Saka/İskit Türkleri ile Oğuzların Çuvaldır Boyu'nun yerleşim yeri. Çuvaldırlar 10.yy'da Selçuklular ile Anadolu'ya göçer.
En büyük ve başşehri Akdağ (Aktau)'dır.
Karaman-Ata 14.yy
Meretsay Kurganı, MÖ. 5.-3.yy Saka
Tubezhik Kurganı, MÖ.4.-2.yy Saka
Turushev köyü yakınındaki mezarlık
["Man kışlak" Oğuz ülkesinde bir yer adı. - Kaşgarlı]
Karaman-ATA
MANGIŞLAK YARIMADASI
Mangistau-KAZAKİSTAN
11.yüzyılın ikinci yarımında doğuda Irtış'dan batıda İdil'e kadar uzanan geniş topraklar Kıpçak kabilelerince meskundu. Kıpçaklar Mangışlak yarımadasına da sokulmuşlardı. Hazar Denizi'nin doğu sahilinde Kıpçak köylerinin bulunduğunu belirten Kaşgarlı'nın haritası da buna şahitlik etmektedir. Kaynaklarda Selçuklu sultanı Alp Arslan'ın Harezm'den Mangışlak'a bir sefer düzenlediği anlatılmaktadır. "Bu sefer Kıfşat ve Cazı'lara karşı düzenlenmişti. Alp Arslan, Mangışlak kalesine bekinen Kıfşatları kuşattı."
S.Agacanov şeöyle der: "Büyük bir ihtimalle burada şahıs isimleriyle değil, şahıs isimlerinin etnik ad haline getirilmiş haliyle karşı karşıyayız. Sabit İbn el-Cevzi'nin 1065'de düzenlenen seferden bahsederken 'Kıpçak ve Türkmen' sözcüklerini kullanması da bize bunu göstermektedir." Aynı yazarın araştırmasına göre burada geçen Cazı adı Yazır'a işaret etmektedir.
Kaynaklardan anladığımız kadarıyla XI. yüzyılda Mangışlak'ta Kıpçaklar topraklarını Horasan Selçuklularının topraklarından ayırmaya çalışan Yazır kabilesine mensup oymaklarla birlikte yaşıyorlardı. Bununla birlikte Selçukluların Mangışlak Kıpçakları ve Balhaş civarındaki Yazırlar üzerindeki hakimiyeti pek de munkem değildi. Zaten bu bölgede yaşayan göçebe kabileler istedikleri an Harezm'e ve diğer Orta Asya şehirlerine saldırı düzenleyebilecek kadar güçlüydüler. İbn el-Esir, Mangışlak Türklerinin başında (ki Mangışlak Türklerinden Murat kesinlikle Kıpçak kabile federasyonudur) 1096'da Harezm' bir sefer düzenleyen güçlü bir han bulunuyordu. Saldırı öylesine korkunçtu ki, o sıralar Harezm valisi olan Kutbuddin Muhammed ibn Anuştegin Sultan Sancar'dan yardım istemeye mecbur kalmış ve Mangışlak'a kaçan bu Türkleri defetmeyi ancak birlikte başarmışlardı.
Kıpçakların Güney Mangışlak'da ve Türkmen kabilelerinin yaşadıkları merkezi bölgenin güney doğusuna kadar sokulduklarına coğrafi yer adları da şahitlik etmektedir. Örneğin Nadir-şah döneminde ve hatta 19.yüzyıl başlarında Mangışlak'ın güneyinden Çandır nehrine kadar uzanan bozkıra Deşt-i Kıpçak deniliyordu. (...)
12.yüzyılla ilgili bilgilerin bölük pörçük olmasına rağmen, biz, Moğol istilasından önce Orta Asya'nın en güçlü devleti olan Harezmşahlara farklı şekillerde bağımlı üç Kıpçak beyliği tespit edebildik. Bu mahalli Kıpçak gruplarından biri Mangışlak Yarımadası bölgesinde kendilerinin güneyinde yaşayan Yazır topluluğuyla birlikte bir hükümdarın yönetiminde kısa ömürlü siyasi bir federasyon kurmuştur. Kaynaklarda onlar hakkında verilen bilgiler ço kaz olduğu için, şu anda tarihleriyle ilgili kesin bir şey söyleyebilecek durumda değiliz. Tek bildiğimiz, 12.yüzyıl ortalarında Harezmşah'ı hakimiyeti altına girdikleridir.
