14 Ocak 2024 Pazar

İndo-Aryan Biziz

 Doç.Dr. Tuğrul Kihtir,

"Kuşanlar, Kızıl Hunlar, Ak Hunlar, MS 2.-6.Yüzyıllarda Hindistan'da Türkler" konferansından


 "Bu bölüm bizim tarihimizin üvey evladı muamelesi görmüş bir bölümüdür. Hunlar, Göktürkler, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular, Osmanlılar, Peçenekler, Kumanlar, Kıpçaklar, ... say say bitmez bizim tarihimizin kavimleri, boyları, ama bu Ak-Hunlar, Kızıl-Hunlar ve Kuşanlar bizim tarihimizin güney ucudur. Bugün Güney-Asya'da eğer Türk Devleti'nin dostları varsa bu insanlara borçludur... Tarihimiz, bırakın başka tarihlere örnek olmayı, artı, çalınıyor. 15.yüzyıldan itibaren başlayan bu hareket, 18.yüzyılda Avrupa'nın kendisine köken aramasında; ve son zamanlarda da daha eski, Antik Yunan'dan da eski kültür de gerekiyor; çünkü dünya MÖ 500'lerde başlamadı, ondan öncesi de olması gerekti; ve Avrupa toplumları Hint-Avrupalı teorisiyle; Avrupa'dan beyazların MÖ 4000 - 5000 yıllarında , 3000 yıllarında 1500 yıllarında gelerek Sibirya'da yaşayan insanlara medeniyet öğrettiklerini; Afanasyeva kültürünü, Andronova kültürünü, hatta Tagar, Taştık kültürlerini kendilerine ait olduklarını iddia ediyorlar.


Ancak görebildiğimiz bir şey yok, Asya'da Avrupalı yok. Ve atlı arabalarıyla gelip Güney-Sibirya'ya kadar, yani o kadar sistematik bir şekilde söyleniyor ki bu, sadece Uralların batısından doğu kenarlarına değil, taa bizim ilk anavatanımız Yenisey'in çıkış noktalarındaki, oraya Yukarı Havza denir, oysa güneydedir, Baykal Gölü'nün hemen yanındaki bölgeye bile Avrupalılar gelmişler orada yaşayan Sibiryalılara kültür getirmişler. Fakat o zaman at bir binek aracı olarak kullanılmıyor. Atın bir binek aracı olarak kullanılması MÖ 2000'li yıllar. Ve çekici araç olarak kullanılıyor at. Ayrıca Avrupalıların mezarlarında at yok. Bizim kurganlarımız at dolu. Hatta Atlı-Kavim anlamında Tegrek, Kangılı, Tiyele kavimlerinin isimleri Türk Kavimleri. Çinlilerin verdiği. Adında tekerlek geçen bir kavim Uralların batısında yok. Tekerlek, at, demir ve pantolon o zamanki Bozkır kültürünün temel unsurlarıdır.


Herkes yerleşik hayatın daha üst düzey bir medeniyet olduğunu düşünür; "Şehirli". Oysa göçer hayat Di-Cosmo'nun dediği gibi, ki bir Sinolog'tur kendisi, Bozkır hayatındaki dinamik yaşam, üretim tarzı, insanlarda feodal sisteme giden yolu daha önce açan bir yoldur. Ve üretim ilişkilerinde de aşama kaydetmiştir. Çinlilerin kuzey komşuları; Mustafa Kemal Atatürk'ün de çok sevdiği ve konferanslara da davet ettiği Sinolog Eberhard bu konuları çok yazmıştır; MÖ 3000 yılından önce Çin'de tanrılar tarım tanrılarıdır. Gök Tanrı yoktur. Tien-Shan = Tanrı Dağları deniliyor ya işte tanrının oğlu oluyor Çin hükümdarı, ama Çin tarihine bakarsak eğer, efsanevi bir Shia Hanedanı var, bulgusuz, sonra Shan Hanedanı var, sonra da Zhou Hanedanı var.


