Maurikius (20 yıl), 7.Yıl (MS 588/589)
Bu yıl; Pers (SB) hükümdarı Khosroes'i (1) oğlu olarak kabul eden kıvrak zekalı imparator Maurikius, Melitene (2) Piskoposu olan akrabası Dometianus'u, savaş komutasını teslim ettiği Narses'le birlikte ona [Hüsrev'e] gönderdi. Onlar, Khosroes'in ve Doğu Roma'ın (SB) askeri gücünün tümü ile birlikte Pers (SB) ülkesini istila ettiler.
Baram [Behram] bunu öğrendiği zaman, emri altındaki kuvvetleri topladı ve Alexandrina (3) denilen bir yerde ordugahını kurdu; buraya yerleşmekle, Armenia'dan ilerleyen orduların Narses ile birleşmesini önlemeyi amaçlıyordu. Çünkü İmparator Maurikius, Baram'a karşı birlikte savaşsınlar diye, magister militum per Armeniam (4) İoannes Mysrakon'a, ordularını yanına alıp Narses'le birleşmesini emretmişti.
Gece boyunca Doğu Roma (SB) kuvvetlerin tümü birleştirildi ve Baram'a karşı savaşmak için hazırlık yapıldı. Korkuya kapılan Baram ise bir tepenin yanında ordugah kurmuştu. Yaşanan korkunç çatışmada cereyan ederken Hintli hayvanları, yani Baram'ın fillerini küçümseyen Narses, barbarların (Perslerin, SB) ordusunun merkezi phalanxını (5) bozguna uğrattı. Bu gerçekleşirken Baram'ın diğer phalanxları da karşı koyamadılar ve gaspçının kuvvetlerinin çoğu kaçtı.
Narses Persleri (SB) takibe başladı ve öldürdü, 6.000 kadar esiri de Khosroes'e getirdi. Khosroes onların tamamını cezalandırarak mızrakla infaz ettirdi. Ancak içlerindeki Türklerin tümü Byzantium'daki [başkent] imparatora gönderildi.
Bu Türklerin alınlarında siyah dövmeli haç işareti vardı, imparator kendilerine bu haç işaretini nasıl elde ettiklerini sorduğunda, uzun yıllar önce Türkiye'de (6) bir salgın hastalığın ortaya çıktığını, aralarından bazı Hıristiyanlar'ın (7) kendilerine bunu yapmalarını önerdiğini ve o zamandan beri ülkelerinin emniyette olduğunu söylediler. (SB)
Roma (SB) askerleri, Baram'ın çadırını ve ordu yükünü filleriyle birlikte ele geçirip hepsini Khosroes' e [Hüsrev' e] getirdiler. Baram, Pers (SB) ülkesinin iç bölgelerine kaçtı ve böylelikle savaş onun aleyhine sona ermiş oldu. Büyük bir zafer elde eden Khosroes, tahtını yeniden ele geçirdi ve Romalılara (SB) bir galibiyet ziyafeti verdi. Fakat Narses, ülkesine dönmek üzere iken Khosroes' e, "Bugünü unutma, hatırla Khosroes! Hükümdarlığını sana dostça bağışlayan Romalılardır! (SB)', dedi.
Bir suikasta kurban gitme endişesine kapılan Khosroes, Maurikius'tan 1.000 Romalıdan meydana gelen bir muhafız alayı talep etti. Bu barbara karşı büyük bir sevgi besleyen Maurikius, onun isteğini yerine getirdi. Böylece Romalılar (SB)'ın İran savaşı sona erdi.
Theophanes Confessor'ün Kroniğinde Türkler
Çev. Hatice Aydın, 2021
Dipnotlar:
(1) Chosroes: Sasani İranı'nda 590-628 yılları arasında hüküm sürmüş olan II.Hüsrev Perviz'dir. IV Hürmüz' ün oğlu ve Sasaniler'in büyük hükümdarlarının sonuncusudur. Meşhur İranlı kumandan Behram Çubin'in, babası IV Hürmüz'e karşı giriştiği isyanı bastırdıktan sonra tahta oturmuştur. Sasaniler bu dönemde Hazarlar, Müslüman Araplar ve Bizans ile yoğun ilişki ve mücadele halinde olmuşlar.
(2) Bugünkü Malatya
(3) Muhtemelen Arbela (Erbil).
(4) Magister militum per Armeniam: Anadolu'nun kuzeydoğusundaki Doğu Roma ordularının başkumandanı. İmparatorluğun bu bölgedeki askerleri ağırlıklı olarak Ermenilerden oluşmaktaydı.
(5) Phalanx. Falanks. Mızraklı ve kalkanlı birlikler. Geçmişi MÖ 25. yüzyıla kadar uzanan phalanx, MÖ 8. yüzyılda Homeros aracılığıyla ilk defa Grek kaynaklarında görülmüş, o tarihten itibaren Grek savaş stratejisiyle ilişkilendirilmiştir. Antik Çağ savaşlarının en etkili ve kalıcı askeri oluşumlarından biri olan phalanx, kelime olarak da Grekçe "parmak" anlamına gelmektedir. Phalanx birlikleri, uzun mızraklarla ve birbirine kenetlenen kalkanlarla donatılmış savaşçılardan oluşuyordu.
