15 Ocak 2015 Perşembe

DOĞU İLLERİ VE VARTO TARİHİ






İstibdat Devrinde Doğu İlleri - Hamidiye Alayları ve Aşiret Kavgaları

Sultan Hamit, Tanzimat Türklerine ve hatta Güya Avrupa devletlerine karşı saltanatını korkudan çıkarmak için 1307-1891 tarihinde doğu illerimizde 36 atlı Hamidiye Alayını teşkil etmiş , bu teşkilata : tarhimizin yukarı kısımlarında açıkladığımız gibi, Yavuz Sultan Selim tarafından Anadolu'dan doğu illerimize kaldırılan ve sonradan Kormanço şubesi adını alan yakın çağ Türk aşiretlerini dahil etmişti.

Sultan Hamit istibdadını yürütmek için artık temeli olarak bu aşiretlerle Kürt ve doğu illerine- de Kürdistan ve kendisine de Kürtlerin babası demekteydi. Vatanına ve milliyetine hiyanet eden bu padişah, doğu illerimizin Kürdistan ve buradaki aşiretlerin de Kürt olmadığını biliyordu. Onun şahsi saltanatı uğrunda söylediği bu sözler, o gün doğu illerinin Türklüğünü yoketmeğe kafi gelmiş, özbeöz Türk soyundan olan doğu halkını , Yavuz'dan sonra bir kere daha felakete sürüklemişti.

Yavuz Sultan Selim devrinden önce yazılmış tarihlerin gerçekte Kürt olarak tesbit ettiği bir millet ve doğu illerimizin coğrafi durumunda yazılmış bir Kürdistan adı yoktu. Sultan Hamit bunu biliyordu.

Fakat o, Tanzimat Türklerine karşı saltanat ve istibdanı ayakta tutabilmek için, coğrafi ve idari durumdan, istibdada elverişli olan doğu illerimizi o günkü, aşiretlerin her üç şubesinin nüfusça en kalabalığı, zengini ve azılısı bulunan Kormanço şubesindeki aşiretleri Hamidiye teşkilatına alarak, bunları Türklük ve gençlik cereyanlarına karşı bir kalkan gibi kullanmak istemişti.

Dördüncü Ordu Müşirliğine tayin kılınan Çerkes Mehmet Zeki Paşa, Erzincan'a gelmiş, doğu illerimizdeki Kormanço şubesine dahil aşiretler arasında Hamidiye teşkilatını kurmak üzere Mirliva Mahmut Paşaya Van, Malazgirt, Hınıs ve Varto'ya göndermişti.

Kormanço şubesi, Mil ve Silif adlı iki partiye ayrılmıştı. Bu partilerin her birine bir aşiret mirlivalığı ile beher alay komutanına birer kaymakam rütbesi verilmişti.

syf 95









Padişah Yavuz çağından başlıyarak Sultan Hamit devrinde tam kökleşen kara siyasetin milli birliği sarsan, milli duyguları din ve hilafete feda eden kötü bir rejimin sonuçlarıydı. 

Yavuz , Şiiliği ve Şah İsmail'i durdurmak için doğu illerimizdeki "Kurt-baba" dağlı Türklere Kürt ve doğu illerine "Kürdistan" adlarını takmış, bunları takviye etmek için Anadolu'dan birçok Türk aşiretlerini kaldırıp doğu illerine göndermişti. 

Sultan Hamit saltanat ve istibdadını yürütmek için bu yakın çağ Türk aşiretlerine "Kormanco" adını takarak onlardan 36 derebeylik ve Hamidiye alayını kurmuş, kendilerine ; "siz benim evlatlarımız ve Kürtlerimsiniz" diye yabancı fikirlere sürüklemişti.

Doğu aşiretleri arasında kökleşen bu yanlış duygular, Birinci Cihan Savaşının sonralarına kadar süregelmiş ve milli mücadele devrinde Kürt taali cemiyeti ile hempalarının işlerine yaramış, bunlar bu aslı astarı olmayan bu adlar üzerinde halkı kandırıp isyana sevk etmişlerdi.