Kıpçaklar; Türk Halklarının Katalizör Boyu
Sercan M. Ahincanov
Selenge Yayınları
*
"Uluslararası Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi adına 1996-1997 öğretim yılında Türk Cumhuriyetleri'nde yaptığım alan çalışmlarında, bu Cumhuriyerlerdeki insanların köklerini "Avarlar, Saklar ve Hunlar"a bağladıklarını dinlemiştim. Ayrıca araştırmalarım esnasında Nukus (Harezmi) bölgesinde, Karakalpak Türkleri'nden olan kadınların milli kıyafetlerinin İskitler'den kaynaklandığını tespit etmiştim. Hazar Denizi'nin doğu kıyısında Kazakistan toprakları içinde yer alan; İslam öncesi ve sonrası Türkler'in mezarlarının olduğu, tarihi Mangışlak mezarlığında yaptığımız çalışmada bazı mezarların İskitler'e ait olduklarını tespit etmiş ve buradaki tarihi mezarlığın İskitlerden kalma olduğunu yörede yaşayan insanlardan dinledik."
Doç.Dr.Mustafa Aksoy
*
Mangyshlak Peninsula is located in western Kazakhstan. Settlement of Saka/Scythian Turks, which was later a settlement to Çuvaldır (Chuvaldyr) one of the Oghuz Turkish Federation. Çuvaldır Turks, came in 10th century to Anatolia (Turkey) with the Seljuk Turks. The capital is Aktau, which means "ak-White tau-Mountain" in Turkish.
Karaman-Ata Burial (Ata means ancestor) from 14th century.
Meretsay Burial, 5th-3th c BC, Saka-Turks period
Tubezhik Burial, 4th-2nd c BC, Saka-Turks period
Necropolis near the village Turushev
Mangyshlak Peninsula / "Gyshlak" in Turkish = winter settlement (Kışlak)
Mangistau "Tau" is Turkish = Mountain
[Man kışlak (gyshlak), a city in Oghuz land. - Mahmud al-Kashgari,11th c]
official link:
official link:
other
Kazakistan’ın Yeraltı Mescitleri
Kazakistan’ın batısında Türkmenistan, Karakalpakistan, İran ve Hazar Denizi’ne sınırı olan Mangistau eyaletine bağlı Aktau/Akdağ şehri yeraltı mescitleri ile ünlü. Ülkenin en zengin petrol yataklarına sahip Aktau şehir merkezine yaklaşık iki yüz elli kilometre uzaklıktaki Şopan Ata ve Beket Ata yeraltı mescitleri Ramazan’da ziyaretçileri ağırlıyor. Sekizinci asrın başlarında Orta Asya’ya gelen Şopan ve Beket Ata, Hoca Ahmet Yesevi’nin izinden giderek İslam’ın yayılmasını sağlamışlar.
1992’de Şopan Ata Yeraltı Mescidi restorasyonuna katılan Bazarbay Abdrahmanov: "Dağın içine oyularak yapılan mescitte 12 sınıf var. Minberin yanında da Hoca Ahmet Yesevi’den günümüze kalan asası. Ziyaretçiler Şopan Ata Mescidi’ni ziyaret ettikten sonra Beket Ata Mescidi’ne gider. İki mescit arası yaklaşık 60 kilometre. Şopan Ata adıyla tanınan evliya Ahmet Yesevi’nin talebelerinden Hakim Süleyman Ata'dır. Şopan Ata, Kul Süleyman, Hakim Süleyman, Hakim Hoca Süleyman ve Hakim Ata gibi mahlaslar kullanmıştır."
Mescidin bakımını yapan ve gelen misafirleri ağırlayan Meryem Apa: "Atalarımızdan kalan âdetleri sürdürmeye çalışıyoruz."
Şopan Ata Yeraltı Mescidi’nin etrafındaki mezarlıkta üç tip kabir var: Görkemli büyük anıt mezarlar zenginlerin, bel hizasında, dörtgen ve sade olan müridlerin, ayrıca Osmanlı zamanındaki mezar taşlarına benzeyen sade ve üzerinde Arapça yazıların olduğu kabirler.
Basın-2014
link
Balalar - Barköl Kazak Özerk İlçesi - Kumul / Sincan, Doğu Türkistan ("Bala" means children)
Two children in Barköl Kazakh Autonomous County-Xinjiang, East Turkestan
Barköl Doğu Türkistan'da Kazak Türklerinin kalabalık olarak yaşadığı önemli kaza merkezlerinden birisidir. Burada yaşayan Kazak Türkleri, Orta Cüzün Abak-Kerey Boyuna mensuptur. Abak-Kerey Boyu kendi içinde on iki uruğa (kabileye) ayrılır. Onun için On İki Kerey veya On İki Abak diye de adlandırılır.
Bunlar: Cadik, Cantekey, Karakas, Molku, Çeruvşu, Könsadak, Sarbas, İteli, Şubaraygır, Merkit, Castaban ve Şiymoyun uruklarıdır.
Abak-Kerey Boyuna mensup Kazak Türklerinin bir kısmı Çin baskısına dayanamayarak çeşitli tarihlerde yurtlarını terketmişler; Tibet, Hindistan ve Pakistan yoluyla Türkiye'ye göç etmişlerdir. Bugün İstanbul'da Zeytinburnu, Küçükçekmece ve Güneşli Köy'de : Manisa'nın Salihli kazasında : Niğde'nin Altay köyünde büyük topluluklar halinde yaşamaktadırlar.
