"Muazzam bir kurguyla karşı karşıyayız"
Dr.Selman CAN
Aileden Senekerim Balyan'ın eseri olarak gösterilen Bayezit Kulesi, Kirkor Balyan'a ait olduğu belirtilen Rami Kışlası, Garabet Balyan'a bağlanan eski Çırağan Sarayı, Nikoğos Balyan'a mal edilen Ortaköy ve Hırka-i Şerif camileri; Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'ndeki belgelere göre Osmanlı'nın son başmimarı Seyyid Abdülhalim Efendi'nin eseriymiş.
Selman Can, Dolmabahçe Sarayı'nın planlarını da o zaman 16 yaşında olan Nikoğos Balyan'ın çizemeyeceğini, arşivlerin sarayın planlarını çizen kişi olarak son başmimar Seyyid Abdülhalim Efendi'yi işaret ettiğini belirtiyor. Osmanlı Devleti'nin mimarlık örgütü Hassa Mimarlar Ocağı'nın kaldırılmasıyla etkin hale gelen Balyan ailesi, sarayın önemli yapı işlerinin ihalesini almış ve bu gelenek 3 kuşak devam etmiş.
Serkis Balyan'a Sultan II. Abdülhamid döneminde 'sermimar-ı devlet' unvanı verilmiş. Ancak Selman Can'a göre bu paye, en üst düzey mimar anlamını taşımıyor. Can, Serkis Balyan'ın saraydaki özel bağlantıları sayesinde bu unvanı aldığını söylüyor. Ermeni kalfaların yaptıkları işlerde yolsuzluklara karıştıkları için 19. yüzyılda gözden düşmeye başladığını anlatan Yard. Doç. Selman Can, 'devlet başmimarı' payesi ile onurlandırılan Serkis Balyan'ın bile büyük inşaat yolsuzluklarına karıştığını belirtiyor.
Can, 1882 yılında başlatılan ve 4 yılda tamamlanan bir soruşturma neticesinde Serkis Balyan'ın, Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid döneminde yaptığı yapılardan toplam 200 bin altını zimmetine geçirdiğini ve hakkında açılan dava ile tüm mal varlığına el konulduğunu kaydediyor. Balyan, Ekim 1888'de sarayın başdoktoru Mavroyani Efendi aracılığı ile Sultan II. Abdülhamid tarafından affedilmiş. Serkis Balyan yaptığı inşaatlardan bazıları çöktüğü için de hapis yatmış. Babası Garabet, Serkis'in kefaletle serbest kalmasını sağlamış.
Ayrıca ailenin hiçbir ferdinin yabancı kaynaklarda belirtildiği gibi Ecole des Beaux-Arts okulunda eğitim almadığı, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Aygül Ağır'ın yazışmaları sonucunda ortaya çıkmış. Belgelerde, Serkis Balyan'ın Ecole des Beaux-Arts'ta okuduğu söylenen tarihlerde İstanbul'da olduğu bilgileri de yer alıyormuş.
Ayasofya Müze Müdürü ve tarihçi Dr. Haluk Dursun da Balyan ailesinin müteahhitliğe daha yakın olduğunu doğruluyor. Ünlü eserlerin mimarlarının ortaya çıkarılması gerektiğini söyleyen Dursun, yıllar sonra bile böyle bir bilgiye ulaşılmasının tarihî kültür için kazanım olacağını dile getiriyor. Dursun, sanat tarihçilerinin ve mimarların bu konu üzerinde durmasını da istiyor."
Habibe DEMİRCAN
Biografi. net, 2 Ocak 2007
"Bizim olan her şeyi araştırıp, çalışıp, ispatlayarak geri alacağız. Emeği geçen değerli Hocalarımızın hepsine ve Aygül Hocama tüm kalbimle teşekkür ediyorum. Aygül Ağır ayrıca Venedik Ca'Foscari Üniversitesi'nde bu yıl misafir Hoca olarak İstanbul tarihi ile ilgili mükemmel bir ders sundu."
Gönül Biancat, 24.05.2019
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Venedik Ca'Foscari Üniversitesi'de Bizans ve Ortaçağ Sanat Tarihi Yüksek Lisans
"Muazzam bir kurguyla karşı karşıyasınız"
"İstanbul'un son dönem mimari mirasının Ermeni ve Rumlara mal edilmeye çalışıldığını söyleyen Can; Osmanlı arşivlerinde imar ve inşa kayıtlarına ilişkin binlerce belge bulunduğunu, Türkiye'de sanat tarihçilerinin yeteri kadar Osmanlıca bilmedikleri için bu belgeleri değerlendiremediğini anlattı.
Osmanlı arşiv belgelerine göre, birçoğu Balyan ailesine ait olduğu öne sürülen yapıların gerçek mimarlarının kayıtlarda farklı olduğunu kaydeden Can, şunları söyledi: ''Benzer bir proje Rumlar için de yapıldı. İstanbul'un mimari mirası Ermeni ve Rumlara mal edilmeye çalışılıyor. Bu bilinçli bir adım. Zira uzun zamandır aynı konular üzerine çok sayıda etkinlik düzenlenmekte. Toplumsal bellek belirli konularda şartlandırılıyor. Bu projelerin neden üçüncü ayağı İstanbul'un Türk mimarları değil? İstanbul'da Türklere ait hiçbir yapı yok mu? Projeye destek verenlerin bu soruyu kendilerine sormalarını isterim''.
Dr.Selman CAN / "Balyan Ailesi Osmanlı İmar Sektöründeki Yeri" konferans videosu, 2017
Balyan ailesi mimar değil müteahhitti / Basın 2012
Çırağan Sarayı tarih danışmanı Yrd. Doç. Dr. Selman Can, Balyan ailesinin, Ortaköy Camii’nin de aralarında bulunduğu son dönem Osmanlı eserlerinin mimarı değil, müteahhidi olduğunu söyledi. İnşa edilen yapıların kalfalarının mimarları olarak algılandığını ifade eden Can;
“Serkis Balyan’ın Osmanlı’da son baş mimarlık unvanını taşıdığı bilgisi de yanlıştır. Serkis Balyan’a Sultan II. Abdülhamid döneminde bir ferman ile baş mimarlık verildiği belirtilse de, 31 Mart 1878 tarihli bu belge ferman değil bir iradedir ve verilen sermimar-ı devlet unvanı bir kadro unvanı değil, kişisel bir imtiyazdır.
Heybeliada’da inşa edilen ilk Bahriye Mektebi’nin mimarı Kirkor Balyan değil, dönemin başmimarı Kırımlı Mahmut Ağa’dır. Dolmabahçe Sarayı Tiyatrosu Nikoğos Balyan’ın değil, İtalyan Gaspare Fossati’nindir. Baltalimanı Sahilsarayı (Büyük Reşit Paşa Sarayı) Serkis Balyan’ın değil, İtalyan Gaspare Fossati’nindir. Mecidiye Kışlası (Taşkışla) ve Harbiye Mektebi Serkis Balyan’ın değil, İngiliz mimar William James Smith’indir. Yıldız Hamidiye Camisi Serkis Balyan’ın değil, Ebniye-i Seniyye mimarlarından Rum Nikolaki Efendi’nindir. Sarayburnu Antrepoları Simon Balyan’ın değil, Alman August Jasmund’un eseridir. Malta Karakolu’na ait koğuşların mimarı Sarkis Balyan değil mühendis Seyyit Mehmet Tevfik’tir.
Ayrıca Osmanlı’da son sermimaran-ı hassa unvanını taşıyan Seyyid Abdülhalim Efendi’nin eserlerin birçoğu Balyanlar’a mal edilmiştir. Senekerim Balyan’ın eseri olarak gösterilen Bayezit Yangın Kulesi, Kirkor Balyan’a ait olduğu belirtilen Rami Kışlası, Nikoğos Balyan’a mal edilen Ortaköy Camisi yine Garabet Balyan’ın ismi ile anılan Eski Çırağan Sarayı, Sultan II. Mahmud Türbesi ve Hırka-i Şerif Camisi Abdülhalim Efendi’nin eserleridir.”
Yazan yapana sadık kalmazsa....
SB