21 Haziran 2019 Cuma

Komana Mezar Taşı ile Kıpçak Mezar Taşları



Komana antik şehirden mezar taşı
"Doğu Roma Dönemi", Ballıdere/Tokat.





Doğu Roma dönemine tarihlendirilen Ballıdere/Tokat'ta bulunan 'Grek' alfabesiyle yazılmış mezar taşı. (en solda)

Arkeoloji okuyanların mutlaka Türkoloji eğitimi de alması gerekiyor. Çünkü bu mezartaşı Kıpçak mezartaşları ile birebir benzerlik gösteriyor. Kafkaslardan (antik dönemde diğer adı İber olan) İspanya'ya (İber Yarımadası) giden ve antik dönemde Anadolu'da 'Tabal' halklarından olabileceği düşünülen (Prof.Zübeyir Koşay) Baskların mezar taşlarıyla da birebir benzerlik göstermektedir.

Tüm bunlara antik kentin adını kanıt olarak ekleyebiliriz: "Komana" adının Kuman Türklerinden kalma olduğu Prof.Dr.Firudin Ağasıoğlu tarafından kanıtlanmıştır. Ve bilinir ki Doğu Roma döneminde Hıristiyanlığı seçmiş birçok Kıpçak-Kuman Türkleri bu bölgeye yerleşmiştir. Biraz daha dikkatli bir çalışma ve eğitimle Komana'da bulunan bu mezar taşının Türklere ait olduğu ortaya çıkar.

Milattan önce ve sonra olmak üzere; Türk arkeolojisini, Türk kültürünü, Türk dilini, Türk geleneğini ve Türk sanatının devamlılığını görmezden gelmeyin! "Hellen ve Roma akıl tutulması"ndan lütfen kurtulun ! İonlar bile "Grek" değil !

SB




solda : Komana "Doğu Roma Dönemi", Ballıdere/Tokat.
ortada: Kıpçak/Alban, Güney Azerbaycan.
sağda: Basklar, İber Yarımadası.



Kazı alanından yapılan açıklama:

"Komana Arkeolojik Araştırma Projesi, Orta Karadeniz Bölgesi, Klasik Çağ kenti Komana’nın lokasyonunu belirlemek ve kentsel dokusunu anlamak amacı ile 2004 yılında başlamıştır. Komana, Mitridat Krallığı’nın idaresinde önemli bir kült merkezi olmuş Roma İmparatorluk Dönemi’nde de özerkliğini korumuştur. Anadolu tanrısı Ma’ya adanmış olan kutsal alan, aynı zamanda çevre bölgeler için bir ticaret merkezi ve olasılıkla Mitridat Krallığı için banka görevi görmüştür. Kutsal alanda düzenlenen festivaller, zengin pazar yeri, kutsal fahişeleri ve kenti çevreleyen verimli arazisi ile Anadolu’nun tüm bölgelerinden ziyaretçi akınına uğramış olmalıdır. Komana ilk olarak 19. yüzyılda Avrupalı gezginler tarafından ziyaret edilmiş ve Tokat’ın 9 km kuzeydoğusunda, İris nehri (Yeşilırmak) yanında bulunan Hamamtepe höyüğü antik kentin merkezi olarak tesbit edilmiştir.

Karadeniz Bölgesi’nin içkesimlerinde, günümüz Tokat sınırları içerisinde, Hellenistik Dönem’de faaliyet gösteren iki tane tapınak devleti bulunmaktaydı. Bunlardan daha büyük olan? Komana, ana tanrıça Ma’ya ithafen yapılmış, Kapadokya tipi bir mabeddi (Wilson 1960, 228). Mabed çevresindeki topraklar tapınağa ait olup 6000 adet serf tarafından işleniyordu (Strabo 12.3.34). Komana tapınak devleti aynı zamanda polis statüsünde bulunmakta ve yıl boyunca çevreden gelen ziyaretçiler tarafından bir ticaret merkezi olarak da kullanılmakta idi. 
Komana’daki kutlama ve ibadet yöntemleri Kapadokya’daki Ma mabedindekiler ile benzerlik göstermekte idi. Hatta Strabo’ya göre (12.3.32) Komana Pontika Kapadokya’daki mabedin bir kopyasıydı: 

"…ve orada neredeyse aynı türde dini törenler bulunur; kehanet alma şekli aynıdır; özellikle de ilk kralların yönetiminde olduğu gibi, rahipler aynı şekilde saygın bir yere sahiplerdir; yılda iki kere, tanrıça heykelinin kentte gezdirildiği Exodi olarak anılan festivalde rahip tanrıçanın tacını giyerek kraldan sonraki en saygın şereflere tabi olur."

Pontus Krallığı döneminde Komana ve diğer tapınak devleti Zela kendi topraklarını işleyen, ve festival zamanlarında sayısız ziyaretçiye ev sahipliği yapan bağımsız devletler niteliğindeydiler. Bu bağımsızlıklarına rağman Pontus Krallığı döneminde diğer kentlerle aynı tipte şehir sikkeleri basmışlardır....