İncelediğim metinleri 1984 yılı Ağustos ve Eylül aylarında İstanbul'da derledim. Kendilerinden metin derlediğim kimselerin ikisi, Kagıbet Zeynulla ulu ve Gaziz Melik ulu, İstanbul'da misafir olarak bulunuyorlardı. Barköl'den Türkiye'ye akrabalarını ziyaret için gelmişlerdi. Diğeri Çamer Güder, kendisinden derleme yaptığım tarihten 9 ay önce kardeşinin davetiyle Barköl'den Türkiye'ye serbest göçmen olarak gelmişti ve kendi ağız hususiyetlerini muhafaza ediyordu.
Ahi Karaman ise 1953 yılından beri Türkiye'de ikamet ediyordy. Ancak İstanbul'daki KAzaklar arasında Kazak-Türkçesini en iyi konuşanlardan birisi olarak tanınıyordu. Buna rağmen ondan sadece makallar derledim. Çünkü makallar ezberde yaşıyan kalıplaşmış haldeki Kazak atasözleridir. Ahi Karaman gibi Barköl'de doğmuş, çocukluğunu orada geçirmiş, ana dili olarak Kazak Türkçesini öğrenmiş olanlar bunların orjinallerini hala bilmektedir. (...)
Çamer Güder, 64 yaşında Kerey Boyunun Abak Kerey şubesinin Karakas uruğundan, Doğu Türkistan'ın Barköl kazasından 1984 yılında Türkiye'ye serbest göçmen olarak gelmiş. : "Menin uruvum Karakas. Karaks uruv bolganda bizdin argı atadarımız Üş Tentek dep aytadı. Biz Atımtay Tentekten urkunamız. Atımtay Tentektin balası, bizdin ekemizdin ekesi Ansabay degen kişi. Ansabaydın balası Seyilkan degen kişi. Seyilkandın balası Çamer degen men. Men bularağa Türük otandası bolayınçı dep bul künkü keldim." (...)
Ahi Karaman (Ikıy Molla), 61 yaşında, Kerey Boyunun Abak Kerey şubesinin Cadik uruğundan, Doğu Türkistan'ın Barköl kazasından, 1954 yılında Türkiye'ye mülteci olarak gelmiş. Türkiye'de yaşıyor. Makallar:
1 - Makal sözdün körkü, sakal yüzdün körkü
Tastan bulak ağıssa Allanın erki.
2 - Ornun tavup aytılsa sözdön kızık nerse cok,
Cönü kelmey aytılsa sözdön buzuk nerse cok.
3 - Söz süyüktön ötödü, tayak etten ötödü.
4 - Söz cüyösün tabadı, dav iyesin tabadı.
21 - Aş kişi uruskak, Avur kişi tırıskak.
Barköl'den Kazak Türkçesi Metinleri, Gramer - Metin - Sözlük - Ferhat Tamir
Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1989
BARKÖL VE TANRI DAĞLARI
BARKOL AND TİANSHAN MOUNTAİNS
Not:
Yabancılar "Barkol Lake" diye yazıyor :) Köl zaten Göl demek.
In English they write as "Barkol Lake", but Köl (Kol) means Lake. Thus, "Barlake Lake" is funny ;) You must speak Turkish to know, but you do ignore it to! Turkish is a rich language, to be seen in many toponym names all over Eurasia. Like Siberia... comes from Sibir Turks.
izlence
SHAL
(2012) Kazakistan
(Türkiye Türkçesi ile)
Ermek Tursunov’un Kazak kimliği temalı üçlemesinin “Kelin” adlı filminden sonra çektiği ikinci bölümü olan “Shal”, bizi Kazak steplerinde bir hayatta kalma öyküsyle buluşturuyor. Film aynı zamanda “Oscar 2014 Yabancı Dilde En İyi Film Kategorisi” dalında Kazakistan’ı temsil etmişti.
Erbolat Toguzakov’un canlandırdığı Kassym (Kasım), aynı zamanda filmin yönetmeni Ermek Tursunov’un da çocukluğunu geçirdiği Kazak steplerinde yaşayan 73 yaşında bir çobandır. Futbola düşkün Kassym, sürüsündeki 11 koyunun her birine ünlü bir futbolcunun ismini vermiştir. Hatta adı “Pele” olan 10 numaralı koyunun sırtını siyaha boyamıştır. Kazak steplerine erken bastıran bir kış günü hava henüz güzelken sürüsünü otlatmaya götüren Kassym, havanın birden kötüleşmesi nedeniyle aslında avucunun içi gibi bildiği topraklarda kaybolur. Bir yandan Kassym, yolunu tekrar bulabilmek için kötü havanın geçmesini beklerken, diğer yandan vahşi kurtlar sürünün kokusunu çoktan almışlardır… Evde ise, dedesiyle bir türlü anlaşamayan torunu ve gelini Kassym’ı beklemektedirler..
Kelin filmi ile ilgili:
_____