekim 2014 Salı

ISSIK GÖLÜ VE İSKENDERUN KÖRFEZİ






İSKENDERUN - ISSIKOS - TÜRKİYE (Issic Gulf-Strabon)
ESİK / ISSYK - ORTA ASYA


"Bilindiği gibi halklar muhaceret etmişlerse, gittikleri yeni topraklara eski yurtlarındaki coğrafi adların bazılarını taşırlar.

Orta Asya'daki Issık-Göl'ün adının eski çağlarda İskenderun Körfezi'nin İssikos Denizi (Sıcak Deniz) şeklinde görülmesi, insanın aklına ister istemez böyle bir ihtimali getirmektedir." - D.Ahsen Batur


Issıkos Sea "Sıcak Deniz" 

Issık;  öz (ruh), sıcak, ısı... Issık gölü  de "Sıcak göl" demektir. 







"19: After Aegaeae, one comes to Issus, a small town with a mooring-place, and to the Pinarus River. It was here that the struggle between Alexander and Dareius occurred; and the gulf is called the Issic Gulf. On this gulf are situated the city Rhosus, the city Myriandrus, Alexandreia, Nicopolis, Mopsuestia, and Pylae, as it is called, which is the boundary between the Cilicians and the Syrians. In Cilicia is also the temple and oracle of the Sarpedonian Artemis; and the oracles are delivered by persons who are divinely inspired."
Strabon/link




*

"İssedon: Bu da bir Türk kabilesidir: "iç" / "is" ("astar" + "giysi"): "astarlı elbise" demektir. G.A. Geybullayev (s. 296), bunu böyle kabul etmektedir; ancak, bu etimoloji inandırıcı kabul edilemez. Büyük bir ihtimalle eski Türkçedeki "iç"/"is" olarak değil, "issi"/"isse" ("sıcak") + "don" (ırmak") : "sıcak ırmak" diye tercüme etmek gerekir. "sıcak ırmakta yaşayanlar" fikrinden ise, "sıcak kaynaklarda" ifadesi daha doğrudur. Bu tür sıcak kaynaklar eskiden Pyatigorsk [Beştav] bölgesinde varmış. Karaçay-Balkarlar Beşrav'ın eski sakinleridir ve günümüze değin de bu yerleşim yeri "Issisuu"- "sıcak su" olarak adlandırılmıştır. Rus Kazakları da kendi köylerine Goryaçevodskaya adını vermişlerdir. Bu köy, çok sayıda mineral su kaynaklarının bulunduğu Beştav'da yer almaktadır."

K.Laypanov, İ.Miziyev - Türk Halklarının Kökeni




OCHUS - OXUS - AMUDARYA - CEYHUN RIVER
The name comes from 
OGHUZ TURKS - OĞUZ TÜRKLERİ - OĞUZLAR

"As one proceeds from the Hyrcanian Sea towards the east, one sees on the right the mountains that extend as far as the Indian Sea, which by the Greeks are named the Taurus. Beginning at Pamphylia and Cilicia they extend thus far in a continuous line from the west and bear various different names. In the northerly parts of the range dwell first the Gelae and Cadusii and Amardi, as I have said, and certain of the Hyrcanians, and after them the tribe of the Parthians and that of the Margianians and the Arians; and then comes the desert which is separated from Hyrcania by the Sarnius River as one goes eastwards and towards the Ochus River. "
STRABO GEOGRAPHY Book XI, Chapter 8


"From the same Indian mountains, where the Ochus and the Oxus and several other rivers rise, flows also the Iaxartes, which, like those rivers, empties into the Caspian Sea and is the most northerly of them all." 
STRABO GEOGRAPHY Book XI, Chapter 7













MÖ.333'de Makedon Büyük İskender'in  Pers kralı  Darius III.'ü yendiği büyük Issus Savaşı'nın olduğu yerdir.





