18 Haziran 2019 Salı

Anadolu - Anatoli - Güneş - Şafak - Doğu



Anadolu kelimesinin anlamını her yerde "doğu, güneşin doğduğu yer" ya da "Ege'nin doğusu" olarak verirler ve "Grek" kökenli olduğunu, "Türkiye"nin de "Yunanlılar" tarafından verilen coğrafi adıdır derler. Peki bu doğru mudur? Soralım o zaman; Anadolu bir toponim mi, yoksa yön belirten bir kelime mi? Anatoli kelimesi ilk kez hangi yüzyılda kullanıldı? Sadece "Anadolu" için mi kullanıldı, yoksa başka coğrafi bölgeler içinde kullanımı var mı?

Liddell ile Scott'un Oxford'tan 1940'ta çıkarmış olduğu "A Greek-English Lexicon (Yunanca-İngilizce Sözlük)"e göre Anatoli/Anatole kelimesinin ilk kez geçtiği yerlere bakalım ve bu soruları cevaplayalım:



Odyssey destanı 12:4 :
ἀντολαὶ Ἠελίοιο (antolaí ielíoio) - anatoli/e H/Elios, yani "doğu" ve "güneş" olarak geçer.

‘αὐτὰρ ἐπεὶ ποταμοῖο λίπεν ῥόον Ὠκεανοῖο
νηῦς, ἀπὸ δ᾽ ἵκετο κῦμα θαλάσσης εὐρυπόροιο
νῆσόν τ᾽ Αἰαίην, ὅθι τ᾽ Ἠοῦς ἠριγενείης
οἰκία καὶ χοροί εἰσι καὶ ἀντολαὶ Ἠελίοιο,
νῆα μὲν ἔνθ᾽ ἐλθόντες ἐκέλσαμεν ἐν ψαμάθοισιν,
ἐκ δὲ καὶ αὐτοὶ βῆμεν ἐπὶ ῥηγμῖνι θαλάσσης:
ἔνθα δ᾽ ἀποβρίξαντες ἐμείναμεν Ἠῶ δῖαν. (link)
‘aftár epeí potamoío lípen róon Okeanoío
nifs, apó d᾽ íketo kýma thalássis evrypóroio
nísón t᾽ Aiaíin, óthi t᾽ Ioús irigeneíis
oikía kaí choroí eisi kaí antolaí Ielíoio,
nía mén énth᾽ elthóntes ekélsamen en psamáthoisin,
ek dé kaí aftoí vímen epí rigmíni thalássis:
éntha d᾽ apovríxantes emeínamen Ió dían.


İngilizcesinde:
"Now after our ship had left the stream of the river Oceanus and had come to the wave of the broad sea,
and the Aeaean isle, where is the dwelling of early Dawn and her dancing-lawns,
and the risings of the sun, there on our coming we beached our ship on the sands,
and ourselves went forth upon the shore of the sea,
and there we fell asleep, and waited for the bright Dawn."
(Homer. The Odyssey with an English Translation by A.T. Murray, PH.D. in two volumes. Cambridge, MA.,
Harvard University Press; London, William Heinemann, Ltd. 1919.)



Türkçe çevirisinde: Şafak ve Güneş kelimeleri kullanılmıştır.

"Ama ayrıldığı vakit gemimiz Okeanos Irmağı akıntısından,
engin denizin dalgaları sürdü bizi Aiaie Adasına,
erken doğan Şafağın yuvası var oda cıvıl cıvıl,
orda Güneşin apaydınlık beşikleri var.
Varır varmaz oraya çektik kumsala gemiyi,
indik hepimiz gemiden, ayak bastık kıyıya,
sonra uykuya dalıp bekledik tanrısal Şafağı."
(Odysseia 12:1-6; çev.Azra Erhat, A.Kadir, Can Yayınları, 8.Basım, 1996)



Odysseus ile yanındakilerin çıktığı kıyı Anadolu değil, Büyücü Kirke'nin yaşadığı Ada'dır ve bu dizelerde geçen anatolia kelimesinin hiç bir şekilde "Anadolu"yla ilgisi yoktur, aksine "güneş, gündoğumu, şafak" ile ilgisi vardır, bir toponim değildir, bulundukları yere göre "gün doğumunu" ifade eder.


