SAYFALAR

4 Ocak 2016 Pazartesi

Akemenidler Döneminde Orta Asya








Arkeolojik kazılar Orta Asya topraklarında Milattan binlerce yol önce yerleşik hayatın başladığını ve insanların sulama usulüyle tarım yaptıklarını göstermektedir. Yerleşik hayatın başlamasıyla birlikte bölgede güçlü devletler de kurulmuştur.


Orta Asya'nın doğu ucu sayılan Tarım vadisinde atalarımızın Milattan beş bin yıl önce tarımla uğraşmaya başladıklarını gösteren bulgular mevcuttur. 1979 yılında Uyguristan Sosyal Bilimler Akademisi'nden bir grup arkeolog, Könçi nehri sahilinde eski bir mezar ortaya çıkarmıştı. Mezarda biri genç kadın, diğeri çocuk iki kişinin cesedi bulundu. Mezardaki ağaç parçalarının laboratuar analizi sonucunda bunların 6414 (+-117) yıl öncesine ait olduğu tespit edildi. Çocuğun yanındaki kamış sepet içinde buğday taneleri vardı, fakat bunlar zaman içinde eriyip toz haline gelmişti. (1) Bu durum, Tarım havzasında çok eski dönemlerde çiftçiliğin geliştiğini göstermektedir.


Tarım vadisinde sulama sisteminin ne zaman kullanılmaya başlandığı konusunda elimizde kesin bir veri yok. Her halukarda Orta Asya'nın doğu kesiminde yer alan Tarım vadisindeki ziraat, aynı bölgenin batı kesimindeki eski tarım kültüründen geri değil, belki daha da ileriydi.


Orta Asya halklarının tarihinin çok eski olduğunun bir delili de, onlarla Asuriler ve Mısır arasındaki ticari ilişkilerdir. Tarihi belgelere dayanarak uygarlığın en eski merkezlerinden birinin kendine özgü kültürüyle tanınan ve Fırat ile Dicle arasında yer alan Asuri devletinin kurulduğu bölgedeki uygarlık olduğu söylenebilir. Bu devlet günümüzden tam altı bin yıl önce kurulmuştu ve sınırları Mezopotamya'nın kuzeyine kadar uzanıyordu. İşte bu devletle Orta Asya halkları arasında Milattan dört bin yıl önce ticari ilişkiler kurulmuştu. Bu konudaki veriler reddedilemeyecek kadar kesindir. Örneğin Mezopotamya'da Milattan dört bin yıl önce yaşayan Kraliçe Şubat'ın mezarında bulunan takılarda Badahşan Zümrüdü vardı. Mısır'da da iki bin yıl öncesine ait zümrütlerin bulunması, Orta Asya ile Mezopotamya ve Mısır arasındaki ticari ilişkilere delalet etmektedir. (2) Çünkü bu zümrütler yalnızca Orta Asya'da bulunmaktaydı.


MÖ.8.yüzyıldan itibaren Orta Asya halkları arasında yer alan Bactria (şehirlerin anası anlamına gelen bu sözcük daha sonra Belh olarak değiştirilmiştir), Harezm ve Sogd (bazılarına göre sulu arazi anlamına gelen eski Türkçe bir sözcüktür) halkları burada devletler kurdukları dönemde atalarımız da Tarım vadisinde ve Cungarya'da devletler kurmuşlardı.


Bu tarihten bir yüzyıl sonra ise Orta Asya'da Pers Akemenid devleti kurulmuştu. Firdevsi, "Şehname"sinde Tacik ve Perslerin beş bin yıllık bir tarihinden söz etmektedir. Ancak, unutmamak gerekir ki, Şehname'de bazı gerçeklerin dışında tamamıyla hayal ürünü ve fantastik konular da işlenmiştir. Firdevsi, Arşaklı ve Keyan hanedanları (MÖ.3200-780) dönemi hakkında bilgiler vermektedir. Bu bilgiler rivayet ve efsane şeklinde olmakla birlikte, Akemenidlerle atalarımız, yani Orta Asyalı Turanlılar arasındaki ilişkilerle ilgili kayıtlar bizim için önemlidir.


