9 Ağustos 2020 Pazar

Urartu Dili ve Türkçe

 

İki farklı açıdan Urartu ile Kimmer-Saka/Türk ilişkisine bakalım

SB


1- Prof.Dr. Altan Çilingiroğlu:

Bir çok Urartu kralının bize bıraktığı yazıtlarda kullanılan Urartu dili, her şeyden önce Hind-Avrupa dil ailesine mensup değildir. Urartu dili Türkçe gibi bitişken (aglutinativ) ve ergatif yapılı bir dildir. Ergatif yapıda cümle eğer geçişli (transitif) ise cümleden öznesi ek alır. Nominatif olması gereken özne bir ek (sufiks) ile belirtilir. Cümledeki fiil edilgen olarak çevrilir ve fiilin akuzatif objesi olan tümleç de hiç bir ek almaz. Böylece geçişli cümlelerde fiil edilgen olarak kalır. Urartu dili bu özellikleri dikkate alınarak bir çok dil ile karşılaştırılmış, ancak en dikkate değer benzerliğin Hurri dili ile olduğu önerilmiştir....

Urartu dilinin Hurrice ile olan yakın ilişkisinin yanında Kafkasya dilleri ile de benzerliğinin olduğu bilinen bir gerçektir. Her iki dil arasında yapı ve oluşum açısından önemli yakınlıklar vardır. Urartu dili ile ilgili ulaşılan bu sonuçlara karşın, bu dilin Hurri dili veya Kafkasya dilleri ile olan ilişkisi tam anlamıyla açıklanamamıştır....

Hieroglif yazının Urartu'da ne zaman kullanılmaya başladığı, bu yazı türünün çivi yazısından önce de bölgede var olup olmadığı bilinmemektedir. Olasıdır ki; çivi yazısının krallığın resmi yazısı olarak benimsenmesinden önce ve sonra hieroglif yazı basit halk arasında kullanılmıştır. Ancak bu önerilere ait hiç bir kanıtımız yoktur. Kaldı ki hieroglif yazıya ait en erken örnekler de Urartu'da şimdilik MÖ 8.yüzyılın ilk yarısından eskiye gitmemektedir. Urartu hieroglif yazısının, Hitit hieroglifi ile belirli bir benzerliğinin olduğu çok uzun zamandır bilinmektedir. Hatta Urartu'da hieroglif İmparatorluk Devri Hitit Geleneği'nden herhangi bir dil bağlılığı olmaksızın ortaya çıktığı önerilmiştir.

Bu konudaki bir başka görüş ise bu benzerliğin Hitit İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra ortaya çıkan Geç Hitit Kent Devletleri aracılığı ile MÖ 8.yüzyılda Urartu'ya geldiği şeklindedir. MÖ 8.yüzyıl ile birlikte Urartu Kralları'nın batıya ve bu kapsamda Geç Hitit Kent Devletleri'ne karşı gösterdikleri ilgi, bu ülkelere askeri seferler düzenlenmesini gerekli kılmıştır. Bu askeri başarılar sonunda yöreden elde edilen çok sayıdaki halkın Urartu sınırları içine taşındığı ve buralarda iskan edildiği bilinen konulardır. Geç Hitit Kent Devletleri ile olan bu ilişkiler sonunda ortaya çıkan kültürel etkilenmeler ve olasılıkla Hate (Urfa) ve Supani (Elazığ-Tunceli) ülkelerinden Urartu'ya getirilen tutsaklar, Urartu'da Hitit hieroglifine benzer bir yazı sisteminin başlamasına yardımcı olmuşlardır.

Urartu'da MÖ 8.yüzyıldan daha erkene tarihlenen örnekler bulunmadıkça, hieroglif yazısının Urartu'ya dışarıdan geldiği önerisi geçerliliğini yitirmeyecektir. Urartu egemenlik sahası içinde ortaya çıkacak daha çok sayıdaki hieroglif yazıtlı belge ve buluntular bu konuyu kesin sonuca ulaştıracaktır.


Altan Çilingiroğlu, Urartu Krallığı, Tarihi ve Sanatı, 1997

***


2- Yrd.Doç.Dr. Orçun Ünal


Bu çalışma, Stephanos Byzantinos’un Ethnika adlı eseri başta olmak üzere, Bizans kaynaklarında geçen ve ‘Karca’ olarak nitelendirilen bazı sözcükler üzerinde durmaktadır. Bu sözcükler, Karca yazıtlarda tanıklanmadığı için, ilgili literatürde ‘sözde Karca’ (pseudo-glosses) olarak adlandırılmaktadır. Çalışmamızda, altı ‘sözde Karca’ kelime ele alınmış ve bunlar için (Pre-)Proto-Türkçeye kadar dayanan etimolojiler önerilmiştir. Bizanslı yazarların eserlerinde Karca olarak ortaya çıkan bu sözcüklerin Urartularla temas hâlindeki Kimmerler veya Hurrilerle yakın ilişki içinde olan Turukkular aracılığıyla Anadolu’ya girmiş olabileceği öne sürülmüştür. Bu sebeple, Hurri-Urartuca ve Türkçenin söz varlıkları arasındaki toplam otuz yedi benzer kelime listelenmiş, bunların Urartucadan Türkçeye alıntılar olabileceği sonucuna varılmıştır. Bu karşılaştırmalara dayanarak, Pre-Proto-Türkçenin ses özelliklerine değinilmiştir. Kimmer nüfusunun kısmen Türkçe konuşanlardan oluştuğu ve dillerinin bir yandan ‘sözde Karca’ sözcüklerin kaynağı, diğer yandan Urartuca sözcüklerin alıcısı olduğu varsayımı en makul öneri olarak görülmektedir... 