Asılarca bu türlü zehirli fikirler altında inleyen birçok aşiretler Türklüklerini kaybederek çeşit inanlar altında çeşit bölümlere ayrılarak kendilerini Kürt, Seyyit, Abbasi, Halidi, Emevi silsilere kadar götürmüşlerdi. Bu yanlış fikirler ve en çok dini taassup en son onları milli hükümete karşı isyana sürüklemişti. Biz isyan hadisesini anlatırken bu konuya bir kolaylık olsun diye doğu illerimizde bu aşiretlerin ayrıldığı şubeleri ve bağlı oldukları şeyhleri ve irtica harekatında oynadığı rolleri açıklamayı faydalı bulduk.

Kitabımın birinci bölümünde anlattığım gibi, doğu illerimizde yaşayan bu dağlı Türk aşiretleri üç şubeye ayrılmıştı. Baba-kürdiler, Kormançolar, Zazalar.

Bunlardan Hitit-Halti, Lohordo, dağlı Türklerden olan (Kurt-baba) baba-kürdiler; Van ilinin güney bölümündeki kabileler, Şernak, Hakkari, Şemdinan, Pervarı, Gavaş, Cizre, Buhtan aşiretleri, Hizanlı Selahattin ve aşireti, Garzan'da ; Reşkotan, Pencinaran, Bişiri'de; Reman, Midyat'ta; Ara-boyan aşiretleri, Sason, Kabali ve Bitlis'in, Atmanan, Azan aşiretleri, Motikinin ; Sarmi, Musi, Halinan, Bektiran kabileleri, Muş ilinin güney dağlarında oturan Huytu, Beleki, Bildiri , Şigo , Hiyan aşiretleridir. (1)

Bu şubeye bağlı aşiretler tamamen Şafii mezhep, Nakşi ve Kadiri tarikatlı idiler. Bunların en sayılı tekiyeleri ; Hizan'da ; Seyit Ali, Bitlis'te; Küfrevi ve Kadiri ve Norşenli Hazret tekiyeleriydi. Bu tekiyelerden başka her kabilenin birer şeyhi ve birçok hocaları vardı.

Miladın onaltıncı yüzyılında Yavuz sultan Selim'in iç Anadolu'dan doğu illerimize kaldırdığı yakın çağ Türk aşiretlerinden olan Kormançolar : Mil ve Zil adlı iki partiye ayrılmış, bunlardan Mil partisi ; Viranşehirli İbrahim Paşa oğulları ve Milan aşireti, Karakeçi kabilesi, Suruç'ta ; Berazan aşrieti, Varto, Bulanık, Karlıova ilçelerideki  Cibran aşiretleri Malazgirt'ten Hasanan aşireti Hınıs, Karayazı, Tatos ilçelerindeki Zirkan, Seyhan, Karabaş kabileri, Eleşkirt'te ; Sıpkan aşireti, Muş'ta; Seydan kabilesi ve Muş ovası halkıdır.

Zil partisine bağlı aşiretler : Ağrıda; Zilan, Celali aşiretleri, Van, Erçiş, Muradiye, Patnos'da Haydaran, Ademan, Takoriyan, Mişkan, aşiretleriydi. (2)

Kormanci şubesine bağlı bütün kabileler Şafii ve Nakşidirler. Birkaç boyları da Kadiri idi. Bunların en meşhur şeyh ve tekiyeleri ; Asi Şeyh Said'in ecdadı olan Palu'lu Şeyh Ali tekiyesi ve Hınıs'ta Şeyh Sait, Solhan'ın Melekan köyü Şeyh Abdullah ve Eleşkirt'te Şeyh Şirin tekiyeleriydi. Bu tekiyelerden başka birçok şeyh ve hocalar vardı.

İran'dan gelen Part Türklerinden olup Kadisiye savaşından sonra doğu illerimize gelen dağlı Türklerden Dümbüli-Zazalar: Diyarbakır, Siverek, Elazığ, Ergani , Maden, il ve ilçelerinin bazı kesimlerindeki kabileler ile Hazzo ve Farkın beyleri, Palo halkı, Gökdere, Musyan, Okçiyan, Azan, Halilan Kabileleri, Çapakçur ve Garip beyleri, Mistan, Botan kabileleri, Hini, Genç ve Darahini beyleri ve Zaza kabileleri, ile Solhan ilçesinde oturan Solhan, Zikti, Ömeran aşiretleri ve Motki Zazalardır.