Güvenilir bilgilere göre MÖ.8.yüzyılda şimdiki İran'ın batı bölgesi ile Azerbaycan toprakları üzerinde Med devleti vardı. Devletin başkenti Ekbatana yani şimdiki Hemeden idi. Zamanının en güçlü devleti olan Medya, yine İran'ın güneybatı kesiminde yaşayan Pers kabileleri tarafından fethedilmişti.


MÖ.700 yılında Pers meliki Akemen Medlere karşı isyan bayrağı açarak bağımsızlığını elde etti. Böylece İran'da Akemenidler iktidarı ele geçirdikleri dönemde Orta Asya ve civarında da Turan devleti vardı. Eski Yunanlıların "İskit" dedikleri ve Turanlılar İranlılarla uzun soluklu savaşlara girmişlerdi.


Pers Akemenid hükümdarlarının Orta Asya'da gözleri vardı ve Turanlılara defalarca saldırmışlardı. Turanlılar, Tur, Pişan, Afrasyab, Arcasib, Tomris ve diğer hükümdarlarının yönetiminde Akemenidlere karşı bağımsızlıklarını korumak için sürekli mücadele ettiler. Akemenid şehinşahları Turanlılara karşı düzenledikleri seferleri meşru göstermek için esrarengiz rüyalar gördüklerini ileri sürmüşlerdir. Örneğin Keyhüsrev'in anası güya rüyasında karnından bir asma dalı çıktığını ve dalın çok kısa zamanda büyüyerek tüm Asya'yı kapladığını gördüğünü belirtmişti. Saray müneccimleri bu rüyayı genç Keyhüsrev'e (1.Kambyz) Orta Asya'ya bir sefer düzenlemesi gerektiği şeklinde yorumlamışlar ve "Sen Orta Asya'nın Tanrı tarafından yaratılmış hükümdarı olacaksın" demişlerdir.


Şehname'de adı geçen Turan hükümdarlarından Tur, Akamenid şehinşahı Teispes'le, Pişan Kağan ise Artabanos ile savaşmıştır. Tarihi veriler de bu rivayeti doğrulamaktadır.


MÖ.625'de meşhur Turan hükümdarı Afrasyab, Artabanos ile girdiği bir savaşta Azerbaycan'da hayatını kaybetmiştir. Afrasyab, Akamenidlerle defalarca savaşmış, onları mağlup etmiş ve böylece Turan'ı ve Orta Asya'yı istilacıların eline düşmekten kurtarmıştır.


Akemenid hanedanı özellikle Keyhüsrev (Kuroş) zamanında hayli güçlenmiştir. Keyhüsrev (Mö.558-529) Medya'yı zaptettikten sonra Anadolu'yu ele geçirmiş; arkasından Fenikia ve Filistin'i istila etmiş; 538'de ise Babil'i alarak devletinin başkenti yapmıştır. Oğlu I.Kambiz ise Mısır'ı fetetmiş ve onun zamanında tüm eski Doğu Akemenidlerin hakimiyeti altına girmiştir. Keyhüsrev, 529 yılında Orta Asya sınırlarına saldırdığı sırada Turan melikesi (Massagetlerin kraliçesi) Tomiris tarafından öldürülmüştür.


1.Dara zamanında Akemenidler tarihlerinin en ihtişamlı dönemini yaşamış; İran'ın tamamı, Azerbaycan, Afganistan, Orta Asya'nın güney kesimi, Belucistan, Küçük Asya, Babil, Ermenistan, Suriye, Filistin ve Mısır Akemenidlerin hükümranlığı altına girmiştir. Dara'nın Orta Asya'yı fethiyle ilgili bilgi Behistun kaya kitabesinde mevcuttur. Anlatıldığına göre 1.Dara, 519 yılında aralarında Orta Asya halklarının da bulunduğu pek çok halkı fethetmesinin şerefine Hemedan'ın 65 km güneybatısındaki Behistun dağında bir kaya üzerine kitabe yazdırmıştır. 