2600 yıllık Issık Yazıtı Türk Yazıt Tarihini değiştiriyor. MÖ.5.yy
İskit/Saka Türklerine ait olan kurgandan çıkan kepçenin üzerindeki yazı Türkçe olarak okunmuştur.


2600-year-old Issyk Inscription.
Two lines of Saka inscription that changed view on the history of the Türkic people
The oldest inscription in Türkic alphabet, the Issyk Inscription, written on a flat silver drinking cup, was found in 1970 in a royal tomb located within Balykchy 

( Issyk), a town in Kyrgyzstan near Lake Issyk, and was dated by 5-th c. BC.



Elşad Alili'nin Bilim dergisinde yayınlanan "Issık (Esik) -İskit/Türk yazıtı" ile ilgili makalesinden 





 "Pinar" ile ilgili olarak:


Pinara Antik Kenti - Lukiya [Kurtların Ülkesi) Likya-Lycia] Minare Köyü/Fethiye
Meşe Ağaçları ile zengin bir bölgedir. Ayrıca
  Troyalı bir aristokrat olan okçu Pandaros/Pander (Pand+Er!) için Pinara'da bir kült yapılmıştır.
"Pandaros: Lykaon'un oğlu, Troya ilindeki Lykia'nın kralı. Athena onu antlaşmayı bozmaya kışkırtır. Diomedes'i yaralar ve onun tarafından öldürülür." Homer-İlyada





Pinarus River (Nehri)  (Türkiye Suriye sınırında Payas Çayı, B.İskender-Issus Savaşı)


"Gargı deresinin pinar odunu
A yavrum sürmelim,
Amman gel gaçalım
Arabacı yol ver geçelim
Henımlara fisdan biçelim
Nacaklar mı yardı senin budunu
A yavrım sürmelim."

Bodrum Türküsü "Kargı Deresinin Pinar Odunu"
Pinar bir Meşe türüdür.
Hasan Torlak



Pinar- Binar - Munar
Dede Korkut'taki Binar'dır, (b/p değişimi) Tepegöz hikayesindeki Munar'dır (b/m değişimi).

"Oğuz Destanı'nda Oğuz ve beraberindekiler İtil nehrine geldikleri ve bütün eşyalarını suya kaptırdıklarını düşündükleri sırada kendilerini hala ırmak kenarındaki yüksek bir ağaçta bulunurlar. Bu dönemle birlikte Oğuzlar'ın ormanlık yerleri yurt edindikleri, bu kabileye "ağaç-eri" dendiği belirtilmektedir (Ögel). Munar destanlarda geçen kocaman bir ağaçtır (Yudahin). Kalık Akiyev, Kırgız SSR İlimder Akademiyası tarafından 1957 yılında basılan kitapta "munar - dalları göğün yedinci katına, kökü de yedi kat yerin altına uzanan ulu bir ağaç, hayat ağacı" şeklinde bilgi vermektedir. 

Türk epik anlatımlarında "bınar"ın, "munar"a dönüştüğünü düşünüyoruz. Büyük bir ihtimalle eski "hayat suyu ve dünya ağacı" şeklindeki birleşik inançları, belki Dede Korkut'ta aynı şekilde devam etmiş; ancak "kuraklıktan dolayı yurtlarını terk eden Türkler'in bugünkü coğrafyalarında sadece "suyu olan yer, pınar" anlamıyla yaşamaktadır. Ayrıca halk arasında "pınar"a hala "munar, mınar" dendiğini de unutmamamız gerekir. Zaten Dede Korkut coğrafyasındaki "bınar", bizde "bunar" şeklinde söylenmemiştir, ancak b/p değişimiyle "bınar" "pınar" olmuştur.

Sonuç olarak diyoruz ki Tepegöz'de yer alan "Uzun Bınar'ın Gökyay'ın, Dede Korkut'ta belirtildiği gibi "nerede olduğu belli olmayan bir yer adı" olmayıp "Türkler'in efsanevi hayat ağacı munar olduğunu iddia ediyoruz."



Prof.Dr.Nerin Yayın,2008






__________________________