Sina-Filistin Cephesi Maghdaba'da esir düşen bir Yiğidimiz
I. Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti’nin Kafkasya, Irak, Sina- Filistin-Suriye, Yemen, Hicaz, Süveyş Kanalı, Çanakkale, Galiçya, Makedonya, Romanya, İran ve Libya cephelerinde savaştığı, fakat sonunda müttefikleriyle birlikte yenildiği ve çeşitli yönlerden büyük kayıplar yaşadığı bir savaştır. Bu savaşta yüz binlerce askerimizin şehit ve esir düşmesi bu kayıpların en acısıdır. Savaş esnasında cephelerde şehit olanlar oralarda defnedilmişlerdir.
Düşmana esir düşenler ise; ki en çok İngilizlere sonra Ruslara, Fransızlara, İtalyanlara, Rumenlere ve Yunanlılara esir düşülmüştür, çeşitli esir kamplarına götürülmüş ve birçoğu o kamplarda vefat etmişlerdir. Savaştan sonraki süreçte, başta Lozan Antlaşması olmak üzere çeşitli uluslararası antlaşmalara dayanılarak, gerek savaş bölgelerinde gerekse Türk askerlerin götürüldüğü esir kamplarının bulunduğu ülkelerde, yani toplam 26 ülkede 54 adet Türk şehitliği yaptırılmıştır. Bu şehitliklerin 36’sı savaşın geçtiği bölgelerde, 18’i de esir düşen askerlerimizin götürüldükleri esir kamplarının olduğu yerlerdedir.
Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşına İttifak Devletlerinin yanında girmiş ve Kafkasya, Irak, Sina- Filistin-Suriye, Yemen, Hicaz, Süveyş Kanalı, Çanakkale, Galiçya, Makedonya, Romanya, İran ve Libya cephelerinde savaşmıştır.(1) 1914-1918 yılları arasında süren savaşta, yaklaşık 2.500.000 kişilik Türk ordusu ile 5-6 milyonluk düşman orduları karşı karşıya gelmiştir. Aslında bu savaşta belki de öncelikle vurgulanması gereken husus, Türk tarafının askeri açıdan silah, cephane ve teçhizatın yanında insan kaynakları konusundaki eksiklikleri ve bunların etkin kullanımıyla ilgili bazı hataları olduğudur.
Örneğin çeşitli malzeme eksiklikleri bir yana, tümenlerimiz tam kadrolu tümenler değildir ve çoğu zaman alay hatta tabur seviyesindedir. Başta Doğu cephesi ile Irak ve Suriye cephelerinde olmak üzere eksik kadrolu zayıf tümenler çoğu yerde iki, dört, altı kat hatta bazı yerlerde sekiz ve on dört kat düşmana karşı savaşmışlardır. Yine bu savaşta, Türk ordusunun sevk ve idaresinde bazı hatalar da yapılmıştır.
Şöyle ki; mesela Çanakkale zaferinden sonra 26 tümen ki 1916 yılında bütün ordunun yarısıdır, Trakya ve Marmara bölgesinde serbest kalmıştır. Bunların süratle diğer cephelere sevk edilmesi gerekmektedir. Doğu cephesinde Ruslar kış taarruzu başlatmışlar, Irak ve Suriye’de de kuvvete ihtiyaç vardır. Bu 26 tümenden Galiçya, Romanya ve Makedonya’ya ikişer tane olmak üzere 6 tümen gönderilmiştir.
Bunun nedeni savaşın kesin sonuç yeri olarak görülen Avrupa’da Alman müttefiklerine yardım etmektir. Diğerleri de gecikmeli olarak cephelere kaydırılmıştır. 1917 yılında, Irak ve Suriye’de artan kuvvet ihtiyacı üzerine bir yıl önce Galiçya, Romanya, Makedonya’ya gönderilen tümenlerin bir kısmı geri çekilerek çok uzun bir yolculuktan sonra bölgeye kaydırılmıştır. Demiryolu yetersizdir ve bir tümeni çekmek için kırk katar gerekmektedir. Savaş şartlarında bir tümeni batıdan doğuya üç aydan önce kaydırmak mümkün değildir. Dolayısıyla bu uygulamalar gereksiz yorgunluklara, gecikmelere ve beraberinde birçok sorunlara sebep olmuştur. İşte bir taraftan tümenlerin dağılımındaki bu hatalar bir taraftan lojistik destekteki yetersizlikler adeta cepheleri kilitlemiştir. (2) Doğal olarak bu durum Osmanlılar açısından savaşın seyrini değiştirmiş ve büyük kayıplara sebep olmuştur.
Yaşanan bu olumsuzluklar sonucu I. Dünya Savaşında toplam 375.000 askerimiz şehit (3), 202.000 askerimiz de esir düşmüştür.(4) Bunlarla birlikte Mondros Mütarekesine kadar 400.000 yaralı, 240.000 hastalık sebebiyle ölüm, 35.000 alınan yaralar sonucu ölüm, 1.560.000 hasta, firar, kayıp vs sebeplerle yaklaşık 2.750.000 askerimizin savaş dışı kaldığı hesaplanmaktadır.(5)
Bu bağlamda örneğin Çanakkale cephesinde 207.696 savaş dışı kalmış askerlerimizin 57.263’ü şehit düşmüştür. Bu sayının 11.178’i kayıp diğerleri yaralı, hava değişimi, hastalık sonucu ölüm ve hastaneye götürülenler ile esir düşenlerdir.
Yine Sina, Filistin, Suriye, Irak, Hicaz, Asir, Yemen’deki muharebelerde binlerce askerimiz şehit düşmüştür. Ruslarla Sarıkamış, Erzurum, Galiçya ve diğer savaş alanlarınla yapılan muharebelerde toplam Türk kaybının 200.000’e yaklaştığı tahmin edilmektedir. Burada sadece Sarıkamış’ta 60.000 askerimiz şehit düşerken (6), diğer cephelerle birlikte şehit ve yaralıların sayısı 130.000 – 140.000’i bulmuştur. Bunların yanında Romanya cephesinde 412, Makedonya cephesinde 19 şehit askerlerimiz olmuştur.
I. Dünya Savaşında 202.000 askerimiz de esir düşmüştür. En çok esir İngilizlere sonra sırasıyla Ruslara, Fransızlara, İtalyanlara, Rumenlere ve Yunanlılara düşmüştür. I. Dünya Savaşı’nda sadece Çanakkale cephesinde 11.178 kayıp askerden bahsedilmektedir ki, bunların büyük çoğunluğu İngilizler ve Fransızlara esir düşmüşlerdir. İngilizlere Sina, Filistin, Suriye, Irak, Hicaz, Asir, Yemen’deki muharebelerde 120.000’in üzerinde esir verilmiştir. İngilizler Hicaz-Asir- Yemen cephelerinde esir olan askerlerimizi Mısır’daki kamplara; Sina-Filistin-Suriye ve Irak cephelerinde esir olanları da önce Mısır’a (7) sonrada büyük bölümünü Hindistan ve Burma’ya olmak üzere çeşitli yerlere götürmüşlerdir.
Hindistan ve Burma’ya götürülenler cephelerdeki diğer birliklere göre nispeten öncü ve zinde olanlardır ki, kasıtlı olarak buralara gönderilmişlerdir. Çünkü İngiliz Genelkurmayı ileriye yönelik muhtemel bir harekâtta Osmanlı ordusunun zinde kuvvetleriyle genç kadrosunu cephe hattından uzak tutmak istemektedir. (8) Amaç onların Anadolu’ya dönmelerini önlemek ya da geciktirmek ve Anadolu işgalinde tekrar silahlı hareket için gerekli kadronun oluşmasına imkân vermemektir. (9)
Fransızlarla özellikle Çanakkale cephesindeki muharebelerde esir düşen binlerce ekserlerimiz vardır. Bu askerlerimiz önce Limni adasının Mondros şehrinde tutulmuşlar buradan Korsika Adasına sonra da çeşitli işlerde çalıştırılmak üzere Fransa’ya götürülmüşlerdir. Bu bağlamda 1158 asker Fransa’daki çeşitli çalışma kamplarına götürülmüştür.(10) Bunların yanında bu dönemde Fransa’da yaşayan sivil Türk vatandaşlar da, Osmanlılar Fransızlarla savaşa girdiği için düşman sayılarak, 1915 Ocak ayından itibaren toplama kamplarına alınmaya başlanmış ve bu sayı Şubat 1917’de 324’e ulaşmıştır. (11)
İtalyanlara ise Trablusgarp ve Bingazi cephelerinde toplam 44’ü subay ve 56’sı erbaş ve er olmak üzere 100 askerimiz esir düşmüştür.(12)
Ruslarla yapılan muharebelerde Sarıkamış, Erzurum, Galiçya ve diğer savaş alanlarıyla birlikte 60.000-70.000 esir verilmiştir. Esirlerimiz Sarıkamış, Kars ve Tiflis istasyonlarından Azerbaycan, Moskova, Ukrayna, Astarhan ve Sibirya gibi Rusya’da çok dağınık kamplara götürülmüşlerdir.
Romanya cephesinde ise, Türk askerlerinden 500-600 kadarı Rumenlere esir düşmüştür. Makedonya cephesinde onlarla ifade edilebilecek esir verilmiştir. İngilizlerin bu esirleri Selanik’teki esir kamplarına götürdükleri sanılmaktadır.(13)
Bu cephelerde çeşitli devletlere esir düşen askerlerimizin pek çoğu maalesef bir daha geri dönememişler ve götürüldükleri ülkelerdeki esir kamplarında, esaret altında, çeşitli işkencelere maruz kalarak (14) büyük sefalet ve yokluk içinde ve birçok salgın hastalıkla boğuşarak hayatlarını kaybetmişlerdir.
Daha sonra hem savaş alanındaki (o dönemde Osmanlı topraklarıyken bu gün sınırlarımız dışında kalan) ülkelerde şehit düşen, hem de esir edilerek diğer ülkelerdeki esir kamplarına götürülen gazilerimizin, öldükten sonra defnedildikleri yerlerde, başta Lozan Antlaşması (15) olmak üzere, çeşitli uluslararası antlaşmalara dayanılarak Türk şehitlikleri yapılmıştır. İşte bu çalışmada I. Dünya Savaşıyla ilgili Türk şehitlikleri toplu olarak, genel hatlarıyla ele alınarak incelenmeye çalışılacaktır.
I. Dünya Savaşıyla İlgili Türk Şehitlikleri Yapılan
Ülkeler ve Şehitliklerin Adları
Almanya (Berlin),
Azerbaycan (Bakü, Fatmayı, Gobustan, Göyçay, Maştaga, Neftçala, Nahçivan, Salyan),
Bulgaristan (Varna),
Çek Cumhuriyeti (Hodonin, Pardubitce ve Valasske),
Fransa (Çanakkale),
Hindistan (Bellary, Sümerpur),
Irak (Bağdat, Kut),
İngiltere (Man Adası),
İran (Selmas),
İsrail (Ramle, Beer Sheva, Gazze, Zeytindağı ve Zahle, Hint Harp Mezarlığı, Tul Karem ve Şeria Vadisinde Eria),
İsveç (Haparanda),
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (Çanakkale),
Macaristan (Galiçya/Budapeşte),
Malta (Malta),
Mısır (Kahire, İskenderiye),
Myanmar (Thayetmo, Meikhtila),
Polonya (Krakow),
Romanya (Bükreş, Slabozia, Braila),
Rusya (Krasnoyarsk),
Sırbistan (Belgrad),
Suriye (Katma),
Suudi Arabistan (Hicaz/Abha),
Ukrayna (Gutisko, Verhnya Lıpıtsya, Lopuşnya, Meçişçiv, Pukow, Rohatin),
Ürdün (Salt),
Yemen (Yemen),
Yunanistan (Pire).
I. Dünya Savaşıyla ilgili 26 ülkede toplam 54 adet Türk şehitliği bulunmaktadır. Bunlardan otuz altısı savaşın geçtiği bölgelerde, on sekizi de esir düşen askerlerimizin götürüldükleri esir kamplarının olduğu yerlerdedir. Bu şehitlikler, Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Türk Şehitlikleri ve Anıtları Vakfı ve Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) gibi kurum ve kuruluşlar tarafından inşa edilmişlerdir. Halen bu kurum ya da bağlı kuruluşlar tarafından bakımları yapılmaktadır.
1. Almanya
1.1. Berlin Türk Şehitliği
Daha sonra da resmen „T.C. Milli Savunma Bakanlığı Berlin Türk Şehitliği“ adını almıştır. İkinci Dünya Savaşı‘ndan sonra 200‘ü bulan mezarların halen 150 kadarı muhafaza edilmektedir. Şehitliğin bulunduğu 2.550 metrekarelik arazi T.C Millî Savunma Bakanlığı adına tapulanmıştır.
Berlin Türk Şehitliği‘nin önemli bir özelliği buranın cumhuriyetin ilânından sonra doğrudan Milli Savunma Bakanlığı‘na bağlanmasıdır. 1924–1990 yılları arasında Milli Savunma Bakanlığı‘na bağlı kalan arazi bu yönüyle dünyada bir ilktir. 2005 yılında iki minareli bir cami inşaatı kararı alınınca arazi Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmiştir. Bugün bu arazi üzerinde 5000 kişilik Berlin Şehitlik Cami ve kültür merkezi mevcuttur.(16)
2. Azerbaycan
Azerbaycan, Türkiye’yle Türk dünyası arasında köprü olması ve geçmişte Türkiye’nin bu bölgeyle ilgili Turancılık politikaları sebebiyle ayrı bir öneme sahiptir. Özellikle 1918’de kurulan Kafkas İslam Ordusu komutanlığına Kardeşi Enver Paşa tarafından atanan Nuri Paşa Gence’ye 25 Mayıs 1918’de ulaştığında Kafkas İslam Ordusu’ndaki asker sayısı, Azerbaycan kolordusundan yapılan bin kişilik takviyeyle on iki bine ulaşmıştı. 25 Mayıs–17 Kasım 1918 tarihleri arasında cereyan eden harekâtta Kafkas İslam Ordusu Gence, Gökçay, Aksu, Kürdemir ve Şamahı istikametinde taarruzla 15 Eylül 1918’de Bakü’yü, daha sonra Karabağ ve Dağıstan’ı düşman işgalinden kurtarmıştı.
Ancak Kafkas İslam Ordusu, Bakü’nün kurtuluşu için yaptığı savaşlarda 1130 şehit vermiştir. Bu sebeple Azerbaycan’da birçok yerde Kafkas İslam Ordusu şehitlerinin anıt mezarları bulunmaktadır.(17)
2.1. Bakü Türk Şehitliği
2.2. Fatmayı Türk Şehitliği
2.3. Gobustan Türk Şehitliği
Anıtın üzerinde: Bu anıt, kardeşleri uğruna canını feda edip “Ayrılır mı Gönül Candan Türkiye Azerbaycan’dan” düsturunu yüreklerimize perçinleyen O muhteşem isimsiz kahramanların anısına 19 Mayıs 2000 tarihinde inşa ettirilmiş olup mevcut mezar bölge halkının isteği üzerine yer değiştirmemiştir.” yazmaktadır.
2.4. Göyçay Türk Şehitliği
2.5. Maştaga Türk Şehitliği
2.6. Neftçala Türk Şehitliği
2.7. Nahçivan Türk Şehitliği
Ayrıca anıt mezardan ayrı olarak sağ ve sol duvarlarda bulunan pirinç levhalar üzerine Nahçivan’da bulunan Türk askerleri ile ilgili tarihsel süreç özet olarak anlatılmıştır. Bu kapsamda aşağıdaki ifadelere yer verilmiştir:
“1917 yılında Çarlık Rusya’sının yıkılmasından sonra Nahçivan’ı ele geçirmek isteyen Ermeniler silahlanmaya ve Nahçivan’a vahşice saldırmaya başladılar. Kardeşlerine yapılan bu vahşete kayıtsız kalmayan Türkiye Mayıs 1918’de Binbaşı Halil Bey’i Nahçıvan’a gönderdi. Binbaşı Halil Bey halkı teşkilatlandırarak Ermenilere karşı mukavemet etmeye başladı.
Haziran 1918’de Culfa’daki Yaycı Köyü’ne 10.000 kişilik kuvvetle saldıran Ermeni Andranik 4.000 kadar masum çocuk, kadın ve ihtiyarı vahşice öldürdü. Yapılan vahşet o kadar büyüktü ki ölenleri defnedecek insan bulunamadı ve cesetler günlerce ortada kaldı.
Andranik 17 Temmuz’da Nehrem Köyü’ne saldırdı. Nehrem ahalisi bu saldırıya kahramanca karşı koydu. Nehrem’e girmeyen Ermeniler 20 Temmuz’da Nahçıvan’a saldırmaya başladılar. Bunun üzerine Türk Ordusu kardeşlerinin yardımına geldi. Andranik kuvvetlerini dağıtarak Ermeni vahşetine son verdi. Nahçivan ahalisi kardeş Türk Ordusunu büyük bir sevgi ve coşku ile karşıladı. Nahçıvan’ın müdafaası ile görevlendirilen 1’inci Kafkas Kolordusu Komutanı Kazım Karabekir Paşa 7 Ağustos’ta karargâhı ile birlikte Nahçıvan’a geldi.”
30 Mayıs 2001’de yapılan şehitliğin bakımından TSK Bakü Ataşeliği Nahçivan Yardımcılığı sorumludur. (22)
2.8. Şalyan Türk Şehitliği
3. Bulgaristan
Bulgaristan’da I. Dünya Savaşıyla ilgili Varna’da Türk şehitliği bulunmaktadır. Aslında, Şumnu, Eskizağra, Filibe, Pazarcık, Ruscuk, Silistre, Sofya’da da çeşitli dönemlere ait şehitliklerimiz vardı. Ancak Bulgaristan’ın Komünistler tarafından işgalinden sonra bu şehitlikler ortadan kaldırılmış ve çoğu parsellenerek başka şeylere tahsis edilmiş ya da yol geçirilmiş, park yapılmıştır. (24) Bunun yanında I. Dünya Savaşı’nda 15. kolordu mensuplarından şehit olanların yattıkları yerler şehitlik olarak bilinmesine rağmen, Bulgar Hükümetince kasıtlı bir şekilde Türkiye’nin tasarrufuna bırakılmadığından bakımsız kalmış ve kaybolmuştur. (25)
3.1. Varna Türk Şehitliği
Ancak 1936-1937 senelerinde Varna Belediyesi yeni mezarlık tesis ederken Türklere de yer göstermiş ve bu durum karşısında Varna’daki Türkler, Yüzbaşı Salih ve arkadaşlarının mezarlarını nakil için harekete geçmişlerdir. Türk Genelkurmay Başkanlığının şehitliğin nakli için para yardımında bulunmasıyla şehitlerimiz yeni mezarlığa nakledilmiş ve burada yeni şehitlik yapılmıştır. Şehitliğin bakımından Varna Başkonsolosluğu sorumludur.
4. Çek Cumhuriyeti
4.1.Hodonin Türk Şehitliği
Türkiye’nin Prag Büyükelçisi İsmail Erez, I. Dünya Savaşında Galiçya cephesinde şehit düşen Türk askerlerinin defnedildiği mezarlığın yerini tespit etmiş buraya bir abide inşa ettirmiştir. (29) Hodonin Belediyesi tarafından TC Hükümetine bedelsiz olarak verilen bu yerde, 31 Mayıs 1967 tarihinde yapılan şehitlikte 387 şehit yatmaktadır.
Şehitlikteki kitabede” Burada yatmakta Anadolu’nun aslan Mehmet’i mekânı cennet, üstünde Ulu Tanrının rahmeti, anavatan onlara hasret onlar anavatana, yolcu Fatiha oku burada yatana” yazmaktadır. Bakımından Prag Askeri Ataşeliği sorumludur.
4.2. Pardubice Türk Şehitliği
4.3. Valasske Mezirici Türk Şehitliği
5. Fransa
5.1. Çanakkale (Carcassone) Türk Şehitliği
Şehitlerimizin mezarları, 2007 yılında Genelkurmay Başkanlığımız tarafından “Şehitlik” statüsüne alınmıştır. Bunu takiben, Lozan Anlaşması’nın Türk şehitlerin yattığı yerlerde, mezar anıt ve benzeri yapıların inşasına izin veren hükmü uyarınca Saint Michel mezarlığında bir anıt inşa edilmesi amacıyla Fransa’yla temaslar sürmektedir.
6. Hindistan
Hindistan’daki Türk Şehitliklerinde I. Dünya Savaşı’nda Irak ve Kanal Cephelerinde İngilizlere esir düşen Osmanlı askerleri yatmaktadır. Kayıtlara göre o dönemde Hindistan’a getirilen esir Türk askeri sayısı 15.000’dir. (35) İngilizler esir aldıkları 15.000 Türk askerini önce Basra’daki toplama kampında tutmuşlar daha sonra Hindistan ve Burma’daki kamplara götürmüşlerdir. Burada askerlerimiz özellikle bakımsızlık, sâri hastalık, zehirlenme ve kamp içi çatışmalar gibi nedenlerle vefat etmişlerdir. (36)
6.1. Bellary Türk Şehitliği
Hindistan’daki esaretin önemli merkezlerinden olan Bellary kampında, Türk askerleri başta kötü muamele olmak üzere paralarına el koymak da dâhil değişik konularda hak ihlallerine maruz kalmış ve büyük sıkıntılar çekmişlerdir. Bu konuda örneğin Bellary’de esir olan Yozgat’lı zabit namzedi Abdülkadir’in İstanbul’daki Kızılay Cemiyeti Başkanlığına 1920 yılında yazdığı mektup söylediklerimizin delili durumundadır.
O mektubunda; “Muhterem Beyim, İki seneden beri Hindistan’da harp esiri olarak bulunuyorum. Bir sene evvel şu adresteki ailem (Ankara, Yozgat sancağının Aşağı Çatak mahallesinde Hacı Kamil Efendizade Kadı Mehmet Efendi) tarafından Kızılay vasıtasıyla adıma iki postada 20 lira gönderildiğini, yukarıda adı geçen adres tarafından birçok defalar mektup aldım ise de gönderilen parayı alamadığımı arzla, bulunması lazım gelen uzun tahkikat sonucunda neticenin sonuçlandırmasını istirham ve hürmetlerimi arz ederim.” (37) diyerek şikâyetini dile getirmiştir.
1916 sonlarından 1920 başına kadar Hindistan Bellary kampında esir hayatı geçiren 156. Alay Komutanı Yarbay Hasan Yetimi 171 sayfalık bir layiha hazırlamıştır. Yetimi raporunda Bellary kampı ile ilgili olarak:
“Karargâhın açılışından salıverme zamanına kadar geçen süre içindeki ölüm miktarı beş ile altı subay ve üç yüze yakın erden oluşmaktadır. Bu sayı yaklaşık mevcut kuvvetin yüzde biri oranındadır. (38) Yedek subay Muhittin Erev de, Bellary kampı esaretine ait hatıralarında en büyük sıkıntının ailelerden, vatandan haber alamamak olduğunu anlatmıştır. (39) Burada yıllar içinde vefat eden askerlerimiz daha sonra Türk Mezarlığı adıyla anılacak olan ve bugünkü Türk şehitliğinin bulunduğu bölgeye, mahalli Müslüman halk (40) tarafından gömülmüştür.
Ancak Hint Hava Kuvvetlerine ait havaalanı genişletme çalışmaları sırasında, mezarların çoğu tahrip edilmiştir. Mahalli halktan Müslüman Cemiyeti başkanı ve çocukluğundan beri şehitlerimizin durumunu bilen 88 yaşındaki şeyh Hacı Adem Sahab’ın yakın ilgisi ve Yeni Delhi Büyükelçiliğini bilgilendirmesiyle, 1968 yılından beri anılan mezar yerleriyle ilgilenilmiş ve resmi şehitlik yapımı için 1986 başvurusundan (41) 11 yıl sonra 1997 yılında bir şehitlik yapılmıştır. (42)
Bölgede 600 mezar yeri tespit edilmesine rağmen şehitliğimizde yalnızca biri Abdüsselam Paşa’ya ait olmak üzere iki mezar bulunmaktadır. Diğerinin kitabesinde bir şey yazmadığından, kime ait olduğu bilinmemektedir. Şehitliğin bakımından Yeni Delhi Askeri Ataşeliği sorumludur. (43)
6.2. Sümerpur Türk Şehitliği
Burada bir şehitlik yapılması ve mezarların tespiti için yıllar önce müracaat edilmiş, ancak Hindistan buna olumlu cevap vermemiştir. (45) Bu izin Kasım 2011’de alınabilmiştir. MSB’den bir keşif heyetinin çalışmalarını müteakip şehitlik projesi hazırlanmıştır. (46) Daha sonra şehitliğin yapım işi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yürütülmüş ve bir komisyon oluşturularak 23-26 Nisan 2013 tarihlerinde Hindistan’a ziyaret gerçekleştirilmiş ve projeye son hali verilmiştir.
Bunlardan başka Hindistan’da resmi statüde olmayan iki şehitlik daha vardır. İlki Deolali Şehitliği ki, Maharashtra eyaletinin Nashik kentinin Deolali kasabasında meskûn mahallin içindedir. Şehitlik olarak ayrı bir alan mevcut olmayıp, geniş bir Müslüman mezarlığı içinde ve şehitlerin defin yerleri birbirlerinden ayrı noktalardadır.
Şehitlikte biri türbe olmak üzere on iki mezar mevcuttur. Bu mezarlardan on bir adedi MSB Şehit Mezarı Projesine uygun olarak 2008 yılında yaptırılmıştır. İkincisi ise; Asansol Şehitliğidir ve Batı Bengal eyaletindeki Asansol şehrinde bulunmaktadır. Şehitlikte 19 şehit mezarı bulunmaktadır. Bu şehitlerimizden biri hariç diğerlerinin kimliklerini belirten bir işaret yoktur. Bakımı mahalli Müslüman halk tarafından yapılmaktadır. (47)
EK:
Kût'ül-Amâre ve Mezopotamya (diyorlar ki bugün için Ortadoğu) İngiliz ve Hintli askerlere karşı savaşan Türk askerlerinden esir düşenler (Turkish POW) "Barnes-BST Okulu", "Deolali" ve "Dilip Kumar"a getiriliyor.
fotoğraflar : D.S.Sarao'ya aittir.
7. Irak
Osmanlı Ordusunun I. Dünya Savaşında İngilizlere karşı çarpıştığı cephelerden birisi olan Irak’ta resmi statüde iki Türk şehitliği bulunmaktadır. Şehitliklerin biri Bağdat’ta Türk Büyükelçiliğinin bulunduğu Veziriye semtinde, diğeri ise Kut vilayetinde, Kut-Basra yolu üzerindeki El-Amara’dadır. Milli Savunma Bakanlığı verilerine göre I. Dünya Savaşında Irak cephesinde isimleri tespit edilebilen şehitlerinin sayısı 227’si subay ve 2143’ü er olmak üzere toplam 2370‘tir. Bu askerlerin büyük bir kısmı Kut Al-Amara, Felahiye, Salman-ı Pak, Beyti İsa, Nasıriye, İmamı Mehmet, Garraf ve İstilat muharebelerinde şehit düşmüşlerdir. (48)
7.1. Bağdat Türk Şehitliği
Bunun yanında şehitlikte bulunan mezar taşları, I. Dünya Savaşında Irak cephesinde şehit düşen askerleri temsil etmektedir. Şehitlikte Genç Osman’ınki hariç gerçek mezar yoktur, sadece 204 adet simgesel mezar taşı bulunmaktadır. Bununla birlikte bu cephede şehit düşen Türk askerlerinden ismi belirlenebilen 227 subay ve 2143 er olmak üzere toplam 2370 kişinin ismi şehitlikte bulunan anıt üzerindeki levhalarda yazılıdır. Şehitliğin sorumluluğu, Bağdat Büyükelçiliği Askeri Ataşeliği’ne verilmiştir. (50)
7.2. Kut Türk Şehitliği
fotoğraflar Hayder AL-Amily' aittir.
8. İngiltere
8.1. Man Ada’sı Türk Şehitliği
Şehitlik burada vefat eden 7 Türk askerinin defnedildiği yerdir. Dışişleri Bakanlığı burada yatan Türklerin varlığından 1970 yılında haberdar olmuştur. Bir takım yazışmalardan sonra 1972 yılında Birleşik Krallık Savaş Mezarları Komisyonu aracılığıyla her mezarın başına ayrı bir taş dikmek suretiyle St. Patrick Kilisesinin bahçesinde ayrı bir alan Türk şehitliği olarak düzenlenmiş ve resmi statüye kavuşmuştur. Şehitliğin bakımından Londra Askerî Ataşeliği sorumludur. (54)
TOMBSTONES IN LITTLE PATRICK CHURCHYARD
There are seven war graves of the Turkish Army maintained by and in the care of CWGC at Kirk Patrick (Holy Trinity) Churchyard - at least according to their database.
Kalan Yegen 09.04.18
Ramazan Mehmet 17.11.16
Ahmet Hasan 15.07.18
Huseyin Ali 20.04.17
Mehmet Ali 17.09.17
Huseyin Halid Ibrahim 16.02.17
Hasan Dervis 18.05.19
Isle of Man - United Kingdom ... link
Brookwood Türk Şehitliği - İngiltere
Yapıldığı Tarih 1942
Şehit Sayısı 15
Bakımından Sorumlu Makam Londra Askerî Ataşeliği
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi 1943 yılında İngiltere'ye pilotluk eğitimi için gönderilen
30 teğmenden, eğitimin bittiği 1945 yılı nisan ayına kadar 15'i şehit olmuş ve bu şehitliğe defnedilmişlerdir.
Şehitlikte ayrıca 1959 yılında düşen THY uçağı mürettebat ve yolcuları anısına da bir kitabe bulunmaktadır.
(Cengiz Dönmez belkide 2.Dünya Savaşı dönemine ait olduğu için, bu şehitlikten bahsetmemektedir, ben ekledim-SB)
Portsmouth Türk Deniz Şehitliği - İngiltere
Şehitliğin Yeri Gosport/Haslar , 1850
Bakımından Sorumlu Makam Londra Askerî Ataşeliği
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi 1850 yılında Portsmouth’a seyir ve topçuluk eğitimi için gelen
Mirat-ı Zafer ve Sirag-ı Bahri adlı iki firkateynin mürettebatından, salgın hastalık ve kazalar dolayısıyla
vefat eden 26 denizcinin defnedildiği şehitliktir.
Cenazeleri ülkeye ulaştırılamayan askerler önce Portsmouth Deniz Hastanesi’nin bahçesine 1902 yılında ise
hastane yakınında şuan bulundukları Chayhall Askerî Mezarlığı’na defnedilmiştir.
9. İran
9.1. Selmas Türk Şehitliği
10. İsrail - Filistin – Ürdün – Lübnan
I. Dünya Savaşında Filistin ve çevresinde binlerce askerimizin şehit olduğu ve bu gün o topraklarda yattıkları bilinmektedir. Fakat maalesef onların adına ne bir mezar taşı, ne de bir iz yoktur. (58) Bugün mevcut olanlar Filistin’de Gazze, Şeria Vadisi, Şam ve Beyrut’ta savaştan sonra Türk askerleri için temsili olarak yapılmıştır. Dolayısıyla bu bölge cephelerindeki şehit ve esir sayısını doğru olarak tespit etmek oldukça zordur. (59) Ayrıca Milli Savunma Bakanlığının resmi internet sitesi ve “Yurt Dışı Şehitlikler” kitabında Filistin, Lübnan şehitlikleri geçmemektedir. Dolayısıyla biz de ülke isimleri ve sınırları farklı olsa da bu bölgedeki şehitlikleri bir arada ele alacağız.
Teberiyye (Tiberias) Türk Hava Şehitliği Anıtı, 1914
Bakımından Sorumlu Makam Telaviv Askerî Ataşeliği
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi İstanbul-İskenderiye uçuşunu tamamlamak üzere 27 Şubat 1914'de Şam'dan Kudüs'e gitmek üzere havalanan uçak Teberiyye (Kibustz Ha On) Gölü yakınlarına düşer. Şehit olan Yüzbaşı Fethi Bey ile Üsteğmen Sadık Bey'in cenazeleri Şam'da bulunan Selahattin Camii'ne nakledilmiş ve şehit olan ilk Türk havacılarının anısına uçağın düştüğü yere anıt dikilmiştir. Anıt 2001 yılında restore edilerek bugünkü halini almıştır.
10.1. Ramle Türk Şehitliği
Şehitlikte esarette ölen 416 Türk askerinin kemik bakiyeleri mevcuttur. İngilizler Ramle Askeri Mezarlığında ayırdıkları, takriben 50x20 metrekarelik bir çimenliğe topladıkları Türk şehitlerinin kemiklerini defnederek çimenliğin başına güzel bir taş duvar yapmışlar, üzerine de “Besmele ve Kelime-i Tevhid” yazmışlardır. Burada yatanların çoğu Hayfa, Yafa gibi yerlerden toplanarak Ramle’ye nakledilmişlerdir. Muhtelif hastanelerde ölenler de buraya defnolunmuştur. (60)
10.2. Beer Sheva (Birüssebi) Türk Şehitliği
10.3. Gazze Türk Şehitliği
10.4. Zeytindağı Türk Şehitliği (Kudüs Şehitliği)
10.5. Hint - Türk Harp Mezarlığı
10.6. Tul Karem Türk Şehitliği
11. İsveç
11.1. Haparanda Türk Şehitliği
12. Kıbrıs
12.1. Çanakkale Türk Şehitliği
Şehitliğin İsmi Boğaz Şehitliği - Girne KKTC, 1974
Şehit Sayısı 326
Bakımından Sorumlu Makam K.K. Türk Barış K.K.lığı
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi Şehitlikte, 20 Temmuz–16 Ağustos 1974 tarihleri arasında gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’nda şehit olan subay, astsubay, erbaş ve erler ile mücahitler yatmaktadır. Boğaz Şehitliği’ne 1983 yılında 300 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu ve 26 mücahit şehit defnedilmiştir. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nca 2001 yılında şehitliğin tamamı yeniden düzenlenmiştir.
13. Macaristan
I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti kendi milli cephelerinin yanında anlaşmalar gereği Galiçya, Makedonya ve Romanya’ya da kuvvet göndermiştir. Türk kuvvetlerinin bu cephelere gönderilmelerinin en önde gelen gerekçelerin den biri Çanakkale cephesinin 1916’da kapanması ve burada yığılmış Türk birliklerinin serbest kalmasıdır. Türk Başkomutanlığı tarafından bu kuvvetlerin büyük kısmını Doğu Anadolu’ya sevk etmenin yanı sıra durumun hiç de iyi olmadığı Irak, Filistin cephelerine de kaydırılması düşünülmekteydi. En genç ve deneyimli askerlerin bulunduğu birlikler Türk cephelerini takviye etmek yerine Galiçya-Romanya sonradan Makedonya’ya da gönderilmiştir. (72)
Bu bölgeye 15. Kolordu gönderilmişti. Kolordunun mevcudu savaşın başında 32000 idi. Muharebelerin sonunda ise bunun 18000’i şehit düşmüştür. Türk askeri muharebeler esnasında kendilerine savunmaları için tahsis edilen bölgelere o kadar aşina olmuş ki, birbirlerine, şehit oldukları takdirde aynı yere gömülmelerini vasiyet etmişlerdir. Bu sebeple tespit edilen şehit sayısı ve kabirleri çok azdır.
13.1. Budapeşte Türk Şehitliği
Bu şehitler önce Macaristan’ın çeşitli yerlerinde gömülü iken, 1930’da Macar Hükümeti bir dostluk eseri olarak bu şehitliğimizi inşa ettirmiştir. Şehitlikte şehit sayısı 512’dir. Galiçya Şehitliği olarak da bilinir. Şehitlik Budapeşte Kent Mezarlığı içinde ortasında ay-yıldızlı Galiçya Şehitleri Anıtının yer aldığı duvarla çevrili ayrı bir bölümdür. Her yıl, 18 Mart Şehitler Günü’nde tarafımızdan ve 1 Kasım “Ölüler Günü”nde ise Macar tarafınca programlı anma törenleri düzenlenmektedir. (73) Şehitliğin arazisi Macar Hükümeti’ne ait ise de; şehitlik olarak kullanma hakkı süresiz hükümetimize devredilmiştir. (74) Bakımı Budapeşte Askerî Ataşeliğince yapılmaktadır.
14. Malta
14.1. Malta Türk Şehitliği
Daha sonra I. Dünya Savaşı sırasında esir olarak adaya gönderilen Türk askerlerinden şehit düşenlerin de defnedildiği şehitlik, 1919-1920 yıllarında tamir ettirilmiş ve Komutan Eşref Bey tarafından Şehitlik Abidesi yaptırılmıştır. (75)
15. Mısır
İngilizler, I. Dünya Savaşında esir aldıkları askerlerin önemli bir kısmını Mısır’daki Seydi Beşir, Ras-El-Tin, Kahire Kalesi, Heliopolis, Maadi, Bilbeis, Turra kamplarıyla, Abbasiye Hastanesi ve Kahire Kızılay Hastanesine yerleştirmişlerdir. (76) Bu kamplarda şehit olanlardan tespit edilebilenlerin sayısı 14.543’tür. (77)
15.1. Kahire Türk Şehitliği
15.2. İskenderiye Türk Şehitliği
Şehitlik Filistin Cephesinde İngilizler tarafından esir alınan Türk askerlerinin yerleştirildiği esir kampı bölgesindedir. Askerlerden vefat edenler ve bunların arasında bulunan 13 Türk subayı kampın bir kısmına defnedilmiştir. Daha sonra İngilizler burada küçük bir kabir inşa ederek şehit subayların adları kabrin üzerine yazmışlardır. İskenderiye’de Seyd-i Beşir Semtinde 925 metrekarelik alana 1941 yılında yapılan şehitlikte 500’den fazla askerimiz yatmaktadır. Bakımından Kahire Askerî Ataşeliği sorumludur. (79)
16. Myanmar
İngilizler I. Dünya Savaşında esir aldıkları Türk askerlerinden bir kısmını sömürgeleri olan Myanmar’daki esir kamplarına götürmüşlerdir. Burada yol, demiryolu, köprü ve suni göl yapımında çalıştırılmışlardır. Çalışmayı reddeden birçok askerimiz de öldürülmüştür. 2000 civarı askerlerimiz uzun esaret dönemi boyunca kötü yaşam koşulları ve hastalıklardan burada vefat etmişlerdir.
Myanmar’da vefat eden askerlerimiz Thayetmo, Meikhtila, Shwebo, Kyautse ve Yangoon olmak üzere beş ayrı bölgede defnedilmiştir. (80)
Burma Türk Şehitliği
16.1. Thayetmo Türk Şehitliği
16.2. Meikhtila Türk Şehitliği
17. Polonya
17.1. Krakow Türk Şehitliği
I. Dünya Savaşı’nda Galiçya Cephesi’nde yapılan muharebelere katılan 15. Kolordu, Uzunköprü ve Alpullu’dan hareketle Krakow üzerinden ilerleyerek 1917 yazına kadar vuku bulan çatışmalara katılmış ve cephenin değişik yerlerinde 1050’den fazla zayiat vermiştir. Bugün çoğu Ukrayna topraklarında bulunan 13 ayrı şehitlikte 15. Kolorduya ait şehitler bulunmakta olup bunlardan biri de Krakow’daki Rakowicki Uluslararası Mezarlığıdır. 1997 yılında yapılan şehitlikte 53 şehidimiz yatmaktadır, bakımı Polonya Askerî Ataşeliği tarafından yapılmaktadır. (82)
18. Romanya
Romanya’da 1916-1918 yılları arasında 600 civarında Türk askeri esir düşmüştür. (83) Bunlardan 218’inin Romanya arşivlerinde kaydı mevcuttur. Bu askerlerimiz zamanla götürüldükleri esir kamplarında şehit düşmüşlerdir. Şipote esir kampında 13, Mastacani kampında 20, Barland kampında 3 askerimiz şehit olmuştur. Ancak bunlara ait hiçbir kayıt bulunamadığından mezarları da belli değildir. (84)
18.1. Braila Türk Şehitliği
18.2 Bükreş Türk Şehitliği
18.3. Slobozia Türk Şehitliği
2009 senesinde çocuklar tarafında kırılan 10 Türk mezar taşı..link
19. Rusya
Rusya ve Slovakya ile şehitlikler konusunda yeni anlaşmalar imzalanmış ve önümüzdeki süreçte resmi olarak şehitliklerin açılması öngörülmüştür.
19.1. Krasnoyarsk Türk Şehitliği
Kayıtlarda en fazla 25 bin civarında esirin yurda dönüşünün sağlandığı anlaşılmakla birlikte 40 bin civarında Türk esirin akıbetinden maalesef kesin olarak haber alınamamıştır. Bu esirlerden izi kaybolup oralarda evlenip yerleşenler, bir iş bulup hayatını sürdürmeye çalışanlar, başka ülkelere geçebilenler olduğu gibi, büyük bir kısmı esir kamplarına sevk edilirken veya kamplarda hayatlarını kaybetmiş olmalıdırlar. (90) Sibirya’da Krasnoyarsk’ta 1915 yılında yapılan bu şehitlikte yatan şehit sayısı bilinmemektedir. Bakımından Moskova Askerî Ataşeliği sorumludur.
20. Sırbistan
20.1. Belgrat Türk Şehitliği
21. Suriye
21.1. Katma Türk Şehitliği
Türk Hava Şehitliği Emeviyye Camii Avlusu - Suriye
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 1913
Bakımından Sorumlu Makam Şam Askerî Şehitliği
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi İstanbul-İskenderiye uçuşunu tamamlamak üzere 27 Şubat 1914'de Şam'dan Kudüs'e gitmek üzere havalanan Muavenet-i Milliye uçağı Teberiye-Tiberias (Kibustz Ha On) Gölü yakınlarına düşer. Uçağın düştüğü yere bir anıt dikilerek, şehit olan Yüzbaşı Fethi Bey ile Üsteğmen Sadık Bey'in cenazeleri Selahaddin Eyyübi'nin de türbesinin bulunduğu Şam Emeviyye Camii'nin avlusuna nakledilmiştir. Şehitlikte yatan 3. hava şehidimiz ise
Prens Celalettin isimli uçakla 11 Mart 1914'de Yafa Dağı civarında denize düşen Üsteğmen Nuri Bey'dir.
22. Suudi Arabistan
22.1. Hicaz (Abha) Türk Şehitliği
23. Ukrayna
Sivastopol Türk Şehitliği - Dergaçi Köyü, Kiev - Ukrayna
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 1860
Şehit Sayısı 260
Bakımından Sorumlu Makam Kiev Askerî Ataşeliği
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi 1853–1856 Kırım Savaşı sırasında şehit düşen askerlerimizin defnedildiği şehitliktir. 10 Eylül 2004 tarihinde törenle resmi açılışı yapılmış, 2005’de şehitlik yakınlarında bulunan ormanlık arazideki 40 şehidin naaşı şehitlik alanına defnedilmiştir.
Gutisko Türk Şehitliği - Pidvisoke Köyü - Berejani / Ukrayna
23.1. Gutisko Türk Şehitliği
23.2. Lopuşnya ve Verhnya Lıpıtsya Türk Şehitlikleri
Verhnya Lıpıtsya şehitliği yaklaşık yedi metre yüksekliğindeki bir yamacın üzerinde bulunmaktadır. Şehitlikte Galiçya cephesinde Ruslarla yapılan muharebelerde şehit olan askerlerimiz yatmaktadır. Ancak bunların sayısı bilinmemektedir. Şehitlikte dört sıra gömü kubbesi olan 25x50 metre uzunluğunda bir toplu mezar vardır. Ayrıca kırmızı seramik üzerinde beyaz ay yıldız sembolü bulunan bir kitabe de yer almaktadır. Bakımından Kiev Askerî Ataşeliği sorumludur. (93)
Verhnya Lıpıtsya Türk Şehitliği
Lopuşnya Şehitliği
23.3. Meçişçiv Türk Şehitliği
23.4. Pukiv Türk Şehitliği
23.5. Rohatin Türk Şehitliği
24. Ürdün
24.1. Salt Türk Şehitliği
Toplu mezarın 1973 yılında bulunmasını takiben, Salt kalesi civarındaki 430 metrekarelik şehitlik arazisi Ürdün Büyükelçiliğimiz tarafından 1986 yılında otuz yıllığına kiralanarak şehitlik inşa edilmiştir. Burada 1989 yılında abide inşa edilmiş ve 1994 yılında şehitlik ile abide birleştirilmiştir. Şehitlik 2004 ve 2008 yıllarında yenilenmiştir. Ayrıca, şehitliğin yanına 2009 yılında bir müze yapılmış ve şehitliğe bitişik Osmanlı Kalesi burcu yeniden inşa edilmiştir. Bakımından Amman Askerî Ataşeliği sorumludur. (99)
25. Yemen
25.1. Yemen Türk Şehitliği
Fakat bugün bu anıt ortada yoktur.(100) Yemen şehitliği Sana’da 2010 yılında yapılmıştır. 20.yy başındaki adı Makbarat al Etrak, yani Türkler Mezarlığı olan (101) Yemen coğrafyasında şehitliğimizin bu kadar geç de olsa açılmış olması önemlidir. Şehitlikte yatan asker sayısı bilinmemektedir. Bakımından Sana Büyükelçiliği sorumludur.
YEMEN
26. Yunanistan
26.1. Pire Türk Şehitliği
Korfu Türk Şehitliği
Kulina Semti
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 1924
Şehit Sayısı 3
Bakımından Sorumlu Makam Atina Askerî Ataşeliği
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi Korfu Türk Şehitliği 1890 yılında 1. George’nin eşi Kraliçe Olga tarafından Osmanlı Devleti’ne hibe edilmiş arazide muhtelif ırktan Müslümanların defnedildiği bir Müslüman mezarlığı olarak kurulmuştur. 1897 Osmanlı-Yunan Harbi, Balkan Harbi, 1. Dünya Harbi ve İstiklal Savaşı’nda Yunanistan’da ölen bazı Türk esirleri de buraya defnedilmiş olup kimlikleri ve miktarı bilinmemektedir. İçinde bir abide ve kime ait olduğu bilinmeyen 3 şehit kabri bulunmaktadır. 1924 yılında Korfu Konsolosluğumuzca onarılarak şehitlik haline getirilmiştir. 1927 yılında Korfu Konsolosluğumuzun kapatılması ile idari ve bakım sorumluluğu Pire Konsolosluğumuza 1 Ocak 1994 tarihinden itibaren de Pire Başkonsolosluğundan alınarak Atina Kıdemli Askerî Ataşeliğine verilmiştir.
1968, 1976, 1982, 1994 ve 2008 yıllarında onarımdan geçirilmiştir.
Sonuç
I. Dünya Savaşında toplam 375.000 askerimiz şehit, 202.000 askerimiz de esir düşmüştür. Bunlarla birlikte Mondros Mütarekesine kadar 400.000 yaralı, 240.000 hastalık sebebiyle ölüm, 35.000 alınan yaralar sonucu ölüm, 1.560.000 hasta, firar, kayıp vs sebeplerle yaklaşık 2.750.000 askerimizin savaş dışı kaldığı hesaplanmaktadır. Esir düşen askerlerimizin sayısı 202.000’dir.
En çok esir İngilizlere sonra Ruslara, Fransızlara, İtalyanlara, Rumenlere ve Yunanlılara düşmüştür. İngilizler Hicaz -Asir- Yemen cephelerindeki esirlerimizi Mısır’daki kamplara; Sina-Filistin-Suriye ve Irak cephelerinde esir olan askerlerimizi de önce Mısır’a sonra da büyük bölümünü Hindistan ve Burma’ya götürmüşlerdir.
Fransızlar da Türk esirleri önce Limni Adasına oradan Korsika Adasına sonra da bir kısmını Fransa’ya nakletmişlerdir. Bu bağlamda 1158 asker Fransa’daki çeşitli çalışma kamplarına götürülmüştür.
İtalyanlara ise Trablusgarp ve Bingazi cephelerinde toplam 44’ü subay ve 56’sı erbaş ve er olmak üzere 100 askerimiz esir düşmüştür.
Ruslarla yapılan savaşlarda toplam Türk kaybının 200.000’e yaklaştığı tahmin edilmektedir. Bunun 60.000-70.000’i esir, geri kalanı şehit ve yaralılardır. Esirlerimiz Azerbaycan, Moskova, Ukrayna, Astarhan ve Sibirya’ya götürülmüşlerdir.
Romanya cephesinde ise Türk askerlerinden 412’si şehit 500-600 kadarı Rumenlere esir düşmüştür. Esirlerin çoğu geri dönememişler ve esir kamplarında hayatlarını kaybetmişlerdir. Daha sonra hem savaş sırasında şehit düşen, hem de esir edilerek diğer ülkelere götürülen askerlerimiz için şehitlikler yapılmıştır.
Bu bağlamda 26 ülkede 54 Türk şehitliği bulunmaktadır. Bunlardan otuz altısı savaşın geçtiği bölgelerde, on sekizi de esir askerlerimizin götürüldükleri esir kamplarının olduğu yerlerdedir.
I.Dünya Savaşıyla İlgili Yurt Dışındaki Türk Şehitlikleri
Doç. Dr. Cengiz Dönmez
Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi
Akademik Bakış, Cilt 7 Sayı 14, 2014, PDF:
1) İsmet Görgülü, On Yıllık Harbin Kadrosu, TTT Basımevi, Ankara 1993, s.51-52
2) Mahmut Boğuşoğlu, Birinci Dünya Harbinde Türk Savaşları, Kastaş Yayınları, Haziran 1999, s.13-15
3) A.g.e., s.40.
4) Cemalettin Taşkıran, Ana Ben Ölmedim, 4. Baskı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2011, s.353.
5) A.g.e., s.57-58.
6) Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi, C.III, Kısım 1, TTK Basımevi, Ankara 1983, s370.
7) Mısır’daki esir kamplarının en önemli özelliklerinden biri, savaş sırasında ve sonrasında yaygın şekilde hastalıkların görülmesi olmuştur. Kolera, verem, berberi, sıtma ve dizanteri oldukça yaygındır. Esir kamplarının büyüklüğüne göre günde 400-500 kişi revire çıkmaktadır. Kamplarda, esirlerin salgın hastalıklara yakalanmaması, dezenfekte edilmesi için kimyasal ilaçlar kullanılmıştır. Kimyasal ilaçlar kullanılırken esirler tamamen elbiselerinin çıkarılmış ve sıvı havuzlarının içine sokulmaya zorlanmıştır, bu havuzlara giren pek çok askerimizin, gözlerine giren kimyasaldan dolayı kör olmuşlardır. Bunlar hatıratlarda dile getirilmiştir. Bu açıdan Mısır’daki esir kampları dikkati çekicidir. (Mithat Atabay,”3000 Askerimizin Yattığı Mısır Türkiye İçin Dikkate Değer Bir Toprak Parçası”, Mithat Atabay’ın 27.08.2013 tarihinde AA Muhabiri Mehmet Bayer’e yaptığı açıklama, yayınlayan Kamuran Akkuş,)
8) Ergun Hiçyılmaz, “Hindiçin’de Esir Türkler”, Yeniyüzyıl Gazetesi 29 Aralık 1996.
9) Ergun Hiçyılmaz, Esir Kampları, Bilgekarınca Yayınları, İstanbul 2010, s. 92.
10) Taşkıran, a.g.e., s.74.261-281.
11) A.g.e.,s.283-284.
12) A.g.e., s.309.
13) A.g.e., s.74.
14) Bu konuda özellikle esir Türk askerlerinin yazdığı mektuplar, yapılan işkenceler hakkında detaylı bilgiler içermektedir. Örneğin Yunanistan’da esir Türk ordusu komutanlarından Cafer Tayyar Bey Türk esirlerine yapılan eziyetleri anlatan mektubunda; “…Cephelerde yaralı olmayarak esir edilen subayların tamamının elbiselerinin soyulduğunu, paralarının alındığını ve dövüldüklerini,… Türk erlerin de çeşitli işlerde çalıştırıldıklarını, kendilerine ara sıra yemek verildiğini ve çıplak ve sefil vaziyette yaşattırıldıklarını ve en küçük sebeplerle dövüldüklerini” anlatmaktadır. ( Cepheden Mektuplar, Osmanlı Devleti’nin 700’üncü Kuruluş Yıldönümü, TC Milli Savunma Bakanlığı Yayınları, Ankara 1999, s.141.)
15) Lozan Barış Antlaşmasının 124,125,126,127,128,129,130,131,132,133,134,135,136. maddeleri
mezarlıklarla (şehitliklerle) ilgilidir. Ve konu çok yönlü bir şekilde ele alınarak düzenlenmiştir.
Bkz. İsmail Soysal, Tarihçeleri ve Açıklamaları İle Birlikte Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları, C.I, TTK
Yayınları, Ankara 1983, s.133 vd.
16) Yasin Uygur, “Türk Şehitliği Avrupa’ya Örnek Olacak”, Aksiyon Dergisi; 1 Ağustos 2005.
17) Mehman Süleymanov, Azerbaycan’da Türk Şehitlikleri, Harbi Neşriyat, Bakü 2000, s.68 vd.
18) A.g.e., s.83-109.
19) Yurt Dışı Şehitlikler, Osmanlı Devleti’nin 700. Kuruluş Yıldönümü, Milli Savunma Bakanlığı Yayınları, Ankara s.13.
20) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Maştaga Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
21) Süleymanov, a.g.e., s.79.
22) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Nahçivan Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
23) trt, şehitlikler, Aralık 2013.
24) İhsan Ilgar, Tarih Boyunca Türk Şehitlikleri, Yaylacık Matbaası, İstanbul 1967 s.24.
25) Şehitliklerimiz, MSB İnşaat Emlak ve İskân Dairesi Başkanlığı Yayınları, Ankara 1971, s.101.
26) Yurt Dışı Şehitlikler, a.g.e., s.18.
27) Yalçın Özalp, “Yurt Dışındaki Türk Şehitlikleri”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara 1987. s.164. (Yayınlanmamış Doktora Tezi).
28) Yurt Dışı Şehitlikler, a.g.e., s.22.
29) Osman Öndeş, “Galiçya’da Garip Kalan Türkler”, Hayat-Tarih Mecmuası, 1 Şubat 1973, Sayı 1, s.44.
30) Özalp, a.g.t., s.168.
31) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Pardubice Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
32) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Valasske Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
33) Mehmet Çetinkaya, Vatan Yıldızlardan Uzak mı?, Yitik Hazine Yayınları, İstanbul 2011, s.119.
34) Çanakkale’de esir düşen askerlerin hikâyeleri, özellikle dış ülkelerde vefat edenlerin ki maalesef pek gün ışığına çıkmadı. Ancak, Fransa’nın farklı şehirlerine götürülen Türk esirlerinin torunları veya onların çocukları, bugün o topraklarda varlıklarını sürdürüyor. Çanakkale Savaşına İzmir’in Tire ilçesinden katılan Tireli Çalık Hüseyin’in ailesinin öyküsü bunlardan biridir. Fransa’nın kuzeyindeki Lille şehrinde yaşayan tarih öğretmeni Vincent Hüseyin Pieterarens, çalışmaları sonucunda dedesi Tireli Çalık Hüseyin’in soy kütüğüne ulaşmıştır. Buradan hareket ederek de Fransa’daki Türk esirlerini doktora tezi olarak hazırlamıştır. Bu çalışma sırasında, Dışişleri Bakanlığı ile askerî arşivlerde iz süren Vincent Hüseyin, Fransa’nın değişik bölgelerine getirilen binlerce Türk askerinin ismine rastlamıştır. Bunlar arasında, Korsika’da çalıştırılan bin kişilik Türk esirleri listesi de mevcuttur.
Çanakkale’de esir düşenler için, ilk sürgün yeri Malta olurken, İngilizler, Fransızlar ve diğer devletler, esirleri el altından kendi ülkelerine götürmüşlerdi. Esirler meselesinde aydınlanamamış çok hikaye var. Fransızlar tarafından esir alınan Türk askerlerinin öyküsü gibi.
Çanakkale’de esir alınan 50 kadar Türk askeri Fransa’nın güneyindeki Carcasson kasabasına götürülür. Fransa’nın Akdeniz sahilinde bulunan; Bordeaux, Toulousa ve Marsilya’ya komşu olan kasabada 1919 yılına kadar yaşarlar ve birbirine yakın tarihlerde hayatlarını kaybederler. Toplu ölümleri o dönemde salgın olan İspanyol nezlesine bağlanır. Şimdi, St. Michel mezarlığında ay-yıldızlı bir mezar taşında 10 Çanakkale gazisinin isimleri ve ölüm tarihleri bulunuyor. Hıristiyanların haçlı mezar taşları arasında yer alan ay-yıldızlı mezar taşı, 2007'de Türkiye’nin Fransa Büyükelçiliği Marsilya Konsolosluğu tarafından bir anıt haline getirildi.
İsimleri, Şuayb bin Hüseyin, Mustafa bin Mehmet Ali, Mustafa bin Mahmut, Cemal bin Ahmet Ali, Nazıl bin Ahmet, Sami bin İbrahim, Cafer bin Abdullah, Tevfik bin Ahmet, Halit bin Hasan ve Mevlüt bin Hasan. Hepsi de Çanakkale Savaşı’na katılıp gazi olan askerler.
Fransa’nın Toulousa kentine 100 km mesafede bulunan Carcasson kasabasındaki St. Michel mezarlığında yatan ve esir alınarak buraya getirilen askerler, 1918 ve 1919 yılında birbirine yakın tarihlerde vefat etmişler. Ölümleriyle ilgili ise tek bir rivayet var: O dönemlerde yaygın olan İspanyol nezlesine yakalanarak hayatlarını kaybettiler!
1915 yılı sonlarına doğru Çanakkale’de yenilgi alan Fransız askerî birlikleri, elde ettiği Türk esirlerden sayıları 50’nin üzerinde bir grubu bu kasabaya götürür. Hayatlarını burada devam ettiren esirler, daha sonra hayata veda eder. Bu kişiler arasından 10 askerin mezarları, tek bir mezar taşıyla birlikte, Carcasson’daki St. Michel mezarlığında bulunuyor.
(Emine Dolmacı, “Çanakkale’de Savaştılar Fransa’da Öldüler”, Zaman Gazetesi, 16 Mart 2008.)
35) Türkiye Cumhuriyeti Yeni Delhi Büyükelçiliği resmi internet sitesi, “Şehitlikler” Aralık 2013’te alınan bilgi.
36) Şehitliklerimiz, a.g.e., s.104.
37) Cepheden Mektuplar, a.g.e., s.131.
38) Taşkıran, a.g.e., s.107.
39) Muhittin Erev, “Birinci Dünya Savaşı’nda Bir Yedek Subayın Hatıraları”, Hayat Tarihi Mecmuası, Sayı 8, Eylül 1967.
40) Hindistan’daki Müslüman halkın bu dönemde Türkiye ve Türklere yakın ilgi ve yardımı söz konusudur. Bu bağlamda örneğin; 17 Ekim 1919’da Türk Kurtuluş Savaşı’nı desteklemek amacıyla Türkiye için oruç tutup dua etmişler, grevler yapılarak İngilizlerle işbirliğinden kaçınılan pasif direnme kampanyaları ve Ankara için yardım kampanyaları ve eylemler düzenlemişlerdir. Bu eylemlere engel olmak isteyen İngiltere 30 bin kişiyi tutuklayarak sert tedbirlere başvurmuştur. (Leyla Kaplan, “Panislamizm Propagandası ve Esirler”. Türk Yurdu, 20(160), Aralık 2000, s.144.)
41) Yurt Dışı Şehitlikler, a.g.e.,, s.28.
42) Taşkıran, a.g.e., s.137.
43) Türkiye Cumhuriyeti Yeni Delhi Büyükelçiliği resmi internet sitesi “Bellary Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
44) Taşkıran, a.g.e., s.138.
45) Şehitliklerimiz, a.g.e., s.104.
46) Türkiye Cumhuriyeti Yeni Delhi Büyükelçiliği resmi internet sitesi “Sümerpur Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
47) Türkiye Cumhuriyeti Yeni Delhi Büyükelçiliği resmi internet sitesi “Sümerpur Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
48) Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçiliğinden 25 Kasım 2013 tarihinde Irak’ta bulunan şehitlikler hakkında e mail yoluyla alınan bilgi.
49) Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçiliğinden 25 Kasım 2013 tarihinde Irak’ta bulunan şehitlikler hakkında e mail yoluyla alınan bilgi.
50) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Bağgat Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi
51) Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçiliğinden 25 Kasım 2013 tarihinde Irak’ta bulunan şehitlikler hakkında e mail yoluyla alınan bilgi.
52) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Man Adası Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
53) Taşkıran, a.g.e., s.249.
54) Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçiliğinden 23 Kasım 2013 tarihinde İngiltere’deki şehitlikler hakkında e mail yoluyla alınan bilgi.
55) İhsan Ilgar, Yeryüzünde Türk Mührü Şehitliklerimiz, Yağmur yayınları, İstanbul 2000, s.131.
56) Ilgar, Tarih Boyunca Türk Şehitlikleri, a.g.e., s.64.
57) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Selmas Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
58) İsmail Kahraman, Cebel-i Tarık’tan Çin Seddi’ne Zaferlerimiz ve Şehitliklerimiz, Belgesel Yayıncılık, Ekim 2005, s.65.
59) Şöyle ki; Filistin, Suriye, Irak’ta İngilizlerle çarpışan Osmanlı orduları için 1917- 18 yılları hayati bir önem taşıyordu. Bozgun ve hezimet sadece imparatorluk bakımından belirleyici olmakla kalmıyor; bölgesel yeni oluşumları tetiklemesi nedeniyle dünya tarihinde de ayrıcalıklı bir yer tutuyordu. Ne var ki; cereyan eden büyük bozgun sırasında Osmanlı ordusu dağılıyor, ordu mensupları geniş çapta esir düşüyorlardı. Birlikler doğal olarak bütün ağırlıklarını terk ediyor, geride bırakıyordu. Bunlar kimi yerde imha ediliyor kimi yerde de düşmanın eline geçiyordu.
3. Süvari Tümeni 8. Alaydan Ahmet Çavuş’un koruduğu sancağı ağlayarak teslim ederken söyledikleri birliklerimizin durumunu apaçık ortaya koyuyordu: “Bu sandığın içindeki 8. Alayın sancağını kurtarmak için çok uğraştım. Rabva’dan itibaren her yerde Arapların baskınlarına taarruzlarına uğradık. Arkadaşlarımız şehit oldu. En ufak ve en büyük tehlikelerde hepimiz bu sandığı kurtarmak için hiçbir fedakârlıktan çekinmedik. Buraya kadar getirdim. Buyurun size teslim ediyorum. Bundan sonra nasıl emrederseniz öyle yaparım.”
Aynı birlikte komutan olan Şefik Güralp, daha sonra şu satırları kaleme alıyordu:” Sandık açıldı içinden sancakla beraber bazı evrak çıktı. Erat arasında pek çok hasta vardı. Subay namzedi Celal ve Haydar’da hasta olduklarından sancak ve evrak bunlara teslim edilerek geriye gönderildi. Azami geriye gitmeleri büyük bir tehlike vukuunda evrakın imhası, sancağın kurtarılması, kurtarmak imkânı kalmayınca yakılması tembih ve hepsi geriye sevk edildi.”
Ölmek ve esir düşmek tehlikesini göz önünde bulunduran komutanlar, askeri malzemeyi terk ederken askerlik namusunu temsil eden sancağı ve değerli evrakı da yaktırarak imha ediyorlardı. Bu uygulama sırasında kaçınılmaz olarak başta savaş cerideleri ve günlükler olmak üzere bütün askeri evrak da yakılıyor, elden çıkıyordu. Osmanlı kuvvetlerinin faaliyetlerini içeren belgeler sadece savaş koşullarında yok edilmekle kalmıyordu. Bunların önemli bir kısmı da Osmanlı ordusunda görevli Alman subayların elinde kalıyordu. Hiç kuşku yoktur ki; belgelerin bir kısmını da bu Alman subayları imha ediyor/ettiriyor, muhafaza edebildikleri diğer kısmını ise dönerken ülkelerine götürüyorlardı.
Yıldırım Ordular Grubu Kurmay Başkan Yardımcısı Hüsnü Emir (Erkilet) Paşa bu konuyu kaleme aldığı “Yıldırım” adlı kitabında şunları ifade etmiştir: Üzüntü vericidir ki; harp tarihimize ait pek mühim vesikaların tamamı bugün elde mevcut değildir. Bunların büyük kısmı ya mütareke sırasında Almanya’ya götürülmüş veyahut Filistin ricatı sırasında yanmış ve kaybolmuştur. Bu sebeple kayıtlı ve itimada değer hatırlamaların, hatıraların ve özel vesikaların bu konuda büyük bir kıymet ve özel önemleri vardır. (Murat Çulcu, Arşivi Kaybolan Savaş Sina Filistin Suriye Cephesi, Kastaş Yayınevi, İstanbul 2009, s.5-7.)
60) Özalp, a.g.t.s.29.
61) Ilgar, Yeryüzünde Türk Mührü Şehitliklerimiz, a.g.e., s.114.
62) Aynı yer,.s.114.
63) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Zeytindağı/Kudüs Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
64) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Hint-Türk Harp Mezarlığı” Aralık 2013’te alınan bilgi.
65) Özalp; a.g.t.,s.35.
66) Kahraman, a.g.e., s.64-65 .
67) Şehitlikle ilgili bilgi sahibi olmamızı sağlayan gazete haberi şu şekildedir: Bir gün arabamla giderken, radyoda bir bayan konuşmacının “Türkiska soldater ...” (Türk askerleri) diye konuştuğunu duydum. Eve gelince radyoevini telefonla arayıp konuşan bayanın ismini öğrendim. Elsa Maria idi. I. Dünya Savaşı sırasında Rusya ve Sibirya’da Kızılhaç adına hemşire olarak çalışmıştı. Bazı kitapları vardı. Yazacaklarım onun kitaplarından ve kendisinden telefonla öğrendiklerimin bir özeti sayılır.
Elsa Maria I. Dünya Savaşı’nda, Moskova’da Kızılhaç görevlisidir. Çarlık Rusya’sı, savaşta esir aldığı askerleri Sibirya’ya gönderir. Adı geçen bayan da askerlerle birlikte Sibirya’ya gider. Orada onlara yardımcı olmaya çalışır. Ruslar Moskova’dan, trenler dolusu esiri, Kutuplara göndermektedir. Yolcu treni ile değil yük vagonlarıyla. Trenlerin kapısı açılınca, çoğu zaman, askerler donmuş hâlde sapır sapır yere düşmektedir. Hatta trenlerde tuvalet yapamadıklarından bazı askerlerin bağırsakları, mideleri patlamış ve ölmüştür. Sağ kalan askerler de bitkin ve hastadır.
Elsa Maria bu hastaları iyileştirmek için uğraşır. Bir gün Rusya’da ihtilâl olur ve Rusya savaştan çekilir. Fakat iç savaş hâlâ sürmektedir. Ne Rusya, ne de başka ülkeler esirlerle ilgilenir. Sosyalistler iktidarı sağlamlaştırdıktan sonra asayiş sağlanır. Böylelikle askerleri savaşta esir düşen ülkeler, gerekli olan insan ve araçları Sibirya’ya göndererek esirlerini ülkelerine götürürler.
Fakat Türk esirleri orada kalmayı sürdürür. Çünkü Türkiye Anadolu’da Kurtuluş Savaşı’na başlamıştır, esirleri Sibirya’dan getirecek ne zaman, ne de para vardır. Elsa Maria Türk esirleri önce trenle, sonra da gemiyle İsveç’in kuzeyindeki Haparanda kentine getirir. Orada kilisenin hastanesinde tedavi ettirmeye
çalışır. Bu arada ölenler kilisenin bahçesine gömülür, sağ kalanlar da Türkiye’ye gönderilir. Daha sonra, ölenler için bir anıt mezar yaptırılır. (Ünal Bolat, “Kutuptaki Türk Şehitleri”, Türkiye Gazetesi, 11 Şubat 2012).
68) Ahmet Sami, Magosa’da Toprağa Verilen Şehitlerimiz, Magosa 1964, s.3.
69) Ulvi Keser, “Kıbrıs’ta Çanakkale Savaş Esirleri Ve Savaş”, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, Bahar 2007, s.1-68.
70) Çanakkale Şehitliği ile ilgili ayrıntılı bilgiye ne şekilde ulaşıldığı konusu ilginçtir. Bütün bu faaliyetlerin temelinde halen Londra’da yaşamakta olan Kıbrıs asıllı Cafer Ertuğrul bulunmaktadır. 1960’lı yıllarda nişanlısının yaşadığı İngiltere’nin Doncaster bölgesine giden Cafer Ertuğrul burada antika pazarını da ziyaret eder ve koleksiyonu için eski bir antika sandık satın alır. Londra’ya döndükten sonra söz konusu sandığı çatı katına kaldıran ve yıllar sonra temizlik için çatıya çıktığında bu sandığı hatırlayan Cafer Ertuğrul’u bir sürpriz beklemektedir. Sandığın içinden General Rommel tarafından El-Alamein de askerlerine hitaben yazılmış bir mesajla askeri raporlar çıkar. Aynı sandıktaki bir başka zarfın içinde ise Kıbrıs’ta esir kampında hayatını kaybeden Türk askerlerinin isimleriyle, bunlara ait bilgiler vardır. Gazi Mağusa Belediyesi tarafından başlatılan şehitlik yapımı sırasında bu belge ve bilgilerden istifade edilmiştir. (Ulvi Keser, a.g.m., s.1-68.)
71) Ulvi Keser, Fransız Ermeni Kampları İngiliz Esir Kampları ve Atatürkçü Düşünce, Akdeniz Haber Ajansı Yayınları İstanbul 2003, s.195.
72) Şefik Ertem, Birinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’da Yüz bin Türk Askeri, Kastaş Yayınları, İstanbul 1992, s.354.
73) Türkiye Cumhuriyeti Budapeşte Büyükelçiliğinden 18 Kasım 2013 tarihinde Romanya’da bulunan şehitlikler hakkında e mail yoluyla alınan bilgi.
74) Özalp, a.g.t., s.183.
75) Türkiye Cumhuriyeti Valetta Büyükelçiliğinden 28 Kasım 2013 tarihinde Malta’daki şehitlikler hakkında e mail yoluyla alınan bilgi.
76) Taşkıran, a.g.e., s.176.
77) Özalp, a.g.t., s. 8.
78) Yurt Dışı Şehitlikler, a.g.e, s.70.
79) Yurt Dışı Şehitlikler, a.g.e., s.71.
80) Taşkıran, a.g.e., s.333.
81) Nevzat Çiçek, “Myanmar’daki Osmanlı Şehitliği’nin Hazin Öyküsü”, Timetürk, 11 Ağustos 2012.
82) Yurt Dışı Şehitlikler, a.g.e., s.74.
83) Çetinkaya, a.g.e., s.39.
84) Çetinkaya, a.g.e., s.41.
85) Yurt Dışı Şehitlikler; a.g.e., s.78.
86) Özalp, a.g.t.,s.196.
87) Yurt Dışı Şehitlikler, a.g.e., s.76.
88) Yurt Dışı Şehitlikler, a.g.e., s.77.
89) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Krasnoyarsk Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
90) Nuri Köstüklü, “I. Dünya Savaşında Rusya’nın Ukrayna Ve Diğer Bölgelerindeki Türk Savaş Esirlerine Dair Bazı Tespitler”, Uluslararası Türkiye-Ukrayna İlişkileri ve VII. Uluslararası Gagavuz Kültürü Sempozyumu, 25-30 Haziran 2009, Ukrayna-Kiev, bildiri olarak sunulmuştur.
91) Özalp, a.g.t., s.205.
92) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Gutisko Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
93) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, Lopuşnya ve Verhnya LıpıtsyaŞehitlikleri” “Aralık 2013’te alınan bilgi.
94) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Meçişçiv Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
95) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Pukiv Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
96) Yurtdışı Şehitliklerimiz, a.g.e., s.91.
97) Milli Savunma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, “Rohatin Şehitliği” Aralık 2013’te alınan bilgi.
98) Yurtdışı Şehitliklerimiz, a.g.e., s.92.
99) Türkiye Cumhuriyeti Amman Büyükelçiliğinden 6 Aralık 2013 tarihinde Ürdün’de bulunan şehitlikler hakkında e mail yoluyla alınan bilgi.
100) Özalp, a.g.t., s.140.
101) Mustafa Balbay, Yemen Türkler Mezarlığı, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul 2000, s.11.
ENG:
Turkish Martyrdoms Built Abroad for the Soldiers Who Were Killed or Taken to Different Countries as Captive During WWI The Ottoman State fought on the Caucasian, Iraqi, Sina- Palestinian-Syrian, Yemen, Hijaz, Suez, Canakkale, Galician, Macedonian, Romanian, Iranian and Libyan frontiers during World War I. However, The Ottoman State and its allies were overwhelmed, and experienced a great loss in this war. To our great sorrow, hundreds of thousands of soldiers were killed and held captive. The martyrs who were killed in the frontiers were buried where they died.
Those who were held captive - mostly by the English and the others like the Russian, French, Italian, Romanian and Italian- were taken to captive camps, and passed away there. After the war, based on different international treaties notably Treaty of Lausanne, 54 Turkish Martyrdoms were built in 26 countries where the war took place or Turkish captives were taken to. Of these martyrdoms, 36 are in the areas where the war took place while 18 are in the areas where our soldiers were held captive.
EK:
Rodos Türk Şehitliği
Hükümet Konağı Meydanı, Güller Oteli Bahçesi
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 1617
Şehit Sayısı 25
Bakımından Sorumlu Makam Rodos Başkonsolosluğu
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi Şehitlikte, 1522 yılında Rodos’un Fethi sırasında şehit olan askerlerimiz ile 1912 yılında Rodos’un İtalya tarafından işgali esnasında verilen şehitlerin mezarları bulunmaktadır. Ayrıca Kanunî Sultan Süleyman devrinde hizmet veren ünlü Türk denizcilerinden Murat Reis’in türbesi de bu şehitliktedir.
ve
Sakız Kara Ali Şehitliği
Sakız Şehri’nin kuzeyindeki kale içinde
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 1822
Şehit Sayısı 2777
Bakımından Sorumlu Makam Atina Askerî Ataşeliği
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi Sakız Adası’nda çıkan isyanın bastırılması amacıyla 1822 yılında Amiral Kara Ali komutasındaki Osmanlı Donanması Sakız Adası’na gönderilmiştir. Ancak Kara Ali Paşa ile birlikte 2776 Türk denizcisi isyancıların yaptığı gece baskınında şehit edilmişlerdir.
Ertuğrul Şehitliği - Japonya
Kuşimoto İlçesi, Oşima Adası, Kaşino Köyü
21 Eylül 1890
Şehit Sayısı 533
Bakımından Sorumlu Makam Tokyo Askerî Ataşeliği
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi 14 Temmuz 1889 Türk Donanması’na ait Ertuğrul Firkateyni II. Abdülhamit’in özel elçisi Osman Paşa ile birlikte Japon İmparatoru Meici ve milletine dostluk ziyaretinde bulunmak için 14 Temmuz 1889 tarihinde 655 mürettebatı ile Japonya’ya seyre başlamıştır. Başarı ile tamamlanan ziyaret sonunda 15 Eylül 1890 tarihinde İstanbul’a dönmek üzere hareket eden Ertuğrul Firkateyni, yakalandığı tayfun nedeni ile 19 Eylül 1890 tarihinde Oşima adası kayalıklarına çarparak parçalanmıştır. Faciadan kurtulan 69 denizci İmparator Meici tarafından iki savaş gemisi ile İstanbul’a gönderilmiştir. Oşima Adası halkının gayreti ile toplanabilen
260 şehidimizin bedenleri bugün anıtın bulunduğu tepeye askeri törenle gömülmüştür.
Japon İmparatoru Şova tarafından 3 Haziran 1929 tarihinde ziyaret edilen şehitlik Japon Milleti nezdinde ayrı bir öneme sahip olmuştur. Şimdiki anıt 3 Haziran 1937 tarihinde Büyükelçi Hüsrev Gerede zamanında yaptırılmıştır. Ertuğrul Firkateyni Şehitleri, Türk ve Japon milletinin dostluğunun kıyamete kadar silinmeyecek dostluk simgesi olmuştur. Oşima Adası halkı tarafından, bağlı oldukları Kuşimoto Belediye Başkanlığı organizesinde Ertuğrul Şehitliği’nde her yıl anma töreni düzenlenmektedir. Her beş yılda bir Türkiye’den heyetlerin, çoğu zaman Japon İmparatorluk Ailesi’nden de katılımının olduğu daha geniş kapsamlı anma törenleri icra edilmektedir.
Cesis Türk Şehitliği - Letonya
Şehir Merkezi , 1878 de yapıldı
Şehit Sayısı 163
Bakımından Sorumlu Makam Varşova Askerî Ataşeliği
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi Plevne Savaşı’nda Ruslara esir düşerek Letonya’nın Cesis şehrine getirilen ve burada vefat eden 163 şehidimiz için yapılan şehitlik,
1937 yılında bugünkü haline getirilmiş ve 2005 yılında restore edilmiştir. Şehitlikte 26 şehit mezarı mevcuttur.
(Resimlerin çoğu şehitgazihaber sitesindendir)
Estonya Türk Şehitliği
Bakımından Sorumlu Makam Talinn Büyükelçiliği
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi 93 Harbi olarak bilinen 1877–78 Osmanlı Rus Harbi sırasında esir düşen 430 askerimizin tutulduğu esir kampında, hastalık ve esaret şartları gibi nedenlerle şehit düşen askerlerimizin anısına yapılmıştır. Bölgede toplu mezar bulunmakta olup şehit sayısı kesin olarak bilinmemektedir.
Şehitlik 14 Kasım 2008’de Millî Savunma Bakanının da katıldığı törenle açılmıştır.
Canbulat Şehitliği - Gazimağusa KKTC
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 01 Ağustos 1968
Şehit Sayısı 31
Bakımından Sorumlu Makam K.K. Türk Barış K.K.lığı
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi 1974 yılındaki 1. ve 2. Barış Harekâtı’nda Mağusa Muharebeleri’nde şehit olanlardan 28 şehit Canbulat Burcu yanında 1 Nisan 1968 yılında inşasına başlanan ve 1 Ağustos 1968 yılında tüm dönemlerde şehit olanların anısına tamamlanan şehitler anıtının yanındaki alana gömülmüş ve alanda yeni düzenlemelere gidilmiştir. Şehit mezarları tanzim edilerek şu andaki görünümüne kavuşturulmuştur. Ağustos 2007’den itibaren Kayıplar Komitesi’nce tespit edilen Türk Şehitlerden 3’ünün naaşları da buraya defnedilmiştir. Şehitlikte 3 çocuk, 7 kadın, 19 mücahit, 1 sivil ve 1 TSK mensubu er olmak üzere toplam 31 şehit yatmaktadır.
Çifte Mazgallar Şehitliği
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 11 Mayıs 1964
Şehit Sayısı 5
Bakımından Sorumlu Makam K.K. Türk Barış K.K.lığı1
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi 1964–65 yılları arasında şehit olan ve düşman tesiri ile surlar dışındaki mezarlığa defnedilmeyen şehitler Çifte Mazgal’da tanzim edilen şehitliğe defnedilmişlerdir. Tamamı 4 şehit ve 1 çocuk mezarından oluşmaktadır. Çocuğun kimliği meçhuldür.
Şehitlik 1964 yılında inşa edilmiş 1998 ve 2003 yılında restore edilmiştir.
Girne Deniz Şehitliği Anıtı
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 27 Haziran 1975
Şehit Sayısı 68 (kayıp)
Bakımından Sorumlu Makam K.K. Türk Barış K.K.lığı
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında 21 Temmuz 1974 günü Kocatepe Gemisi’nin batması sonucu şehit düşen denizci personelin anısına dikilmiş bir anıttır. Anıtın yapımına 16 Ocak 1975 tarihinde başlanmış ve 27 Haziran 1975’te tamamlanarak halkın ziyaretine açılmıştır. Anıtın ön kısmında “Kıbrıs Barış Harekâtı Deniz Şehitleri Hatırasına” yazısı ve Deniz Kuvvetleri amblemi bulunmaktadır. Anıtın arka yüzünde ise şehit olan toplam
68 subay, astsubay, erbaş/er ve sivil işçi isimleri yazılıdır.
Karaoğlanoğlu Şehitliği - Girne
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 1976
Şehit Sayısı 70
Bakımından Sorumlu Makam K.K. Türk Barış K.K.lığı
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Kıbrıs’a bu bölgeden çıkarma yapan alayın komutanı Albay İbrahim Karaoğlanoğlu ile 7 subay, 5 astsubay ve 57 erbaş ve ere ait mezarların bulunduğu şehitliktir. Çıkarmanın yapıldığı bu bölgeye daha sonra Karaosmanoğlu Şehitliği adı verilmiştir.
Şehitlik bölgesinde ayrıca bir de anıt bulunmaktadır.
Ortaköy Şehitliği
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 1964
Şehit Sayısı 194
Bakımından Sorumlu Makam K.K. Türk Barış K.K.lığı
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi Şehitlikte Milli Mücadele yılları ve Temmuz 1974 Barış Harekâtı esnasında şehit olan subay, astsubay, erbaş ve erler ile mücahitler yatmaktadır. Barış harekâtından sonra çeşitli nedenlerle şehit olanlar da bu şehitliğe defnedilmişlerdir. 2002 yılında restore edilen şehitlikte; 2 subay, 6 astsubay, 90 erbaş ve er olmak üzere 98 TSK mensubu ve 78 mücahit defnedilmiş olup ayrıca Kayıp Şahıslar Komitesince yapılan çalışmalar sonucu tespit edilen 18 şehitte 2007’de bu şehitliğe nakledilmiştir. Şehitliğin içinde ayrıca Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nın ayrı bir şehitliği ve anıtı vardır.
Tekke Bahçe Şehitliği
Şehitliğin Yapıldığı Tarih 1963
Şehit Sayısı 160
Bakımından Sorumlu Makam K.K. Türk Barış K.K.lığı
Şehitlik Hakkında Genel Bilgi Şehitlik, 21 Aralık 1963’de başlayan Rum saldırıları sonucu şehit düşenlerin, Tekke Bahçe diye bilinen vakfa ait boş bir arsanın içine gömülmeye başlaması ile oluşmuştur. 1963 – 1974 yılları arasında Lefkoşa ve civar köylerde şehit düşenler ile diğer bölgelerde yaralanıp Lefkoşa hastanelerinde şehit düşenler de bu şehitliğe gömülmüştür. 1964 yılında Rumların çevre köylerde yaptığı katliamlarda cesedi bulunanlar ve Türkeli (Ayvasıl) bölgesinde ortaya çıkarılan toplu mezarlarda bulunan şehitlerimizde bu şehitliğe taşınmıştır. 1974 Barış Harekât’ında şehit düşen sivil mücahit ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu personelin bir kısmı yine bu şehitliğe gömülmüştür. 1983 Yılında, 1974’te şehit olan TSK mensubu 84 şehidimiz, yapılan bir törenle buradan Boğaz Şehitliği’ne nakledilmiştir.
Şehitlikte halen 160 şehidimiz bulunmaktadır.
Macaristan'ın başkenti Budapeşte'nin en ihtişamlı yerindeki Buda (Budin) Kalesi,
Osmanlı döneminden kalma özel mekanlar ve zatların kabirlerini barındırıyor.
Macarların ifadesi ile 'Kahraman Düşman' Osmanlının son Budin Valisi Arnavut Abdurrahman Abdi Paşa'nın türbesi, eski ismi Büyük Cami olan ve daha sonra kiliseye çevrilen Matyaş Kilisesi, Balıkçılar Burcu, Buda Sarayı, Kasım Paşa, Veli Bey, Orta Hisar Kuleleri, Türk Mezarlığı diye bilinen Akıncılar Şehitliği ve Gül Baba Hazretleri'nin türbesi görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun 150 yıl hüküm sürdüğü ve Avrupa'ya uzanan son karakolu mahiyetindeki Macaristan'da her adım başında bir tarihi objeye rastlamak mümkün.
Osmanlı'nın son müdafaasının yapıldığı hâkim tepede, Budin Kalesi'nde son Osmanlı Valisi ve paşası Abdurrahman Abdi Arnavut Paşa'nın mezarını görüyoruz. Tepeden aşağıya inmeye başladığınızda mütevazı bir parmaklıkla çevrilmiş akıncı mezarlığını ve düzlüğe inince de Gül Baba Türbesine rastlıyoruz. Bu üç mezarlık da adeta Osmanlı'nın uzun yıllar süren hâkimiyetinin sırlarını izah ediyor gibi; siyasi idare, askeri güçler ve manevi dinamikler.
Bir buçuk asır kaldığı bu ülkeye Osmanlı öyle bir kokusunu bırakmış ki, dağına taşına sinen bu havayı birileri gelip silmeye çalışsa da başarılı olamamış. O yüzden de yamaçlarında dolaştığınız bu yerlerde bazen kendinizi Osmanlı'nın ergenlik dönemlerinin yaşandığı Bursa'da, ya da olgunluk çağlarının yaşandığı İstanbul'da gibi hissedebiliyorsunuz.
Budapeşte'nin ortasından geçen Tuna Nehri'nin batı kesimine Buda, doğu kesimine Peşte deniyor. Gül Baba'nın türbesi ise Buda tarafında kalıyor ve bu hakim tepeden baktığınızda, karşı sahilinde, ülkenin kalbi diyebileceğimiz tarihi ve görkemli Macar Parlamentosu görülebiliyor.
Budin Beylerbeyi Mehmet Paşa tarafından 1543-1548 yılları arasında tamamlanan sekizgen yapıdaki Gül Baba Türbesi, Gül Dede olarak da bilinen ve Budin Kuşatması sırasında ölen Bektaşi dervişi Cafer'in türbesi. Gül Baba 15.yüzyıl sonlarıyla 16.yüzyıl başlarında yaşamış. Külahında daima bir gül taşıdığı için "Gül Baba, Gül Dede" lakabıyla tanınmış. 1541 yılında 1 Eylül günü Budin savaşında şehit düşmüş. 1997 yılında Türk-Macar Hükümetlerinin işbirliğiyle Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nce ilk yapıldığı güzellikte restorasyonu tamamlanmış.
Son Osmanlı Valisi ile Osmanlı gönül sultanının kabirleri arasında yer alan ve adeta bu iki dinamiğe muhafızlık yapan bir başka mekân var; Akıncılar Mezarlığı. Tesadüfen bulunmuş bir yer burası. Bir grup genç, o civarda koşu yaparken tarihi taşların olduğunu fark ediyor ve bunlara dikkatle baktıklarında bunların Osmanlı döneminden kalma mezar taşları olduğunu görüyorlar. Bu durum hemen Türk Büyükelçiliğine haber verildiğinde, gerekli resmi işlemlerden sonra o alan koruma altına alınıyor.
Adına da Akıncılar Mezarlığı deniyor.
Kore Savaşı’nda şehit olan 724 askerimizden 462’sinin defnedildiği ‘Türk Şehitliği’
Kore Savaşı link
ilgili