Türkçe etimolojilerini vermeye çalıştığımız sözde Karca kelimelerin hepsi, Bizanslı yazarlar tarafından bazı yer isimlerini açıklarken verilmiştir. Karca yazıtlarda tanıklanmamış ve muhtemelen Karca olmayan bu sözcükleri Türkçeyle açıklamak var olmayan bir bağlantıyı kurmak olarak görülebilir. Ancak bir şekilde 6 ve 11. yüzyıl Bizanslı yazarların aklında Karca olarak kalan ve çok eski bir Türkçeyle açıklanabilecek bu kelimeler nereden gelmektedir? Burada iki açıklama mümkün görünmektedir.

Birinci açıklama, Türkçeyle yakından ilişkili bir söz varlığının MÖ. 7. yüzyılda Batı Anadolu’ya kadar nüfuz eden Kimmerlerle birlikte Anadolu dillerine girdiğidir. Ivantchik (1997: 13), Kimmerceden kalan dört isimden (Gime/ir, mTe-uš-pa-a, mDug-dam-me-i/Λύγδαμις, mSa-an-dak-KUR-ru) hiçbirinin kesin bir İranca etimolojisinin yapılamayacağını, iki ismin Anadolu dilleriyle bağlantılı olacabileceğini belirtmektedir. Buna göre, dilsel malzeme Kimmerlerin diline ve etnik kimliğine dair neredeyse hiçbir bilgi vermediğinden, dolaylı verilere başvurmak gerekmektedir. Ivantchik (1997: 53), çalışmasının sonunda Kimmerlerin İskitlerle yakından akraba İranlı bir halk olabileceği sonucuna varmaktadır. Ivantchik (2001: 339), aynı şekilde, Kimmerlerin Anadolu’ya geldiklerinde ‘Erken İskit’ kültürünü taşıdıklarını, Kimmer ve İskitlerin kültürel, dilsel ve etnik olarak birbirlerine çok yakın iki grup olduğunu belirtmektedir. Gerçekten de eldeki dilsel malzemeden Kimmerlerin diline dair kesin yargılara varmak imkânsızdır.

İkinci açıklama ise, Marcel Erdal (*) tarafından iki çalışmada dillendirilen Hurrice, Urartuca ve Türkçe arasındaki fonolojik, morfolojik, sentaktik ve tipolojik benzerliklerdir. Erdal, Hurri ve Oguz ~ Ogur ~ Guz ~ Gur etnonimlerinin benzerliğinin yanı sıra, Hurrilerin Turukku adıyla anılan kabilelerinden bahsetmekte ve Hurriler ile Türkler arasında önemli tarihî bağların olabileceğini öne sürmektedir. Erdal, iki çalışmasında da çok önemli morfolojik ve tipolojik benzerliklere değinmekle birlikte, leksikal benzerlikleri değerlendirme dışı bırakmıştır. M.Erdal dolaylı olarak ve yalnızca Hur. tan- “yapmak”: VB tan- “yapmak” karşılaştırmasını yapmakta, Hur. pal- “bilmek” ve ti- “demek” fiilleri gibi Türkçeye benzerlikleri açıkça görülenlerin de sayıca az olduğunu belirtmektedir. Ancak Hurri-Urartuca ve Türkçenin söz varlıkları arasında ciddi benzerlikler mevcuttur ve sayıları hiç de az değildir. Bu leksikal benzerlikler Hurri Urartuca ve Türkçenin tarih öncesi dönemlerdeki bir temasının somut kanıtları olarak gösterilebilir.

Orçun Ünal

"Sözde Karca Kelimelerin Kökeni ve Türkçedeki Hurri-Urartuca Leksikal Alıntılar Üzerine /detaylı pdf

*Filolog-Türkolog olan Prof.Dr. Marcel Erdal, Goethe Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nün de başkanıdır.

***


SB Notlar:

1- Sakalar/İskitler İranî değildir, bunu öncelikle akademisyenlerimizin özellikle vurgulaması gerek. Eğer Kimmerler ile Sakalar soydaş ise Kimmerler de Türkçe konuşuyor demektir ki Dugdamme/Tugdamme adı Toktamış'ın adının kendisidir.

2- Turukkular (Turuk) bir Türk beyliğidir.

3- Karialıların ataları Pelasg ve Leleglerdir, her ikisi de ne Hint-Avrupalı ne de Grektir.

4- Urartu bölgesine İskitlerin yerleştiği bilinmekle birlikte, komşu ülkelerde de Türk boyları yaşamaktaydı. Asur kaynaklarında geçen İshguz (İşguz) ve Ashguz (Aş/Asguz), yani İç Oğuzlar, ya da As Oğuzlar işte bu Türk boylarıdır.

5 - Ek kaynak: Zaur Hasanov, "İskit" Etnonimin Okunuşu


* Teke, Ermenistan'da bulunmuş. Pre-Urartu, yani "Urartu öncesi" olarak adlandırılmış. Yanlış ve yönlendirmedir, çünkü bu tip açıklamada akılda kalacak olan şey "Urartu" sözcüğüdür. Ayrıca buradaki Teke gibi sancak ya da alem başlıkları birçok Saka/İskit kurganından (görselde solda Tagar/Sibirya) çıkmıştır. Bu yüzden de Saka/İskit demeleri gerekmektedir. Ayrıca ne Urartuların ne de Sakaların, Ermenilerle kesinlikle ilgisi yoktur.



SB