dersim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dersim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Kasım 2015 Pazartesi

BALABAN - OĞUZ BOYU - KIPÇAKLAR - AŞKENAZİ




1 - Batı'da; 11.yüzyılda güneybatı Sibirya'daki yurtlarından batıya doğru göçen Kıpçak Türkleri, bölgede yaşayan Hazar Türklerini hakimiyetleri altına almıştı. Zamanla Hazar Türkleri ile Kıpçak Türkleri arasında akrabalık kuruldu, birbirlerine karıştı, ya da Kıpçak Türklerinden Museviliği seçenlerde vardı da  "Balaban" adı yayılmaya başladı. Tıpkı "Polonya Yahudileri ve Tarihçiliği"nin kurucusu "Meir Balaban" daki "Balaban" gibi....

2 - Doğu'da  ; Gıyaseddin Uluğ Han lakabıyla Hindistan'da 1266-1287 yıllarında hüküm sürmüş olan Balaban Sultan, Kıpçak Türkleri'ndendi.

3 - Anadolu'da ; OĞUZLAR - BOZOK - BEĞDİLLİ - BALABAN BOYLARI

4 -  Balaban: Bala 

Kırgız Türkçesi : Bala
Türkiye Türkçesi : Çocuk 
Azerbaycan Türkçesi : Uşak 
Başkurt Türkçesi : Bala 
Gagauz Türkçesi : Çocuk
Kazak Türkçesi : Bala 
Türkmen Türkçesi : Cağa 
Tatar Türkçesi : Bala 
Uygur Türkçesi : Bala 


5 -  1968'e kadar Köylerimiz (kaynak: İçişleri Bakanlığı/pdf)

Balaban - Büyük Orhan/Orhaneli/Bursa
Balaban - Eğil/Merkez/Diyarbakır
Balaban - Hamidiye/Uzunköprü/Edirne
Balaban - Barak/Nizip/Gaziantep
Balaban - Yuntdağ/Bergama/İzmir
Balaban - Merkez/Demirköy/Kırklareli
Balaban - Merkez/Kınık/İzmir
Balaban - Derbent/Merkez/Kocaeli
Balaban - Merkez/Kandıra/Kocaeli
Balaban - Yazıhan/Merkez/Malatya
Balaban - Hayrat/Of/Trabzon
Balaban - Merkez/Halfetli/Urfa
Balaban - Mürşitpınar/Suruç/Urfa
Balabanburun - Boyalık/Çatalca/İstanbul
Balabancı - Merkez/Eşme/Uşak
Balabancık - Merkez/Mudanya/Bursa
Balabancık - İbriktepe/İpsala/Edirne
Balabancık - Ballı/Mlakara/Tekirdağ
Balabankoru - Hamidiye/Uzunköprü/Edirne
Balabanlar - Merkez/Devrekani/Kastamonu
Balabanlı - Gülpınar/Ayvacık/Çanakkale
Balabanlı - Ovakent/Ödemiş/İzmir
Balabanlı - Merkez/Muratlı/Tekirdağ
Balabantaş - Karaurgan/Sarıkamış/Kars




Ve bu Balaban Türk boyu, Osmanlı arşivlerinde bile Türk olarak bilinirken, bugün niye ısrarla Kürt yapılmak isteniyor peki? Tabii ki bu Balaban soy isimli "Yahudiler" yüzünden (netten bakın bakalım kimmiş onlar!).... İnkar edilemez bir şekilde, Büyük İsraili kurmak için çalışıyorlar da ondan....Bugün için, Aşkenazi Yahudilerini araştıran "tarihçiler" ve  kendilerine "Yahudi" diyenler şunu iyice anlasınlar ki, soyları Türk'e dayanır. Balaban soyismi Türkler arasında hala (tüh, onlarda Müslümanmış!) yaygın olarak kullanılır. 

Madem Türklerden bu kadar çok nefret ediyorsunuz, o zaman bir zaman makinesiyle geçmişe gidip o ilk Türk'ü yok edin, ve bakın bakalım geleceğiniz olacak mı? Yoksa, hala taş devrinden neolitik devire mi geçmekteseniz? Yoksa, yazıyı mı keşfetmekte ya da atı evcilleştirmeye mi çalışmaktasanız?... Mitolojiniz zengin değil, mutfağınız da berbat. Einstein'da yok Theodore von Karman'da , Çiçek Aşısı da ....aaa Golda Meir'da yokmuş, İsrail kurulamamış, onu bırak soykırımınız da yok, çünkü Musevilik diye bir din yok, ya da sizin teriminizle Yahudi ırkı! Çünkü, Nuh yok,  İbrahim yok, Musa'da yok, size kim liderlik yapıyor, ya da dininizi oluşturuyor? Gözümün ucuyla da Hıristiyanları görüyorum, kıs kıs gülüyorlar, ama kendilerine gülsünler çünkü,  İbrahim yoksa İsa'da yok, o Hıristiyanlık sembolünüz olan haçınız da, (İslamcılar sanmasınlar ki bu kategori dışındalar!!!) kısaca atalarınızda yok, ve sen, evet sen, sen de "insanoğlu" olarak yoksun... çok merak ettim şimdi....hadi şu zamanda yolculuğu yapalım.... 

Ha bu arada tarihçilere; Yahudi diye bir ırk yoktur, Musevilik dini vardır, bu insanları sürekli Yahudi diye tanıtmaktan da vazgeçin, onlar Museviliği benimsemiş Türk ve diğer milletlerden oluşmuş topluluktur. 

Ve evet, soykırıma maaruz kalanlar Türk'tür. Soykırım fikrini de kendilerini birşey sanan sözde Yahudi olan "siyonistler" vermiştir, Papa dahil, Amerikalılar ile Avrupalılar da desteklemiştir, kendileri "Aryan" üstün ırk ya! Sanki diğerleri yerden bitmişti!.... Sonrada kendi eliyle hazırladığı olayın sorumlulularını, yine kendi eliyle (istihbarat servisiyle!) yakalar  "işte bunlar yaptı" der ve yargılar... ne kadar da trajikomik....  Benliğini kaybetmiş bu Hazar Türkleri, yani Yahudilerde bize düşmanlık besler, tarihte söyler, hep kardeş kanı dökülmüştür.

Bu yüzden, topraklarımıza göz dikmeyin, düşmanlığı bırakın, kendilerine "siyonist" diyen sosyopatlar ile kendisini "asil" zanneden, (ki o asilliği de kim vermiş onu da anlamış değilim, ne o kral, prens, kont, mont!... benim 3 gözüm var, senin kaşının altında gözün var, misali...) sömürücü zengin ve kötü niyetli insanlardan uzak durun, hadlerini de bildirin! Hangi dinden olursa olsun kötü/iyi millet yoktur, kötü/iyi insanlar vardır.

(Onlara göre) "Gökten düşmüş bir Uzaylı" Türk olarak ;)
Hepinize saygılar, sevgiler,
SB

______________

EKLER:

*  Meir Balaban, 1877 de Lviv/Ukrayna'da doğdu. Lviv Üniversitesi'nde tarih, hukuk ve felsefe okudu. Krakow'da Yahudiler tarihi ile ilgili belgelere tesadüfen ulaşınca "Krakov ve Kazimiria 1304-1655 Yahudilerin Tarihi" , Krakov Yahudilerinin Tarihi" "Lublin Yahudileri"  "Galiçya Yahudilerinin Tarihi" gibi pek çok eser bıraktı. Nazilerin Polonya da özel olarak duvarlarla çevirdiği ve Yahudileri sürgün ettiği "Varşova Gettosu"nda 1942 yılında trajik bir şekilde öldü. Lviv-Ukrayna ve İsrail'de cadde ve sokaklara adı verildi.

* (Meir Balaban ; M. Balaban, the founder of the historiography of Polish Jewry. From the 13nth century, Jewish life in Poland. Majer Bałaban wrote, Historia Żydów w Krakowie i na Kazimierzu 1304–1868 [A history of Jews in Cracow and Kazimierz, 1304–1868], 1912). the word "Balaban" is Turkish.)