Mitolojik Aiaie (Aeaea) Adası, Argonotların seferini yazan Rodoslu Apollonius'a (MÖ 3.yy) göre İtalya'nın batı kıyılarında, Etrüsklerin liderlerine istinaden adı verilen Turhen/Turhan/Turan (Tyrrhenian) denizine bakan Elba (Aethalia) Adası'nın güneyinde bulunur. Romalı yazarlara göre ise Roma'nın 100 km güneyinde, Homer döneminde bir ada olan yarımadadır. Yapılan arkeolojik araştırmalarla "Maga Circe" olarak tanımladıkları bir mağaranın Büyücü Kirke'ye ait olduğunu açıklamışlardır. Hangisi olduğu kesin olarak açıklanamamış olsa da kesin olan Ege olmayıp, tersine İtalya açıklarında olmasıdır. Bu da "Anatoli" kelimesinin "Anadolu" için özel bir isim olmadığını da ortaya koyar.



Cimmerii = Kimmerler gözden kaçmıyor!



Aynı kaynakta, Herodot 4.8 dediği yerin İngilizcesinde "sun rise" yazarken Türkçe çevirisinde "Anatoli" geçmez "doğu bölgelerinden" geçer.

Σκύθαι μὲν ὧδε ὕπερ σφέων τε αὐτῶν καὶ τῆς χώρης τῆς κατύπερθε λέγουσι, Ἑλλήνων δὲ οἱ τὸν Πόντον οἰκέοντες ὧδε. Ἡρακλέα ἐλαύνοντα τὰς Γηρυόνεω βοῦς ἀπικέσθαι ἐς γῆν ταύτην ἐοῦσαν ἐρήμην, ἥντινα νῦν Σκύθαι νέμονται. Γηρυόνεα δὲ οἰκέειν ἔξω τοῦ Πόντου, κατοικημένον τὴν Ἕλληνές λέγουσι Ἐρύθειαν νῆσον τὴν πρὸς Γαδείροισι τοῖσι ἔξω Ἡρακλέων στηλέων ἐπὶ τῷ Ὠκεανῷ. τὸν δὲ Ὠκεανὸν λόγῳ μὲν λέγουσι ἀπὸ ἡλίου ἀνατολέων ἀρξάμενον γῆν περὶ πᾶσαν ῥέειν, ἔργῳ δὲ οὐκ ἀποδεικνῦσι.  ἐνθεῦτεν τόν Ἡρακλέα ἀπικέσθαι ἐς τὴν νῦν Σκυθίην χώρην καλεομένην, καὶ καταλαβεῖν γὰρ αὐτὸν χειμῶνα τε καὶ κρυμὸν, ἐπειρυσάμενον τὴν λεοντέην κατυπνῶσαι, τὰς δὲ οἱ ἵππους τὰς ὑπὸ τοῦ ἅρματος νεμομένας ἐν τούτῳ τῳ χρόνῳ ἀφανισθῆναι θείη τύχῃ. [link]
Skýthai mén óde ýper sféon te aftón kaí tís chóris tís katýperthe légousi, Ellínon dé oi tón Pónton oikéontes óde. Irakléa elávnonta tás Giryóneo voús apikésthai es gín táftin eoúsan erímin, íntina nýn Skýthai némontai. Giryónea dé oikéein éxo toú Póntou, katoikiménon tín Éllinés légousi Erýtheian níson tín prós Gadeíroisi toísi éxo Irakléon stiléon epí tó Okeanó. tón dé Okeanón lógo mén légousi apó ilíou anatoléon arxámenon gín perí pásan réein, érgo dé ouk apodeiknýsi.  entheften tón Irakléa apikésthai es tín nýn Skythíin chórin kaleoménin, kaí katalaveín gár aftón cheimóna te kaí krymón, epeirysámenon tín leontéin katypnósai, tás dé oi íppous tás ypó toú ármatos nemoménas en toúto to chróno afanisthínai theíi týchi.


"This is what the Scythians say about themselves and the country north of them. But the story told by the Greeks who live in Pontus is as follows. Heracles, driving the cattle of Geryones, came to this land, which was then desolate, but is now inhabited by the Scythians. Geryones lived west of the Pontus,1 settled in the island called by the Greeks Erythea, on the shore of Ocean near Gadira, outside the pillars of Heracles. As for Ocean, the Greeks say that it flows around the whole world from where the sun rises, but they cannot prove that this is so. Heracles came from there to the country now called Scythia, where, encountering wintry and frosty weather, he drew his lion's skin over him and fell asleep, and while he slept his mares, which were grazing yoked to the chariot, were spirited away by divine fortune."
(Herodotus, with an English translation by A. D. Godley. Cambridge. Harvard University Press. 1920.)



"Skythler [İskitler-SB] kendileri için ve yurtlarının kuzey bölgeleri için ne anlatırlarsa ben de onu anlattım. İşte şimdi de Pontos Euxeinos'da [Karadeniz-SB] yerleşmiş olan Yunanlıların (*) anlattıkları: Herakles, diye anlatırlar, Geryon'un öküzlerini önüne katmış giderken, bugün Skytlerin oturdukları yerlere gelmiş, o zamanlar buralarda kimse yokmuş; Geryon, Pontos'un çok uzağında oturuyordu; Herakles direklerinin ötesinde, Okeanos Gadeires'i yakınında bulunan ve Yunanlıların Erytheia dedikleri adayı almış yerleşmişti. Okeanos'a gelince, bu da doğu bölgelerinden çıkarmış ve bütün toprakları çepeçevre dolanırmış, böyle söylerler, ama bir kanıt göstermezler. Evet, işte Herakles buralardan kalkmış, bugün Skythia [Çar İskitleri'nin yaşadığı yer/İskitya-SB] denilen ülkeye gelmiş; soğuk, buz gibi bir havaya yakalanmış, aslan postunu çekmiş üzerine ve uyumuş; arabasına koşulu iki kısrak, ki otlamaktaymışlar, bu arada bir mucize olarak kaybolmuşlar." (**)

(Herodot Tarihi, Çev:Münekim Öktem, Remzi Kitabevi, Üçüncü Basım, 1991 dipnotları: Geryon; Üç başlı dev. Herakles bunu öldürür ve öküzlerini alır. Latinlerde de Breal'e (1832-1915) göre, aynı mit, değişik biçimde, Herkül ile Kakus arasındaki dövüşte görülür. : Okeanos Gadeires; Burası Cadix'tir. Herakles direkleri ise Gibraltar (Cebelitarık)tır.)

(*) Bugün anlaşıldığı gibi Yunan değil Elleni olarak geçer ki Türk boy ve kavimlerine gelince "Türk" ulus adı altında birleştirmeyip boy ve kavim adlarıyla yazılırken "Yunan" boy ve kavim adlarına gelince tek bir ulus adı altında toplamak, kesinlikle ikiyüzlülüktür. SB
(**) Herkül'ün adı Erkle olarak geçer ve Bilgamış'ın görevleriyle benzerliği vardır.


* * *


MÖ 5.yy'da bölgede Kimmer-İskit gibi Türkçe konuşanların varlığı... [ki öncesi de var]
Odyssey'in İlyada'dan sonra MÖ 5.yy larda yazdırıldığı... [Solon ile Peisistratos dönemleri ki daha sonra birçok kez elden geçmiştir]
Herodot'un MÖ 5.yy da yaşadığı...

Buraya almadığım : Euripides'in, Palton'un, Aeschylus'un da MÖ 5.yy'da yaşadığı..., ki

Bu eserlerin hiçbiri bir bütün olarak Orta Çağ'a kadar gelemediği...

Anatoli'nin bir coğrafi 'ad'tan ziyade "doğuyu, şafağı, güneşi" ifade ettiği...
Bir de bu coğrafyaya "Küçük Asya" denildiği, bunun "Asların Ülkesi" anlamına geldiği ve de "As Türk" boylarından kaldığı... ayrıca;
MÖ 2300 lerde ise Anadolu'ya "Hattilerin Ülkesi" denildiği, Anadolu'nun yerlisi olan Hattiler'in de ne Hint-Avrupa, ne Semitik, ne de Grek dilli olduğu, tam tersine, bizim gibi eklemeli dil grubuna girdiği, hatta Ana-Ata-Tarkan gibi Türkçe kelimeleri barındırdıkları hatırlanmalı ve tüm bu bilgiler ışığında "Anadolu'nun adı Anatoli'den gelmektedir" ve "Grekçe'dir" derken dikkat edilmelidir !

Semra Bayraktar








Asia kelimesinin geçtiği yerler için bknz.