Zhou Hanedanı'nın başlangıçı MÖ kimilerine göre 1200'ler, kimilerine göre de 1050'liler. O devirden önce tarım tanrıları var, gök tanrı yok. Gök Tanrı kuzeyden gelir. Semavi din kuzeyden gelir. Ve Orhun Abideleri'nde olduğu gibi tanrı tarafından kutsanmak, kutsanmak, kutlu olmak, kut almak, şad olmak, bunları hep kuzeyli kavimlerin kültürleridir. Çin'e demir kullanmayı da Türkler öğretmiştir. Çin'in ilk petroglifleri de yine Güney-Sibirya kökenli insanların çizdiği ve tarzda petrogliflerdir. Çin MÖ 200'lü yıllara kadar şuanki hacminin onda biri kadar. Sürekli ondan sonra genişlemiş.


Esas alan, coğrafya, üretim, hareket, Tekerlekli Kavimler diyor, (yani bunlar uzaylı mı der gibi), tekerlek yok yani. Tekerliği icat eden Türk kavimleri. Evcilleştirilen atı binek hayvanı olarak binen Türk kavimleri. Demiri işleyen Türk kavimleri. Ve Romalılar etekle ata binerken, Çinliler yumuşak ayakkabı kullanırken, Türkler pantolon, çizme giyiyor ve atların üzerinde ipe geçirdikleri üzengiyi kullanıyor. Türkler üzengiyi icat etmiştir. Ata daha iyi yön verebiliyor, atına daha çok hakim oluyor. Demir kuzeyden girer Çin'e. Bunlar kesin şeyler. Ben bunları bir bilim adamı, bir akademisyen olarak, objektif olarak konuşuyorum. Milli duygularla konuşmuyorum. Yalan ortay çıkar. Zaten binlerce kitap var. Kitaplarımın hepsi dipnotludur ve uluslararası kabul görmüş akademisyenlerin, ki çoğu da yabancıdır, referanslarıdır.


Medeniyetin çeşitli aşamaları var. Demir çok önemli bir aşama. İnsanlık tarihine bakarsanız, son kitabım, Ön-Türkler tarihini yazdım, tarih uygarlık ve genetiği ile beraber, göç yolları çok önemli çünkü, batıdan mı doğudan mı, hangi genler nereye gitmiş, bunlarla kanıtlıyoruz, gizlenmemiş araştırmaları o da, doğu araştırmaları Kore ve Japonya'dan geliyor, batıdan gelen araştırmalar genellikle farklı oluyor. Haplogruplar artık bilinen şeyler. Hangi insanlar hangisini taşıdığı biliniyor. Kızıl Hunların ki adları Kidarit'tir aynı zamanda, bu Kızıl Hunların yaşadığı yerden alınan gen araştırmasına göre aynı bölgede yaşıyorlar. Benim soyadım da Kihtir'dir.


Özetle, medeniyetin aşamaları açısından, Türkiye Cumhuriyeti'ne gelmeden önce, MS 16.yüzyıla kadar bir Türk Çağı var. Ortaçağ bir Türk Çağı'dır. Bunlar tesadüf mü oldu? Yani bize batıdan gelmişler, Güney-Sibirya'da seramiği falan öğretmişler, ama hepsini Türkler yenmiş. Madem o kadar üstün medeniyetli insanlar batıda, doğudakiler onları nasıl yenmiş? Biz ırkçılık yapmıyoruz, biz mantık konuşuyoruz. Demiri işlediğiniz zaman, ata bindiğiniz zaman, atın üstüne pantolonla bindiğiniz zaman, o demirden silah yaptığınız zaman ve demirden üzengi yaptığınız zaman, işte süper güçsünüz. O zamanın şartlarında süper güç olmak bu.


İnsanlık tarihine bakarsanız, devletleşme süreci demir çağının sonlarında başlar. Paleolitik dönemde herkes balık tutar, avcılık yapar. Sonraki dönemler, Neolitik, Kalkolitik (Bakır Çağ) ve Tunç Çağı dönem. Neolitik dönem MÖ 8000 -5000, Bakır Çağ MÖ 5000 - 3000, Tunç Çağ MÖ 3000 - 1200 ve binden sonra Demir Dönemi. Yani MÖ 1000'den önce demir yok. Zaten MÖ 12000'lere kadar her yer buzul. Demirle vuran tuncu kırıyor. Demirle vuran süper güç oluyor. Olay bu kadar basit. Türklerin ata mesleği demirciliktir. Zaten Göktürkler'in efsanesinde de Avarlara demircilik yaparlar. Sonra onlar yenerler ve bağımsız olurlar. Atı da var, o da mesafe demek. Ticaret yollarını kontrol etmek demek. Böylece süper güç oluyor.


Batıda güçlü devletler yok, Roma haricinde. Roma'nın da kökeni zaten Etrüskler. Etrüsklerin baş-tanrıçasının adı Turan (Venüs). Bunları biz söylemiyoruz. Bunları Roma'nın kuruluş efsanesini anlatan Vergili Aeneas destanında söylüyor. Turovalıların kim olduğunu söylüyor.


Ve eski zamanlarda Türk kavimleriyle Avrupa kavimleri savaşsalar da bir ortak kültürdeler. Daha henüz dinler girmemiş devreye. Dinler girince insanlar ayrışıyor. Dinden önce ufak çatışmalar, sonra barışmalar. Zaten demir de bulunmamış. Genelde kontrol altında bir yaşam var kavimler arasında. Ama ne zamanki demir bulunuyor, bir taraf üstün geliyor, her tarafı alıyor, öbür taraf da ona düşman oluyor ve kültüründen çıkartıyor. İşte Türkler batının efsanelerinden, İskandinav sagaları dahil, çıkartıldılar. İskandinavların baştanrısı Odin Tyrkialı'dır. Uralların güneyinden geldiğini yazar sagalar. Ve alfabeyi de Odin beraberinde getirmiştir. Runik alfabeyi. Ancak İskandinav runik alfabesinin Türk, Göktürk alfabesiyle benzerliği ortaya çıkınca runik araştırmalar duruyor. Çünkü direk oraya varacak sonu. Şuanda yıllarca runik alfabe çalışması yok. Çünkü her şey ortada. Odin'in runik yazıyla beraber Uralların güneylerinden İskandinavya'ya gelmiş olması, Tyrkland'dan (=Türk Yurdu. SB.) gelmiş olması ortaya çıkacak.


İstanbul'un 1453'deki fethinden sonra Papa II.Pius, önce kardinaldi, 1458'de Papa oldu, bütün Avrupa efsanelerinden İzlanda, İskandinav, Turova hikayelerinden Türklerle ilgili bölümleri kodekslerden çıkarttı. Turova Savaşı'na bakarsanız zaten orada savaşan iki Yunan kavmi değildir. Nasıl ki şuan Ege'nin iki tarafında kıta sahanlığı ve nimetlerinin paylaşılamamasından dolayı yıllardır iki taraf savaşıyorsa, bu Turova Savaşı da aslında Anadolulu halklarla Egeli bir kavmin savaşı. Şimdi Akhalar'dan önce de Pelasglar var. Nitekim Herodot Pelasglar'dan göçer, ata binen (??- SB), savaşçı bir kavim olarak bahsediyor. Sanki Kimmerleri tarif ediyor, İskitleri tarif ediyor, eski Türkleri tarif ediyor. Kimmerler, ki Annemarie v.Gabain dahil, birçok tarihçinin artık üstünde hem fikir olduğu üzere Avrasya kökenli, ortak Türk kökenli kavimler bunlar. Kimmerler, Traklar ki onlarda da kurgana gömme var. Batılılar tümülüs diyor ama bildiğimiz kurgan onlar. Kültür, dil Altay Dil Grubu ya da Hint-Avrupa Dil Grubu olmasıyla her şey apaçık anlaşılıyor. Bir de genetik analizler girdi ki artık çarpıtmaktan, gizlemekten ya da kabul etmekten başka dördüncü bir seçenek yok. 


Türkler kimdir? Asya'dan geldik Moğol'a benzemiyoruz.

Türkler Asyalı beyaz ırktandır. İndo-Aryan aramaya gerek yok, İndo-Aryan biziz."

Doç.Dr. Tuğrul Kihtir

"Kuşanlar, Kızıl Hunlar, Ak Hunlar, MS 2.-6.Yüzyıllarda Hindistan'da Türkler" İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü konferansından bir kesit. TDAV, 18 Kasım 2023, devamı için YT linki: