8 Ekim 2017 Pazar

Karga ve Kut





Muninn (akıl,bellek) ile Huginn (us,düşünce) = Odin'in Kargaları
Mundo ile Huldin = Marcellinus Comes (534) tarafından not düşülen Hun adları.


Munin - Hugin = Thought Memory - Crows of Odin
Mundo - Huldin = Hun names recorded by Marcellinus Comes (534, Latin chronicler of the Eastern Roman Empire)


Odin'in kargaları, önceki ozan anlatıları kaynak gösterilirek 13.yy'da Snorri Sturluson'un Prose Edda ve Heimskrigla'da yazıya geçirilmiş. Sturluson Odin ile Truva'nın Türk olduğunu da belirtir! SB





ESKİ TÜRK DÜNYA GÖRÜŞÜNDEKİ “KUT” VE “KARGA” KAVRAMLARI

•İskit/Türk Karga, MÖ 4.yy (Scythian, Bird/Crow, 4th century BC)
The Museum of Russian Art
•Anglo-Sakson, Karga, MS 6.yy (Anglo-Saxon, Bird/Crow ornament of a shield, 6th century AD)
British Museum, found in Kent, England





Kut kavramı Türklerin dünya görüşünde, yaşamında ve aile gelişiminde önemli rol oynamıştır. Kut kelimesi sadece bereket-birliğin, zenginliğin ve baht-rızkın ifadesi değil, aynı zamanda Tanrı’nın lütfu olarak düşünülmüştür. Kut kavramının ikinci bir anlamı da onun, insanın canı ve ruhu olarak da düşünülmesidir. Türk milletleri Kut kelimesini özel isimlerin kökü olarak da kullanmışlardır (kutun isimleri de olumlu şekilde etkileyeceğine inanmışlardır): İlteriş Kutluğ Kağan, Kutluğ-Demir, Kutan (Kıpçak Hanı Kotan), Kuttuk-Seyit, Kutum-Nazar, Kutpan, Kuttu-Bek, Kutluğ Boyla Tarhan vs. 


Ayrıca, “kut” kavramı herhangi bir kuş ile ilişkili olarak da değerlendirilebilir. Çünkü Türk halklarında “kutu uçtu”, “kut kondu” veya “baht kuşu kondu” gibi deyimlerin olduğu bilinmektedir. Acaba o hangi kuş olabilir? Kut kavramı ile ilişkili olan kuşun karga olduğunu Türk halklarının sözlü edebiyat ürünlerinde ve folklorunda görmekteyiz. Ayrıca, karga ile araştırma konumuz olan kut kavramının anlamsal yakınlığını gösteren bilgilerin (atasözleri, deyimler ve sıfat tamlamaları) başlangıçtaki anlamının eski Türklerden günümüze kadar değişmeden ulaştığını da görmekteyiz. 


“Karga” ve “kut” kavramlarının Türk halklarının dünya görüşünde kutsal tasvirler olduğu bellidir. Kargayı Türk halkların, yanı sıra çeşitli bölgelerde yaşayan eski halklar da (Çinliler, Kızılderilililer, Sibirya halkları vs.) kendi dünya görüşlerine yakın olarak saymışlardır. Sibirya’da yaşayan İtelmenler’de Kutha ile karga (Kutha-Karga) aynı anlamda kullanılmıştır. ...“karga’nın” birçok eski halklarda totem olduğunu ve onların dünya görüşünde önemli bir yeri olan “kutsallık sahibi” gibi kavramla tanındığı belirtilebilir. Halkın sözlü edebiyatında “baht kuşu”, “baht konmak” gibi olumlu kavramlar vardır.


“Uçmak” ve “konmak” kelimesi sadece uçabilen varlıklara söylenir. Türk halklarının bah-kut’u (baht) belli bir kuşla ilişkilendirdikleri bellidir. Karga ve kutla ilgili birçok kaynak inceledikten sonra kuşlar arasında karganın eski halklarda kutla bağlı olarak tanınmakta olduğu sonucuna varabiliriz.


Göktürklerde “karga” kutsal bir kuş – totem olmuştur. Karga güzelliğin işareti değil, sonsuzluğun, tokluğun, derin düşünceliliğin sembolü haline gelmiştir. Kazaklar bir kişiye darıldıklarında bir birine “bizim de elimize karga seslenir” yani bizi de Tanrı bağışlar veya elimize kut gelir diye, içlerinden sitem etmişlerdir. Genel olarak, karganın Türk halklarından, özellikle Kazak halkının dünya görüşüne yakın kuşlardan biri olduğu bilinmektedir. 


Sakalar’dan varlığını sürdüren desenleme sanatı günümüzdeki Kazak Türklerinin el sanatında kendi yansımalarını göstermektedir. Bugünkü Kazak el sanatında “Tumar”, “Su”, “Tuyıq”, “Qaşqar müyiz” diye adlandırılmış desenleme türleri sırasında “Qarğa tuyaq” (Karga pençe) türünü de rastlamaktayız. “Karga pençe” desenlemesi kutu korumak amacıyla yapılar ve karga sembolünün kutu korumasına inanılır .


Kül Tegin’in baş heykelinde kuş figürü tasvir edilmiştir. Bu kuş Türk Kağanlarının sülalesinin totem işareti olmakla birlikte insanın gövdesinden uçan “canının” ya da “kut’un” sembolik görüntüsü de olabilir. Kuş tasviri sadece Kül Tegin Anıtında değil, onun gibi Türk devrinde yapılmış başka heykellerde de çokça karşılaşılmakta dır. Örneğin, kuş tasvirinin göründüğü önemli anıtların biri – İlteriş Kutluğ Kağan’ın anıtıdır. Anıtın kafasındaki tımağın (şapka) siperlik kısmında uçmak üzere olan bir kuş tasvir edilmiştir.


Araştırmacılar heykellerdeki kuş tasvirini farklı sebeplerden dolayı çeşitlendirmiş ve yorumlamışlardır: kartal (Durmuş 2007: 42); semruk, atmaca (Ziene 2006: 84-90) vs. 647 yılında Batı Türk Kağanlığı kendilerinin sembolü olan “altın karga’yı” T’ang İmparatorluğuna hediye etmiştir (Zuev 2002: 26). Zuev çalışmasında Kül Tegin’in alnındaki kuş tasvirinin “Güneş-Karga” olarak adlandırılmasının yanlış olmayacağını düşünmüştür. Araştırmacının bu fikrine göre, yukarıdaki Kül Tegin, Bilge Kağan ve Kutluğ Kağanların baş kısmında tasvir edilen kuş figürünü – karga olarak yorumlamamız mümkün olabilir.


Bizim incelememize göre bu kuş tasvirleri uzak-karga olabilir. Uzakkarga, uzun ömürlü kuşlardan biri olduğu bilinmektedir. Gerçekten de, halk arasında karganın üç yüz yıla kadar yaşadığına dair bir inanç vardır. Kazaklar’daki kendileri hakkında “uzakız – karga soylu Kazakız” dedikleri atasözü de bunu kanıtlamaktadır. Bu atasözü tarihimizde gizli kalan bir gerçeği aydınlatmaktadır. Böylece kargayı “can-kut” sembolizmi ile birlikte Türk Kağanlarının sonsuz hayat yaşamındaki murat-maksadı, büyük hayalinden doğan idealinin meyvesi olarak düşünürsek yukarıdaki düşüncemizi tamamlamış oluruz. 


Amur halklarının, Kuzey Amerika Kızılderililerinin ve Çukçaların dünya görüşünde karga aydınlık ve ateşle ilişkilendirilerek gösterilmiştir. Yakut Türkleri’nde kargadan türediklerine inanan boylar mevcuttur (Ögel 2010, I: 33). Eski Kızılderililer mitolojisi ve Çin efsanelerinde de karga gökyüzü, sema ve güneşle ilişkilendirilerek betimlenmiştir (Seydimbek 1997:220). İdil Bulgarlarının mitolojisinde Alp Karga kötülüğe karşı gelen kutsal kuş olarak tasvir edilmiştir. Türk halkları arasındaki Başkurtlar’da günümüze kadar “Karga Toy” adlı bayram devam etmektedir (Kayırbekov 2012:219). Bunlardan karganın ne kadar önemli yere sahip olduğunu görüyoruz. 


Kuzey Amerika’daki Tlinkit, Atapaks kabilelerinde “el” kelimesinin bir anlamı “kargaymış” (Seydimbek 1997:220). Onlar tıpkı Paleoasya (Amur) kabileleri gibi, kargayı aydınlığı ve suyu, toprağı, ateşi ve diğer iyilikleri yaratan bir güç, tüm iyiliklerin alameti olan kutsallık olarak düşünmüşlerdir. Onların dünya görüşünde karga alp bir kuş olarak bilinmiştir. İtelmenler kargayı kut ile karşılaştırsa, Kızılderililer kabileleri kargayı halk ile özdeştirmişlerdir. Halkın olduğu yerde hayat, kut-bereket, mal-mülk ve yaşam vardır (Frezer 1989:150).


İlk Çin tarih yazıcısı Sima Qian’in meşhur “Tarih: Hatıralarında” Vusun halkına düşmanlar saldırıp, tüm halkı katlettiklerinde, sadece bir çocuk diri kaldığı, onu bir kurt yetiştirdiği ve onun üzerinde et ısıran bir karganın uçtuğu hakkında ilginç bilgiler vermiştir (Taşağıl 2004:17). Türkolog K. Salğaraulı bu malumatı kendi çalışmasında: “Bütün bunlar dolaylı olarak anlatılan bozkır düşünce geleneklerinin neticesini gösterir. Gerçekten de, uçsuz bucaksız bozkırda hiçbir alet olmadan ve yaya olarak dermansız kalmış aç bir insana ilk yiyeceklerini bulmaya yardımcı olan kurt ve karga olmuştur” diye yorumlamıştır (Salğaraulı 2007:122)


Bu olayı Bahaeddin Ögel şöyle dile getirmektedir: “Çocuk çölde emeklerken, üzerinde bir karga dolaşmış ve gagasında tuttuğu eti, ona yavaşça yaklaşarak vermiş ve uzaklaşmış” (Ögel 2010, I: 14). Benzeri olay Moğollarda da rastlanmaktadır. Budizmin ünlü kişilerinden Lama Jiambel Jöngdui hakkındaki bir hikâyede annesi ile mağarada kalan çocuğa karga gagasıyla et getirerek besleyici karakteriyle tanınmaktadır (Jila 2006:166-167). Zuev’in sunduğumuz kitabında yer almış P.Daffina’nın fikrine göre Vusun “U-Sun” kelimesinin etimolojisi “karga nesilleri” anlamına getirdiğini yazmaktadır (Zuev 2002: 26). Ayrıca, L.N.Gumilyov’un “Eski Türkler” çalışmasında “Garga-Pur” adlı Batı Türk Kağanlığına ait kabile adı rastlanır. O kendi çalışmasında bu kavme iki kelimeden oluşmuş olan, “pur” – erkek (Fars dilinde), “garga” – karga (Türkçe) bir tanımlama vermiştir (Gumilyov 1994:158)


Çin kaynaklarında Vusun halkını açlık döneminde Gökten gagasıyla et getirerek ölümden kurtaran da (kutkarga, Kut-Karga) karga diye belirtilmiştir. Buradaki “kutkar” kelimesi, Göktürk sözlüğünde herhangi bir tehlikeden kurtarmak, kurtulmak anlamına geldiğini göstermiştir (Drevnetuyrkskiy slovar’ 1969:473). Yani bu kelimeyi yukarıdaki “kut” ve “karga” kavramlarının köklerinin birleşmesinden oluşmuş olabilir diye yorumlayabiliriz. 


Karganın kurtarıcı karakteri çok eskiden bellidir (Özbaş 2010). Bu bahsedilen kaynaklara göre, karga toteminin ayrıca özel öneme sahip olduğu görülmektedir. Saka devrinde karga tasviri heykeltıraşlık sanatında görülmektedir. Almatı şehri yakınlarında tesadüfen bulunmuş Sakalar devrine ait bir şamdan bu fikri destekleyen görüntüleri sunmaktadır. 



Saka dönemine ait "Kurtlar ve Kargalar"
Ek bilgi arkadaşım O.Polat'tan:"Almatı yakınlarında Tamgalı yolu üzerinde Kargalı diye bir yerde binlerce karga var."SB



Şamdanın ortasında kurbana sunulmuş dağ keçisi, iki yanında ağızları geniş şekilde açmış olan iki börü (kurt), onların yanında iki karga, etraflarında ise on altı pars (leopar) tasvir edilmiştir. Bu şamdan İmangali Tasmagambetov’in “At Calındağı Örkeniyet” adlı kitabında bulunmaktadır. Bu kitapta “karga, sonsuz ve derin düşüncenin işareti, ömür ve ölümün arasındaki ara bağlantıdır” şeklinde kurban tabağındaki karga tasvirine tanımlama yapılmıştır (Tasmagambetov2003: 22). Bu şamdandaki tasvir Buryat halklarının mitolojisindeki heybetli güç Guçin-Gurbu-Gorbsen-han’ın saygısına kesilen kurban etinden üç karga gagalarsa, ruhlar memnun olacağına inanan bir efsane (Seydimbek 1997:220) ile uyum sağlamaktadır. 


Karga tasvirinin nitelikleriyle ilgili kaynaklar soy bilim efsaneleri ile sınırlanmamıştır. Mançurlar’da Kağanı ölümden kurtaran karga hakkında efsane de mevcuttur. Sibirya bölgesinde yaşayan halkların inancında karga bugüne kadar kutsal sayılmaktadır. Sahalar’ın Hangalas ve Şor kavimlerinde “Karga” isimli boy vardır. Kazakların Kerey boyunun adı “kara”, “karga” anlamı ile ilişkili olduğunu Reşideddin’in, G.N. Potanin’in çalışmaları arasında bulunan efsanelerde verilmiştir (Seydimbek 1997:220). Altay dilleri grubundaki halkların çok eski zamanlardan beri kargayı kutsal saydıkları da bizim fikrimizle bağlantılı olduğunu gösterir. Ama Türk inancında kutla birlikte hatırlanan karga İslamiyetin etkisiyle olumsuz anlamları taşımaya dönmüştür (Sax 2006,Özbaş 2010).



Nurbolat BOGENBAYEV, Aydın CALMIRZA
ESKİ TÜRK DÜNYA GÖRÜŞÜNDEKİ “KUT” VE “KARGA” KAVRAMLARI/pdf
The Concepts of “Kut” and “Crow” in Ancient Turkic People’s Worldview
L.N. Gumilyov Avrasya Millî Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Fakültesi, Türkoloji Bölümü






Kam Nazarlığı - Kargalar,Teke, Göz ve Çıngıraklar
Kimmer/İskit - MÖ 6.yy-5.yy
Ulsky Aul Kurganı No.2-Kuban bölgesi









ilgili: