2 Ocak 2025 Perşembe

Athena, Athene, Akene


 Athena/Athene 'Ak-Ene'nin Grekleştirilmiş şeklidir. Türkçedir.

Ögel'den Ak-Ene;

Bir Ak-Ana (Ak-Ene) var idi, yaşardı su içinde,
Ülgen'e şöyle dedi, göründü su yüzünde:
- Yaratmak istiyorsan, sen de bir şeyler Ülgen, Yaratıcı olarak şu kutsal sözü öğren! De ki hep ," Yaptım oldu!" Başka bir şey söyleme! Hele yaratır iken, "Yaptım olmadı!" Deme!

Ak-Ana bunu dedi, sonra kayboluverdi. Denize dalıp gitti, bilinmez noluverdi. Ülgen'in kulağından bu buyruk hiç çıkmadı. İnsana buöğüdü iletmek bıkmadı.

(Verbitskiy'in Derlediği Altay Yaratılış Destanı)

"Ak" renkli "Deniz İlâheleri":
"Deniz İlâhesi" Türk mitolojisi içinde yabancı bir Tanrı değildir. Altay Türklerinin yaratılış destanlarını incelerken, Verbitskiy'in topladığı efsanede bir "Ak-Ene", yani Ak-Ana görmekteyiz. Tanrı Ülgen dünyayı yaratmayı düşünürken, su içinden birdenbire Ak-Ana görünüyor ve Ülgen'e akıl veriyor. Efsanenin metni, "Ak-Ana'nın buyruğu üzerine Tanrı böyle yaptı", demektedir. Bundan anlaşılıyor ki Ak-Ana, Tanrı Ülgen'den güçlü olmasa bile akıllı ve bilgili idi. Ayrıca Tanrı Ülgen'in kızlarına da "Ak-Kızlar" denirdi.

"Ak" sözü Altay Türkçesinde cennet anlamına gelirdi. Cennette oturan tanrılara da "Aktu", yani "Aklılar", rengi ve ruhu apak olan derlerdi. Bunlar göğün üçüncü katında otururlardı. Aynı katta "Süt-Ak-Köl" yani süt rengi gibi ak olan göl de vardı. İnsanların bütün hayatı ve ruhu bu göle bağlı idi. Bir çocuk doğacağı zaman Tanrı Ülgen oğluna emir verir, o da "Yayuçı", yani yaratıcılardan birine bu işi havale ederdi. Yaratıcı, bu Süt-Ak-Göl'den ruh alır ve doğan çocuğa verirdi. Başka Altay söylentilerine göre, "Enem Yayuçı", yani Anam-Yaratıcı göğün beinci katında oturur ve insan ruhlarının tek hazinesi olan Süt-Ak-Göl'ün işlerine bakardı. Doğacak çocuklar için ruhu gönderen de o idi. Bunun için Altay Türkleri ona bir hükûmdarlık ünvanı da verirler ve Hanı-Anam-Yaratıcı (Kan-Enem-Yayuçı) derlerdi.

Yakutlarda da bütün dünyayı ve her şeyi yaratan en büyük Tanrı Ak-Yaratıcı (Ürüng-Ayığ-Toyon) idi. Fakat bu erkekti. Ayrıca bir dişi yaratıcı da (Ayığsıt) vardı ki, bunun adının başında beyazlık veya aklık gösteren bir renk özelliği görmüyoruz. Ancak Ak-Ene/Ana gibi Beyaz Kadın Yaratıcı olması da çok muhtemeldi.  Yakutların esas Ana Tanrıları Hayat Ağacı'nın kökünde yaşayan ve insanlara can veren kutsal bir Tanrıça idi."

Ögel, Türk Mitolojisi, Cilt 1

Peki Athene/a neyi temsil ediyordu? Zeka, savaş ve sanatı, yani yaratmayı temsil ediyordu. En önemli sembolü de baykuş idi. Türk Dünyasında "ügi, ühi, ügü" ya da "bayğız" olarak söylenen "baykuş" kamların hayvanıydı. Bilgeyi, kehâneti, anneyi ve koruyucu vasfıyla nazarı temsil ediyordu. Bozoklar'dan gelen Bayat boyunun da ongunu baykuş olarak verilir ki gece doğanları idi.


Athene aynı zamanda zeytin ağacını Atina'ya getiren tanrıça olarak da kabul edilmişti. Bu da onun bir nevi "hayat ağacı" tanrıçası yapmıştı. Öyle ki Atina'ya da adını veren Athene (Ak-Ene)'nin heykellerini zeytin ağacından yaparlardı.

SB


Bergama Zeus Sunağı'ndan detay "Athena", MÖ 2. yy
Berlin Pergamon Müzesi.


___________