Tarihte "Behistun Kitabesi" olarak bilinen bu kayanın bulunduğu boğaz üzerinden geçen yıl Babil'le Ekbatana'yı birbirine bağlıyordu. Beş yüz metre yükseklikteki bir kaya üzerine kazınan kitabenin üst kısmında ateş tanrısı ve güneşin resmi yer almaktadır. Sağ elini tanrıya doğru kaldıran Dara'nın sol ayağı mağlup edilmiş düşmanları ezmektedir. Dara'nın karşısında ise elleri arkadan bağlanmış, boyunlarından birbirine zincirlenmiş dokuz esirin kabartması yer almaktadır.


Behistun kitabesine kazınan yazıda Orta Asya'da yaşayan Saka, Sogd ve Harezm halklarından söz edilmekte, ama Massagetlerin adı geçmemektedir. Anlaşılan, o dönemde atalarımız Massagetler bağımsızlıklarını muhafaza etmekteydiler.


I.Dara, Orta Asya'nın bir kısmını fethettikten sonra oraya kendi satraplarını (genel vali) tayin etmiş ve böylece satraplıklar (genel valilik bölgeleri) ortaya çıkmıştır. Dara, Orta Asya'da hakimiyeti altında bulunan bölgeleri üç satraplığa bölmüştü. Ptoleme'nin kaydına göre Sır-derya'nın güneyinde yaşayan Soğd kabilelerinden biri 12.satrabın sınırları dahilindeydi. Bu kabile her yıl 360 talant (yaklaşık 860 bin altın sikke) vergi ödüyordu. Saka ve Kaspilerin yaşadıkları topraklar 15.satrabın bölgesi içindeydi ve bunlar her yıl 250 talant (600 bin altın sikke) vergi ödüyorlardı. Partya, Harezm ve Soğd toprakları 16.satrabın bölgesindeydiler ve yıllık 300 talant (700 bin altın sikke) vergi ödüyorlardı. (3)


Görüldüğü gibi Orta Asya halklarının durumu son derece ağırdı ve her yıl ödenen vergiler halkın omzuna yüklenmişti. Bu yüzden bölge halkı Akemenid boyunduruluğundan kurtulmak için defalarca isyan etmiştir. Örneğin MÖ.513 yılında Sakaların isyanını bastırmak için I.Dara Orta Asya'ya büyük bir ordu sevk etmek zorunda kalmıştır. O sırada Pers ordugahında Şirak adına bir Saka çoban peyda olmuştu ve ağır biçimde sakat bırakılmıştı. Vücudu baştan aşağı yaralarla kaplıydı. Burnu ve kulakları eriyip düşmüştü. Şirak, Perslere kendisini bu hale Sakaların getirdiğini, onlardan intikam almak için yanıp tutuştuğunu bildirdi. Persleri yalnızca kendisinin bildiği bir yoldan götürdü ve sonuçta Persler Sakaların arkasında bittiler. Yedi gün yedi gece yol gittikten sonra kendilerini çölün ortasında buldular. Şirak'ın kendilerine nasıl bir oyun oynadığını anladılar ve onu parça parça etmeye yeltendiklerinde Şirak onlara şöyle dedi: "Ben yendim! Eldaşlarımı kurtarmak için sizi açlık ve susuzluğun pençesine alıp geldim. Burada açlık ve susuzluktan öleceksiniz!" (4) Gerçi Persler Şirak'ı parça parça ettiler ama I.Dara'nın ordusu da Sakalar tarafından kılıçtan geçirildi.


Akemenid İmparatorluğu iç karışıklıklar ve dış saldırılar sebebiyle 4.yüzyıla doğru önemli ölçüde zayıflamıştı.


Turgun Almas - Uygurlar
Selenge yayınları
okuyalım/okutalım




(1) Xinjiang Gazetesi, 24 Şubat 1981 (Uygurca)
(2) Özbekistan SSSR Tarihi, 1/47b
(3) Aynı yerde
(4) Gafurov B.G.İstoriya Tadjikov Srednem Azii, çast2,glava3,s.36 (çince çevirisi)










...In this region however Darius I set up his Behistun text in three languages, Persian, Semitic and Turanian. 
Hence Dr.Oppert supposes the "Proto-Medes" to have 
been a Turanian race, akin to the old population of 
Susa further south, and to the Akkadians.....

Faits of Man - Forlong