Zaza şubesinin en büyük tekiyeleri : Palulu şeyh Ali tekiyesi imiş, bütün Zazalara ve Kormanço şubesine Şafiilik ve Nakşiliği aşılayan bu Şeyh Ali'nin ahfadından olan asi Şeyh Sait, Kormanço şubesinin topluluğunu idare etmek maksadiyle Palo'dan gelerek Hınıs'ta ikinci bir tekiye kurmuştur. Zazaların diğer tekiyeleri, Melekanlı Şeyh Abdullah ve Gökdereli Şeyh Şerif, Sİlvanlı Şeyh Şemsettin ve Çapakçur'un Çan şeyhleri tekiyeleriydi.

Küçük kabileler halinde yaşayan ve aşiret sistemine tam girmeyen Zazalar , kenidlerini Kürt değil en çok Halidi, Abbasi, Emevi ve Arap sanmış, doğu illerine Şafiilik ve Nakşiliği aşılayan şeylerin Zaza olmasından ötürü , kendilerini Kormanço ve Babakürdi şubelerinden daha kutsal bilmiş ve bu dini gayretle dinin, şeriatın ve hilafetin fedaaileri kesilmiş ve yalnız bu dini taassup yüzünden Cumhuriyete karşı isyan etmişlerdi.

Kürt taali cemiyetinin icra kuvveti olan Cibranlı Halit ve yusuf Ziya siyasi maksatlarını gizleyerek dini kisveye bürünüp zehirli fikirlerini bu yoldan Şeyh Sait'le Kormançi ve Zaza şubelerinin şeyh ve hocalarına aşılamışlardı. İş dine ve maneviyata intikal ettiği için dinin en büyük hamisi sayılan ve Cibranlı Halid'in eniştesi ve şey olan Şeyh Sait, emirel-mücahidin adı altında isyanın başına geçerek manevi nüfuzunu kullanmıştı.

syf 124-125



(1) Bu şubeye bağlı aşiretler Şeyh Sait isyanına karışmamış, birkaç ay sonra Batman isyanını hazırlamışlardı.

(2) Bu parti aşiretleri Şeyh Sait isyanında hükümete taraf olmuş ve sonradan Ağrı-Zilan isyanını ve son irtica hareketini meydana getirmişlerdi.







Doğu İlleri ve Varto Tarihi
M.Şerif FIRAT



İkinci Baskı - 1961

Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusunda yaşayan insanların nasıl kaynaştıklarını, inanç ve törelerin nasıl içselleştirdiklerini anlatmıştır. Eserinin yayımlandığı tarihten hemen sonra da katledilmiştir. Yazarı katledenler, çeşitli yöntemlerle eserini de piyasadan çekmişlerdir. Yazarın katledilmesi ve eserinin piyasadan çekilmesi nedensiz değildir. Bölgede yaşayan insanların aynı kültürel değerlere ve soya bağlı olduklarının ortaya çıkarılması ayrılıkçıları ve bölücüleri rahatsız etmiştir.



""Bu eser Doğu Anadolu'da oturan, Türkçeye benzemeyen bir dil konuştukları için kendilerini Türk'ten ayrı sayan; bilgisizliğimiz  yüzünden bizim de öyle sandığımız vatandaşlarımızın SU KATILMAMIŞ TÜRK OLDUKLARINI  bir defa daha İSPAT ETMEKTEDİR.

HEM DE İNKARINA İMKAN BIRAKMAYAN İLMİ DELİLLER İLE....

DÜNYA ÜZERİNDE KÜRT DİYE ADLANDIRILABİLECEK MÜSTAKİL HÜVEYİTLİ BİR IRK YOKTUR. 
KÜRTLER YALNIZ VATANDAŞIMIZ DEĞİL, SOYDAŞIMIZDIR DA...""

Cemal Gürsel
Devlet Başkanı ve Başbakan
1961









______________________