*  "Delhi Türk Sultanlığını Kutbiler ve Şemsilerden sonra 1266-1290 tarihleri arasında Balaban ailesi yönetmiştir. Bu ailenin başı Gıyasuddin Balabandır. Balaban ailesi Kıpçak kabilelerinden Alp-eri (İl-bari)ye mensuptur. Gençliğinde Moğolların eline esir düşen Balaban önce Bağdat’a oradan da Gürecat’a götürülmüştür. Daha sonraları ise satın alınarak Delhi’ye götürülmüştür. Kısa bir süre sonra Sultan İltutmuş’a satılarak sarayda iyi bir eğitim almış ve vezirliğe kadar yükselmiştir. Bala­ban Sultan Mahmut’un ölümü üzerine Gıyasuddin unvanı ile tahta geçmiştir. İltutmuş gibi Kıpçak Türklerinden olan Balaban döneminde Türk idaresi bütün gücü ile yükselmiştir. Onun anlayışına göre soylu ve asil demek Türk demektir. Hayatı boyunca Türk olmayanlara devletin idari kademelerinde yer vermemeye özen göstermiştir. Tahtta bulunduğu süre içerisinde Moğol istilasına karşı başarılı olmuş ve İslamiyet’in Hindistan’da yayılmasına katkıda bulunmuştur."

Salih Yılmaz/link


* BALABANLI / BALABANLU / BALABANLAR AŞİRETİ: Horasan (İran) ve Dimetoka‘dan (Rumeli) geldikleri yolunda kayıtlar vardır... Osmanlı arşiv vesîkaları da bunları "İran Ekrâdı Tâifesinden ve Yörükân Tâifesinden" göstermektedir. Bu ifade "İran‘dan gelerin dağda gezeni ve Türkler‘in ovada gezeni" anlamına gelir. Balaban TÜRKÇE bir kelime olduğu için "İran dolaylarından gelen TÜRKLER" olarak anlaşılması gerekir.

OĞUZ'UN YILDIZ HAN NESLİNDEN OLAN BALABANLI'NIN KARDEŞ BOYLARI DA, AVŞAR, KIZIK VE KARKIN'DIR 

BALABAN OYMAĞI:

Erzincan Tarihi de bunların Dersim Türk oymakları arasında göstermekte ayrıca Dimetoka'dan geldiklerini belirtmektedir. Şerefname'nin Dersim bölgesinde saydığı belli başlı üç oymaktan biri de. "BALABANLl"lardı. Beğdili obasının 13. sırasında «Balabanlı» (Dersim oymaklarından Balaban oymağının, bunlarla aynı oluşu dikkat çekicidir), 

«Gazno - Türk devletinin yıkılmasından sonra aynı yerde uzun müddet yine Türk hakimiyeti görülmüştür. Büyük komutanlarından biride Türk Memlükler'den «Balaban bey'dir».

Hindistan ve Pençap bölgesinde Hüküm sürmüş olan büyük «Türk Gurkan'lı» devletinin 1266 - 1290 seneleri arasında «BALABANLU» hanedanını görmekteyiz. «Balaban, iletmiş soyundan yetişmiş erkek kalmadığı için Nasir-Ud-Din Mahmut ölünce onun kayın babası olan BALABAN ULUĞ HAN tahta çıkar. Balaban Han, disiplinli, çok alicenap olup I. Delhi Türk Sultanlığının başına geçer. Kendisinin efsanevi Turan (Saka/İskit) padişahı «Afrasyap (Alp Er TUNGA) soyundan geldiğini söylerdi.» 

Yine yer ve erkek adı olarakta Balaban ismini yaygın olarak görmekteyiz. Osman Gazi'nin komutanlarından birinin ismi «Balaban» olup Bursa ilinin Balabançık ilçesi buna izafeten verilmiştir. Yine şahıs adı olarak, Macaristan ve Türk hakimiyeti altında kalmış Çek topraklarında eski Türklerin izlerinin bir devamı olarakta «Balaban» adını görmekteyiz. Prof. Y. Blaşkoviç (Kumanoğlu).