(6) Türkistan (Orta Asya), Türk Kağanlığı toprakları. Tarihte Türk toprakları için kullanılmış olan "Türkiye" kelimesi Theophanes'in kroniğinde iki yerde geçer. İlki 588-589 yıllarının anlatıldığı kısımda Türk Kağanlığı (Göktürk) toprakları olarak geçerken, ikincisi 730-731 yıllarının anlatıldığı kısımda, Hazar Kağanlığı topraklarını ifade etmek için kullanılmış. Dolayısyla "Türkiye" kelimesi tarihte ilk defa 6. yüzyıla ait Doğu Roma (Bizans) kaynaklarında görülmektedir. 9. ve 10. yüzyıllarda ise İdil Nehri'nden Orta Avrupa'ya kadar uzanan saha için kullanılmış olup bu kullanım Kafkasya bölgesinde bulunan Hazar Kağanlığı'nı ifade etmek için "Doğu Türkiye'si", Arpad Hanedanı'nın kurmuş olduğu Macar Devleti için de "Batı Türkiye'si" şeklinde kendini göstermiştir. Yine "Türkiye" adı, Bizans İmparatoru VII. Constantinus Porphyregenitus tarafından bizzat kaleme alınmış olan De Administrando İmperio adlı eserde, Arpad'ın Macaristanı'nı ifade etmek için defalarca anılmıştır.
(7) Burada bahsedilen Hristiyanlar, Orta Asya'daki Nasturilerdir.
SB NOTLAR
Parantez içine aldığım SB olan yerlerde İngilizce çevirisinin aksine "Bizans" ve "İran" kelimeleri kullanılmış. Yanlıştır.
- İtirafçı Theophanes (8.-9.yy) Hazarlı IV.Leo'nun* döneminde sarayda görev aldı. 787'deki İkinci İznik Konseyi'ne katıldı. İkonoklazmaya** direndiği için V.Leo'nun*** döneminde hapse atıldı. 818'de öldü. Doğu Roma'nın 285-813 arası tarihi olaylarını yazdı.
* Hazarlı IV.Leo'nun (750-780) babası V.Konstantin, annesi Hazar Kağanı Bihar'ın kızı Çiçek (Tzitzak)'tir.
** İkona : Türkçe "ay-kön" kelimesinden gelir ve "gerçeği söyle" anlamındadır;
-Ay, ayğ, "söz, kelime, söylemek", (Tonyukuk yazıtı).
-Kön, "doğru olmak, itiraf etmek, doğruyu söylemek".
*** V.Leo (775-820) için her ne kadar "Ermeni" kökenli deseler de babası Bardas'ın Türk kökenli olma olasılığı var. Çünkü, Kaşgarlı'da Bargan, Kıpçaklar'da Barkan adı görülmekte ki Kıpçakların "Ermenileştiği" de bilinmekte. Ayrıca V.Leo bir Türk olan general "Bardanes Tourkos"un kızıyla evlenmişti.
Hatice Aydın'ın dipnot 7'de belirttiği Suriye'den gelen Nasturiler Orta Asya Türkleri arasına Hristiyanlığı yaymıştı. Ancak haç işareti Türklerin Tengri için kullandıkları bir damgaydı ki Kimmer-Türkleri bile Tengri'yi daire içinde haç ile temsil ederdi. Nasturi inancında olan Türkler ise yazıtlarında Asur abecesini kullanmış olsalar da Türk diliyle yazmıştı. Hristiyanlık 6.yy'da Hunların (Akhunlar) arasında da yayılır, hatta İncil Hun-Türkçesine çevrilir. Ve bırakın İsa'nın dönemini, İsa'dan 400 yıl sonra bile "haç" Hıristiyanlığın sembolü değildir.
"Haçlar ile ilgili olarak, onlara ibadet etmiyoruz - biz Hıristiyanların - onlara ihtiyacı yok; sen, putperestler, ahşap putları kutsal sayanlar, ahşap haçlara tapıyorsunuz."- Minucius Felix (MS 3.yy,kilise babası)
Nasturiler Nestorius'un takipçileri için kullanılan bir terimdir. Nestorius Meryemana'nın 'insan İsa'yı doğurmasından dolayı ona Theotokos değil Kristokos denilmesini önerir. Çünkü tanrının oğlu olamazdı. Ancak 431'deki III. Efes Konsili'nde bir sonuca varılamayınca imparator 433'te bu tartışmaya son verir. İskenderiye Piskoposu Kyril'in önerisi kabul edilir ve İstanbul patriği olan Nestorius görevinden alınarak Antakya'daki manastıra sürülür. Kyril ise ödüllendirilir. Ayrıca İskenderiye Kütüphanesi'nin bilim insanı Hypatia'nin ölümünü azmettiren kişi işte bu Kyril'dir (Cyril). Kyril daha sonra "aziz" (!) ilan edilmiştir.
Görseller: Çeşitli bölge ve zamanlardan Türklere ait "Tengri" damgaları; Orta Asya'dan Taşbaba, Saymalıtaş, Turova ağırşakları, Kimmer Taşbabaları, Hasankeyf, Spiti Vadisi ve Aydın Yörükleri.