Tümülüsler: 
Geçmiş yıllarda olduğu gibi birçok tahrip edilmiş tümülüse rastlanmıştır. 2007 çalışmaları sırasında, tümülüslerin sadece kuzeyde ve güneyde bulunan tepelerin üzerlerinde değil ovada da yer aldıkları anlaşılmıştır.

Maltepe Tümülüsü:
Dağlık bölgedeki tümülüslerden birincisi Gaziosmanpaşa köyünün doğusunda bulunan Maltepe tümülüsüdür. Tümülüsün çevresi ortalama 170-180m çapı ise 60 m’dir. Tümülüs tahrip edilmiştir ancak üzerinde ve etrafında az miktarda seramik, kiremit kırıkları ve harç kalıntıları görülebilmektedir.

Kemiktepesi :
İkinci tümülüs Tokat-Niksar yolu üzerinde, Şenköy köyünün doğusunda yolun hemen kuzey tarafında Kılıçtepesi veya Kemiktepesi olarak bilinen hakim bir tepede bulunmaktadır. Tümülüs uzaktan kolaylıkla algılanabilmektedir. Bu tümülüsde de yaklaşık 5-6 metrelik bir çukur kazılarak kaçak kazılar yapılmış, tümülüs tahrip olmuştur. Arkeolojik herhangi bir malzeme görülmemektedir.

Poligon Tümülüsü:
Yine tepe üzerinde bulunan bir diğer tümülüs ise Tokat’ın hemen doğusunda bulunan Dedeli köyü ve kuzeyindeki Yelpe köyü arasında yeralır. Tamamı kazılarak tahrip edilmiştir.

Tokat’ın batısı ve doğusundaki ovalık alanlarda da 3 adet tümülüs tesbit edilmiştir. 

Bekçitepe Tümülüsü: 
Bu tümülüslerden Tokat’ın batısında Taşlıçiftlik köyünün girişinde yeralan Bekçitepe Tümülüsü Tokat Müzesi tarafından daha önce sit alanı olarak tescillenmiştir. Tümülüs üzerinde ve etrafında tarım faaliyetinin devam ettiği ve kaçak kazıların tümülüsü tahrip etmekte olduğu görülmüştür. Kaçak kazılarda bir duvar ortaya çıkarılmıştır.

Karakaya Tümülüsü:
Tokat’ın doğusunda, Karakaya köyünün kuzeyinde, Tokat-Niksar karayolunun hemen güneyindeki tarlaların arasında bir tümülüs görülmüştür. Bu tümülüsün neredeyse yarısı ağır bir şekilde, olasılıkla iş makinalarıyla tahrip edilmiştir. Tümülüsün ve kazılmış alanların yüzeyinde bol miktarda Geç Antik Çağ’a ait seramik ve insan kemikleri bulunmaktadır.

Us Tümülüsü:
Son olarak Tokat’ın batısında bulunan Kemalpaşa kasabasının yolunun girişinde üzerinde poligon noktası ve Lokantacı Osman Us ve ailesine ait modern mezarlar bulunan bir tepe görülmüştür. Üzerinde arkeolojik herhangi bir malzeme bulunmamasına rağmen bu tepenin bir tümülüs olması gerektiğine karar verilmiştir.... "


* Haritada gösterilen yer bir zamanlar Kaşka, Kimmer ve Hun Türklerinin bölgesiydi, yani milattan önce de Türkler Karadeniz bölgesinde yaşıyordu.

* Kapadokya'daki tapınak ile benzerlik göstermesi gayet doğal, çünkü Kapadokya'da bir zamanlar Kimmer Ülkesi olarak (Gmirra) anılıyordu.

* Harita gösterilen Armenia Minor bir coğrafi terimdir, devlet değil! Aslı Hayk olan bugünün Ermenileri hiçbir zaman devlet olmamış, sadece prenslik-beylik gibi siyasi varlıkları vardır. Armen kelimesi Türk boyu Erman'dan gelir. (bknz. Ermen Boyları ve Pseudo-Ermeni Haylar (Milattan Önce Türk -Ermeni İlişkileri) / Prof. Dr. Firidun Ağasıoğlu Celilov)

* Yabancıların (Türk özelliğini saklamak için) özellikle "tümülüs" dediği "Kurganlar" Türk kültürüne aittir.

* Arkeoloji okuyanların mutlaka Türk boylarını, tarihi, geleneğini, kültürünü, dilini ve sanatını bilmesi gerekiyor!

* Anadolu'da görülen her şey Yunan, Roma, Pers veya Doğu Roma değil!

SB





Slovakya'da da Kıpçak-Kuman benzeri mezar taşı var. (link)


Kuman Türk Beyliği - Prof.Dr.Firudin Ağasıoğlu