«Aydının Bozdağ kazası dahilinde ÇULLULAR adlı oymağın içinde Balabanlu adlı-ayrı bir oymakta görmekteyiz. Yine bu Türk oymağının izlerini Halep Türkmenleri arasındaki Beğdilli/Badıllı'nın iskanları emredilen oymakları arasında «Tatalu, Kozlu, Arablu, Taşbaş, Sincan ve BALABANLl'yı görmekteyiz. Ayrıca bu oymağın Rakka tarafına bir kısmınında iskan edildiğini öğrenmekteyiz. Fakat bunların burada uzun müddet kalmayıp geldikleri yer olan Rumeliye doğru tekrar döndükleri bilinmektedir. Diğer taraftan bir kısmınında sürüleri ile Torosların Güneyine ve bir kısmınında Kuzeye ve kuzey doğuya yönelip Malatya ve Dersim'e yaylık yerlere yerleşmişlerdir.

«Meskün yerler kılavuzunda» bunların bulundukları köy adlarını takip edecek olursak. «İpsala uzun köprü, Malkara, Çatalca, İstanbul İzmit, Kandıra, Ereğli, Gebze, üzerinden Trabzon'un Of ilçesine uzandıkları diğer bir kolun, Dimetoka, Malkara. Çanakkale, Mudanya, Eşme, Ödemiş taraflarına göç ettiği, üçüncü kolunda İzmit, Orhaneli. Söğüt, Kastamonu'ya geldikleri görülmektedir.

Balaban Türk oymaklarının Bir kısmının Hazar denizinin kuzeyinden Romanya, Macaristan, Bulgaristan yolu ile Anadolu'ya gelmesi ile yine bir kısmının da Hazar'ın güneyinden ve Türk Gurkan'lı devletinin hakim olduğu Pençap, Afganistan ve Horasan yolu ile Anadolu'ya gelmesi, aynı bu Türk oymağın bu geliş yönlerinin ayrı ayrı olması nedeniyle farklı lehçe ve şiveye sahip olmuşlardır. Nitekim, Tunceli'ndeki Balaban oymağının Zazaca konuşmaları, Türk Gurkaniye devletinin kullandığı «Gurani» Türk lehçesinin (Çağatay lehçesi karışımı) hala izlerinin bir devamından başka bir şey değildir. Bütün bu tarihi gerçeklerin ışığı altında bu oymağın nedenlü katıksız bir Türk oymağı olduğunu öğrenmiş olmaktayız.

DOĞU AŞİRETLERİ VE EMPERYALİZM
MAHMUT RİŞVANOĞLU



* NOT: İskit kralı olarak anılan Skilur'un oğlunun adı da PALACUS'tur (MÖ.2.yy)...Bilin bakalım neyden türemiş :) 




Tekirdağ-Balabanlı ve Balabancık köyleri
Balkan-Tatarlar arasında Balaban adı taşıyan aileler
Sırplarda Balaban soyadlı aileler
Bulgaristan-Balaban köyü
Tebriz-Bala Bağ
gibi, "Bala" ile başlayan daha birçok yerleşim yeri adına rastlayabiliriz.

Azerbaycan'da Balaban'ın anlamı:
Nefesle çalınan, kamıştan ve ağaçtan yapılan sade bir çalgı aleti, kavalın bir türü.


ilgili:
KÜRT OLARAK TANINAN AVŞARLAR / AFŞARLAR
NUH-TOGARMA
ASKENAZi JEWS

Balaban Kuşları - Türkçe  / Rusça
English: Bittern Birds

* Balaban is Turkish,still used as city and surname among the Turks. Bala means boy/child. There are more names to explain in Turkish, because they are Turkish of ethnic. Khazar Jewish Turks (Ashkenazi Jews), Kipchak Turks (also called Polovets in Russia, Ukraine), and one of the Oghuz (Oğuz) Turkish tribe Balaban. So, nobody can erase the Turks.

_________________________________
_________________________________


15 Aralık 2014 Pazartesi

KÜRT OLARAK TANINAN AVŞARLAR / AFŞARLAR



BALABANLILAR
Kürt Olarak Tanınan Afşarlar:


Kürt adı ile tanınan Afşar oymak ve obalar önemli miktardadır. Bunların bir kısmı günümüzde Kürtçe konuşmakta olup Kürt kimliğini benimsemiş iken bir kısmı kasıtlı olarak Kürt olarak tanıtılmaktadır.

Suriye bölgesindeki Afşarların bir kısmı 1375 yılında Memluklerin Çukurova’yı fetihleri üzerine yerlerinden kalkıp Sis (Kozan) yöresine gelmişlerdi. Bunlara Sis Afşarları deniyordu. Bu Avşarlardan bir grup Osmanlı, Memluklu, Ak-Koyunlu gibi devletlerin Çukurova’daki hakimiyet mücadelelerinden kaçarak Sivas-Dersim arasına göç ederek yerleştiler ve burada zaman içerisinde benliklerini kaybettiler.

Günümüzde bu bölgede yaşayan Koçgiri aşireti (bunlar Zaza’dır) bu Avşarların torunudur. Bu konuda yer adları da bizi desteklemektedir. Sivas’a bağlı Suşehri ilçesinin bir köyünün adı da Sis (Çataloluk)’tir. Ayrıca Tunceli’nin Çemişkezek ilçesinde bir köyün adı da Sisne (Varlıkonak)’dir. Sisne (Kocaçukur) adında Maraş Andırın’da da bir köyün varlığı tesadüf değildir. Bu köy adları cemaatin Adana’dan Dersim’e göç ettiklerini gösteriyor. Bilindiği gibi Türk tarihinde yer adları tesadüfen verilmemiştir.

Türk boyları göç ettikleri yerlere eski yurtlarında ki isimleri vererek orayı sahiplenmişlerdir Osmanlı devrinde Sivas ve Dersim’de bulunan ve Kürt olarak anılan aşiretin Kemah ilçesinde ve Boz-Ok’ta da yerleştiği, bir kısım kollarının ise Rumeli’de iskan edildiği görülüyor.

Ayrıca Dersim’e yerleşen Sis Afşarlarından bir bölük, Dersim oymaklarından Sisanlı Aşiretini (bunlar da Zaza) oluşturmuştur. Sisanlıların bir kısmı Erzurum’un Hınıs ilçesine göç edip burada da bazı köyler kurmuşlardır (Mirseyit, Mirgezer, Sağlam, Halefan gibi).

Rumya (Van) Gölünden Kızılırmak’a kadar uzanan sahada (Hınıs, Murat-Fırat-Karasu nehirleri arasından Erzincan-Bayburt arası, Fırat-Karadeniz arası, Erzincan’dan Sakarya’ya uzanan saha) Afşarlar yaşamakta olup, % 80 Kızılbaştırlar.

Bazı yabancı seyyahların Türk oldukları halde kasıtlı olarak Kürt oldukları propagandasını yaptıkları boylardan biri de Dersim-Sivas arasında yaşayan Avşarlardır.

Bunun gibi Diyarbakır, Mardin, Rakka ve Malatya’da yerleşen Kucur (Koçur) Avşarı günümüzde Kürtleşmeye doğru gittiği gibi, Kucur (Koçur) Afşarları’ndan olup Antakya, Arapkir, Çemişkezek, Diyarbakır, Harput, Karaman, Keban, Kızılçayır – Harput, Konya, Malatya, Maraş, Rakka ve Sivas’ta yerleşen Koçur-Zade Koyunoğlu (Uşakları) cemaati ile Arapkir ve Çemişkezek’te yerleşen Koçur-Zade Koyunoğlu İbrahim cemaati de Osmanlı belgelerinde Kürt olarak anılıyor.

Osmanlı belgelerinde Recepli Avşarı Ekradı (Kürtleri) diye anılan grup Rakka, Maraş ve Zamantı’da bulunuyor, Recepli Uşağı obası ise yine Ekrad taifesi (Kürt) olarak adlandırılıyor ve Rakka, Maraş, Zamantı ve Kadirli’de bulunuyordu. Ayrıca Hısn-ı Keyf’te yaşayan bölümü ise Receb-i Kürdlü adıyla anılıyor.

Yabancı yazarlardan Alexandre Jaba, kitabında (1860 tarihli) Kayseri civarındaki Afşarları Kürt olarak göstermişti. Bu Osmanlı belgelerindeki Recepli Avşarı Ekradı tanımına tamamen uymaktadır. Vitale Cuinet ise kitabında (1890 tarihli) Yozgat’ta Afşar adlı Kürtlerden bahsetmiştir.

Günümüzde Yozgat’ta Şefaatli ilçesinde yaşayan Kürt köyleri de Torun soyundan geldiklerini söylemektedirler. Doğudaki bu Receplilerin (Receban) Şeyh Sait İsyanı başta olmak üzere Cumhuriyet devrindeki isyanlara karıştığını görüyoruz. 1705’te iskan edildikleri Rakka’dan kaçıp Kars ve Çıldır Sancakları’na yerleşen Receplilerin bazıları artık Kürtleşmiştir. Bu grupların Kürtleşmesi yerleştikleri köylerin etnik yapısıyla ilgilidir. Kürt köylerine gelenler Kürtleşirken, Türk köylerine gelenler kimliklerini korumuştur.

Bugün bu Recepliler, Ardahan merkez ile Göle, Çıldır ve Posof’un bazı köylerinde yaşamaktadırlar (Bu köylerin hiçbiri tamamen Afşar değildir. Esasen bu köylere sonradan geldikleri için köyün asıl yerlileri nüfus olarak fazladırlar. Şunu da belirtelim 3-5 hane olarak hemen bütün köylerde Afşarlara tesadüf edilir. Bunlar o köylülerle sıkı akrabalık ilişkisine girmiştir). 

Bunlardan Ardahan merkezdekiler Kürt iken, Göle, Çıldır ve Posof’takiler Türk’tür. Çıldır ve Posof’taki Avşarların yaşadıkları köyleri tesbit edemedik. Diğerlerine gelince Ardahan merkeze bağlı Hoçuvan (Hasköy) kasabası ile burayı çevreleyen Tazeköy, Hacıali, Binbaşar, Tunçoluk ve Beşiktaş köyleri ile Göle ilçesine bağlı Yeleçli köyünde yaşamaktadırlar.

Halep Avşarları arasındaki en önemli boy olan Köpeklilerin obalarından biri de Kürt İsmail adını taşıyordu. Ayrıca bölgede Boz-Ulus arasında gördüğümüz Çobu (Çöplü Avşarı’nın akrabası) cemaatinin mensuplarına rastlıyoruz ki onlar, Ekrad taifesinden İzzeddinli’ye tabi üç cemaatten biriydi. Bu adlandırmalar aslında Türkmen toplulukları arasında Kürt kelimesinin yabancı ve etnik bir ismi çağrıştırmadığının güzel bir isbatıdır.

Yine Halep Avşarlarından olan Balabanlı cemaatinin bazı kollarına günümüzde Tunceli ilimizde rastlıyoruz. Zazaların Dersimli koluna mensup olan Balabanlılar, Yavuz - Şah İsmail mücadeleleri sonrası Osmanlı tarafından bu bölgeye getirilip yerleştirilmiştir. Halen aşiret mensupları Türk olduklarını unutmamıştır.



Avşar Türkmenleri
Adnan Menderes Kaya - PDF





BALABANLI / BALABANLU / BALABANLAR AŞİRETİ: 

Horasan (İran) ve Dimetoka'dan (Rumeli) geldikleri yolunda kayıtlar vardır... Osmanlı arşiv vesîkaları da bunları "İran Ekrâdı Tâifesinden ve Yörükân Tâifesinden" göstermektedir. Bu ifade "İran'dan gelenlerin dağda gezeni ve Türkler'in ovada gezeni" anlamına gelir. Balaban TÜRKÇE bir kelime olduğu için "İran dolaylarından gelen TÜRKLER" olarak anlaşılması gerekir. (T.Türkkan)







BALABANLILAR HAKKINDA 
ANKET ÇALIŞMASI-ERZİNCAN YÖRESİ

Katılımcılar kendilerini % 80 oranında "Balabanlı" olarak tarif ederken, % 10'u "Balaban Aşireti'nden" ve geri kalanı ise "Balabanlı Aşireti'nden" şeklinde kendini ifade etmektedir. Bu gözlem bize, Balabanlı bireylerin kendilerini, bir aşiretin mensubu olmaktan çok Balaban adlı bir kişinin soyundan gelenler ya da kendilerini, Balaban adlı şahsın takipçisi olarak görmeye daha meyilli oldukları izlenimini vermektedir.

Katılımcıların % 83’ü kendisini "Türk/Türkmen" olarak ifade etmiş, diğer katılmcılar ise kendilerini "Zaza" olarak tanımlamışlardır.

Vatan Özgül
Kitabı: Dimetoka'dan Erzincan'a Bir Alevi Aşiret : Balabanlılar




Balabanbey Köpekli Avşarı'nın Balaban obası cemaatinden olup , Bulgaristan'da, Çanakkale Ayvacık'ta, Edirne İpsala'da Bilecik Söğüt'te , Bursa Mudanya'da , Tekirdağ Muratlı ve Malkara'da Balaban, Balabancık, Balabanbey, Balabanlı isminde muhtelif köy ve çiftliklere ismini vermiştir. Evliya Çelebi seyahatnamesine göre Aydınoğlu Beyliği'nin Osmanlı Beyliği'ne katılmasından sonra tarih sahnesine çıkan Balabanbey'in İzmir ili Ödemiş ilçesi Balabanlı köyünde makam mezarının olduğu (miladi çevrime göre 1308-1368 yaşadığı) kayıtlıdır. (Ahmet Düzdağ)




Dersim , Elazığ, Erzincan, Sivas, Zara, Tokat, Muş, Varto, Van, Erciş, Ardahan ve Kars yörelerinde koç figürlü mezartaşları da dikkat çeker.










Balabanlı Mezar Taşı







Piltan Bey Cami - Kığı/Bingöl: Balaban cami olarak da bilinen yapı, Akkoyunlu dönemine aittir.Cami minaresi üzerindeki kitabeye göre: Fahreddin Kutluk Bey’in oğlu Pir Ali Bey tarafından miladi 1402 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.Yapının Osmanlı dönemi ve sonrasında çeşitli onarımlar geçirdiği kitabelerden tespit edilmiştir.Mimari özellik olarak yapı doğu batı yönünde dikdörtgen planlı içten ahşap tavanlı,dıştan kırma çatılı üst örgüye sahiptir.








Prof.Dr.Fahrettin Kırzıoğlu'nun Avşar boyu hakkında ileri sürdüğü şu önemli ve yeni tespitine birlikte göz atalım. Bu tespite göre, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi'nde Oğuz boyları hakkında, milattan önceki yüzyıllara kadar varan bazı izler bulunmaktadır ki bunlar günümüzde bile hala yaşamaktadır.....Oğuzların Avşar boyu...Karadeniz kıyılarında seyahat etmiş ve eser vermiş seyyahların en eskisi olan Skylax, öğrendiklerini MÖ.508-500 yılları arasında Yunan dilinde kaleme aldığı kitabında, Kolklar ülkesinden sonra günümüz Hopa'sının yerindeki kasabanın adıyla anılan APSAR'os çayından ve buranın güneybatısında bulunan BYZERLER kavminden bahseder. Yunancada C,Ç,Ş seslerinin bulunmadığı bilinir ve tekil belirten os son eki çıkarılırsa geriye APSAR kalır. Öte yandan eski Türkçede F,V seslerinin olmadığı ve onların yerine P ve B seslerinin kullanıldığı malumumuzdur. Buna göre APAR şeklinde okunabilecek olan kelimenin, en eskiden bu şekilde telaffuz edilen OĞUZLARIN BOZOK kolundan gelen AVŞAR boyunun adı olduğu kesinlikle ortaya çıkar.....OĞUZ boylarından bir kısmının, büyük ihtimalle MÖ.680'de SAKALAR'la birlikte buralara gelmiş olabileceklerini düşündürüyor.





















KENDİNİ KÜRT ZANNEDEN TÜRKLER;
ÖZÜNÜ UNUTMUŞ, KAYBETMİŞLERİN
AYDINLANMASINA....